Haber Detayı

İhracatçı büyümeden umutlu


TİM Başkanı Büyükekşi: Zorlu geçen dış koşullara ve içeride siyasi belirsizliklere rağmen Türkiye'nin bu yılı yüzde 3'ün üzerinde bir büyümeyle kapatacağına inanıyoruz.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, zorlu geçen dış koşullara ve içerideki siyasi belirsizliklere rağmen Türkiye'nin 2015'i yüzde 3'ün üzerinde bir büyümeyle kapatacağına inandıklarını söyledi.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, "Düşük Büyüme ve Düşük Faiz Ortamında Yol Almak" temasıyla 6'ncı kez düzenlenen İstanbul Finans Zirvesi'nde (IFS) yaptığı konuşmaya, son dönemde yaşanan menfur saldırılarda hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet dileyerek başladı.

Tüm ulusa baş sağlığı dileklerini ileten Büyükekşi, "Pazar günü Hakkari'den gelen şehit haberleri içimizi yaktı. Ancak terörle mücadelede ortaya koyduğumuz kararlı tutumun, en kısa zamanda sonuç vermesini ve bu saldırıların bir an önce son bulmasını diliyoruz. Diğer taraftan Suriye'de yaşanan krizden kaçan milyonlarca mültecinin dramı hepimizin yüreğini dağlıyor. Bu soruna insanlığa yaraşan ortak bir çözüm bulunacağına inanıyoruz" diye konuştu.

Büyükekşi, küresel ekonomik krizin üzerinden yedi yıl geçtiğini anımsatarak, buna rağmen dünya ekonomisinin topyekun sağlığına kavuşamadığına işaret etti. Dalgalanmalar, kırılganlıklar ve iyileşmelerde bölgeler arası farklılıkların sürdüğünü vurgulayan Büyükekşi, şunları kaydetti:

"Özellikle gelişen ülkelerden kaynaklanan bir ekonomik yavaşlama söz konusu. Buna ek olarak Fed'in faiz artırım süreci, dünyanın büyüme denklemini alt üst etti. Yılbaşından bu yana Fed'in faiz arttıracağı beklentisiyle yeni küresel mali koşullar oluştu. Bunun sonucunda da gelişen ülkelerden sermaye çıkışları, para birimlerinde değer kayıpları ve ekonomilerinde yavaşlama yaşandı. 

Gelişen ülke para birimleri tüm bunların sonucu olarak son 15 yılın en düşük değerine geri döndü. Yaşanan tüm olumsuz gelişmelere rağmen gelişen ülkeler için bir kriz gözükmüyor ancak ekonomik büyümelerin daha da yavaşlaması muhtemel. Belki de yeni dönemde krizin adı 'uzun süreye yayılan yavaş büyümeler' olacak."

"Avro/dolar paritesindeki gerilemenin ihracata faturası 8,9 milyar dolar"

Büyükekşi, bu yıla dünya ekonomisinde yüzde 3,1 büyüme beklentisiyle girildiğini ancak şu anda bu beklentinin yüzde 2,6'ya gerilediğine dikkati çekerek, "Dünya ticaretinde 2015 yılında daha önce yüzde 4-5 arasında beklenen değer bazında gerileme muhtemelen yüzde 5-6 arasında olacak" dedi. 

Dünya mal ticaretinin bu yılın ilk yarısında yüzde 10,6 gerilediğini aktaran Büyükekşi, tüm dünyada görülen bu yavaşlamanın ihracat üzerinde etkili olduğunu söyledi.

Büyükekşi, avro/dolar paritesinde yılın 8 ayında yaşanan gerilemenin ihracata faturasının toplam 8,9 milyar dolar olduğu bilgisini vererek, şöyle devam etti:

"TİM olarak uzun zamandır döviz kurlarındaki risklere dikkati çekiyor, ihracatçılarımızın kur risklerini hedge etmeleri gerektiğine sık sık vurgu yapıyoruz. Ancak son anketimiz ihracatçılarımızın yalnızca yüzde 56'sının kur riskini hedge ettiğini gösteriyor. Bu anlamda ihracatçılarımızın hedge işlemlerinden daha etkin şekilde faydalanmalarını istiyoruz.

Diğer taraftan birim fiyatlarındaki düşüş nedeniyle gerileyen ihracatımız, kilogram bazında artış gösterdi. Birim fiyatlardaki gerileme dolar bazında ihracatımızı aşağı çekmesine rağmen, kilogram bazında baktığımızda bir artış var. Bu da aslında bizim dünyaya daha fazla mal sattığımızı gösteriyor. Dolayısıyla biz bu süreçten hem AB'de hem de tüm dünyada pazar payı kazanarak çıkıyoruz."

Zorlu geçen dış koşullara ve içeride siyasi belirsizliklere rağmen Türkiye'nin bu yılı yüzde 3'ün üzerinde bir büyümeyle kapatacağına inandıklarını dile getiren Büyükekşi, bu rakamın dünyadaki pek çok ülkeyle karşılaştırıldığında olumlu gözüktüğünü ancak Türkiye için yeterli olduğuna inanmadıklarını anlattı.

Büyükekşi, Türkiye'nin daha hızlı büyüyecek bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Temennimiz, 1 Kasım seçimleriyle siyasi belirsizliğin hızlı bir şekilde son bulması, Türkiye'nin güçlü bir hükümete kavuşarak ihracata dayalı büyümeyi gündeminin ilk sıralarına almasıdır. Biz, inovasyonla, teknolojiyle, katma değerli ihracat artışıyla atılım yapacak bir Türkiye ekonomisinin, sosyal barışın sağlanmasına en büyük katkıyı vereceğine tüm kalbimizle inanıyoruz. Bu anlamda iki gün boyunca düzenlenecek zirvenin de Türkiye'ye yeni ufuklar açmasını temenni ediyoruz."

"Finansal piyasalarda volatilitenin arttığı zor zamanlardan geçiliyor"

Borsa İstanbul Genel Müdürü Tuncay Dinç, finansal piyasalarda özellikle gelişmekte olan ülkeler için volatilitenin arttığı zor zamanlardan geçildiğini belirterek, "Yatırımcıların, yatırım yapacakları piyasalara karar verirken çok daha seçici davrandığını görüyoruz. Bu durum, ödevini iyi yapmış, sermaye piyasalarının gelişimi için doğru adımları atan, finansal altyapı için gerekli yatırımları gerçekleştiren ülkelerin öne çıkacağı bir geleceğin de sinyallerini veriyor" dedi. 

Bu kapsamda, İstanbul Finans Merkezi vizyonu çerçevesinde gerçekleştirilen projelerin borsa ve sermaye piyasaları açısında bir milat olduğunu ifade eden Dinç, şöyle konuştu: 

"Yeni Sermaye Piyasası Kanunu, sermaye piyasamızda başlayan bu dönüşümün ilk adımı olarak göze çarpmaktadır. Söz konusu kanunla İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, İstanbul Altın Borsası ve İzmir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, Borsa İstanbul anonim şirketi çatısı altında birleşerek, borsamız tam anlamıyla bir finansal süpermarket haline geldi. Mevzuattaki değişiklikle Borsa İstanbul global bir borsa olma yolunda ilerledi. Bir taraftan ABD tarafında Nasdaq, Londra Borsası ve Hong Kong Borsası ile işlem saatleri açısından da bütün günü kapsayan bir ağ oluşturmuş oluyoruz. Aynı zamanda kendi bölgemizdeki borsalara ortak olarak onlar üzerinden de bölgede bir çekim alanı oluşturuyoruz."

Dinç, Borsa İstanbul bünyesindeki Özel Pazar'da şirketlere halka açılmadan finansman bulma, payını satmak isteyen şirket ortaklarına likidite sağlama, yatırımcılara ise hem yeni yatırım seçenekleri hem de yatırımlarını likidite edebilme imkanı sunduklarını söyledi. 

Borsa İstanbul'un Türkiye'nin Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi ile finans teknoloji projelerine imza attığını anlatan Dinç, "Bu çalışmalar hiç kuşkusuz  İstanbul'u bölgesel merkez ve küresel bir aktör olarak öne çıkaracak girişimlerdir. Borsa istanbul, 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hacmi ve 2 trilyon dolarlık ekonomik büyüklük hedefi koyan Türkiye'nin bu hedeflere erişebilmesi, İstanbul'un Hong Kong ile Frankfurt arasındaki bölgede küresel bir finansal merkez haline gelebilmesi için üzerine düşen yükümlülüklerin farkındadır. Önümüzdeki dönemde bu sorumluluklar doğrultusunda stratejik hedeflerimize ulaşmak için faaliyetlerimiz devam edecektir" ifadelerini de kullandı.

"Sürdürülebilir kalkınma bankacılığı Türkiye'nin teminatı olacak"

Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Basri Göktan, küresel krizin başlangıcından bu yana 7 yıl geçmesine rağmen dünya ekonomisinde belirsizliğin ve risk alma iştahsızlığının sürdüğünü dile getirdi.

Özellikle de Fed'in normalleşmesiyle küresel finansal koşulların zorlaşmasının, yapısal kısıtlamalar getirilmesinin gelişmekte olan ülkelerde potansiyel büyümenin görünümü açısından daha sıkıntılı bir döneme işaret ettiğini belirten Göktan, yeni dönemde bankacılık sektörünün sürdürülebilir kalkınmanın finansmanına öncelik vermek durumunda olduğunu kaydetti.

Göktan, "Dünya ekonomisinin seküler durgunluk tehdidi altında olduğu ve gelecek nesillerin yaşam standartlarının daha önceki tahminlerden daha düşük olacağına dair uyarıların yapıldığı bu dönemde sürdürülebilir kalkınma bankacılığının, daha sakin ama emin adımlarla büyüyen bir Türkiye'nin teminatı olacağına inanıyoruz" dedi.

IFS Danışma Kurulu Başkanı Murat Yülek, dünya ekonomisinin 2010 yılından itibaren herkese heyecan ve karamsarlık yaşattığını anlatarak, zirvede faiz hadlerinin ve büyümenin bu kadar düşük olduğu bir ortamda dünya ekonomisinin nasıl yol alacağının masaya yatırılacağını aktardı.

Türkiye'nin acımasız ve hain terör saldırısı altında olduğunu ifade eden Yülek, "Böyle bir ortamda bizim uluslararası dostlarımızdan istediğimiz şey, yaşadığımız acıları fark etmeleri ve bizimle dayanışma içinde olmaları" diye konuştu.

TİM Başkanı Büyükekşi: Zorlu geçen dış koşullara ve içeride siyasi belirsizliklere rağmen Türkiye'nin bu yılı yüzde 3'ün üzerinde bir büyümeyle kapatacağına inanıyoruz.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, zorlu geçen dış koşullara ve içerideki siyasi belirsizliklere rağmen Türkiye'nin 2015'i yüzde 3'ün üzerinde bir büyümeyle kapatacağına inandıklarını söyledi.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, "Düşük Büyüme ve Düşük Faiz Ortamında Yol Almak" temasıyla 6'ncı kez düzenlenen İstanbul Finans Zirvesi'nde (IFS) yaptığı konuşmaya, son dönemde yaşanan menfur saldırılarda hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet dileyerek başladı.

Tüm ulusa baş sağlığı dileklerini ileten Büyükekşi, "Pazar günü Hakkari'den gelen şehit haberleri içimizi yaktı. Ancak terörle mücadelede ortaya koyduğumuz kararlı tutumun, en kısa zamanda sonuç vermesini ve bu saldırıların bir an önce son bulmasını diliyoruz. Diğer taraftan Suriye'de yaşanan krizden kaçan milyonlarca mültecinin dramı hepimizin yüreğini dağlıyor. Bu soruna insanlığa yaraşan ortak bir çözüm bulunacağına inanıyoruz" diye konuştu.

Büyükekşi, küresel ekonomik krizin üzerinden yedi yıl geçtiğini anımsatarak, buna rağmen dünya ekonomisinin topyekun sağlığına kavuşamadığına işaret etti. Dalgalanmalar, kırılganlıklar ve iyileşmelerde bölgeler arası farklılıkların sürdüğünü vurgulayan Büyükekşi, şunları kaydetti:

"Özellikle gelişen ülkelerden kaynaklanan bir ekonomik yavaşlama söz konusu. Buna ek olarak Fed'in faiz artırım süreci, dünyanın büyüme denklemini alt üst etti. Yılbaşından bu yana Fed'in faiz arttıracağı beklentisiyle yeni küresel mali koşullar oluştu. Bunun sonucunda da gelişen ülkelerden sermaye çıkışları, para birimlerinde değer kayıpları ve ekonomilerinde yavaşlama yaşandı. 

Gelişen ülke para birimleri tüm bunların sonucu olarak son 15 yılın en düşük değerine geri döndü. Yaşanan tüm olumsuz gelişmelere rağmen gelişen ülkeler için bir kriz gözükmüyor ancak ekonomik büyümelerin daha da yavaşlaması muhtemel. Belki de yeni dönemde krizin adı 'uzun süreye yayılan yavaş büyümeler' olacak."

"Avro/dolar paritesindeki gerilemenin ihracata faturası 8,9 milyar dolar"

Büyükekşi, bu yıla dünya ekonomisinde yüzde 3,1 büyüme beklentisiyle girildiğini ancak şu anda bu beklentinin yüzde 2,6'ya gerilediğine dikkati çekerek, "Dünya ticaretinde 2015 yılında daha önce yüzde 4-5 arasında beklenen değer bazında gerileme muhtemelen yüzde 5-6 arasında olacak" dedi. 

Dünya mal ticaretinin bu yılın ilk yarısında yüzde 10,6 gerilediğini aktaran Büyükekşi, tüm dünyada görülen bu yavaşlamanın ihracat üzerinde etkili olduğunu söyledi.

Büyükekşi, avro/dolar paritesinde yılın 8 ayında yaşanan gerilemenin ihracata faturasının toplam 8,9 milyar dolar olduğu bilgisini vererek, şöyle devam etti:

"TİM olarak uzun zamandır döviz kurlarındaki risklere dikkati çekiyor, ihracatçılarımızın kur risklerini hedge etmeleri gerektiğine sık sık vurgu yapıyoruz. Ancak son anketimiz ihracatçılarımızın yalnızca yüzde 56'sının kur riskini hedge ettiğini gösteriyor. Bu anlamda ihracatçılarımızın hedge işlemlerinden daha etkin şekilde faydalanmalarını istiyoruz.

Diğer taraftan birim fiyatlarındaki düşüş nedeniyle gerileyen ihracatımız, kilogram bazında artış gösterdi. Birim fiyatlardaki gerileme dolar bazında ihracatımızı aşağı çekmesine rağmen, kilogram bazında baktığımızda bir artış var. Bu da aslında bizim dünyaya daha fazla mal sattığımızı gösteriyor. Dolayısıyla biz bu süreçten hem AB'de hem de tüm dünyada pazar payı kazanarak çıkıyoruz."

Zorlu geçen dış koşullara ve içeride siyasi belirsizliklere rağmen Türkiye'nin bu yılı yüzde 3'ün üzerinde bir büyümeyle kapatacağına inandıklarını dile getiren Büyükekşi, bu rakamın dünyadaki pek çok ülkeyle karşılaştırıldığında olumlu gözüktüğünü ancak Türkiye için yeterli olduğuna inanmadıklarını anlattı.

Büyükekşi, Türkiye'nin daha hızlı büyüyecek bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Temennimiz, 1 Kasım seçimleriyle siyasi belirsizliğin hızlı bir şekilde son bulması, Türkiye'nin güçlü bir hükümete kavuşarak ihracata dayalı büyümeyi gündeminin ilk sıralarına almasıdır. Biz, inovasyonla, teknolojiyle, katma değerli ihracat artışıyla atılım yapacak bir Türkiye ekonomisinin, sosyal barışın sağlanmasına en büyük katkıyı vereceğine tüm kalbimizle inanıyoruz. Bu anlamda iki gün boyunca düzenlenecek zirvenin de Türkiye'ye yeni ufuklar açmasını temenni ediyoruz."

"Finansal piyasalarda volatilitenin arttığı zor zamanlardan geçiliyor"

Borsa İstanbul Genel Müdürü Tuncay Dinç, finansal piyasalarda özellikle gelişmekte olan ülkeler için volatilitenin arttığı zor zamanlardan geçildiğini belirterek, "Yatırımcıların, yatırım yapacakları piyasalara karar verirken çok daha seçici davrandığını görüyoruz. Bu durum, ödevini iyi yapmış, sermaye piyasalarının gelişimi için doğru adımları atan, finansal altyapı için gerekli yatırımları gerçekleştiren ülkelerin öne çıkacağı bir geleceğin de sinyallerini veriyor" dedi. 

Bu kapsamda, İstanbul Finans Merkezi vizyonu çerçevesinde gerçekleştirilen projelerin borsa ve sermaye piyasaları açısında bir milat olduğunu ifade eden Dinç, şöyle konuştu: 

"Yeni Sermaye Piyasası Kanunu, sermaye piyasamızda başlayan bu dönüşümün ilk adımı olarak göze çarpmaktadır. Söz konusu kanunla İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, İstanbul Altın Borsası ve İzmir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, Borsa İstanbul anonim şirketi çatısı altında birleşerek, borsamız tam anlamıyla bir finansal süpermarket haline geldi. Mevzuattaki değişiklikle Borsa İstanbul global bir borsa olma yolunda ilerledi. Bir taraftan ABD tarafında Nasdaq, Londra Borsası ve Hong Kong Borsası ile işlem saatleri açısından da bütün günü kapsayan bir ağ oluşturmuş oluyoruz. Aynı zamanda kendi bölgemizdeki borsalara ortak olarak onlar üzerinden de bölgede bir çekim alanı oluşturuyoruz."

Dinç, Borsa İstanbul bünyesindeki Özel Pazar'da şirketlere halka açılmadan finansman bulma, payını satmak isteyen şirket ortaklarına likidite sağlama, yatırımcılara ise hem yeni yatırım seçenekleri hem de yatırımlarını likidite edebilme imkanı sunduklarını söyledi. 

Borsa İstanbul'un Türkiye'nin Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi ile finans teknoloji projelerine imza attığını anlatan Dinç, "Bu çalışmalar hiç kuşkusuz  İstanbul'u bölgesel merkez ve küresel bir aktör olarak öne çıkaracak girişimlerdir. Borsa istanbul, 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hacmi ve 2 trilyon dolarlık ekonomik büyüklük hedefi koyan Türkiye'nin bu hedeflere erişebilmesi, İstanbul'un Hong Kong ile Frankfurt arasındaki bölgede küresel bir finansal merkez haline gelebilmesi için üzerine düşen yükümlülüklerin farkındadır. Önümüzdeki dönemde bu sorumluluklar doğrultusunda stratejik hedeflerimize ulaşmak için faaliyetlerimiz devam edecektir" ifadelerini de kullandı.

"Sürdürülebilir kalkınma bankacılığı Türkiye'nin teminatı olacak"

Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Basri Göktan, küresel krizin başlangıcından bu yana 7 yıl geçmesine rağmen dünya ekonomisinde belirsizliğin ve risk alma iştahsızlığının sürdüğünü dile getirdi.

Özellikle de Fed'in normalleşmesiyle küresel finansal koşulların zorlaşmasının, yapısal kısıtlamalar getirilmesinin gelişmekte olan ülkelerde potansiyel büyümenin görünümü açısından daha sıkıntılı bir döneme işaret ettiğini belirten Göktan, yeni dönemde bankacılık sektörünün sürdürülebilir kalkınmanın finansmanına öncelik vermek durumunda olduğunu kaydetti.

Göktan, "Dünya ekonomisinin seküler durgunluk tehdidi altında olduğu ve gelecek nesillerin yaşam standartlarının daha önceki tahminlerden daha düşük olacağına dair uyarıların yapıldığı bu dönemde sürdürülebilir kalkınma bankacılığının, daha sakin ama emin adımlarla büyüyen bir Türkiye'nin teminatı olacağına inanıyoruz" dedi.

IFS Danışma Kurulu Başkanı Murat Yülek, dünya ekonomisinin 2010 yılından itibaren herkese heyecan ve karamsarlık yaşattığını anlatarak, zirvede faiz hadlerinin ve büyümenin bu kadar düşük olduğu bir ortamda dünya ekonomisinin nasıl yol alacağının masaya yatırılacağını aktardı.

Türkiye'nin acımasız ve hain terör saldırısı altında olduğunu ifade eden Yülek, "Böyle bir ortamda bizim uluslararası dostlarımızdan istediğimiz şey, yaşadığımız acıları fark etmeleri ve bizimle dayanışma içinde olmaları" diye konuştu.