Haber Detayı

Fed’e ‘faiz artışını ötele’ baskısı artıyor


Dünya Bankası da ‘faiz artışı için bekle’ uyarısı yapanlara katıldı. Banka, artışın piyasalarda büyük bir sarsıntı yaratacağı ve küresel ekonomi güçleninceye kadar Fed’in artışı ertelemesi gerektiğini bildirdi

EVRİM KÜÇÜK
DIŞ HABERLER

Son 10 yıldır ABD Merkez Bankası (Fed) ultra düşük seviyedeki faiz oranlarını yükseltmeyi planlıyor. Ancak daha Fed harekete geçmeden olası bir faiz artışının etkileri tüm dünyada hissedilmeye başlandı. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri ve piyasaları ciddi bir baskı altında. Dünya Bankası, bu şartlar altında ABD’nin faiz artışını ertelemesi gerektiği uyarısı yaptı ve faiz artışının gelişen piyasalardaki ekonomik büyümeyi baltalayacağı ve sermaye çıkışlarının artacağını bildirdi. Geçtiğimiz haftalarda IMF ve Çin de ABD’ye faiz artışını ötelemesi çağrısı yapmıştı.

Piyasaların dikkati Fed’in 16-17 Eylül’de yapacağı toplantıya çevrildi. Piyasalarda Fed’in bu toplantıda faiz artırma olasılığı yüzde 30 olarak görülüyor. Toplantı öncesinde Dünya Bankası’ndan sert bir uyarı geldi. Dünya Bankası Başekonomisti Basu, küresel ekonomi daha sağlam şekilde ayakta kalana kadar Fed`in faiz artışı için beklemesi gerektiği çağrısında bulundu.

Financial Times’a konuşan Dünya Bankası Başekonomisti Kaushik Basu, Fed’in faizi eylülde artırması halinde gelişen piyasalarda panik ve kargaşayı tetikleyebileceğini söyledi. “Fed, küresel ekonomi daha sağlam şekilde ayakta kalana kadar beklemeli” diyen Basu, Çin’den kaynaklanan endişelerin faiz artışından doğacak negatif etkileri artıracağını ifade etti. Basu, yüzde 2.8’lik küresel ekonomik büyüme tahminlerinin şu an tehdit altında olduğunu da belirtti.

Sermaye akışını yüzde 1.8 düşürebilir
Dünya Bankası’na göre gelişmekte olan ülkeler, dört yıldır hayal kırıklığı yaratan performansın ardından ivme kazanmakta halen zorlanıyor. Birçok gelişmekte olan ülke, elverişli finansal şartlara rağmen, tarım, enerji, ulaşım, altyapı ve diğer önemli hizmet sektörlerindeki eksiklikler yüzünden uzun süreli bir yavaşlama yaşıyor. Dünya Bankası’na göre ilk faiz artışı ya da onu takip eden artırımların, beklentilerde ani değişimler yaratarak, uzun vadeli faiz oranlarında dik yükselişlere, küresel piyasalarda oynaklığa ve gelişmekte olan ülkelerin borçlanma maliyetinde sert artışlara yol açma riski var.

Eğer uzun vadeli ABD devlet tahvili getirileri, faiz artışına karşılık olarak 100 baz puan artarsa, bu yükselen piyasa ekonomilerine sermaye akışını, GSYH’nin yüzde 0.8 ila yüzde 1.8 aralığında düşürebilir.

IMF ve Çin de ötelenmesini istiyor
Daha önce Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Çin de benzer bir uyarı yaptı. IMF Başkanı Christian Lagarde “Fed’in faiz artışı 2016’dan önce olmamalı ve kademeli olarak gerçekleştirilmeli” dedi ve “faizlerin erken artırılmasının yaratacağı riskin geç kalınmasından daha az” söyledi. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’in Merkez Bankası’ndan üst düzey bir yetkili küresel piyasalarda son haftalarda yaşanan sert düşüşten yuanının devalüe eden Çin’in sorumlu tutulmaması gerektiğini ve ABD’nin faiz artırımını ötelemesi gerektiğini bildirdi.

Merkez bankasının finans ve bankacılık araştırma enstitüsünün başkanı olan Yao Yudong, Fed’in bu yıl faiz artırma ihtimalinin yarattığı endişelerin gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışının artmasına yol açmış olabileceğini belirtti. Yao Fed’in kırılgan gelişmekte olan ekonomilere ABD’de faizlerin yükselmesine hazırlık yapmaları için zaman vermesi gerektiğini ifade etti.

Yüksek seviyeye çıkma alanı dar
Diğer yandan, Minneapolis Fed Başkanı Narayana Kocherlakota, Fed`in faizleri yüksek seviyelere çıkarmaya alanının olmadığını söyledi.

Kocherlakota Bu, Fed’in faiz oranlarını geçmişte olduğu kadar yüksek seviyelere çıkaramayacağı ve gelecekte faizleri yeniden indirmek zorunda kaldığında sıfıra ulaşmadan önce çok fazla manevra alanı olmayacağı anlamına geliyor” diye konuştu. FOMC’nin oy verme hakkına sahip üyelerinden biri olmayan ve bu yıl sonunda görevinden ayrılacak olan Kocherlakota, ekonomideki değişimlerin Fed’in zaman içinde kendini kısa vadeli faizleri tekrar sıfıra doğru indiriyor konumda bulabileceğine işaret ettiğini savundu.

1 Kasım’dan önce faiz artarsa Türkiye’de satışlar yoğunlaşır
Fed’in faiz artışı gelişmekte olan ülkeler için yaklaşan kara bulut olarak yorumlanıyor. Ekonomistlerin bu yıl içinde kesin gözüyle baktığı faiz artışının etkilerinin Çin’den Brezilya’ya, Türkiye’den Güney Afrika’ya kadar birçok ülke ekonomisinde ve piyasalarında baskı oluşturması bekleniyor. Analistler düşük faizin, gelişen ülkelerde büyümeye önemli bir katkı yaptığını hatırlatıyor ve faizlerin artmasıyla birlikte risk şalterinin kalkacağı uyarısı yapıyor. En büyük darbeyi, cari açığını finanse etmek için kısa vadeli sermaye girişine bağımlı ülkelerin alması bekleniyor. Faiz artışının etkisini hissedecek ülkelerin bazıları şöyle:

TÜRKİYE: Faiz artışının ufukta olduğu ve iç gerilimin arttığı bu yıl Türk Lirası için zorlu oldu. Uzmanlara göre faizin artması TL ve döviz cinsinden yüksek borcu olan şirketler için daha fazla kötü haber demek. Dış borcu 170 milyar doları bulan şirketlerin yükselen dolarla mücadele etmesi zor olacak. Faiz artışının zamanlaması da önemli. Eğer 1 Kasım seçimleri öncesinde faiz artışa geçerse Türk varlıklarında yoğun bir satışın kaçınılmaz olacağı belirtiliyor.

MACARİSTAN: Güçlü cari fazla veren ve AB’den yatırım akışının yaşandığı ülkenin Fed’e karşı nispeten korunaklı olduğu belirtiliyor. Ancak piyasalardaki oynaklık dolaylı olarak ülkeyi etkileyebilir.

BREZİLYA: Parası real bu yıl neredeyse yüzde 35 düştü ve ülkenin en son isteyeceği şey Fed’in faiz artırması. Dolar cinsinden borçlu ülkelerin paniğe kapıldığı ülkede, düşük realin şu an yüzde 9.5 olan enflasyonu tırmandırması ve merkez bankasını faizde yüzde 14.5 seviyesinde tutmaya zorlaması bekleniyor.

RUSYA: Fed’in faiz artışının yol açacağı değerli dolar, son krizde 500 milyar doların üzerinden 364 milyar dolara inen rezervlerin güçlendirilmesini zorlaştıracak. Ekonomisinin petrol ihracatına bağımlı olması, doların değerlenmesiyle Rusya ekonomisini dış şoklara karşı daha da kırılgan yapacak.

ÇİN: Fed’in faiz artışının, hızlanan sermaye çıkışını derinleştirmesinden endişe ediliyor. Uzmanlarsa Fed etkisinin sınırlı olacağını, asıl sorunun kapasite fazlası, konut piyasası ve ihracatta rekabetin azalması gibi iç faktörler olduğunu savunuyor.

ENDONEZYA: Ekonomik büyüme yavaşlamasına rağmen, devlet destekleri azalıyor. Sübvansiyonların kesilmesinin nedeni dış ödeme dengesini sağlamak için finansman yaratmak. Yine de fonlama için yabancı sermayeye aşırı bağımlı olan Endonezya, gelişen ülkeler arasında Fed faiz artışı karşısında en kırılgan ekonomiler arasında. Ülkenin parası yılbaşından bu yana yüzde 11 değer kaybetti ve bunun hızlanarak süreceği tahmin ediliyor.

GÜNEY AFRİKA: Enflasyonu yüzde 3-6 bandında tutma hedefinin 2016’nın ilk çeyreğinde sapması bekleniyor. Bu da ülkede faiz oranlarının artabileceği anlamına geliyor.

FED neden faiz artırmak istiyor
ABD’de özel sektörde işe alımlar rekor düzeyde arttı ve işsizlik 2009’da zirve yapmasından bu yana yarı yarıya azaldı. Geçtiğimiz hafta açıklanan tarım dışı istihdamda artış verisi beklentinin altında kalsa da işsizlik oranı yüzde 5.1 olarak gerçekleşti. İkinci çeyrekte büyüme yüzde 3.7 ile güçlü geldi. Fed de istihdamda artışın enflasyonu ve ücret artışlarını destekleyebileceğini düşünüyor. Enflasyonu düşük tutma misyonu olan Fed, borçlanma maliyetlerini artırarak da ekonomik ivmeyi sağlayabileceğini düşünüyor.

ABD ekonomisi ne durumda ?
Uzmanlara göre düşük faiz ortamı istenilen büyümeyi yaratmadı. Son altı yılda ortalama büyüme yüzde 2.2 oldu. Son bir yıl içinde işe alımların ayda ortalama 247 bin artması, ticari gayrimenkul fiyatlarının yılın ilk yarısında yüzde 14 artması ve ağustos ayı itibariyle ABD’de yıllık hafif ticari araç satışlarının 17.7 milyonu bulması olumlu veriler. Enflasyonun yüzde 1.2 olması, ikinci çeyrek büyümesinde konut dışı yatırımların payının yüzde 0.4’te kalması, yıllık ücret artışının yüzde 2.2 olması ise hayal kırıklığı yaratan veriler.

Faiz ne hızda artar?
Fed söylemlerine göre faizler çok hızlı artmayacak. Fed Başkanı Janet Yellen, kademi artış olacağını söylüyor. Faizlerde artış başladığı zaman artış hızının, Fed’in daha önce 2004 yılında başlattığı faiz artışı turunun yarısında olması bekleniyor. Analistler en fazla yüzde 3’te Fed’in duracağını düşünüyor.

Ekonomide etkileri ne olacak?
Federal fon faizinde ayarlama, şirketlerin ve hane halkının ödediği kısa vadeli faizlere de yansıyacak. Mortgage ve kurumsal tahvil gibi uzun vadeli faizlerin de bu artıştan etkilenmesi bekleniyor. Bazı şirketler, küçük bir faiz artışının zaten fiyatlanmış olduğunu düşündüğünden rahatlar. Ancak tüketici kredilerinde artışın hane halkı harcamalarına olumsuz yansıyabileceği belirtiliyor.

Hangi piyasalar daha hassas?
Yedi yıllık bir sıfır faiz politikasının ardından gelecek bir faiz artışının piyasalarda sarsıntı yaratabileceği uyarısı yapılıyor. Şu an dünya piyasalarında hemen tüm varlık sınıfl arı Fed’in faiz artışı olasılığına göre hareket ediyor. Hisse senedi piyasaları çok değerlenmiş gözüküyor fakat yüksek faiz güçlü ekonomi anlamına geldiğinden, faiz artışı halka açık şirketler için iyi olabilir. Faiz artışı doları destekleyeceğinden altının ışıltısını kaybetmesi bekleniyor. Tahvil piyasasında ise önemli riskler ortaya çıkabilir.

Dünya Bankası da ‘faiz artışı için bekle’ uyarısı yapanlara katıldı. Banka, artışın piyasalarda büyük bir sarsıntı yaratacağı ve küresel ekonomi güçleninceye kadar Fed’in artışı ertelemesi gerektiğini bildirdi

EVRİM KÜÇÜK
DIŞ HABERLER

Son 10 yıldır ABD Merkez Bankası (Fed) ultra düşük seviyedeki faiz oranlarını yükseltmeyi planlıyor. Ancak daha Fed harekete geçmeden olası bir faiz artışının etkileri tüm dünyada hissedilmeye başlandı. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri ve piyasaları ciddi bir baskı altında. Dünya Bankası, bu şartlar altında ABD’nin faiz artışını ertelemesi gerektiği uyarısı yaptı ve faiz artışının gelişen piyasalardaki ekonomik büyümeyi baltalayacağı ve sermaye çıkışlarının artacağını bildirdi. Geçtiğimiz haftalarda IMF ve Çin de ABD’ye faiz artışını ötelemesi çağrısı yapmıştı.

Piyasaların dikkati Fed’in 16-17 Eylül’de yapacağı toplantıya çevrildi. Piyasalarda Fed’in bu toplantıda faiz artırma olasılığı yüzde 30 olarak görülüyor. Toplantı öncesinde Dünya Bankası’ndan sert bir uyarı geldi. Dünya Bankası Başekonomisti Basu, küresel ekonomi daha sağlam şekilde ayakta kalana kadar Fed`in faiz artışı için beklemesi gerektiği çağrısında bulundu.

Financial Times’a konuşan Dünya Bankası Başekonomisti Kaushik Basu, Fed’in faizi eylülde artırması halinde gelişen piyasalarda panik ve kargaşayı tetikleyebileceğini söyledi. “Fed, küresel ekonomi daha sağlam şekilde ayakta kalana kadar beklemeli” diyen Basu, Çin’den kaynaklanan endişelerin faiz artışından doğacak negatif etkileri artıracağını ifade etti. Basu, yüzde 2.8’lik küresel ekonomik büyüme tahminlerinin şu an tehdit altında olduğunu da belirtti.

Sermaye akışını yüzde 1.8 düşürebilir
Dünya Bankası’na göre gelişmekte olan ülkeler, dört yıldır hayal kırıklığı yaratan performansın ardından ivme kazanmakta halen zorlanıyor. Birçok gelişmekte olan ülke, elverişli finansal şartlara rağmen, tarım, enerji, ulaşım, altyapı ve diğer önemli hizmet sektörlerindeki eksiklikler yüzünden uzun süreli bir yavaşlama yaşıyor. Dünya Bankası’na göre ilk faiz artışı ya da onu takip eden artırımların, beklentilerde ani değişimler yaratarak, uzun vadeli faiz oranlarında dik yükselişlere, küresel piyasalarda oynaklığa ve gelişmekte olan ülkelerin borçlanma maliyetinde sert artışlara yol açma riski var.

Eğer uzun vadeli ABD devlet tahvili getirileri, faiz artışına karşılık olarak 100 baz puan artarsa, bu yükselen piyasa ekonomilerine sermaye akışını, GSYH’nin yüzde 0.8 ila yüzde 1.8 aralığında düşürebilir.

IMF ve Çin de ötelenmesini istiyor
Daha önce Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Çin de benzer bir uyarı yaptı. IMF Başkanı Christian Lagarde “Fed’in faiz artışı 2016’dan önce olmamalı ve kademeli olarak gerçekleştirilmeli” dedi ve “faizlerin erken artırılmasının yaratacağı riskin geç kalınmasından daha az” söyledi. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’in Merkez Bankası’ndan üst düzey bir yetkili küresel piyasalarda son haftalarda yaşanan sert düşüşten yuanının devalüe eden Çin’in sorumlu tutulmaması gerektiğini ve ABD’nin faiz artırımını ötelemesi gerektiğini bildirdi.

Merkez bankasının finans ve bankacılık araştırma enstitüsünün başkanı olan Yao Yudong, Fed’in bu yıl faiz artırma ihtimalinin yarattığı endişelerin gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışının artmasına yol açmış olabileceğini belirtti. Yao Fed’in kırılgan gelişmekte olan ekonomilere ABD’de faizlerin yükselmesine hazırlık yapmaları için zaman vermesi gerektiğini ifade etti.

Yüksek seviyeye çıkma alanı dar
Diğer yandan, Minneapolis Fed Başkanı Narayana Kocherlakota, Fed`in faizleri yüksek seviyelere çıkarmaya alanının olmadığını söyledi.

Kocherlakota Bu, Fed’in faiz oranlarını geçmişte olduğu kadar yüksek seviyelere çıkaramayacağı ve gelecekte faizleri yeniden indirmek zorunda kaldığında sıfıra ulaşmadan önce çok fazla manevra alanı olmayacağı anlamına geliyor” diye konuştu. FOMC’nin oy verme hakkına sahip üyelerinden biri olmayan ve bu yıl sonunda görevinden ayrılacak olan Kocherlakota, ekonomideki değişimlerin Fed’in zaman içinde kendini kısa vadeli faizleri tekrar sıfıra doğru indiriyor konumda bulabileceğine işaret ettiğini savundu.

1 Kasım’dan önce faiz artarsa Türkiye’de satışlar yoğunlaşır
Fed’in faiz artışı gelişmekte olan ülkeler için yaklaşan kara bulut olarak yorumlanıyor. Ekonomistlerin bu yıl içinde kesin gözüyle baktığı faiz artışının etkilerinin Çin’den Brezilya’ya, Türkiye’den Güney Afrika’ya kadar birçok ülke ekonomisinde ve piyasalarında baskı oluşturması bekleniyor. Analistler düşük faizin, gelişen ülkelerde büyümeye önemli bir katkı yaptığını hatırlatıyor ve faizlerin artmasıyla birlikte risk şalterinin kalkacağı uyarısı yapıyor. En büyük darbeyi, cari açığını finanse etmek için kısa vadeli sermaye girişine bağımlı ülkelerin alması bekleniyor. Faiz artışının etkisini hissedecek ülkelerin bazıları şöyle:

TÜRKİYE: Faiz artışının ufukta olduğu ve iç gerilimin arttığı bu yıl Türk Lirası için zorlu oldu. Uzmanlara göre faizin artması TL ve döviz cinsinden yüksek borcu olan şirketler için daha fazla kötü haber demek. Dış borcu 170 milyar doları bulan şirketlerin yükselen dolarla mücadele etmesi zor olacak. Faiz artışının zamanlaması da önemli. Eğer 1 Kasım seçimleri öncesinde faiz artışa geçerse Türk varlıklarında yoğun bir satışın kaçınılmaz olacağı belirtiliyor.

MACARİSTAN: Güçlü cari fazla veren ve AB’den yatırım akışının yaşandığı ülkenin Fed’e karşı nispeten korunaklı olduğu belirtiliyor. Ancak piyasalardaki oynaklık dolaylı olarak ülkeyi etkileyebilir.

BREZİLYA: Parası real bu yıl neredeyse yüzde 35 düştü ve ülkenin en son isteyeceği şey Fed’in faiz artırması. Dolar cinsinden borçlu ülkelerin paniğe kapıldığı ülkede, düşük realin şu an yüzde 9.5 olan enflasyonu tırmandırması ve merkez bankasını faizde yüzde 14.5 seviyesinde tutmaya zorlaması bekleniyor.

RUSYA: Fed’in faiz artışının yol açacağı değerli dolar, son krizde 500 milyar doların üzerinden 364 milyar dolara inen rezervlerin güçlendirilmesini zorlaştıracak. Ekonomisinin petrol ihracatına bağımlı olması, doların değerlenmesiyle Rusya ekonomisini dış şoklara karşı daha da kırılgan yapacak.

ÇİN: Fed’in faiz artışının, hızlanan sermaye çıkışını derinleştirmesinden endişe ediliyor. Uzmanlarsa Fed etkisinin sınırlı olacağını, asıl sorunun kapasite fazlası, konut piyasası ve ihracatta rekabetin azalması gibi iç faktörler olduğunu savunuyor.

ENDONEZYA: Ekonomik büyüme yavaşlamasına rağmen, devlet destekleri azalıyor. Sübvansiyonların kesilmesinin nedeni dış ödeme dengesini sağlamak için finansman yaratmak. Yine de fonlama için yabancı sermayeye aşırı bağımlı olan Endonezya, gelişen ülkeler arasında Fed faiz artışı karşısında en kırılgan ekonomiler arasında. Ülkenin parası yılbaşından bu yana yüzde 11 değer kaybetti ve bunun hızlanarak süreceği tahmin ediliyor.

GÜNEY AFRİKA: Enflasyonu yüzde 3-6 bandında tutma hedefinin 2016’nın ilk çeyreğinde sapması bekleniyor. Bu da ülkede faiz oranlarının artabileceği anlamına geliyor.

FED neden faiz artırmak istiyor
ABD’de özel sektörde işe alımlar rekor düzeyde arttı ve işsizlik 2009’da zirve yapmasından bu yana yarı yarıya azaldı. Geçtiğimiz hafta açıklanan tarım dışı istihdamda artış verisi beklentinin altında kalsa da işsizlik oranı yüzde 5.1 olarak gerçekleşti. İkinci çeyrekte büyüme yüzde 3.7 ile güçlü geldi. Fed de istihdamda artışın enflasyonu ve ücret artışlarını destekleyebileceğini düşünüyor. Enflasyonu düşük tutma misyonu olan Fed, borçlanma maliyetlerini artırarak da ekonomik ivmeyi sağlayabileceğini düşünüyor.

ABD ekonomisi ne durumda ?
Uzmanlara göre düşük faiz ortamı istenilen büyümeyi yaratmadı. Son altı yılda ortalama büyüme yüzde 2.2 oldu. Son bir yıl içinde işe alımların ayda ortalama 247 bin artması, ticari gayrimenkul fiyatlarının yılın ilk yarısında yüzde 14 artması ve ağustos ayı itibariyle ABD’de yıllık hafif ticari araç satışlarının 17.7 milyonu bulması olumlu veriler. Enflasyonun yüzde 1.2 olması, ikinci çeyrek büyümesinde konut dışı yatırımların payının yüzde 0.4’te kalması, yıllık ücret artışının yüzde 2.2 olması ise hayal kırıklığı yaratan veriler.

Faiz ne hızda artar?
Fed söylemlerine göre faizler çok hızlı artmayacak. Fed Başkanı Janet Yellen, kademi artış olacağını söylüyor. Faizlerde artış başladığı zaman artış hızının, Fed’in daha önce 2004 yılında başlattığı faiz artışı turunun yarısında olması bekleniyor. Analistler en fazla yüzde 3’te Fed’in duracağını düşünüyor.

Ekonomide etkileri ne olacak?
Federal fon faizinde ayarlama, şirketlerin ve hane halkının ödediği kısa vadeli faizlere de yansıyacak. Mortgage ve kurumsal tahvil gibi uzun vadeli faizlerin de bu artıştan etkilenmesi bekleniyor. Bazı şirketler, küçük bir faiz artışının zaten fiyatlanmış olduğunu düşündüğünden rahatlar. Ancak tüketici kredilerinde artışın hane halkı harcamalarına olumsuz yansıyabileceği belirtiliyor.

Hangi piyasalar daha hassas?
Yedi yıllık bir sıfır faiz politikasının ardından gelecek bir faiz artışının piyasalarda sarsıntı yaratabileceği uyarısı yapılıyor. Şu an dünya piyasalarında hemen tüm varlık sınıfl arı Fed’in faiz artışı olasılığına göre hareket ediyor. Hisse senedi piyasaları çok değerlenmiş gözüküyor fakat yüksek faiz güçlü ekonomi anlamına geldiğinden, faiz artışı halka açık şirketler için iyi olabilir. Faiz artışı doları destekleyeceğinden altının ışıltısını kaybetmesi bekleniyor. Tahvil piyasasında ise önemli riskler ortaya çıkabilir.