Suriye’de stoklar tükendi Türk TIR’ları mal yetiştiremiyor!
Suriye’de üretim çöktü. Suriye, yiyecek, içecek ve diğer temel ihtiyaçlarını Türkiye’den karşılıyor. İhracattaki artış nakliyeye yansıdı, 6 ayda yüzde 300’lük artışla 23 bin 600 Türk TIR’ı Suriye’ye mal taşıdı.
Aysel YÜCEL
İSTANBUL - Suriye’de üretim altyapısı çökünce iç savaşın başladığı dönemde dibe vuran ihracat, artan ihtiyaçlar yüzünden yeniden tırmanışa geçti. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin açıklamasına göre eylül ayında Suriye’ye ihracatta yüzde 140 artış oldu. Güneydoğu İhracatçılar Birliği (GAİB) Başkanı Abdulkadir Çıkmaz da basına yaptığı açıklamada, şu ana kadar en yüksek 220 milyon dolarlık ihracatın gerçekleştirildiği Suriye’ye, geçen 9 ayda 240 milyon doların üstünde ihracat yapıldığını ifade etmişti. İhracattaki bu artış, kriz başlangıcında büyük sıkıntıya giren nakliyeciye de nefes aldırdı. Türk TIR’larının çıkış sayısında da patlama oldu. Bu yılın ilk altı ayında TIR çıkışları, geçen yıl ilk altı aya göre yüzde 296 arttı. 2012’nin toplamında Suriye’ye gitmek üzere çıkış yapan TIR sayısı 13 bin 819’du. Bu ayın altı ayında ise geçen yılın toplam rakamı ikiye katlandı, 23 bin 600 Türk TIR’ı Suriye’ye mal taşıdı.
Teslimat tampon bölgede
Taşımalardaki bu artış özellikle Suriye’deki iç savaşın ardından büyük sıkıntı yaşayan Hataylı nakliyecilere ilaç oldu ancak, sektörün 2010 yılında zirve yaparak TIR çıkışlarını 100 binlere çıkardığı günlere dönmesi şimdilik çok zor görünüyor.
Suriye tarafında devlet kontrolü yok. Alıcı, Türk üreticiyle bağlantı kuruyor. Nakliyeci iki ülkenin sınırı arasındaki tampon bölgeye gidiyor. Parayı peşin alıp yükünü Suriyeli TIR’lara aktarıyor. Sınırı geçtiği için taşıma resmi ihracat sayılıyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Genel sekreteri Ali Çiçekli, yüklerin büyük kısmının vakıflardan, derneklerden ve çeşitli yerlerden yapılan gıda yardımları olduğunu söyledi. Suriye’deki mevcut stokların tükenmesinin Türkiye’den yapılan ithalatı da artırdığını belirten Çiçekli, “Daha önce bir nebze de olsa bir şeyler bulabiliyorlardı. Şimdi kalmadı. Aynı zamanda dışarıdan gelen çok sayıda savaşçı var. 20-25 bin kişi. Yiyeceği, içeceği, giyimi genellikle dışarıdan ithalatla temin ediliyor. Türkiye’den alım yüksek. Suriye’ye giden bu malları da Türk nakliyecileri taşıyor” diye konuştu.
Tarla ekilmiyor, üretim yok
Taşımalarda artış olmasına rağmen bu taşımaların savaş öncesi dönemle kıyaslamayacağını dile getiren Çiçekli, şöyle konuştu: “Bölge nakliyecisi için büyük rahatlık getirdi diyemeyiz. Çünkü iç taşıma gibi bir yerde. Kapıya kadar getiriyorlar. Suriye içlerine gitmiyorlar. Eskiden navlun 2 bin dolardı mesela, oradan ucuz yakıt da alıyordu. Şimdi 1000- 1500 liraya kapıya kadar götürüyor. İstanbul’dan, Mersin’den Kilis’e gitmiş gibi oluyor. Ancak sınırı geçtiği için ihracat sayılıyor. Sonuçta Türkiye’deki bir mal başka bir ülkeye gidiyor. Türk devletin kayıtlarında da ihracat olarak geçiyor. Suriye tarafında hiç bir devlet kontrolü yok. Ancak buradaki ticaret, araçların giriş çıkışı Suriyeli muhaliflerin kontrolünde. Cilvegözü ve Öncüpınar’dan çıkış oluyor..”
Hatay merkezli Zaimoğlu Nakliyat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Şanverdi de Suriye’deki tüccarların Türkiye’deki üreticilerden ihtiyaca çimento, bisküvi, diğer yiyecek ve içecekler, patates, çocuk bezi gibi mal alımlarını son aylarda artırdığını belirtti. “Bizim Hatay’daki bazı arkadaşlarımız aracı olarak bu malları tedarik ediyor. Biz de nakliyeciler olarak taşıma işini yapıyoruz” diyen Şanverdi, tampon bölgeye Suriye plakalı araçlara mal aktarımı yapmak için gelen TIR’ların İstanbul, Ankara, Niğde gibi Türkiye’nin farklı şehirlerinden geldiğini aktardı. Suriye’de üretimin çökmesine yönelik ise Şanverdi, “Suriye’de çiftçi artık tarlasını, bahçesini ekemiyor. Fabrikalarını çalıştıramıyor. Bu nedenle şu anda Suriye’de üretim sıfır. Bütün ihtiyaçlarını şu an Türkiye’den sağlıyorlar” dedi.
‘Nakliyeciye nefes aldırdı’
Suriye ile gerginlik sonucu çıkışlar durma noktasına gelmiş, nakliyeciler de büyük sıkıntıya girmişti. Hamit Şanverdi, Suriye’ye giriş ücreti ödemedikleri için tek masraflarının yakıt olduğunu belirterek, “Şimdi taşımalarımızın Cilvegözü’nde bir masrafı yok. Suriye içlerine gidilmediği için geçiş ücreti yok. Nakliyecinin sadece yakıt masrafı var. Bir araç ayda 4-5 sefer yapıyor. Bu da eskiden Katar gibi ülkelere yaptığımız seferlerden kazandığımız parayla aynı hesaba geliyor. O nedenle son aylardaki bu artış nakliyecilere nefes aldırdı diyebiliriz” şeklinde konuştu. Mısır’a yönelik Ro-Ro hatlarında dönem dönem yaşanan kayıpların da Suriye’ye artan bu taşımalarla biraz telafi olduğunu ifade eden Şanverdi, şöyle devam etti: “Ağırlıklı olarak Hataylı nakliyeciler bu işi yapıyor. Eskiden Suriye plakalı araç geliyordu, Suudi plakalı araç geliyordu, Irak plakalı araçlar boş gelip yük alıyordu. Ama onlar artık gelemiyor. Sadece Türk plakalı araçlar bu işi yapıyor. Ben mesela nakliyeciyim. Bir fabrikadan 18 araç benden talep ettiler. 18 aracı bulamıyorum. Çünkü bütün araçlarım çalışıyor.”
Ödemeler sınırda peşin yapılıyor
Türk TIR’ları Suriye’ye kadar gidiyor, tampon bölge de Suriyeli TIR’lar tarafından alınıyor. UND Yüksek İstişare Kurulu Üyesi ve BKM Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Edip Bakımcı bu malzemelerin ağırlıklı olarak yardım malzemeleri olduğunu ancak ticari malların da ülkeye gittiğini anlattı. Tüm bu ticaret muhaliflerin kontrolünde gidiyor. Bakımcı, “Suriye ile yapılan resmi bir iş değil. Ben, muhaliflerin malları alarak karaborsada sattıklarını düşünüyorum. Paralar peşin ödeniyor” dedi. Peki ya vergi? Bakımcı, taşımacıların Suriye’nin içine girmediği için ekstra bir vergi de ödemediğini söyledi ve yaşananları şöyle anlattı: “Suriye kapısına gelmeden iki kapı arasındaki tampon bölgede teslimat, aktarma yapılıyor. Savaş ortamı olduğu için ithalatçıların da vergi ödediğini sanmıyorum.” Suriye’de yaşanan iç savaşın özellikle Hataylı nakliye cilere ağır darbe vurduğunu hatırlatan Bakımcı, “Transit taşımalarımızda çok azalma oldu. Birçok Hataylı nakliye firması kapandı. Sektör Suriye’den dolayı büyük kayıp yaşadı” dedi. Bu sıkıntıların ardından sektörde son aylarda başlayan canlanma Bakımcı’nın da odağında. “Sektöre bir hareketlilik geldi” diyen Edip Bakımcı, burada kurların da etkisi olduğunu şu sözlerle anlattı: “Suriye’de dolarla alışveriş yapıyor. Eskiden 1 dolar olan şey 80 cente düştü. Kurların yükselmesi de ihracatı etkiledi. Hem diğer ülkeler hem de Suriye ile olan ihracat için söylüyorum. Fiyatlar daha ucuz gelmeye başladı.”
Suriye’de üretim çöktü. Suriye, yiyecek, içecek ve diğer temel ihtiyaçlarını Türkiye’den karşılıyor. İhracattaki artış nakliyeye yansıdı, 6 ayda yüzde 300’lük artışla 23 bin 600 Türk TIR’ı Suriye’ye mal taşıdı.
Aysel YÜCEL
İSTANBUL - Suriye’de üretim altyapısı çökünce iç savaşın başladığı dönemde dibe vuran ihracat, artan ihtiyaçlar yüzünden yeniden tırmanışa geçti. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin açıklamasına göre eylül ayında Suriye’ye ihracatta yüzde 140 artış oldu. Güneydoğu İhracatçılar Birliği (GAİB) Başkanı Abdulkadir Çıkmaz da basına yaptığı açıklamada, şu ana kadar en yüksek 220 milyon dolarlık ihracatın gerçekleştirildiği Suriye’ye, geçen 9 ayda 240 milyon doların üstünde ihracat yapıldığını ifade etmişti. İhracattaki bu artış, kriz başlangıcında büyük sıkıntıya giren nakliyeciye de nefes aldırdı. Türk TIR’larının çıkış sayısında da patlama oldu. Bu yılın ilk altı ayında TIR çıkışları, geçen yıl ilk altı aya göre yüzde 296 arttı. 2012’nin toplamında Suriye’ye gitmek üzere çıkış yapan TIR sayısı 13 bin 819’du. Bu ayın altı ayında ise geçen yılın toplam rakamı ikiye katlandı, 23 bin 600 Türk TIR’ı Suriye’ye mal taşıdı.
Teslimat tampon bölgede
Taşımalardaki bu artış özellikle Suriye’deki iç savaşın ardından büyük sıkıntı yaşayan Hataylı nakliyecilere ilaç oldu ancak, sektörün 2010 yılında zirve yaparak TIR çıkışlarını 100 binlere çıkardığı günlere dönmesi şimdilik çok zor görünüyor.
Suriye tarafında devlet kontrolü yok. Alıcı, Türk üreticiyle bağlantı kuruyor. Nakliyeci iki ülkenin sınırı arasındaki tampon bölgeye gidiyor. Parayı peşin alıp yükünü Suriyeli TIR’lara aktarıyor. Sınırı geçtiği için taşıma resmi ihracat sayılıyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Genel sekreteri Ali Çiçekli, yüklerin büyük kısmının vakıflardan, derneklerden ve çeşitli yerlerden yapılan gıda yardımları olduğunu söyledi. Suriye’deki mevcut stokların tükenmesinin Türkiye’den yapılan ithalatı da artırdığını belirten Çiçekli, “Daha önce bir nebze de olsa bir şeyler bulabiliyorlardı. Şimdi kalmadı. Aynı zamanda dışarıdan gelen çok sayıda savaşçı var. 20-25 bin kişi. Yiyeceği, içeceği, giyimi genellikle dışarıdan ithalatla temin ediliyor. Türkiye’den alım yüksek. Suriye’ye giden bu malları da Türk nakliyecileri taşıyor” diye konuştu.
Tarla ekilmiyor, üretim yok
Taşımalarda artış olmasına rağmen bu taşımaların savaş öncesi dönemle kıyaslamayacağını dile getiren Çiçekli, şöyle konuştu: “Bölge nakliyecisi için büyük rahatlık getirdi diyemeyiz. Çünkü iç taşıma gibi bir yerde. Kapıya kadar getiriyorlar. Suriye içlerine gitmiyorlar. Eskiden navlun 2 bin dolardı mesela, oradan ucuz yakıt da alıyordu. Şimdi 1000- 1500 liraya kapıya kadar götürüyor. İstanbul’dan, Mersin’den Kilis’e gitmiş gibi oluyor. Ancak sınırı geçtiği için ihracat sayılıyor. Sonuçta Türkiye’deki bir mal başka bir ülkeye gidiyor. Türk devletin kayıtlarında da ihracat olarak geçiyor. Suriye tarafında hiç bir devlet kontrolü yok. Ancak buradaki ticaret, araçların giriş çıkışı Suriyeli muhaliflerin kontrolünde. Cilvegözü ve Öncüpınar’dan çıkış oluyor..”
Hatay merkezli Zaimoğlu Nakliyat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Şanverdi de Suriye’deki tüccarların Türkiye’deki üreticilerden ihtiyaca çimento, bisküvi, diğer yiyecek ve içecekler, patates, çocuk bezi gibi mal alımlarını son aylarda artırdığını belirtti. “Bizim Hatay’daki bazı arkadaşlarımız aracı olarak bu malları tedarik ediyor. Biz de nakliyeciler olarak taşıma işini yapıyoruz” diyen Şanverdi, tampon bölgeye Suriye plakalı araçlara mal aktarımı yapmak için gelen TIR’ların İstanbul, Ankara, Niğde gibi Türkiye’nin farklı şehirlerinden geldiğini aktardı. Suriye’de üretimin çökmesine yönelik ise Şanverdi, “Suriye’de çiftçi artık tarlasını, bahçesini ekemiyor. Fabrikalarını çalıştıramıyor. Bu nedenle şu anda Suriye’de üretim sıfır. Bütün ihtiyaçlarını şu an Türkiye’den sağlıyorlar” dedi.
‘Nakliyeciye nefes aldırdı’
Suriye ile gerginlik sonucu çıkışlar durma noktasına gelmiş, nakliyeciler de büyük sıkıntıya girmişti. Hamit Şanverdi, Suriye’ye giriş ücreti ödemedikleri için tek masraflarının yakıt olduğunu belirterek, “Şimdi taşımalarımızın Cilvegözü’nde bir masrafı yok. Suriye içlerine gidilmediği için geçiş ücreti yok. Nakliyecinin sadece yakıt masrafı var. Bir araç ayda 4-5 sefer yapıyor. Bu da eskiden Katar gibi ülkelere yaptığımız seferlerden kazandığımız parayla aynı hesaba geliyor. O nedenle son aylardaki bu artış nakliyecilere nefes aldırdı diyebiliriz” şeklinde konuştu. Mısır’a yönelik Ro-Ro hatlarında dönem dönem yaşanan kayıpların da Suriye’ye artan bu taşımalarla biraz telafi olduğunu ifade eden Şanverdi, şöyle devam etti: “Ağırlıklı olarak Hataylı nakliyeciler bu işi yapıyor. Eskiden Suriye plakalı araç geliyordu, Suudi plakalı araç geliyordu, Irak plakalı araçlar boş gelip yük alıyordu. Ama onlar artık gelemiyor. Sadece Türk plakalı araçlar bu işi yapıyor. Ben mesela nakliyeciyim. Bir fabrikadan 18 araç benden talep ettiler. 18 aracı bulamıyorum. Çünkü bütün araçlarım çalışıyor.”
Ödemeler sınırda peşin yapılıyor
Türk TIR’ları Suriye’ye kadar gidiyor, tampon bölge de Suriyeli TIR’lar tarafından alınıyor. UND Yüksek İstişare Kurulu Üyesi ve BKM Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Edip Bakımcı bu malzemelerin ağırlıklı olarak yardım malzemeleri olduğunu ancak ticari malların da ülkeye gittiğini anlattı. Tüm bu ticaret muhaliflerin kontrolünde gidiyor. Bakımcı, “Suriye ile yapılan resmi bir iş değil. Ben, muhaliflerin malları alarak karaborsada sattıklarını düşünüyorum. Paralar peşin ödeniyor” dedi. Peki ya vergi? Bakımcı, taşımacıların Suriye’nin içine girmediği için ekstra bir vergi de ödemediğini söyledi ve yaşananları şöyle anlattı: “Suriye kapısına gelmeden iki kapı arasındaki tampon bölgede teslimat, aktarma yapılıyor. Savaş ortamı olduğu için ithalatçıların da vergi ödediğini sanmıyorum.” Suriye’de yaşanan iç savaşın özellikle Hataylı nakliye cilere ağır darbe vurduğunu hatırlatan Bakımcı, “Transit taşımalarımızda çok azalma oldu. Birçok Hataylı nakliye firması kapandı. Sektör Suriye’den dolayı büyük kayıp yaşadı” dedi. Bu sıkıntıların ardından sektörde son aylarda başlayan canlanma Bakımcı’nın da odağında. “Sektöre bir hareketlilik geldi” diyen Edip Bakımcı, burada kurların da etkisi olduğunu şu sözlerle anlattı: “Suriye’de dolarla alışveriş yapıyor. Eskiden 1 dolar olan şey 80 cente düştü. Kurların yükselmesi de ihracatı etkiledi. Hem diğer ülkeler hem de Suriye ile olan ihracat için söylüyorum. Fiyatlar daha ucuz gelmeye başladı.”