Haber Detayı

Piyasalara dalga dalga dolar ayarı geliyor


Dolardaki artış sektörleri harekete geçirdi. İlk zam dalgasının yaşandığı otoda artçılar beklenirken konut, elektronik, turizm, tekstilde de fiyat artışları kaçınılmaz görünüyor

Gamze ŞENER

Leyla İLHAN

İSTANBUL - Doların 2013 sonunda gösterdiği hızlı yükseliş, üreticilerin, ithalatçıların ve ihracatçıların gündemini de değiştirdi. İşadamları son günlerde önlerini göremeden karar almaya çalışıyor. Hemen her sektör artışın devam etmesi halinde fiyat artışlarının da kaçınılmaz olacağı görüşünde.

İnşaat sektöründen gelen açıklama, döviz kurundaki artışın sürmesi halinde konut fiyatlarının da aynı oranda artacağı yönünde. Turizm sektöründeyse zamların sessiz sedasız başladığı belirtiliyor. Bu karanlık tabloda makineciler çıkışı, ihracata daha fazla odaklanmakta; kimyacılar ise işadamlarını daha fazla bilgilendirmekte görüyor. Kötü bir senaryo oluşturmaktan kaçınan iş dünyası, durumu geçici görürken ‘B planı’ yapmak için sürecin henüz erken olduğunun altını çiziyor.

Konut fiyatları etkilenecek

Son 8 yıldır konut fiyatlarının TL üzerinden işlem gördüğünü, konut kredilerinin de TL üzerinden verildiğini aktaran İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, bu nedenle döviz kurlarındaki artışın konut fiyatlarına direkt bir etkisi bulunmadığını ancak artık bunun değiştiğini söyledi. “Dövizin dolaylı etkisi, konut üretimindeki maliyetler vasıtasıyla olacaktır. Her ne kadar konut üretimindeki malzemelerin yüzde 90’ından fazlası yerli malı olsa da ithal edilen enerjiye bağlı olarak konutta kullanılan her hammaddenin fiyatında bir artış olacak ve bu zincirleme reaksiyon olarak konut fiyatlarına yansıyacak” diyen Durbakayım, yılın ilk çeyreği için de yüzde 5 ila 10 arasında artış tahmininde bulundu.

Mütekabiliyet yasası kapsamında yapılacak her satışın döviz üzerinden olacağını hatırlatan Durbakayım, “Döviz kurlarındaki artış yurtdışı alıcıları tarafından olumlu karşılanacak ve ertelenen alımları hızlandıracak” değerlendirmesini yaptı. 2014’ün ilk yarısında özellikle yerel seçim öncesi ve sonrasında döviz kurlarındaki volatilitenin yüksek olacağını tahmin ettiklerini aktaran Durbakayım, “Siyasi sonuçlara göre döviz kurlarındaki yönünü belirleyecek. Dövizdeki her iniş veya çıkış direkt olarak gayrimenkul fiyatlarına anında yansımayacak ama dönemsel bazda metrekare fiyatlarını en az yüzde 5 oranında artıracak” dedi.

İnşaatta maliyetleri artıracak

Dolar kurunu izlemeye devam ettiklerini aktaran Metropolis Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Derbazlar 2.19 gibi sıkıntılı bir seviyeye geldiğini belirterek, “Merkez Bankası’nın tahminleri şu an için tutmamış görünüyor. Rekor kırarak artmaya da devam ediyor. Bunun ne olacağını bilemiyoruz” diye konuştu. İnşaat sektörünün önemli hammaddelerinin yurtiçi üretimiyle karşılandığını ancak demir cevheri gibi ithalata dayalı bazı kalemlerde kur artışlarının sektörü etkileyeceğini aktaran Derbazlar, bu anlamda maliyetlerde artış gözleneceğini belirtti.

“Yurtdışındaki yatırımcı dolar ya da euro ile Türkiye’ye gelip bununla daha makul şartlarda konut edinme şansı yakalayacak. Bu da yurtdışı yatırımcılar için önemli bir avantaj sağlayacak” diyen Derbazlar, piyasadaki durgunluğun sebeplerinden birinin de seçim süreci olduğunu belirtti ve dolar kurunun makul seviyeye gelmesi halinde, inşaat sektörünün başarılı bir yıl geçireceğini söyledi.

Turizmde zamlar sessiz sedasız başladı

Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, dolardaki yükselişin normal olmadığını ve geçici olduğu ümidini taşıdığın söyleyerek, “Konaklama sektöründe fiyatlarımızı dolar olarak veriyoruz, dolar olarak alacağımız için daha yüksek meblağ alacağımızı zannediyoruz ama giderlerimize o kadar zam geliyor ki neticede bir şey fark etmeyecek gibi duruyor. Zaten sessiz sedasız gelen zamlar oldu” diye konuştu.

Turizm sektörünün avantajdan çok dezavantaj yaşadığını kaydeden Bayındır, önümüzdeki dönem için yurtdışı turlarda muhakkak bir düşüş beklediklerini ifade etti. Bugünkü durum için “Bu adeta TL’nin küçük devalüasyonu gibi bir şey oldu” benzetmesini yapan Bayındır, yurtdışı turlarından ziyade yurtiçi turların düşündürücü olacağını söyledi ve ekledi: “Yurtdışında fazla bir etkisi olmaz. Çünkü biz dolar ve euro olarak veriyoruz zaten fiyatları, herhangi bir zam söz konusu değil. Yurtiçi için sanırım bir formül bulacağız. Herkes şimdiden kendine göre bir şeyler düşünüyor. Tüketici zaten şimdiden ‘biz bu fiyatları ödeyemeyiz’ demeye başlıyor, diğer zamları daha görmeden. Yıl sonu ve ocak başı işleri biraz yavaş gidiyor. İşlerde bir durulma olursa çalışan sayısında azaltma da görülebilir.” 

‘Bu seviyelerde fiyat artışı kaçınılmaz’

Bugünkü durumun geçici olduğuna inandığını söyleyen Vestel İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan ise doların bugün geldiği noktanın gerçekçi olmadığı yorumunu yaptı. “Bu seviyelerde kalırsa TL bazlı bazı fiyat artışları kaçınılmaz olabilir” diyen Erdoğan, “Ürün fiyatlarında artışlar görebiliriz. Ama hemen plan yapmamak lazım, bu bahsettiğim durumun süreklilik kazanması halinde görülebilir” hatırlatmasında bulundu.

‘İç piyasa belirsiz hedef dış pazarlar’

“Önümüzü göremediğimiz, adımlarımızı çok dikkatli atmamız gereken bir tabloyla karşı karşıyayız” diyen TİM Sektörler Konseyi Makine ve Aksamları Sektör Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, iç pazar için temkinli; dış pazar içinse ümitli konuştu. Makine sektörünün döviz oynayışlarını avantaja çevirerek ihracat oranını artırabileceğini söyleyen Dalgakıran, “Yine de yurtdışındaki faaliyetlerimizle ilgili hangi seviyeden maliyetimizi fiyatlandıracağımız konusunda ciddi soru işaretleri taşıyoruz. Özel sektörün son 7-8 çeyrekte yatırımlarında zaten düşme var. Dolayısıyla iç pazar bu durumdan zaten olumsuz olarak etkileniyor” dedi.

‘Fiyatların artması doğal bir reaksiyon’

Demir-çelik sektöründe görülebilecek fiyat artışlarını “doğal bir reaksiyon” olarak niteleyen Demir-Çelik Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan ise “Sektördeki fiyatlar ve dolardaki artış arasında matematiksel bir ilişki var. Çelik sektörü ithal ettiği girdileri dolarla ödediğinden, herhangi bir artış olduğunda otomatikman fiyatlara yansıtmak mecburiyetinde. Bu oturmuş bir anlayış, yeni bir anlayış değil” açıklamasını yaptı. Yapılacak tartışmalarda bu durumun zam olarak değerlendirilmemesi gerektiğinin altını çizen Yayan, “Zam için girdilerdeki maliyetler söz konusu olduğunda olabilir. Ama TL karşılığı artar ve bu da fiyatlara yansırsa bu sadece doğal bir reaksiyon olur” diye konuştu.

Amerikan bademi toptancıyı şaşırttı

Döviz kurunda görülen artıştan gıda toptancısı da rahatsız. Rami’deki kuruyemiş toptancıları, Amerikan bademinin maliyetinin arttığını belirterek, “1.85’ten aldığımız Amerikan bademi 2.20’ye mal olmaya başladı. Bu bizim için hem şaşırtıcı hem de tedirgin edici bir durum. Kurdan kaynaklanan kilo başına 35 kuruş zararımız var” değerlendirmesini yaptı.

‘Enerjimizi alan bu tartışmalar bitsin’

TİM Sektörler Konseyi Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Murat Akyüz, bundan sonraki dönemde, koruma araçları konusunda ihracatçının daha çok bilgilendirileceğini söyledi. Henüz üretimde bir sıkıntı görülmediğini ve şirketlerin yapısal bir değişikliğe gideceklerini öngörmediğini kaydeden Akyüz, “İsteğimiz, çok fazla enerjimizi alan bu tartışmaların bir an önce sona ermesi” temennisinde bulundu. Akyüz sözlerini şöyle sürdürdü:

“Finansal koruma araçlarını özellikle ihracatçıya daha hızlı şekilde ve daha sık aralıklarla anlatmamız gerekecek. Geçmiş dönemlerde bunu her ne kadar sıklıkla anlatsak da ihracatçı dolar kurundaki yatay gidişten dolayı kendisini güvence altına almamıştı. Mevcut koruma araçları zaten vardı, şimdi bu araçları ihracatçımıza daha yoğun şekilde anlatmaya başlıyoruz. Kimya sektörü bu konuda en sıkıntılı sektörlerden biri çünkü yüzde 80’i ithalat. İthal ettiklerini de yurtdışına farklı kur pozisyonlarında satıyor.”

Tekstilci ya ‘kâr’ ya ‘tüketici’ diyecek

Tekstil sektöründe doların edindiği pozisyonu koruması halinde fiyat artışlarının görüleceğini kaydeden Eroğlu Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şahin Eroğlu, “Şu an için aldığımız bir karar yok, bekliyoruz, yarının ne olacağını bilmiyoruz. Ya karınızdan fedakarlık edecek ya fiyatları artıracaksınız; başka da yapılacak bir şey gözükmüyor. Yıl sonu itibariyle hedef plan 1.95’ti. Tabii bütün planlar saptı. Yarın ne olacağını bilmiyorum ama bu farklar muhakkak fiyatlara yansıyacaktır” yorumunu yaptı.

Faturayı lojistikçi ödeyecek, navluna indirim gelebilir

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Turgur Erkeskin, 2014’e beklenenin çok üstünde bir kur artışıyla girildiğini söyleyerek, artışın özellikle yüksek araç ve depolama tesisi yatırımı olan, borçları döviz cinsinden olan lojsitik firmalarını etkileyeceğini kaydetti. Erkeskin, “Gelirleri daha ziyade TL cinsinden olan firmalar çok kötü etkilenecek. Sektör bu direkt etkinin yanı sıra özellikle ithalatta maliyet artışları neticesinde azalma eğiliminde olacak. İthalat taşımalarında ciddi navlun indirimi talebi ile karşı karşıya kalacağız. Dış ticaret lojistiğimiz tamamen ithalat, ihracat hacmimizle doğru orantılı seyrettiğinden masraflarımızı kontrol altında tutmaktan başka hemen devreye alabileceğimiz bir önlemimiz de yok” dedi.

Otoda ilk zamlar geldi, ikinciler yolda

Döviz kurlarındaki artışlardan en çok etkilenen sektörlerin başında hiç şüphesiz otomotiv geliyor. Pazarda satılan araçların yaklaşık yüzde 80’i ithal olunca, döviz kurlarındaki artışlar özellikle euronun yükselmesi, firmaların maliyetlerini doğrudan artırıyor. Geçen yıldan bu yana kampanyalar aracılığıyla tüketicilere minimum seviyede yansıtılmaya çalışan bu artışlara, 1 Ocak’tan itibaren bir de ÖTV artışı eklenince zamlar kaçınılmaz oldu. Ocak ayı içinde ellerinde kalan 2013 model araçları bitirmek için bu araçlarda zamları yansıtmaktan imtina eden firmalar, 2014 model araçlarına ise zamları yapmaya başladı.

Otomotivciler 1.6 litrenin altındaki araçlar için ÖTV kaynaklı yüzde 3.5 oranında zammı yaptıktan sonra kendi stok ve maliyetlerine göre 1 ile 8 puan arasında da kur zammı yaptı. Ford, yüzde 10 düzeyinde zam yaparken, Toyota’da zam oranı yüzde 4-5 aralığında kaldı. Renault gibi pazarda çok farklı sayıda modelle bulunan firmalar ise ÖTV artışı dışında bir zam henüz yapmadı. Zamların gecikmesinin asıl nedeni ise özellikle Avrupa’daki ana üreticilerle yapılan pazarlıklar. Bir yılda yüzde 25 düzeyinde artan euro bazlı maliyet artışlarının bir kısmını kendileri karşılayan distribütörler, artan maliyetlerin bir kısmının da Avrupa’daki ana firmalar tarafından üstlenilmesini istiyor. Ana firmaların vereceği desteğe bağlı olarak, Türkiye’de tüketicilere yansıtılacak zam oranları da netlik kazanacak. Noel ve yılbaşı tatilleri nedeniyle ancak dün tam anlamıyla işbaşı yapılan Avrupa’da, bu hafta yapılacak görüşmelerin ardından peyder pey tüm firmaların fiyatlarını artırması bekleniyor.

Dolardaki artış sektörleri harekete geçirdi. İlk zam dalgasının yaşandığı otoda artçılar beklenirken konut, elektronik, turizm, tekstilde de fiyat artışları kaçınılmaz görünüyor

Gamze ŞENER

Leyla İLHAN

İSTANBUL - Doların 2013 sonunda gösterdiği hızlı yükseliş, üreticilerin, ithalatçıların ve ihracatçıların gündemini de değiştirdi. İşadamları son günlerde önlerini göremeden karar almaya çalışıyor. Hemen her sektör artışın devam etmesi halinde fiyat artışlarının da kaçınılmaz olacağı görüşünde.

İnşaat sektöründen gelen açıklama, döviz kurundaki artışın sürmesi halinde konut fiyatlarının da aynı oranda artacağı yönünde. Turizm sektöründeyse zamların sessiz sedasız başladığı belirtiliyor. Bu karanlık tabloda makineciler çıkışı, ihracata daha fazla odaklanmakta; kimyacılar ise işadamlarını daha fazla bilgilendirmekte görüyor. Kötü bir senaryo oluşturmaktan kaçınan iş dünyası, durumu geçici görürken ‘B planı’ yapmak için sürecin henüz erken olduğunun altını çiziyor.

Konut fiyatları etkilenecek

Son 8 yıldır konut fiyatlarının TL üzerinden işlem gördüğünü, konut kredilerinin de TL üzerinden verildiğini aktaran İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, bu nedenle döviz kurlarındaki artışın konut fiyatlarına direkt bir etkisi bulunmadığını ancak artık bunun değiştiğini söyledi. “Dövizin dolaylı etkisi, konut üretimindeki maliyetler vasıtasıyla olacaktır. Her ne kadar konut üretimindeki malzemelerin yüzde 90’ından fazlası yerli malı olsa da ithal edilen enerjiye bağlı olarak konutta kullanılan her hammaddenin fiyatında bir artış olacak ve bu zincirleme reaksiyon olarak konut fiyatlarına yansıyacak” diyen Durbakayım, yılın ilk çeyreği için de yüzde 5 ila 10 arasında artış tahmininde bulundu.

Mütekabiliyet yasası kapsamında yapılacak her satışın döviz üzerinden olacağını hatırlatan Durbakayım, “Döviz kurlarındaki artış yurtdışı alıcıları tarafından olumlu karşılanacak ve ertelenen alımları hızlandıracak” değerlendirmesini yaptı. 2014’ün ilk yarısında özellikle yerel seçim öncesi ve sonrasında döviz kurlarındaki volatilitenin yüksek olacağını tahmin ettiklerini aktaran Durbakayım, “Siyasi sonuçlara göre döviz kurlarındaki yönünü belirleyecek. Dövizdeki her iniş veya çıkış direkt olarak gayrimenkul fiyatlarına anında yansımayacak ama dönemsel bazda metrekare fiyatlarını en az yüzde 5 oranında artıracak” dedi.

İnşaatta maliyetleri artıracak

Dolar kurunu izlemeye devam ettiklerini aktaran Metropolis Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Derbazlar 2.19 gibi sıkıntılı bir seviyeye geldiğini belirterek, “Merkez Bankası’nın tahminleri şu an için tutmamış görünüyor. Rekor kırarak artmaya da devam ediyor. Bunun ne olacağını bilemiyoruz” diye konuştu. İnşaat sektörünün önemli hammaddelerinin yurtiçi üretimiyle karşılandığını ancak demir cevheri gibi ithalata dayalı bazı kalemlerde kur artışlarının sektörü etkileyeceğini aktaran Derbazlar, bu anlamda maliyetlerde artış gözleneceğini belirtti.

“Yurtdışındaki yatırımcı dolar ya da euro ile Türkiye’ye gelip bununla daha makul şartlarda konut edinme şansı yakalayacak. Bu da yurtdışı yatırımcılar için önemli bir avantaj sağlayacak” diyen Derbazlar, piyasadaki durgunluğun sebeplerinden birinin de seçim süreci olduğunu belirtti ve dolar kurunun makul seviyeye gelmesi halinde, inşaat sektörünün başarılı bir yıl geçireceğini söyledi.

Turizmde zamlar sessiz sedasız başladı

Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, dolardaki yükselişin normal olmadığını ve geçici olduğu ümidini taşıdığın söyleyerek, “Konaklama sektöründe fiyatlarımızı dolar olarak veriyoruz, dolar olarak alacağımız için daha yüksek meblağ alacağımızı zannediyoruz ama giderlerimize o kadar zam geliyor ki neticede bir şey fark etmeyecek gibi duruyor. Zaten sessiz sedasız gelen zamlar oldu” diye konuştu.

Turizm sektörünün avantajdan çok dezavantaj yaşadığını kaydeden Bayındır, önümüzdeki dönem için yurtdışı turlarda muhakkak bir düşüş beklediklerini ifade etti. Bugünkü durum için “Bu adeta TL’nin küçük devalüasyonu gibi bir şey oldu” benzetmesini yapan Bayındır, yurtdışı turlarından ziyade yurtiçi turların düşündürücü olacağını söyledi ve ekledi: “Yurtdışında fazla bir etkisi olmaz. Çünkü biz dolar ve euro olarak veriyoruz zaten fiyatları, herhangi bir zam söz konusu değil. Yurtiçi için sanırım bir formül bulacağız. Herkes şimdiden kendine göre bir şeyler düşünüyor. Tüketici zaten şimdiden ‘biz bu fiyatları ödeyemeyiz’ demeye başlıyor, diğer zamları daha görmeden. Yıl sonu ve ocak başı işleri biraz yavaş gidiyor. İşlerde bir durulma olursa çalışan sayısında azaltma da görülebilir.” 

‘Bu seviyelerde fiyat artışı kaçınılmaz’

Bugünkü durumun geçici olduğuna inandığını söyleyen Vestel İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan ise doların bugün geldiği noktanın gerçekçi olmadığı yorumunu yaptı. “Bu seviyelerde kalırsa TL bazlı bazı fiyat artışları kaçınılmaz olabilir” diyen Erdoğan, “Ürün fiyatlarında artışlar görebiliriz. Ama hemen plan yapmamak lazım, bu bahsettiğim durumun süreklilik kazanması halinde görülebilir” hatırlatmasında bulundu.

‘İç piyasa belirsiz hedef dış pazarlar’

“Önümüzü göremediğimiz, adımlarımızı çok dikkatli atmamız gereken bir tabloyla karşı karşıyayız” diyen TİM Sektörler Konseyi Makine ve Aksamları Sektör Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, iç pazar için temkinli; dış pazar içinse ümitli konuştu. Makine sektörünün döviz oynayışlarını avantaja çevirerek ihracat oranını artırabileceğini söyleyen Dalgakıran, “Yine de yurtdışındaki faaliyetlerimizle ilgili hangi seviyeden maliyetimizi fiyatlandıracağımız konusunda ciddi soru işaretleri taşıyoruz. Özel sektörün son 7-8 çeyrekte yatırımlarında zaten düşme var. Dolayısıyla iç pazar bu durumdan zaten olumsuz olarak etkileniyor” dedi.

‘Fiyatların artması doğal bir reaksiyon’

Demir-çelik sektöründe görülebilecek fiyat artışlarını “doğal bir reaksiyon” olarak niteleyen Demir-Çelik Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan ise “Sektördeki fiyatlar ve dolardaki artış arasında matematiksel bir ilişki var. Çelik sektörü ithal ettiği girdileri dolarla ödediğinden, herhangi bir artış olduğunda otomatikman fiyatlara yansıtmak mecburiyetinde. Bu oturmuş bir anlayış, yeni bir anlayış değil” açıklamasını yaptı. Yapılacak tartışmalarda bu durumun zam olarak değerlendirilmemesi gerektiğinin altını çizen Yayan, “Zam için girdilerdeki maliyetler söz konusu olduğunda olabilir. Ama TL karşılığı artar ve bu da fiyatlara yansırsa bu sadece doğal bir reaksiyon olur” diye konuştu.

Amerikan bademi toptancıyı şaşırttı

Döviz kurunda görülen artıştan gıda toptancısı da rahatsız. Rami’deki kuruyemiş toptancıları, Amerikan bademinin maliyetinin arttığını belirterek, “1.85’ten aldığımız Amerikan bademi 2.20’ye mal olmaya başladı. Bu bizim için hem şaşırtıcı hem de tedirgin edici bir durum. Kurdan kaynaklanan kilo başına 35 kuruş zararımız var” değerlendirmesini yaptı.

‘Enerjimizi alan bu tartışmalar bitsin’

TİM Sektörler Konseyi Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Murat Akyüz, bundan sonraki dönemde, koruma araçları konusunda ihracatçının daha çok bilgilendirileceğini söyledi. Henüz üretimde bir sıkıntı görülmediğini ve şirketlerin yapısal bir değişikliğe gideceklerini öngörmediğini kaydeden Akyüz, “İsteğimiz, çok fazla enerjimizi alan bu tartışmaların bir an önce sona ermesi” temennisinde bulundu. Akyüz sözlerini şöyle sürdürdü:

“Finansal koruma araçlarını özellikle ihracatçıya daha hızlı şekilde ve daha sık aralıklarla anlatmamız gerekecek. Geçmiş dönemlerde bunu her ne kadar sıklıkla anlatsak da ihracatçı dolar kurundaki yatay gidişten dolayı kendisini güvence altına almamıştı. Mevcut koruma araçları zaten vardı, şimdi bu araçları ihracatçımıza daha yoğun şekilde anlatmaya başlıyoruz. Kimya sektörü bu konuda en sıkıntılı sektörlerden biri çünkü yüzde 80’i ithalat. İthal ettiklerini de yurtdışına farklı kur pozisyonlarında satıyor.”

Tekstilci ya ‘kâr’ ya ‘tüketici’ diyecek

Tekstil sektöründe doların edindiği pozisyonu koruması halinde fiyat artışlarının görüleceğini kaydeden Eroğlu Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şahin Eroğlu, “Şu an için aldığımız bir karar yok, bekliyoruz, yarının ne olacağını bilmiyoruz. Ya karınızdan fedakarlık edecek ya fiyatları artıracaksınız; başka da yapılacak bir şey gözükmüyor. Yıl sonu itibariyle hedef plan 1.95’ti. Tabii bütün planlar saptı. Yarın ne olacağını bilmiyorum ama bu farklar muhakkak fiyatlara yansıyacaktır” yorumunu yaptı.

Faturayı lojistikçi ödeyecek, navluna indirim gelebilir

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Turgur Erkeskin, 2014’e beklenenin çok üstünde bir kur artışıyla girildiğini söyleyerek, artışın özellikle yüksek araç ve depolama tesisi yatırımı olan, borçları döviz cinsinden olan lojsitik firmalarını etkileyeceğini kaydetti. Erkeskin, “Gelirleri daha ziyade TL cinsinden olan firmalar çok kötü etkilenecek. Sektör bu direkt etkinin yanı sıra özellikle ithalatta maliyet artışları neticesinde azalma eğiliminde olacak. İthalat taşımalarında ciddi navlun indirimi talebi ile karşı karşıya kalacağız. Dış ticaret lojistiğimiz tamamen ithalat, ihracat hacmimizle doğru orantılı seyrettiğinden masraflarımızı kontrol altında tutmaktan başka hemen devreye alabileceğimiz bir önlemimiz de yok” dedi.

Otoda ilk zamlar geldi, ikinciler yolda

Döviz kurlarındaki artışlardan en çok etkilenen sektörlerin başında hiç şüphesiz otomotiv geliyor. Pazarda satılan araçların yaklaşık yüzde 80’i ithal olunca, döviz kurlarındaki artışlar özellikle euronun yükselmesi, firmaların maliyetlerini doğrudan artırıyor. Geçen yıldan bu yana kampanyalar aracılığıyla tüketicilere minimum seviyede yansıtılmaya çalışan bu artışlara, 1 Ocak’tan itibaren bir de ÖTV artışı eklenince zamlar kaçınılmaz oldu. Ocak ayı içinde ellerinde kalan 2013 model araçları bitirmek için bu araçlarda zamları yansıtmaktan imtina eden firmalar, 2014 model araçlarına ise zamları yapmaya başladı.

Otomotivciler 1.6 litrenin altındaki araçlar için ÖTV kaynaklı yüzde 3.5 oranında zammı yaptıktan sonra kendi stok ve maliyetlerine göre 1 ile 8 puan arasında da kur zammı yaptı. Ford, yüzde 10 düzeyinde zam yaparken, Toyota’da zam oranı yüzde 4-5 aralığında kaldı. Renault gibi pazarda çok farklı sayıda modelle bulunan firmalar ise ÖTV artışı dışında bir zam henüz yapmadı. Zamların gecikmesinin asıl nedeni ise özellikle Avrupa’daki ana üreticilerle yapılan pazarlıklar. Bir yılda yüzde 25 düzeyinde artan euro bazlı maliyet artışlarının bir kısmını kendileri karşılayan distribütörler, artan maliyetlerin bir kısmının da Avrupa’daki ana firmalar tarafından üstlenilmesini istiyor. Ana firmaların vereceği desteğe bağlı olarak, Türkiye’de tüketicilere yansıtılacak zam oranları da netlik kazanacak. Noel ve yılbaşı tatilleri nedeniyle ancak dün tam anlamıyla işbaşı yapılan Avrupa’da, bu hafta yapılacak görüşmelerin ardından peyder pey tüm firmaların fiyatlarını artırması bekleniyor.