Enflasyon kontrol altında
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Enflasyon yüksek ve önemli bir sorun, bu konuya odaklanmalıyız ama enflasyonun kontrol dışına çıktığını söyleyemeyiz" dedi.
Türkiye Yatırım Zirvesi'nde konuşan Şimşek, Türkiye'de siyasi istikrar olmasaydı, sürdürülebilir yapısal reformların gerçekleştirilemeyeceğini, bunların da refah açısından önemli rol oynadığını anlattı.
Seçim sandığından 3 kilit mesaj çıktığını ifade eden Şimşek, "Siyasi istikrarın kalıcı olduğu, yolsuzluk iddialarının siyasi motivasyona dayalı olduğu ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sorunsuz geçeceği gibi sonuçlar çıktı. Önümüzde iki tane seçim olacak. Şu anki kamuoyu araştırmalarına ve yerel seçim sonuçlarına göre olumsuz herhangi bir şey olacağını düşünmüyoruz" dedi.
Türkiye için düşük büyüme dönemine girildiğini düşünmediklerini, büyüme görünümüne bakıldığında daha güçlü dış talep beklediklerini dile getiren Şimşek, TL'nin düşük olmasının rekabetçilikte etkili olacağını, yurt içi talepte iyileşme, dış taleple de korelasyon gördüklerini ifade etti.
Enflasyondaki artışın geçici olup olmadığına yönelik sorular geldiğini aktaran Şimşek, şöyle konuştu:
" Enflasyon yüksek ve önemli bir sorun, bu konuya odaklanmalıyız ama enflasyonun kontrol dışına çıktığını söyleyemeyiz.Enflasyon oranı yüzde 9'un üzerinde ama Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 7,6'dır. Merkez Bankası'nın başlangıçtaki enflasyon hedefiyle yeni enflasyon tahmini arasındaki fark, kurdaki dalgalanma, yüksek gıda fiyatları ve aynı zamanda vergi artışlarından kaynaklanıyor. Gelecek yıl ve daha sonrası için enflasyona bakıldığında buradaki artış TL'nin biraz daha değer kaybetmesinden kaynaklanabilecek."
Para politikasındaki uygulamalar ve alınan önemlere değinen Bakan Şimşek, cari açık sorunun çözümü için gereken her şeyi yaptıklarını ve dönüşüm için zamana ihtiyaç olduğunu ifade ederek, gelecek yıl için cari açığa bakıldığında bazı jeopolitik riskler olduğunu belirtti.
Rusya-Ukrayna arasındaki gerginlik ve daha yüksek enerji fiyatları gibi risklere işaret eden Şimşek, "Avrupa'daki iyileşme, daha stabil Ortadoğu ve Kuzey Afrika olması, daha az yurt içi talep cari açığı kapatabilir" dedi.
Türkiye'nin bir diğer sorunun da döviz olduğunu dile getiren Şimşek, "Yatırımcılar genel olarak buradaki reel sektörün dış durumuyla ilgili kaygılılar ama analizlere bakacak olursak kaygılanacak bir şey olmadığını görürüz. Türkiye'deki kamu sektörünün uzun net bir döviz pozisyonu var. Bankacılığın da nötr olduğunu görüyoruz. Türk firmalarının borçlandıkları paralarla yatırım yaptıklarını düşünüyoruz. Bu anlamda makul ölçüde bu riskle başa çıkabileceğimizi düşünüyoruz" diye konuştu.
Türk bankalarının son derece güvenli ve sağlıklı olduğunu, varlık kalitesi, karlılık ve sermaye açısından Türkiye'nin, dünyanın en güçlü bankacılık sistemlerinden birine sahip olduğunu kaydeden Şimşek, büyüme konusunda kaygılı olmadığını, Türkiye'de güçlü bir bankacılık sektörü ve siyasi istikrar olduğunu, istihdam ürettiklerini anlattı.
Türkiye'nin nispeten yüksek bir büyüme öngörüsü olduğunu, mevcut dönemden çıkıldığı an oldukça yüksek bir büyüme olacağını belirten Mehmet Şimşek, seçim ekonomisi konusunda popülizme ihtiyaçları olmadığını, özellikle OECD ya da AB, hatta gelişmekte olan pazarlarla kıyaslandığında Türkiye'nin en düşük bütçe açığı gösteren ülkelerden biri olduğunu vurguladı.
Bütçe gelirlerinde yüzde 3,5 oranında büyüme öngördüklerini dile getiren Şimşek, "Geçen 4 aya bakıldığında yüzde 10 oranında büyüdü. Son derece tutucu diyebileceğimiz gelir öngörülerimiz bulunmakta. Özelleştirme gibi vergi dışı bir takım gelirlerde performansın üstüne çıkılacak. Kamu borçlarının 10 yıl öncesine göre önemli ölçüde düştüğünü görüyoruz. Türkiye, gelişmekte olan piyasalarda borç anlamında son derece iyi performans gösteren ülkelerden biridir" diye konuştu.
HAZİNE GARANTİSİ
Hazine garanti planının biraz abartılan bir konu olduğunu ifade eden Şimşek, 3. Köprü, Avrasya Tüneli ve Gebze-İzmir Karayolu olmak üzere sadece 3 projenin Hazine garantisinde olduğunu, herşey yolunda gitmese bile 7 milyar doların altında bir ihtiyari ayrılan bütçe olduğunu söyledi.
Şimşek, şöyle devam etti:
"Özellikle de bu türdeki yükümlülüklerin üstlenilmesi anlamında Hazine'nin ortaya koyduğu üst bir sınır bulunmakta. Diyelim ki 3. Köprü sözleşmesinde bir sıkıntı olsa bile hala bir köprü yapılabilir. Yani tartışma aslında sığ diyebileceğimiz bir tartışma yönünde ilerledi. Bu yatırımlar ekonomik olarak gerçekleştirilebilir ve bizim ihtiyaç duyduğumuz yatırımlar. Yani Hazine'nin garantisi ya da desteği olsun ya da olmasın çok da büyük bir fark yaratmayacaktır" ifadelerini kullandı.
Maliye Bakanı Şimşek, 10 yıl önce Türkiye'de faiz ödemelerinin gelir vergilerinin yüzde 80'ine karşılık geldiğini, bugünse bu oranın yüzde 30'un altında bulunduğunu, bu konuda Türkiye'nin son derece iyi bir noktada olduğunu söyledi.
Yatırım fırsatları konusunda özelleştirme gündemine değinen Şimşek, yakın zamanda Milli Piyango'nun özelleştirileceğini, elektrik sektöründe de 12,7 milyar dolarlık bir şebeke dağıtımının yakın zamanda tamamlandığını, aynı zamanda termal santrallerin yaklaşık 2 bin 213 megavatlık kısmının özelleştirildiğini ve bunun devam edeceğini ifade etti.
Limanların özelleştirilmesinin de söz konusu olduğunu ve özellikle yakın zamanda tamamlanacak Kalamış Limanı'nın oldukça fazla ilgi çekeceğini düşündüklerini anlatan Şimşek, aynı zamanda gayrimenkul de sattıklarını ve geçen hafta İstanbul'da yarım milyar dolarlık bir arsa satışı gerçekleştirildiğini belirtti.AA
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Enflasyon yüksek ve önemli bir sorun, bu konuya odaklanmalıyız ama enflasyonun kontrol dışına çıktığını söyleyemeyiz" dedi.
Türkiye Yatırım Zirvesi'nde konuşan Şimşek, Türkiye'de siyasi istikrar olmasaydı, sürdürülebilir yapısal reformların gerçekleştirilemeyeceğini, bunların da refah açısından önemli rol oynadığını anlattı.
Seçim sandığından 3 kilit mesaj çıktığını ifade eden Şimşek, "Siyasi istikrarın kalıcı olduğu, yolsuzluk iddialarının siyasi motivasyona dayalı olduğu ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sorunsuz geçeceği gibi sonuçlar çıktı. Önümüzde iki tane seçim olacak. Şu anki kamuoyu araştırmalarına ve yerel seçim sonuçlarına göre olumsuz herhangi bir şey olacağını düşünmüyoruz" dedi.
Türkiye için düşük büyüme dönemine girildiğini düşünmediklerini, büyüme görünümüne bakıldığında daha güçlü dış talep beklediklerini dile getiren Şimşek, TL'nin düşük olmasının rekabetçilikte etkili olacağını, yurt içi talepte iyileşme, dış taleple de korelasyon gördüklerini ifade etti.
Enflasyondaki artışın geçici olup olmadığına yönelik sorular geldiğini aktaran Şimşek, şöyle konuştu:
" Enflasyon yüksek ve önemli bir sorun, bu konuya odaklanmalıyız ama enflasyonun kontrol dışına çıktığını söyleyemeyiz.Enflasyon oranı yüzde 9'un üzerinde ama Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 7,6'dır. Merkez Bankası'nın başlangıçtaki enflasyon hedefiyle yeni enflasyon tahmini arasındaki fark, kurdaki dalgalanma, yüksek gıda fiyatları ve aynı zamanda vergi artışlarından kaynaklanıyor. Gelecek yıl ve daha sonrası için enflasyona bakıldığında buradaki artış TL'nin biraz daha değer kaybetmesinden kaynaklanabilecek."
Para politikasındaki uygulamalar ve alınan önemlere değinen Bakan Şimşek, cari açık sorunun çözümü için gereken her şeyi yaptıklarını ve dönüşüm için zamana ihtiyaç olduğunu ifade ederek, gelecek yıl için cari açığa bakıldığında bazı jeopolitik riskler olduğunu belirtti.
Rusya-Ukrayna arasındaki gerginlik ve daha yüksek enerji fiyatları gibi risklere işaret eden Şimşek, "Avrupa'daki iyileşme, daha stabil Ortadoğu ve Kuzey Afrika olması, daha az yurt içi talep cari açığı kapatabilir" dedi.
Türkiye'nin bir diğer sorunun da döviz olduğunu dile getiren Şimşek, "Yatırımcılar genel olarak buradaki reel sektörün dış durumuyla ilgili kaygılılar ama analizlere bakacak olursak kaygılanacak bir şey olmadığını görürüz. Türkiye'deki kamu sektörünün uzun net bir döviz pozisyonu var. Bankacılığın da nötr olduğunu görüyoruz. Türk firmalarının borçlandıkları paralarla yatırım yaptıklarını düşünüyoruz. Bu anlamda makul ölçüde bu riskle başa çıkabileceğimizi düşünüyoruz" diye konuştu.
Türk bankalarının son derece güvenli ve sağlıklı olduğunu, varlık kalitesi, karlılık ve sermaye açısından Türkiye'nin, dünyanın en güçlü bankacılık sistemlerinden birine sahip olduğunu kaydeden Şimşek, büyüme konusunda kaygılı olmadığını, Türkiye'de güçlü bir bankacılık sektörü ve siyasi istikrar olduğunu, istihdam ürettiklerini anlattı.
Türkiye'nin nispeten yüksek bir büyüme öngörüsü olduğunu, mevcut dönemden çıkıldığı an oldukça yüksek bir büyüme olacağını belirten Mehmet Şimşek, seçim ekonomisi konusunda popülizme ihtiyaçları olmadığını, özellikle OECD ya da AB, hatta gelişmekte olan pazarlarla kıyaslandığında Türkiye'nin en düşük bütçe açığı gösteren ülkelerden biri olduğunu vurguladı.
Bütçe gelirlerinde yüzde 3,5 oranında büyüme öngördüklerini dile getiren Şimşek, "Geçen 4 aya bakıldığında yüzde 10 oranında büyüdü. Son derece tutucu diyebileceğimiz gelir öngörülerimiz bulunmakta. Özelleştirme gibi vergi dışı bir takım gelirlerde performansın üstüne çıkılacak. Kamu borçlarının 10 yıl öncesine göre önemli ölçüde düştüğünü görüyoruz. Türkiye, gelişmekte olan piyasalarda borç anlamında son derece iyi performans gösteren ülkelerden biridir" diye konuştu.
HAZİNE GARANTİSİ
Hazine garanti planının biraz abartılan bir konu olduğunu ifade eden Şimşek, 3. Köprü, Avrasya Tüneli ve Gebze-İzmir Karayolu olmak üzere sadece 3 projenin Hazine garantisinde olduğunu, herşey yolunda gitmese bile 7 milyar doların altında bir ihtiyari ayrılan bütçe olduğunu söyledi.
Şimşek, şöyle devam etti:
"Özellikle de bu türdeki yükümlülüklerin üstlenilmesi anlamında Hazine'nin ortaya koyduğu üst bir sınır bulunmakta. Diyelim ki 3. Köprü sözleşmesinde bir sıkıntı olsa bile hala bir köprü yapılabilir. Yani tartışma aslında sığ diyebileceğimiz bir tartışma yönünde ilerledi. Bu yatırımlar ekonomik olarak gerçekleştirilebilir ve bizim ihtiyaç duyduğumuz yatırımlar. Yani Hazine'nin garantisi ya da desteği olsun ya da olmasın çok da büyük bir fark yaratmayacaktır" ifadelerini kullandı.
Maliye Bakanı Şimşek, 10 yıl önce Türkiye'de faiz ödemelerinin gelir vergilerinin yüzde 80'ine karşılık geldiğini, bugünse bu oranın yüzde 30'un altında bulunduğunu, bu konuda Türkiye'nin son derece iyi bir noktada olduğunu söyledi.
Yatırım fırsatları konusunda özelleştirme gündemine değinen Şimşek, yakın zamanda Milli Piyango'nun özelleştirileceğini, elektrik sektöründe de 12,7 milyar dolarlık bir şebeke dağıtımının yakın zamanda tamamlandığını, aynı zamanda termal santrallerin yaklaşık 2 bin 213 megavatlık kısmının özelleştirildiğini ve bunun devam edeceğini ifade etti.
Limanların özelleştirilmesinin de söz konusu olduğunu ve özellikle yakın zamanda tamamlanacak Kalamış Limanı'nın oldukça fazla ilgi çekeceğini düşündüklerini anlatan Şimşek, aynı zamanda gayrimenkul de sattıklarını ve geçen hafta İstanbul'da yarım milyar dolarlık bir arsa satışı gerçekleştirildiğini belirtti.AA