Haber Detayı

Türk yatırımcısına 'özel limanı olan' serbest bölge


Çin, ABD ve Japon yatırımcıların Cibuti’yi çok önceden fark edip geldiklerini söyleyen büyükelçi Aden Houssein Abdillahi, Türk yatırımcıları da Cubiti’ye beklediklerini kaydetti

Cibuti Büyükelçisi Aden Houssein Abdillahi, ülkesinde 50 hektarlık alana Türk yatırımcılara yönelik limanlı serbest bölge kurulacağını söyledi. Cibuti’nin 400 milyon nüfuslu COMESA Birliği’nin dünyaya açılan kapısı olacağını belirten Abdillahi, “Çinliler, ABD’liler, Japonlar çok önceden fark edip geldiler, Türk yatırımcıları da bekliyoruz” diye konuştu. Abdillahi, iki ülke arasında hayvancılık alanında da önemli işbirliği fırsatları olduğunu söyledi. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Aden Houssein Abdillahi, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve Yeşim Ardıç’ın sorularını cevaplandırdı.

İki ülke arasındaki ilişkiler için “Yeni başladı…” diyebilir miyiz?

Evet yeni ve hızlı. İki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için ilk atılım 2.5 yıl önce açılan büyükelçilik oldu. Türkiye’de de 2012 yılının Şubat ayında büyükelçiliğimiz açıldı. O zamandan beri ikili ilişkileri geliştirmek adına somut anlamda pek çok adım attık. 2005 yılında Türkiye den Cibuti’ye yapılan ithalat 5 milyon dolardı. Şimdi 100 milyon dolara ulaştı. Tabi ki yeterli bir rakam değil. Bizim için daha fazla olması gerekiyor. Cibuti ihracatçı bir ülke değil. Daha çok hizmet sektörüyle ön plandadır. Özellikle limanlar. Etiyopya başta olmak üzere, 400 milyon nüfuslu 19 üyeli COMESA Birliği’ne üye birçok Doğu Afrika ülkesinin diğer pazarlara ulaşmasında, limanlarıyla hizmet veren bir ülkeyiz.

Doğu Afrika’yı dünyaya açacak kapı olarak nitelendiriliyor Cibuti. Doğu Afrika’nın Dubai’si olacağı söyleniyor. Bu hedefle birçok yatırım yapılıyor. Hangi aşamada o yatırımlar?

Evet söylediğiniz gibi, Cibuti’nin, 1 milyonluk nüfusu olmasına rağmen ileride Dubai Singapur gibi 150 milyonluk kitleye ulaşan bir iş merkezi olma hedefi var. Bunun yararının da sadece Cibuti ye değil Etiyopya ve Somali gibi çevre ülkelere de olacağını düşünüyoruz. Cibuti ekonomisi diğer komşu ekonomilerle ilişkili olarak gelişen bir ekonomi. Örneğin şu anda mevcut 2 limanın yanında 2 tane daha dünya standartlarında liman daha yapılıyor. Bu yatırımlarla bölgenin kalkınması hedefleniyor. Doraleh Limanı, şu anda Afrika’nın en büyük, teknolojik anlamda ise en gelişmiş limanı. 6 milyar dolarlık bir yatırımla hayata geçiyor. Bölgeye baktığımız zaman Etiyopya’nın bir ağırlığı var. Etiyopya’daki ekonomi Doğu Afrika’nın en büyük ekonomisidir. Ama tek sorun denize kıyısı olmaması. Cibuti bu anlamda Etiyopya’yı aslında rahatlatan bir ülkedir. Etiyopya gibi birçok ülke ihracatını ve ithalatını Cibuti’nin limanlarından yapıyor. Her gün Cibuti’ye sadece Etiyopya’dan bin 200 kamyon geliyor. Bin 200 kamyon tabi ki yeterli bir sayı değil. Bunu aşmak için yeni bir elektrikli demiryolu sistemi kurmaya başladık. Cibuti-Etiyopya arsındaki bu demiryolunu iki ülke aynı anda ortak sermaye ile yürütüyorlar. Aynı zaman da Etiyopya kendi içinde bir iç sistem geliştiriyor. Milyarlarca dolar tutan bir proje. 2015’te ilk tren seferi yapılacak. Yüzde 80’i bitti. Çin Eximbank’ından krediler alındı. Bir bölümünde Türk şirket olan Yapı Merkezi çalıştı ve işi bitirdi.

Doğal kaynaklar açısından da zengin bir bölgedesiniz. Ancak ekonomiye kazandırma konusunda teknolojik olarak geridesiniz. Kaynakların değerlendirilmesine yönelik Türk sanayicilerden beklentileriniz var mı?

Çok doğru, bölge kaynak olarak çok zengin. Petrol, doğalgaz, hayvan, hayvan ürünleri, tarım kaynakları açısından son derece zengin olan bir bölgedeyiz. Cibuti’nin en büyük özelliği ise bölgenin dünyaya açılan bir kapı. Biz bu kaynakların üretime dönüşmesi ve ekonomiye kazandırılması için serbest bölgeler inşa ediyoruz. Örneğin bu serbest bölgeler 150 milyon kişilik bir nüfusa hizmet ediyor. Türk işadamlarından ve sanayicilerinden oralara yatırım yapmasını bekliyoruz. Cibuti’nin o serbest bölgelerde pek çok olanağı var. Şirket, ofis, depo olabilir. Bütün bunları kullanarak Türk sanayicilerin Cibuti’ye katkısını ve böylece aslında bölge verimliliğinin artmasını istiyoruz.

Yatırımcılara ne gibi avantajlar sağlıyorsunuz?

İlk olarak Cibuti ekonomisi liberal bir ekonomi. Aynı zaman da bir Amerikan Doları ile 1 Cibuti Frankı arasında herhangi bir değer oynaması yok. Sabittir. Herhangi bir partnere ihtiyacınız yok. Bütün kârınızı kendi üzerinize geçirme olanağınız var. Ve tabi en önemlisi serbest bölgede vergi ödemiyorsunuz. Uluslararası bankacılık sistemi çok esnek bir yapıya sahip. İsviçreli bankalar, Malezyalı bankalar, Fransız bankalar var. Ama Türk bankaları yok. Türk bankalarını da bekliyoruz. Çünkü bölge çok stratejik önem sahip bir yer. Örneğin sırf bu yüzden zaten Amerika’nın Afrika’da tek askeri üssü Cibuti’de. Japonya’nın da kendi sınırları dışında tek askeri üssü Cibuti’de. İtalyanların da askeri üssü var Cibuti’de, Fransızların da. Yani bölge çok stratejik öneme sahip ve güvenli. Afrika ve Asya arasında olması ve güvenli olması. Biz Afrika boynuzundayız. Boynuzun tam sınırındayız. Ama Yemen 20 km uzaklıkta komşumuz. Kapımız.Cibuti yemen arasındaki Bab’el Mandep Boğazı’da İstanbul Boğazı gibi. Bu dünyadaki ikinci büyük deniz ticaretine ev sahipliği yapıyor. Sırf o boğazdan 4 milyon varillik petrol geçiyor. Yılda 25 milyon konteyner geçiyor. Yılda 22-23 bin gemi geçiyor. Müthiş bir trafik var. Mısır ve Somali’deki olaylar bu trafiği etkilemedi. Herhangi bir sorun olmadı. Şu anda yapılan iş anlaşmalarının yüzde 70-80 i deniz üzerinden sağlanıyor.
Hayvan ticaretinin geliştiğini biliyoruz. Devam ediyor mu?

Evet, bir tane liman sadece hayvan ticareti için inşa edildi. Cibuti hem giriş hem çıkış bölgesi olduğu için, Mesela Suudi Arabistan’a develer Cibuti aracılığı ile gidiyor. Kurban bayramında Cibuti’den 2 milyon deve gönderildi. Hayvan kaynağı olarak çok önemli bir bölge ve bütün bölgedeki hayvan ticareti Cibuti üzerinden yapılıyor. Bütün iş adamları Cibuti’de buluşuyor ve anlaşmalar orada imzalanıyor. Suudi Arabistan yaklaşık 6-7 sene önce dışarıdan hayvan alımında bir şart koydu. O da hayvanların Cibuti üzerinden Suudi Arabistan’a geçmesi. Bunun sebebi Cibuti’deki bütün limanlarda sağlık koşullarının üst seviyede olması ve imzalı sertifika dağıtılması.

Ekonomi Bakanı Zeybekci Türk işadamlarından oluşan bir heyetle aralıkta Cibuti’ye gelecek

Türk Hükümeti ve iş dünyası ile atılan somut adımlar var mı?

Şu anda benim ilk işim Türkiye’de ikili ilişkileri geliştirmek. Bu anlamda 6-7 alanda anlaşma imzaladık. Enerji, su, sağlık, eğitim, siyasi ve askeri anlaşmalar. İkili ilişkileri sağlamak ilk amacımızdı. İkinci işim ise Türk iş adamlarını bölgeye, ülkeye çekmek. Bununla ilgili girişimimiz örneğin aralık ayında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin Cibuti’ye ziyareti var. Tabi yanında işadamlarıyla. Şu anki mesajım şu. Bölge çok hızlı bir şekilde büyüyor. Şu anda önemli olan pazara yakın durabilmek. Eski sistemde ülkelerin mal göndermesi değişik ülkeler aracılığı ile favoriydi. Şimdi yalnız pazara yakın olmak önemli. Biz de Cibuti olarak istenen her türlü iş adamına bütün kapılarımızı açıyoruz. Bunun için biraz hızlı olmak gerekiyor. Çünkü çok fazla rakip var. Cibuti’yi kullanmak isteyen çok fazla ülke var. Bu anlamda Türk işadamlarının ellerini çabuk tutması onlar için daha iyi olur. Şu an da yapılan üç limanında yapım aşaması devam ediyor. Ancak bu gelecekte herhangi bir Türk yardımına, desteğine ihtiyacımız olmaz anlamına gelmiyor. Bütün seçenekler masada. İleride bir şey olursa tabi ki de Türkiye’den yardım isteriz. Şu anda Türkiye’nin Cibuti ile yapabileceği bir ekonomik işbirliği de çok büyük serbest bölge inşası olacak. Bu serbest bölgenin kazandıracağı çok şey var. Şu anda ekonomi bakanlığıyla bu konu üzerinde çalışıyoruz. Bu özel bölgeyi nasıl kurabiliriz. İşletmecilik Cibuti Türk işadamları arasında olur ama uluslararası işlere açık olur.

Çin, ABD ve Japon yatırımcıların Cibuti’yi çok önceden fark edip geldiklerini söyleyen büyükelçi Aden Houssein Abdillahi, Türk yatırımcıları da Cubiti’ye beklediklerini kaydetti

Cibuti Büyükelçisi Aden Houssein Abdillahi, ülkesinde 50 hektarlık alana Türk yatırımcılara yönelik limanlı serbest bölge kurulacağını söyledi. Cibuti’nin 400 milyon nüfuslu COMESA Birliği’nin dünyaya açılan kapısı olacağını belirten Abdillahi, “Çinliler, ABD’liler, Japonlar çok önceden fark edip geldiler, Türk yatırımcıları da bekliyoruz” diye konuştu. Abdillahi, iki ülke arasında hayvancılık alanında da önemli işbirliği fırsatları olduğunu söyledi. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Aden Houssein Abdillahi, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve Yeşim Ardıç’ın sorularını cevaplandırdı.

İki ülke arasındaki ilişkiler için “Yeni başladı…” diyebilir miyiz?

Evet yeni ve hızlı. İki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için ilk atılım 2.5 yıl önce açılan büyükelçilik oldu. Türkiye’de de 2012 yılının Şubat ayında büyükelçiliğimiz açıldı. O zamandan beri ikili ilişkileri geliştirmek adına somut anlamda pek çok adım attık. 2005 yılında Türkiye den Cibuti’ye yapılan ithalat 5 milyon dolardı. Şimdi 100 milyon dolara ulaştı. Tabi ki yeterli bir rakam değil. Bizim için daha fazla olması gerekiyor. Cibuti ihracatçı bir ülke değil. Daha çok hizmet sektörüyle ön plandadır. Özellikle limanlar. Etiyopya başta olmak üzere, 400 milyon nüfuslu 19 üyeli COMESA Birliği’ne üye birçok Doğu Afrika ülkesinin diğer pazarlara ulaşmasında, limanlarıyla hizmet veren bir ülkeyiz.

Doğu Afrika’yı dünyaya açacak kapı olarak nitelendiriliyor Cibuti. Doğu Afrika’nın Dubai’si olacağı söyleniyor. Bu hedefle birçok yatırım yapılıyor. Hangi aşamada o yatırımlar?

Evet söylediğiniz gibi, Cibuti’nin, 1 milyonluk nüfusu olmasına rağmen ileride Dubai Singapur gibi 150 milyonluk kitleye ulaşan bir iş merkezi olma hedefi var. Bunun yararının da sadece Cibuti ye değil Etiyopya ve Somali gibi çevre ülkelere de olacağını düşünüyoruz. Cibuti ekonomisi diğer komşu ekonomilerle ilişkili olarak gelişen bir ekonomi. Örneğin şu anda mevcut 2 limanın yanında 2 tane daha dünya standartlarında liman daha yapılıyor. Bu yatırımlarla bölgenin kalkınması hedefleniyor. Doraleh Limanı, şu anda Afrika’nın en büyük, teknolojik anlamda ise en gelişmiş limanı. 6 milyar dolarlık bir yatırımla hayata geçiyor. Bölgeye baktığımız zaman Etiyopya’nın bir ağırlığı var. Etiyopya’daki ekonomi Doğu Afrika’nın en büyük ekonomisidir. Ama tek sorun denize kıyısı olmaması. Cibuti bu anlamda Etiyopya’yı aslında rahatlatan bir ülkedir. Etiyopya gibi birçok ülke ihracatını ve ithalatını Cibuti’nin limanlarından yapıyor. Her gün Cibuti’ye sadece Etiyopya’dan bin 200 kamyon geliyor. Bin 200 kamyon tabi ki yeterli bir sayı değil. Bunu aşmak için yeni bir elektrikli demiryolu sistemi kurmaya başladık. Cibuti-Etiyopya arsındaki bu demiryolunu iki ülke aynı anda ortak sermaye ile yürütüyorlar. Aynı zaman da Etiyopya kendi içinde bir iç sistem geliştiriyor. Milyarlarca dolar tutan bir proje. 2015’te ilk tren seferi yapılacak. Yüzde 80’i bitti. Çin Eximbank’ından krediler alındı. Bir bölümünde Türk şirket olan Yapı Merkezi çalıştı ve işi bitirdi.

Doğal kaynaklar açısından da zengin bir bölgedesiniz. Ancak ekonomiye kazandırma konusunda teknolojik olarak geridesiniz. Kaynakların değerlendirilmesine yönelik Türk sanayicilerden beklentileriniz var mı?

Çok doğru, bölge kaynak olarak çok zengin. Petrol, doğalgaz, hayvan, hayvan ürünleri, tarım kaynakları açısından son derece zengin olan bir bölgedeyiz. Cibuti’nin en büyük özelliği ise bölgenin dünyaya açılan bir kapı. Biz bu kaynakların üretime dönüşmesi ve ekonomiye kazandırılması için serbest bölgeler inşa ediyoruz. Örneğin bu serbest bölgeler 150 milyon kişilik bir nüfusa hizmet ediyor. Türk işadamlarından ve sanayicilerinden oralara yatırım yapmasını bekliyoruz. Cibuti’nin o serbest bölgelerde pek çok olanağı var. Şirket, ofis, depo olabilir. Bütün bunları kullanarak Türk sanayicilerin Cibuti’ye katkısını ve böylece aslında bölge verimliliğinin artmasını istiyoruz.

Yatırımcılara ne gibi avantajlar sağlıyorsunuz?

İlk olarak Cibuti ekonomisi liberal bir ekonomi. Aynı zaman da bir Amerikan Doları ile 1 Cibuti Frankı arasında herhangi bir değer oynaması yok. Sabittir. Herhangi bir partnere ihtiyacınız yok. Bütün kârınızı kendi üzerinize geçirme olanağınız var. Ve tabi en önemlisi serbest bölgede vergi ödemiyorsunuz. Uluslararası bankacılık sistemi çok esnek bir yapıya sahip. İsviçreli bankalar, Malezyalı bankalar, Fransız bankalar var. Ama Türk bankaları yok. Türk bankalarını da bekliyoruz. Çünkü bölge çok stratejik önem sahip bir yer. Örneğin sırf bu yüzden zaten Amerika’nın Afrika’da tek askeri üssü Cibuti’de. Japonya’nın da kendi sınırları dışında tek askeri üssü Cibuti’de. İtalyanların da askeri üssü var Cibuti’de, Fransızların da. Yani bölge çok stratejik öneme sahip ve güvenli. Afrika ve Asya arasında olması ve güvenli olması. Biz Afrika boynuzundayız. Boynuzun tam sınırındayız. Ama Yemen 20 km uzaklıkta komşumuz. Kapımız.Cibuti yemen arasındaki Bab’el Mandep Boğazı’da İstanbul Boğazı gibi. Bu dünyadaki ikinci büyük deniz ticaretine ev sahipliği yapıyor. Sırf o boğazdan 4 milyon varillik petrol geçiyor. Yılda 25 milyon konteyner geçiyor. Yılda 22-23 bin gemi geçiyor. Müthiş bir trafik var. Mısır ve Somali’deki olaylar bu trafiği etkilemedi. Herhangi bir sorun olmadı. Şu anda yapılan iş anlaşmalarının yüzde 70-80 i deniz üzerinden sağlanıyor.
Hayvan ticaretinin geliştiğini biliyoruz. Devam ediyor mu?

Evet, bir tane liman sadece hayvan ticareti için inşa edildi. Cibuti hem giriş hem çıkış bölgesi olduğu için, Mesela Suudi Arabistan’a develer Cibuti aracılığı ile gidiyor. Kurban bayramında Cibuti’den 2 milyon deve gönderildi. Hayvan kaynağı olarak çok önemli bir bölge ve bütün bölgedeki hayvan ticareti Cibuti üzerinden yapılıyor. Bütün iş adamları Cibuti’de buluşuyor ve anlaşmalar orada imzalanıyor. Suudi Arabistan yaklaşık 6-7 sene önce dışarıdan hayvan alımında bir şart koydu. O da hayvanların Cibuti üzerinden Suudi Arabistan’a geçmesi. Bunun sebebi Cibuti’deki bütün limanlarda sağlık koşullarının üst seviyede olması ve imzalı sertifika dağıtılması.

Ekonomi Bakanı Zeybekci Türk işadamlarından oluşan bir heyetle aralıkta Cibuti’ye gelecek

Türk Hükümeti ve iş dünyası ile atılan somut adımlar var mı?

Şu anda benim ilk işim Türkiye’de ikili ilişkileri geliştirmek. Bu anlamda 6-7 alanda anlaşma imzaladık. Enerji, su, sağlık, eğitim, siyasi ve askeri anlaşmalar. İkili ilişkileri sağlamak ilk amacımızdı. İkinci işim ise Türk iş adamlarını bölgeye, ülkeye çekmek. Bununla ilgili girişimimiz örneğin aralık ayında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin Cibuti’ye ziyareti var. Tabi yanında işadamlarıyla. Şu anki mesajım şu. Bölge çok hızlı bir şekilde büyüyor. Şu anda önemli olan pazara yakın durabilmek. Eski sistemde ülkelerin mal göndermesi değişik ülkeler aracılığı ile favoriydi. Şimdi yalnız pazara yakın olmak önemli. Biz de Cibuti olarak istenen her türlü iş adamına bütün kapılarımızı açıyoruz. Bunun için biraz hızlı olmak gerekiyor. Çünkü çok fazla rakip var. Cibuti’yi kullanmak isteyen çok fazla ülke var. Bu anlamda Türk işadamlarının ellerini çabuk tutması onlar için daha iyi olur. Şu an da yapılan üç limanında yapım aşaması devam ediyor. Ancak bu gelecekte herhangi bir Türk yardımına, desteğine ihtiyacımız olmaz anlamına gelmiyor. Bütün seçenekler masada. İleride bir şey olursa tabi ki de Türkiye’den yardım isteriz. Şu anda Türkiye’nin Cibuti ile yapabileceği bir ekonomik işbirliği de çok büyük serbest bölge inşası olacak. Bu serbest bölgenin kazandıracağı çok şey var. Şu anda ekonomi bakanlığıyla bu konu üzerinde çalışıyoruz. Bu özel bölgeyi nasıl kurabiliriz. İşletmecilik Cibuti Türk işadamları arasında olur ama uluslararası işlere açık olur.