Eşitsizlik ekonomik büyümeyi aşağı çekiyor
OECD yüksek vergilerle serveti tekrar dağıtmanın büyümeye olumsuz etkisinin olmayacağını, en önemli sebebin eğitimdeki fırsat eşitsizliği olduğunu vurguladı
HİLAL SARI
DIŞ HABERLER - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) yayınladığı yeni raporunda üye ülkeler arasındaki eşitsizliğin son 30 yılın zirvesine tırmandığını, bu durumun ekonomik büyümeyi önemli ölçüde azalttığını açıkladı. Rapora göre en zengin yüzde 10’luk kesim gelirini artırmamış olsaydı, tüm üye ülkelerin büyümesi daha yüksek oranları bulacaktı. Yüksek vergilerle serveti tekrar dağıtmanın büyümeye olumsuz etkisi olmayacağını savunan OECD, en önemli sebebin eğitimdeki fırsat eşitsizliği olduğunu vurguladı. İngiltere’de eşitsizliğin GSYH’nin yüzde 9’una mal olduğu, ABD’de ise bu rakamın yüzde 7 olduğu belirtildi. Son 30 yılda 34 üye ülkenin içinde en zengin ve en fakir arasındaki farkın en yüksek seviyeye geldiği, en zengin yüzde 10’luk kesimin en fakirden dokuz buçuk kat daha zengin olduğu ifade edildi. 1980’lerde bu oran sadece sekizdi. Rapora göre eşitsizliğin azaldığı sadece iki ülke var: Türkiye ve Yunanistan.
Yeni yayınlanan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) raporuna göre artan eşitsizlik sanayileşmiş ülkelerin büyük bir çoğunluğunda büyümeyi azalttı. Raporda “Bugünün en zengin yüzde 10’luk kesimi toplam gelirdeki payını artırmamış olsaydı, büyüme daha fazla olurdu” ifadeleri kullanıldı. İngiltere’de eşitsizliğin GSYH’nin yüzde 9’una mal olduğu ABD’de ise bu rakamın yüzde 7 olduğu belirtildi. Son 30 yılda 34 üye ülkenin arasında en zengin ve en fakir arasındaki farkın en yüksek seviyeye geldiği, en zengin yüzde 10’luk kesimin en fakirden 9 buçuk kat daha zengin olduğu ifade edildi. 1980’lerde bu oran sadece sekizdi.
Rapora göre eşitsizliğin azaldığı sadece iki OECD ülkesi oldu, Türkiye ve Yunanistan. Eşitsizliğin Meksika ve Yeni Zelanda’da büyümenin yüzde 10’unu, Finlandiya ve Norveç’te neredeyse yüzde 9’unu, ABD, İtalya ve İsveç’te ise yüzde 6 ila 7’sini yokettiği engellediği belirtiliyor. Eşitsizlik ölçütü Gini katsayısının 1985-2011 yılları arasında 21 OECD ülkesinin 16’sında yükseltildiği belirtilen rapora göre Finlandiya, İsrail, Yeni Zelanda, İsveç ve ABD’nin Gini katsayısının 5 puandan fazla artış yaşadığı, sadece Yunanistan ve Türkiye’de çok hafif bir düşüş yaşandığı belirtildi.
Vergilerle servetin tekrar dağıtımı büyümeye engel değil
Raporun bulgularının bu yılın başlarında yayınlanmış olan bir Uluslararası Para Fonu (IMF) rapouyla benzer sonuçlar içerdiği belirtiliyor. Fakat OECD’nin analizleri daha zengin ülkelere yoğunlaşıyor ve eşitsizliğin büyüme üzerinde tam olarak ne kadar büyük bir etkisi olduğunu gösteriyor. OECD raporda yüksek vergi ve sosyal yardımlarla servetin tekrar dağıtılmasının büyümeyi aşağı çekmediğini de vurguladı. OECD Genel Sekreteri Angel Gurria “Bu sonuçlar güçlü ve sürdürülebilir bir büyüme için gittikçe artan eşitsizlik meselesinin tüm politika tartışmalarının ana merkezinde olması gerektiğini gösteriyor” diye konuştu.
Temel neden eğitimde fırsat eşitliğinin olmaması
Artan eşitsizliğin en temel sebebinin eğitime yapılan yatırımın eksikliği olduğunu belirten OECD raporunda son 30 yıldır eşitsizliğin fakir çocukların eğitim şartlarını kısıtladığına da dikkat çekildi. Dünyanın en zengin uluslarının üyesi olduğu kurumun raporunda eğitim fırsatlarının yetersizliği, dezavantajlı bireyler üzerinde “azalan sosyal hareketlilik ve yetkinlik gelişiminin engellenmesi” gibi etkiler doğurduğuna vurgu yapıldı.
Özellikle ebeveynleri iyi eğitim alamamış olan bireylerin eşitsizlik artışından en çok etkilenenler olduğu rapora göre, daha iyi eğitim almış bir çevrede ailenin eğitim durumunun o kadar önemli olmadığı belirtildi.
İşgücüne katılımı destekleyen politikalar uygulanmalı
OECD politikacılara yoksullukla mücadele programları uygulamaları için çağrıda bulundu. Raporda “Politikalar bu ezelden beri devam eden yetersiz eğitim yatırımlarına son vermeli ve düşük gelir grupları için örgün eğitime yatırım yapmalı” denildi. Yetkinlik gelişimi stratejilerinin meslek eğitimini ve düşük yetkinliktekilerin iş yaşamı boyunca eğitimini içermesi gerektiği belirtildi.
OECD İstihdam, İşgücü ve Sosyal İlişkiler direktör yardımcısı Mark Pearson “Tahmin ettiğimizden çok daha büyük bir etki bulduk. Sonuçlar gösterdiğiki eğitimin büyümede çok büyük etkisi var ve ülkeler insanları işgücüne sokmaya yardımcı olacak politikalar uygulamalılar” dedi.
Raporun en önemli bulguları
• OECD içinde Zengin ve fakir arasındaki boşluk 30 yılın zirvesinde.
• Uzun vadeli bu eğilim ekonomik büyümeleri aşağı çekti.
• Eşitsizliğin olumsuz etkisi sadece en fakirleri değil piramidin altındaki yüzde 40’lık kesimi etkiliyor.
• En önemli sebep sosyal çevreleri dezavantajlı olan kişilerin eğitime yatırım yapamıyor olması.
• Eşitsizliği vergi ve sosyal yardım politikalarıyla azaltmak, bu politikalar düzgün uygulandığı sürece büyümeye zarar vermez.
• Eşitsizlikteki genel artış yüzde 1’lik çok zengin kesimin ağırlığından kaynaklanıyor.
OECD yüksek vergilerle serveti tekrar dağıtmanın büyümeye olumsuz etkisinin olmayacağını, en önemli sebebin eğitimdeki fırsat eşitsizliği olduğunu vurguladı
HİLAL SARI
DIŞ HABERLER - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) yayınladığı yeni raporunda üye ülkeler arasındaki eşitsizliğin son 30 yılın zirvesine tırmandığını, bu durumun ekonomik büyümeyi önemli ölçüde azalttığını açıkladı. Rapora göre en zengin yüzde 10’luk kesim gelirini artırmamış olsaydı, tüm üye ülkelerin büyümesi daha yüksek oranları bulacaktı. Yüksek vergilerle serveti tekrar dağıtmanın büyümeye olumsuz etkisi olmayacağını savunan OECD, en önemli sebebin eğitimdeki fırsat eşitsizliği olduğunu vurguladı. İngiltere’de eşitsizliğin GSYH’nin yüzde 9’una mal olduğu, ABD’de ise bu rakamın yüzde 7 olduğu belirtildi. Son 30 yılda 34 üye ülkenin içinde en zengin ve en fakir arasındaki farkın en yüksek seviyeye geldiği, en zengin yüzde 10’luk kesimin en fakirden dokuz buçuk kat daha zengin olduğu ifade edildi. 1980’lerde bu oran sadece sekizdi. Rapora göre eşitsizliğin azaldığı sadece iki ülke var: Türkiye ve Yunanistan.
Yeni yayınlanan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) raporuna göre artan eşitsizlik sanayileşmiş ülkelerin büyük bir çoğunluğunda büyümeyi azalttı. Raporda “Bugünün en zengin yüzde 10’luk kesimi toplam gelirdeki payını artırmamış olsaydı, büyüme daha fazla olurdu” ifadeleri kullanıldı. İngiltere’de eşitsizliğin GSYH’nin yüzde 9’una mal olduğu ABD’de ise bu rakamın yüzde 7 olduğu belirtildi. Son 30 yılda 34 üye ülkenin arasında en zengin ve en fakir arasındaki farkın en yüksek seviyeye geldiği, en zengin yüzde 10’luk kesimin en fakirden 9 buçuk kat daha zengin olduğu ifade edildi. 1980’lerde bu oran sadece sekizdi.
Rapora göre eşitsizliğin azaldığı sadece iki OECD ülkesi oldu, Türkiye ve Yunanistan. Eşitsizliğin Meksika ve Yeni Zelanda’da büyümenin yüzde 10’unu, Finlandiya ve Norveç’te neredeyse yüzde 9’unu, ABD, İtalya ve İsveç’te ise yüzde 6 ila 7’sini yokettiği engellediği belirtiliyor. Eşitsizlik ölçütü Gini katsayısının 1985-2011 yılları arasında 21 OECD ülkesinin 16’sında yükseltildiği belirtilen rapora göre Finlandiya, İsrail, Yeni Zelanda, İsveç ve ABD’nin Gini katsayısının 5 puandan fazla artış yaşadığı, sadece Yunanistan ve Türkiye’de çok hafif bir düşüş yaşandığı belirtildi.
Vergilerle servetin tekrar dağıtımı büyümeye engel değil
Raporun bulgularının bu yılın başlarında yayınlanmış olan bir Uluslararası Para Fonu (IMF) rapouyla benzer sonuçlar içerdiği belirtiliyor. Fakat OECD’nin analizleri daha zengin ülkelere yoğunlaşıyor ve eşitsizliğin büyüme üzerinde tam olarak ne kadar büyük bir etkisi olduğunu gösteriyor. OECD raporda yüksek vergi ve sosyal yardımlarla servetin tekrar dağıtılmasının büyümeyi aşağı çekmediğini de vurguladı. OECD Genel Sekreteri Angel Gurria “Bu sonuçlar güçlü ve sürdürülebilir bir büyüme için gittikçe artan eşitsizlik meselesinin tüm politika tartışmalarının ana merkezinde olması gerektiğini gösteriyor” diye konuştu.
Temel neden eğitimde fırsat eşitliğinin olmaması
Artan eşitsizliğin en temel sebebinin eğitime yapılan yatırımın eksikliği olduğunu belirten OECD raporunda son 30 yıldır eşitsizliğin fakir çocukların eğitim şartlarını kısıtladığına da dikkat çekildi. Dünyanın en zengin uluslarının üyesi olduğu kurumun raporunda eğitim fırsatlarının yetersizliği, dezavantajlı bireyler üzerinde “azalan sosyal hareketlilik ve yetkinlik gelişiminin engellenmesi” gibi etkiler doğurduğuna vurgu yapıldı.
Özellikle ebeveynleri iyi eğitim alamamış olan bireylerin eşitsizlik artışından en çok etkilenenler olduğu rapora göre, daha iyi eğitim almış bir çevrede ailenin eğitim durumunun o kadar önemli olmadığı belirtildi.
İşgücüne katılımı destekleyen politikalar uygulanmalı
OECD politikacılara yoksullukla mücadele programları uygulamaları için çağrıda bulundu. Raporda “Politikalar bu ezelden beri devam eden yetersiz eğitim yatırımlarına son vermeli ve düşük gelir grupları için örgün eğitime yatırım yapmalı” denildi. Yetkinlik gelişimi stratejilerinin meslek eğitimini ve düşük yetkinliktekilerin iş yaşamı boyunca eğitimini içermesi gerektiği belirtildi.
OECD İstihdam, İşgücü ve Sosyal İlişkiler direktör yardımcısı Mark Pearson “Tahmin ettiğimizden çok daha büyük bir etki bulduk. Sonuçlar gösterdiğiki eğitimin büyümede çok büyük etkisi var ve ülkeler insanları işgücüne sokmaya yardımcı olacak politikalar uygulamalılar” dedi.
Raporun en önemli bulguları
• OECD içinde Zengin ve fakir arasındaki boşluk 30 yılın zirvesinde.
• Uzun vadeli bu eğilim ekonomik büyümeleri aşağı çekti.
• Eşitsizliğin olumsuz etkisi sadece en fakirleri değil piramidin altındaki yüzde 40’lık kesimi etkiliyor.
• En önemli sebep sosyal çevreleri dezavantajlı olan kişilerin eğitime yatırım yapamıyor olması.
• Eşitsizliği vergi ve sosyal yardım politikalarıyla azaltmak, bu politikalar düzgün uygulandığı sürece büyümeye zarar vermez.
• Eşitsizlikteki genel artış yüzde 1’lik çok zengin kesimin ağırlığından kaynaklanıyor.