Haber Detayı

Teminat mektupları dijitale dönüyor, karekodlu çek artık başlıyor


Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, tüm finansal kuruluşlara hizmet verir konuma geldiklerini anlatarak reel sektöre daha çok ulaşmak istediklerini anlattı

Kredi Kayıt Bürosu için 2014, 2013 yılında geliştirilen çek ve risk raporlarının yaygınlaştırılması için çaba harcanan bir yıl oldu. Tüm ürünlerini Findeks çatısı altında toplayan KKB, bu yılda yeni ürünler çıkartmaya hazırlanıyor. KKB’nin bu yıl çıkartacağı ürünler e-teminat mektubu ve karekodlu çek olacak.

KKB, hem reel sektör hem de bankalar için temel ürünlerinden biri olan ama halen kağıt ortamında işleyen bir sistemi daha dijital dünyanın içine alıyor. Bundan böyle bankacılık sisteminde sayıları milyonlarla ifade edilen teminat mektupları da Kredi Kayıt Bürosu’nun ekranlarından sorgulanabilecek. Suistimallerin de önüne geçecek olan sistem iki aşamadan oluşacak. Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, ilk aşamada2014 yılı sonunda tamamlanan sistemle kağıt ortamında düzenlenen teminat mektuplarının banka kayıtlarında mevcut olduğunu önce sorgulatacaklarını, ikinci aşama çalışmaları bittiğinde yani 2015 sonunda, bankaya gitmeden internet şubesi üzerinden e-teminat mektubu düzenlenebilecek yapının yasal ve teknik alt yapısının tamamlanmış olacağını açıkladı.

Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, teminat mektupları üzerinde çalıştıkları bilgisini vererek “Teknolojik gelişmelerden şimdiye kadar nasibini alamayan bir ürün, teminat mektupları. Halen kağıt ortamında. Artık bu sürecin elektronik ortamda gerçekleştirilebileceği bir döneme geldik. Bu ihtiyaçtan hareketle 2014 yılı başında bir proje başlattık. TBB’nin de desteği ile sistemin tüm tasarımı tamamlandı ve yazılımına başlandı. İhtiyacımız olan tek şey e-imza yasasında küçük bir değişiklik yapılması ki bu konuda gerekli girişimlerde bulunuldu ve süreç işlemeye başladı” dedi.

Saniyeler içinde sorgulayacak

Projenin ilk aşaması için Teminat Mektubu Durum Sorgulama ekranı hazırladıklarını ve anlık olarak bir teminat mektubunun bankaların kaydında olup olmadığının sorgulanabileceğini anlatan Akdeniz, şu bilgileri verdi: “İlk aşama 2015 başında hayata geçti. Yüzde 100 bilgilendirme hizmeti sunulacak. Online sorgulama yapılacak. Muhatap kendi mektubunu eline aldığında teminat mektubunun üzerindeki bilgileri ekrana girecek. Enter tuşuna bastığı anda sistemimiz verileri saniyeler içerisinde sorgulayacak. Eğer mektup varsa, sistem muhataba ‘Bu teminat mektubu bankanın kayıtlarında mevcuttur’ bilgisini verecek. Bu, mevcut teminat mektubu sürecini hem daha az maliyetli hem de çok daha güvenli hale getirecek. Sistem şu anda hayata geçti ve bankalarımız tarafından kullanılıyor. Sistemin gümrük teminat mektupları için kullanımına yönelik kamu ile protokol aşamasındayız. Şubat ayı içerisinde teminat mektubu alan kurumsal firmalar bu sistem ile ilgili bilgilendirilecek. Kullanmak isteyen kurumlar şimdiden bize başvurabilir.”

Tüm işlem web’den yapılacak

Çalışmaları devam eden ve müşterilerin önüne 2015 yılı sonunda gelmesi planlanan ikinci aşama ise tüm teminat mektuplarını ‘elektronik’ hale getirecek. Akdeniz, ‘e-teminat mektubu’ düzenlenmeye başlasa da ilk etapta hem kağıdın hem de dijitalin birlikte kullanılacağını düşünüyor. ‘e-teminat mektubu’ için ‘e-imza’ kullanılacak. Akdeniz, “E-teminat Mektubu projesi ile kağıt ortamında yürüyen süreci bir uçtan bir uca elektronik ortamda işletecek bir platform oluşturmayı hedefl iyoruz. Sistemin hayata geçmesi ile müşterinin mektup talebi, bankanın mektubu düzenlemesi, muhatabın kabul etmesi, vade uzatımı, mektubun iadesi, tazmini vs gibi tüm işlemler bu platform üzerinde elektronik ortamda gerçekleştirilecek. Dolayısıyla teminat mektupları ile ilgili olarak hiç kimse kağıda dokunmayacak. İnternet bağlantısı bulunan her yerden de teminat mektubu talep edilebilecek” ifadelerini kullandı.

İkinci aşama nasıl işleyecek?

Kasım Akdeniz, ikinci aşamada sürecin nasıl işleyeceğini de şöyle anlattı: “Kişiler bankalar aracılığı ile sisteme üye olacaklar.Sisteme üye girişi yaptıktan sonra teminat mektubu talep ekranı açılacak ve bankaların isimleri çıkacak. Teminat mektubu almak isteyen kişi (lehdar) bankayı seçtikten sonra şube adları otomatik olarak görüntülenecek. Şube seçimi yapıldıktan sonra tutar, teminat mektubunun cinsi (Yaklaşık 200 standart teminat mektubu sistemde tanımlı olacak), vadesi seçilerek onayladığında bankanın ilgili şubesinin önüne düşecek. Talebi alan ilgili banka şubesi mektubu hazırlayacak ve ‘Teminat mektubunuz hazırlandı, onaylıyor musunuz?’ diye müşterinin onayına sunacak. Süreç bir defada sonuçlanmazsa, yani teminat mektubunda revizyon talebi olursa karşılıklı teyit alınana kadar süreç devam edecek. Onayın ardından banka elektronik imza ile teminat mektubunu imzalayacak, onaylanan teminat mektubu sisteme üye olan muhatabın önüne düşecek. Elektronik imza ıslak imzanın bütün hukuki sonuçlarını taşıyan bir imza olduğu için muhatap ‘kabul ediyorum’ dediği anda işlem gerçekleşecek. Bu sistem operasyonel maliyetleri azalttığı gibi mevcut kağıt ortamının yarattığı riskleri de ortadan kaldıracak.”

Karekod, çekte itibarın simgesi olacak

Çekin ama aslında keşidecinin itibarını yükseltmek için bir süre önce Kredi Kayıt Bürosu tarafından getirilen ‘çeke karekod’ basalım önerisi kabul gördü. 2015 yılından itibaren artık isteyen çekine karekod bastırabilecek. Kasım Akdeniz, çekte itibarın simgesinin karekod olacağını vurgularken, karekoda rağmen çekte sahtekarlık olabilir mi? sorusuna ise “Çeke basılan karekod kimyasal sahteciliği sıfıra indirecek” cevabını verdi.

Kredi Kayıt Bürosu aracılığıyla bankalar, faktoring şirketleri ya da çeki eline alan her finansal kurum o çekin güvenli olup olmadığını anlamak için her gün 60-70 bin çek raporu alıyor. Ama iş günlük hayata, reel sektöre gelince rakamlar bir anda 1-2 bin seviyesine düşüyor. Çünkü bir çek yazıldıktan sonra pek çok defa el değiştiriyor. Artık çek, son kullanıcıya gelip de rapor istendiğinde araya birçok kişi ve kurum girdiği için çeki ilk yazan onu tahsil edecek olana çek raporunu görmesi için ‘onay’ı vermiyor. Çek raporlarının günlük iş hayatının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayan KKB Genel Müdürü Kasım Akdeniz, “Türkiye’de büyümenin yavaş ya da negatif olduğu dönemlerde karşılıksız çek miktarı artıyor. Karşılıksız çek riskini azaltmanın yolu da çek ve risk raporlarını almaktan geçiyor. Bugün ayda ortalama 2 milyon civarındaçek keşide ediliyor. Her ay ortalama 20 bin kişinin çeki karşılıksız çıkıyor. Karşılıksız bir çek alma ihtimalinizi tamamen tesadüfl ere bırakmanız çok sürdürülebilir bir yapı değil. Reel sektörün çek raporlarının gücünü çok iyi anlaması gerektiğini düşünüyoruz. Yoksa korkarım ki öğrenmenin bedeli, faturası ağır olacak” dedi.

Alacak riski açısından 2015 dikkat edilmesi gereken bir yıl

Kasım Akdeniz, kredi riski yönetimi denildiğinde akla ilk bankaların geldiğini ama kredi açanların sadece bankalar olmadığına işaret ederek“Reel sektör firmalarının vadeli mal satışları da kredi hükmünde ve satıcı açısından risk taşıyor. Sadece 2014 yılında bankalara tahsil için ibraz edilen çeklerin toplam tutarı 600 milyara yakın. Senet ile yapılan kredilendirme bu rakamın daha da üzerinde. Geçen yılın son iki çeyreğinde karşılıksız çek oranı yukarı yönlü hareket etmeye başladı. Bu trendin 2015 yılında devam etmesi halinde bunun reel sektör açısından olumsuz sonuçlarının olacağını söylemek mümkün. Alacak riski açısından 2015 dikkat edilmesi gereken bir yıl olacak” dedi. Riskin yönetilmesi noktasında ise reel sektör tarafında bilincin yeterli seviyede olduğunu söylemenin de mümkün olmadığına değinen Akdeniz, “KKB olarak geldiğimiz bu aşamada en önemli engel reel sektörün risk yönetim bilincinin yeterince gelişmemiş olması ve kendileri için kurulan bu sistemleri yeterince kullanmamaları. 2014 yılında raporların kullanımını yaygınlaştırmak için önemli seviyede kaynak ayırdık. Gerek İstanbul’da gerekse Anadolu’da sanayi ve ticaret odaları ile toplantılar düzenleyip tanıtmaya çalıştık ancak katılım tatmin edici seviyeden uzaktı. Reel sektör mensupları alacaklarını tahsil edememekten sıklıkla şikayet ediyorlar ancak bu konuda kendilerini geliştirme konusunda yeterince çaba harcamıyorlar. Bunu aşmak için meslek örgütlerinin daha fazla inisiyatif almaları gerektiğini, daha fazla bilgilendirme yapmaları gerektiğini düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.

Findeks'te bireysel üye 750 bini aştı, bu yıl hedef 2 milyon

Findeks.com bireylerin ve şirketlerin kendi risk raporlarını, kredi notlarını, çek raporlarını alabildikleri, aynı zamanda iş yaptıkları kişilerin raporlarını talep edebildikleri ve ilgili kişinin onayı halinde raporlarını alabildikleri bir sistem. Bu sistemin bireyler tarafından kullanımı her geçen gün artıyor. Akdeniz’in verdiği bilgiye göre Findeks’in birey olarak üye sayısı 750 bini aştı. Aralık ayında bireylerin Findeks’ten aldığı rapor adedi 530 binin üzerinde. Akdeniz, “Önümüzdeki dönem tanıtımlarımız devam edecek. 2015 yılında 2 milyon, 2020 yılında 10 milyon üye hedefl iyoruz” dedi. Akdeniz, Findeks’in bireylerin finansal okuryazarlıklarının artması, kendi borçlarını ve kredibilitelerini yönetmesi açısından son derece önemli bir sistem olduğunu, bireyler tarafında kullanımındaki gelişimden de memnun olduklarını söylerken reel sektörün kullanımını ise ‘yetersiz’ olarak tanımlıyor. Akdeniz, “Karşılıksız çekler reel sektör açısından her zaman şikayet konusu olmuştur. Bunun çözümü çek kabul etmeden önce karşı tarafın çek raporunu almak ve geçmiş ödeme performansına bakarak karar vermek. Aralık ayında Findeks’ten alınan çek raporu sadece 1.500 adet. 2014’ün aylık ortalama keşide edilen çek adedi 2 milyona yakın olduğu dikkate alındığında Findeks’ten alınan çek raporu adedinin ne kadar düşük olduğu görülebilir. Her ay yaptığımız analizler çek kabul etmeden önce karşı tarafın çek ve risk raporlarının incelenmesi halinde yüzde 90 oranında karşı tarafın ödeme probleminin tespit edilebileceğini gösteriyor. Bu reel sektör için büyük bir fırsat ancak kullanımının yaygınlaşması gerek" dedi.

Onay mekanizması öne çekilecek

Akdeniz,karekodun basımının çek raporlarına ulaşımı sağlayıp sağlamayacağı sorusu üzerine“Karekod, aynı zamanda çek raporlarına kolay ulaşımı da sağlayacak. Mevcut Findeks uygulamamızdan bir kişinin çek raporunu görmek isterseniz sistem gidip keşideciden onay talep ediyor. Çekteki ciranta uygulaması nedeniyle hamil ve keşideci birbirini tanımadığı için de bu onay alınamıyor. Karekodlu çekte bu onay başlangıçta keşideci çeki bankadan alırken alınmış olacak ve o kişinin çekini eline alan kişi karekodu okutarak keşidecinin özet bir çek raporunu görebilecek. Karekodlu çekte beklediğimiz en yüksek fayda kendisine güvenen, kredibilitesi yüksek olan kişilerin çeklerine kare kodlu hale getirerekkarşısındaki kişiye raporunu görebilecekleri mesajını vermesi. Satıcıların piyasada karekodlu çek talep etmesiyle zaman içerisinde kare kodlu çek ticarette güvenin simgesi olacak” dedi.

Findeks'e karekod uygulaması

Bir çek raporunun yazan kişinin tüm performansını gösterdiğine de değinen Akdeniz, şöyle devam etti: “Çekini ödemeyenlerin yüzde 90’ı dolandırıcı değil. Çekini ödeyememe sebebi büyük ölçüde bir başka taraftan alacağını tahsil edememesi. Ya da almış üretmiş satamamış. Bu adamı hapis cezası ile cezalandıramazsınız. Hapse attığımız adam da tüccar. 2007 ve 2009’da karşılıksız çekte hapis cezası vardı ve tarihin en yüksek karşılıksız çek oranını biz o tarihlerde gördük. Yani hapis cezası bir çözüm değil. Çünkü adamın cebinde para yok. Ama bu riskin de yönetilebilmesi lazım. Karşı taraf ile ilgili bir risk alıyorsanız karşı tarafın ödeme ahlakını, kredibilitesini görmek durumundasınız. Findeks’e karekod uygulaması koyacağız. Karekodlu çek zorunluluk olmayacak. İsteyen müşteri bastıracak. Karekod, çekte itibarın simgesi olacak. Çünkü karekod basıldığı zaman çeki elinde bulunduran kişi, karşı tarafın geçmişte bir ödeme sorunu olup olmadığını, çekin bankanın kayıtlarında olup olmadığını görebilecek. TBB’nin desteği ile bankalarımızla birlikte oluşturulan bu sistem 2015’in ilk çeyreğinde hayata geçecek.”

8 standart bilgi karekoda girecek

Karekodlu çekteki temel amaçlarının ticareti güvenli hale getirmek ve çek raporlarının kullanımını yaygınlaştırmak olduğunu da anlatan Kasım Akdeniz, uygulamanın nasıl olacağını da anlattı. Akdeniz, “Karekod, çekin üzerindeki bir algoritma. Akıllı cep telefonu uygulamaları ile karekod okutulabiliyor. Biz karekodun içerisine çekin üzerindeki 7-8 adet standart bilgiyi entegre edeceğiz. Yani keşidecinin ismi, banka ismi, şube ismi, çekin numarası, TCKN veya VKN gibi bilgiler sisteme aktarılacak. Çekin üzerindeki bilgiler ile karekodu okuyucuya yaklaştırdığınızda ekranda çıkan bilgiler birbirini tuttuğu zaman çekin sahte olmadığı ortaya çıkacak. Çünkü çekte en çok karşılaşılan sahtecilik yöntemi çekin numarasını ve keşidecisini değiştirip piyasaya sürmek. Karekoddan sonra diyelim ki çekin üzerinde ‘A’ keşideci yazıyorken tarandığı zaman ‘B’ keşideci çıkıyorsa bu demektir ki çek değiştirilmiş ve sahte. Eğer bir çek daha önce başka bir teminata verildiyse, çoğaltıldıysa o kontrolü de yapıyoruz. ‘Bu çek daha önce başka bir bankada tahsil edilmiş mükerrer basılmış bir çektir’ diyoruz. Bu çek üzerindeki kimyasal sahteciliği sıfıra indirecek kadar etkili bir sistem olacak” bilgisini verdi.

Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, tüm finansal kuruluşlara hizmet verir konuma geldiklerini anlatarak reel sektöre daha çok ulaşmak istediklerini anlattı

Kredi Kayıt Bürosu için 2014, 2013 yılında geliştirilen çek ve risk raporlarının yaygınlaştırılması için çaba harcanan bir yıl oldu. Tüm ürünlerini Findeks çatısı altında toplayan KKB, bu yılda yeni ürünler çıkartmaya hazırlanıyor. KKB’nin bu yıl çıkartacağı ürünler e-teminat mektubu ve karekodlu çek olacak.

KKB, hem reel sektör hem de bankalar için temel ürünlerinden biri olan ama halen kağıt ortamında işleyen bir sistemi daha dijital dünyanın içine alıyor. Bundan böyle bankacılık sisteminde sayıları milyonlarla ifade edilen teminat mektupları da Kredi Kayıt Bürosu’nun ekranlarından sorgulanabilecek. Suistimallerin de önüne geçecek olan sistem iki aşamadan oluşacak. Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, ilk aşamada2014 yılı sonunda tamamlanan sistemle kağıt ortamında düzenlenen teminat mektuplarının banka kayıtlarında mevcut olduğunu önce sorgulatacaklarını, ikinci aşama çalışmaları bittiğinde yani 2015 sonunda, bankaya gitmeden internet şubesi üzerinden e-teminat mektubu düzenlenebilecek yapının yasal ve teknik alt yapısının tamamlanmış olacağını açıkladı.

Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, teminat mektupları üzerinde çalıştıkları bilgisini vererek “Teknolojik gelişmelerden şimdiye kadar nasibini alamayan bir ürün, teminat mektupları. Halen kağıt ortamında. Artık bu sürecin elektronik ortamda gerçekleştirilebileceği bir döneme geldik. Bu ihtiyaçtan hareketle 2014 yılı başında bir proje başlattık. TBB’nin de desteği ile sistemin tüm tasarımı tamamlandı ve yazılımına başlandı. İhtiyacımız olan tek şey e-imza yasasında küçük bir değişiklik yapılması ki bu konuda gerekli girişimlerde bulunuldu ve süreç işlemeye başladı” dedi.

Saniyeler içinde sorgulayacak

Projenin ilk aşaması için Teminat Mektubu Durum Sorgulama ekranı hazırladıklarını ve anlık olarak bir teminat mektubunun bankaların kaydında olup olmadığının sorgulanabileceğini anlatan Akdeniz, şu bilgileri verdi: “İlk aşama 2015 başında hayata geçti. Yüzde 100 bilgilendirme hizmeti sunulacak. Online sorgulama yapılacak. Muhatap kendi mektubunu eline aldığında teminat mektubunun üzerindeki bilgileri ekrana girecek. Enter tuşuna bastığı anda sistemimiz verileri saniyeler içerisinde sorgulayacak. Eğer mektup varsa, sistem muhataba ‘Bu teminat mektubu bankanın kayıtlarında mevcuttur’ bilgisini verecek. Bu, mevcut teminat mektubu sürecini hem daha az maliyetli hem de çok daha güvenli hale getirecek. Sistem şu anda hayata geçti ve bankalarımız tarafından kullanılıyor. Sistemin gümrük teminat mektupları için kullanımına yönelik kamu ile protokol aşamasındayız. Şubat ayı içerisinde teminat mektubu alan kurumsal firmalar bu sistem ile ilgili bilgilendirilecek. Kullanmak isteyen kurumlar şimdiden bize başvurabilir.”

Tüm işlem web’den yapılacak

Çalışmaları devam eden ve müşterilerin önüne 2015 yılı sonunda gelmesi planlanan ikinci aşama ise tüm teminat mektuplarını ‘elektronik’ hale getirecek. Akdeniz, ‘e-teminat mektubu’ düzenlenmeye başlasa da ilk etapta hem kağıdın hem de dijitalin birlikte kullanılacağını düşünüyor. ‘e-teminat mektubu’ için ‘e-imza’ kullanılacak. Akdeniz, “E-teminat Mektubu projesi ile kağıt ortamında yürüyen süreci bir uçtan bir uca elektronik ortamda işletecek bir platform oluşturmayı hedefl iyoruz. Sistemin hayata geçmesi ile müşterinin mektup talebi, bankanın mektubu düzenlemesi, muhatabın kabul etmesi, vade uzatımı, mektubun iadesi, tazmini vs gibi tüm işlemler bu platform üzerinde elektronik ortamda gerçekleştirilecek. Dolayısıyla teminat mektupları ile ilgili olarak hiç kimse kağıda dokunmayacak. İnternet bağlantısı bulunan her yerden de teminat mektubu talep edilebilecek” ifadelerini kullandı.

İkinci aşama nasıl işleyecek?

Kasım Akdeniz, ikinci aşamada sürecin nasıl işleyeceğini de şöyle anlattı: “Kişiler bankalar aracılığı ile sisteme üye olacaklar.Sisteme üye girişi yaptıktan sonra teminat mektubu talep ekranı açılacak ve bankaların isimleri çıkacak. Teminat mektubu almak isteyen kişi (lehdar) bankayı seçtikten sonra şube adları otomatik olarak görüntülenecek. Şube seçimi yapıldıktan sonra tutar, teminat mektubunun cinsi (Yaklaşık 200 standart teminat mektubu sistemde tanımlı olacak), vadesi seçilerek onayladığında bankanın ilgili şubesinin önüne düşecek. Talebi alan ilgili banka şubesi mektubu hazırlayacak ve ‘Teminat mektubunuz hazırlandı, onaylıyor musunuz?’ diye müşterinin onayına sunacak. Süreç bir defada sonuçlanmazsa, yani teminat mektubunda revizyon talebi olursa karşılıklı teyit alınana kadar süreç devam edecek. Onayın ardından banka elektronik imza ile teminat mektubunu imzalayacak, onaylanan teminat mektubu sisteme üye olan muhatabın önüne düşecek. Elektronik imza ıslak imzanın bütün hukuki sonuçlarını taşıyan bir imza olduğu için muhatap ‘kabul ediyorum’ dediği anda işlem gerçekleşecek. Bu sistem operasyonel maliyetleri azalttığı gibi mevcut kağıt ortamının yarattığı riskleri de ortadan kaldıracak.”

Karekod, çekte itibarın simgesi olacak

Çekin ama aslında keşidecinin itibarını yükseltmek için bir süre önce Kredi Kayıt Bürosu tarafından getirilen ‘çeke karekod’ basalım önerisi kabul gördü. 2015 yılından itibaren artık isteyen çekine karekod bastırabilecek. Kasım Akdeniz, çekte itibarın simgesinin karekod olacağını vurgularken, karekoda rağmen çekte sahtekarlık olabilir mi? sorusuna ise “Çeke basılan karekod kimyasal sahteciliği sıfıra indirecek” cevabını verdi.

Kredi Kayıt Bürosu aracılığıyla bankalar, faktoring şirketleri ya da çeki eline alan her finansal kurum o çekin güvenli olup olmadığını anlamak için her gün 60-70 bin çek raporu alıyor. Ama iş günlük hayata, reel sektöre gelince rakamlar bir anda 1-2 bin seviyesine düşüyor. Çünkü bir çek yazıldıktan sonra pek çok defa el değiştiriyor. Artık çek, son kullanıcıya gelip de rapor istendiğinde araya birçok kişi ve kurum girdiği için çeki ilk yazan onu tahsil edecek olana çek raporunu görmesi için ‘onay’ı vermiyor. Çek raporlarının günlük iş hayatının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayan KKB Genel Müdürü Kasım Akdeniz, “Türkiye’de büyümenin yavaş ya da negatif olduğu dönemlerde karşılıksız çek miktarı artıyor. Karşılıksız çek riskini azaltmanın yolu da çek ve risk raporlarını almaktan geçiyor. Bugün ayda ortalama 2 milyon civarındaçek keşide ediliyor. Her ay ortalama 20 bin kişinin çeki karşılıksız çıkıyor. Karşılıksız bir çek alma ihtimalinizi tamamen tesadüfl ere bırakmanız çok sürdürülebilir bir yapı değil. Reel sektörün çek raporlarının gücünü çok iyi anlaması gerektiğini düşünüyoruz. Yoksa korkarım ki öğrenmenin bedeli, faturası ağır olacak” dedi.

Alacak riski açısından 2015 dikkat edilmesi gereken bir yıl

Kasım Akdeniz, kredi riski yönetimi denildiğinde akla ilk bankaların geldiğini ama kredi açanların sadece bankalar olmadığına işaret ederek“Reel sektör firmalarının vadeli mal satışları da kredi hükmünde ve satıcı açısından risk taşıyor. Sadece 2014 yılında bankalara tahsil için ibraz edilen çeklerin toplam tutarı 600 milyara yakın. Senet ile yapılan kredilendirme bu rakamın daha da üzerinde. Geçen yılın son iki çeyreğinde karşılıksız çek oranı yukarı yönlü hareket etmeye başladı. Bu trendin 2015 yılında devam etmesi halinde bunun reel sektör açısından olumsuz sonuçlarının olacağını söylemek mümkün. Alacak riski açısından 2015 dikkat edilmesi gereken bir yıl olacak” dedi. Riskin yönetilmesi noktasında ise reel sektör tarafında bilincin yeterli seviyede olduğunu söylemenin de mümkün olmadığına değinen Akdeniz, “KKB olarak geldiğimiz bu aşamada en önemli engel reel sektörün risk yönetim bilincinin yeterince gelişmemiş olması ve kendileri için kurulan bu sistemleri yeterince kullanmamaları. 2014 yılında raporların kullanımını yaygınlaştırmak için önemli seviyede kaynak ayırdık. Gerek İstanbul’da gerekse Anadolu’da sanayi ve ticaret odaları ile toplantılar düzenleyip tanıtmaya çalıştık ancak katılım tatmin edici seviyeden uzaktı. Reel sektör mensupları alacaklarını tahsil edememekten sıklıkla şikayet ediyorlar ancak bu konuda kendilerini geliştirme konusunda yeterince çaba harcamıyorlar. Bunu aşmak için meslek örgütlerinin daha fazla inisiyatif almaları gerektiğini, daha fazla bilgilendirme yapmaları gerektiğini düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.

Findeks'te bireysel üye 750 bini aştı, bu yıl hedef 2 milyon

Findeks.com bireylerin ve şirketlerin kendi risk raporlarını, kredi notlarını, çek raporlarını alabildikleri, aynı zamanda iş yaptıkları kişilerin raporlarını talep edebildikleri ve ilgili kişinin onayı halinde raporlarını alabildikleri bir sistem. Bu sistemin bireyler tarafından kullanımı her geçen gün artıyor. Akdeniz’in verdiği bilgiye göre Findeks’in birey olarak üye sayısı 750 bini aştı. Aralık ayında bireylerin Findeks’ten aldığı rapor adedi 530 binin üzerinde. Akdeniz, “Önümüzdeki dönem tanıtımlarımız devam edecek. 2015 yılında 2 milyon, 2020 yılında 10 milyon üye hedefl iyoruz” dedi. Akdeniz, Findeks’in bireylerin finansal okuryazarlıklarının artması, kendi borçlarını ve kredibilitelerini yönetmesi açısından son derece önemli bir sistem olduğunu, bireyler tarafında kullanımındaki gelişimden de memnun olduklarını söylerken reel sektörün kullanımını ise ‘yetersiz’ olarak tanımlıyor. Akdeniz, “Karşılıksız çekler reel sektör açısından her zaman şikayet konusu olmuştur. Bunun çözümü çek kabul etmeden önce karşı tarafın çek raporunu almak ve geçmiş ödeme performansına bakarak karar vermek. Aralık ayında Findeks’ten alınan çek raporu sadece 1.500 adet. 2014’ün aylık ortalama keşide edilen çek adedi 2 milyona yakın olduğu dikkate alındığında Findeks’ten alınan çek raporu adedinin ne kadar düşük olduğu görülebilir. Her ay yaptığımız analizler çek kabul etmeden önce karşı tarafın çek ve risk raporlarının incelenmesi halinde yüzde 90 oranında karşı tarafın ödeme probleminin tespit edilebileceğini gösteriyor. Bu reel sektör için büyük bir fırsat ancak kullanımının yaygınlaşması gerek" dedi.

Onay mekanizması öne çekilecek

Akdeniz,karekodun basımının çek raporlarına ulaşımı sağlayıp sağlamayacağı sorusu üzerine“Karekod, aynı zamanda çek raporlarına kolay ulaşımı da sağlayacak. Mevcut Findeks uygulamamızdan bir kişinin çek raporunu görmek isterseniz sistem gidip keşideciden onay talep ediyor. Çekteki ciranta uygulaması nedeniyle hamil ve keşideci birbirini tanımadığı için de bu onay alınamıyor. Karekodlu çekte bu onay başlangıçta keşideci çeki bankadan alırken alınmış olacak ve o kişinin çekini eline alan kişi karekodu okutarak keşidecinin özet bir çek raporunu görebilecek. Karekodlu çekte beklediğimiz en yüksek fayda kendisine güvenen, kredibilitesi yüksek olan kişilerin çeklerine kare kodlu hale getirerekkarşısındaki kişiye raporunu görebilecekleri mesajını vermesi. Satıcıların piyasada karekodlu çek talep etmesiyle zaman içerisinde kare kodlu çek ticarette güvenin simgesi olacak” dedi.

Findeks'e karekod uygulaması

Bir çek raporunun yazan kişinin tüm performansını gösterdiğine de değinen Akdeniz, şöyle devam etti: “Çekini ödemeyenlerin yüzde 90’ı dolandırıcı değil. Çekini ödeyememe sebebi büyük ölçüde bir başka taraftan alacağını tahsil edememesi. Ya da almış üretmiş satamamış. Bu adamı hapis cezası ile cezalandıramazsınız. Hapse attığımız adam da tüccar. 2007 ve 2009’da karşılıksız çekte hapis cezası vardı ve tarihin en yüksek karşılıksız çek oranını biz o tarihlerde gördük. Yani hapis cezası bir çözüm değil. Çünkü adamın cebinde para yok. Ama bu riskin de yönetilebilmesi lazım. Karşı taraf ile ilgili bir risk alıyorsanız karşı tarafın ödeme ahlakını, kredibilitesini görmek durumundasınız. Findeks’e karekod uygulaması koyacağız. Karekodlu çek zorunluluk olmayacak. İsteyen müşteri bastıracak. Karekod, çekte itibarın simgesi olacak. Çünkü karekod basıldığı zaman çeki elinde bulunduran kişi, karşı tarafın geçmişte bir ödeme sorunu olup olmadığını, çekin bankanın kayıtlarında olup olmadığını görebilecek. TBB’nin desteği ile bankalarımızla birlikte oluşturulan bu sistem 2015’in ilk çeyreğinde hayata geçecek.”

8 standart bilgi karekoda girecek

Karekodlu çekteki temel amaçlarının ticareti güvenli hale getirmek ve çek raporlarının kullanımını yaygınlaştırmak olduğunu da anlatan Kasım Akdeniz, uygulamanın nasıl olacağını da anlattı. Akdeniz, “Karekod, çekin üzerindeki bir algoritma. Akıllı cep telefonu uygulamaları ile karekod okutulabiliyor. Biz karekodun içerisine çekin üzerindeki 7-8 adet standart bilgiyi entegre edeceğiz. Yani keşidecinin ismi, banka ismi, şube ismi, çekin numarası, TCKN veya VKN gibi bilgiler sisteme aktarılacak. Çekin üzerindeki bilgiler ile karekodu okuyucuya yaklaştırdığınızda ekranda çıkan bilgiler birbirini tuttuğu zaman çekin sahte olmadığı ortaya çıkacak. Çünkü çekte en çok karşılaşılan sahtecilik yöntemi çekin numarasını ve keşidecisini değiştirip piyasaya sürmek. Karekoddan sonra diyelim ki çekin üzerinde ‘A’ keşideci yazıyorken tarandığı zaman ‘B’ keşideci çıkıyorsa bu demektir ki çek değiştirilmiş ve sahte. Eğer bir çek daha önce başka bir teminata verildiyse, çoğaltıldıysa o kontrolü de yapıyoruz. ‘Bu çek daha önce başka bir bankada tahsil edilmiş mükerrer basılmış bir çektir’ diyoruz. Bu çek üzerindeki kimyasal sahteciliği sıfıra indirecek kadar etkili bir sistem olacak” bilgisini verdi.