Para, İsviçre yerine Asya’ya akıyor!
HSBC’nin İsviçre’deki hesaplar üzerinden vergi kaçırmaya yardımcı olduğu iddiaları ülkenin servet yönetimi konumunu bir kez daha gündeme getirdi. 9.2 trilyon dolarlık pazarda son iki yılda İsviçre’nin cazibesi azalırken, Hong Kong ve Singapur atağa geçti
EVRİM KÜÇÜK
DIŞ HABERLER - İngiltere’nin önde gelen uluslararası bankası HSBC’nin “varlıklı müşterilerinin İsviçre’deki hesapları üzerinden vergi kaçırmalarına yardımcı olduğu” iddiası hem bankaların daha iyi denetlenmesi hem de İsviçre’nin servet merkezi konumunu yeniden gündeme getirdi. Yapılan son araştırmalar İsviçre’nin dünyanın en büyük servet yönetim merkezi olmaya devam ettiğini ancak rakiplerinin İsviçre ile arasındaki farkı kapatmaya başladığını ortaya koyuyor.
Deloitte tarafından hazırlanan bir rapora göre, Avrupa’da banka gizliliğinin sorgulanmaya başlanması ve Asya’da milyarder sayısının artış göstermesiyle son iki yıl içinde Hong Kong ve Singapur’a, başta İsviçre olmak üzere önemli merkezlere kıyasla denizaşırı para girişi daha hızlı arttı. Deloitte’in yaptığı sıralamaya göre İsviçre ve diğer ülkelerde özel servet yönetimine ilişkin düzenlemelerin artırılıyor olmasıyla Asya şehirleri, zenginlerin paralarını park etmek için tercihlerinde üst basamaklara tırmandı.
Zenginlerin tercihi Hong Kong ve Singapur
2012-2014 döneminde Hong Kong’a akan para yüzde 47 artarak 640 milyar dolara çıktı. Singapur’a giren fonların büyüklüğü de yüzde 32 artışla 470 milyar dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu artışta Çin’deki zenginlerin paralarını bu noktalarda tutmayı tercih etmesi etkili oldu. Aynı dönem içinde İsviçre’nin deniz aşırı zenginlerden çekerek yönettiği paranın büyüklüğü ise sadece yüzde 2 yükselerek 2 trilyon dolar oldu. Diğer merkezler hızlı bir yükseliş trendine girerken, İsviçre yurtdışından gelen toplam varlık açısından en büyük merkez konumunu korudu. İsviçre’yi İngiltere, ABD, Panama ve Karayipler izliyor. Rapordaki tespitlere göre İsviçre’de yönetilen paranın miktarı 2008 yılına oranla yüzde 14 arttı. Ülkenin uluslararası servet yönetimindeki payı yüzde 7 artış gösterdi fakat yerel piyasa hacmi yüzde 43 artarak ülkenin uluslararası öneminin azaldığına işaret etti. İsviçre’nin sınır ötesi müşterilerini Avrupa’da en çok Almanlar oluştururken, Avrupa dışında en çok ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Japon zenginler paralarını İsviçre’de tutuyor.
Bu ülkenin ardından ikinci önemli servet yönetim merkezi olarak öne çıkan İngiltere’deki para 2008’den bu yana yüzde 13 büyüyerek 1.7 trilyon dolara ulaştı. ABD’deki varlıkların büyüklüğü yüzde 28 arttı ve 1.4 trilyon dolara ulaştı. Panama ve Karayipler’deki varlıklar ise yüzde 47 azalarak 900 milyar dolara geriledi. Beşinci sıradaki Hong Kong’daki sınır ötesi müşteri varlıklarının büyüme hızı yüzde 147 ile diğer rakiplerini gölgede bıraktı. Hong Kong’da 2009-2014’te net yeni varlıklarını en fazla artıran destinasyon da oldu. Önde gelen servet yönetimi merkezleri toplam net varlıklarını en fazla 2012’de artırdı. 2009 ise 600 milyar dolarlık çıkışla dünya genelinde en kötü yıl oldu. Yüzde 25 ile hatırı sayılır bir büyüme gösteren Singapur sıralamada altıncı basamakta yer alıyor. Singapur’da yönetilen paranın büyüklüğü 500 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Bu arada Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn 2008 yılına göre net varlık çıkışlarının en fazla olduğu merkezler olarak dikkat çekiyor.
İsviçre’de kâr marjı giderek azalıyor
Deloitte Banka Stratejisi Danışmanlığı Başkanı Daniel Kobler, raporu şöyle değerlendirdi: “Deloitte analizinin gösterdiği gibi İsviçre servet yönetiminde dünyanın en önemli merkezi olma özelliğini sürdürüyor ancak Hong Kong, ABD ve Singapur gibi diğer lokasyonlar hızlı bir atak içinde. İsviçre’de Avrupalı ve Avrupalı olmayan müşteriler arasındaki ayrım dengesini koruyor. Pazarda hacimsel büyüme genellikle yeni net müşteri varlıklarından ziyade sermaye piyasalarının performansına bağlı. Uluslararası servet yönetimi merkezleri müşteri varlıklarının yüzde 23’ünü kaybederken, İsviçre’de bu oran yüzde 7 olarak gerçeklişti. Ayrıca İsviçre’nin kar marjı 2014’te tahminen 24 baz puan azaldı. 2008’de 40 puanlık bir artış olduğu dikkate alındığında bu İsviçre için iyi bir haber değil. İsviçreli tedarikçiler hem gelir realizasyonu hem de sürdürülebilir maliyet yönetimi konusunda bazı zorluklarla karşı karşıya.”
Küresel büyüklük 9.2 trilyon dolar
Küresel uluslararası servet yönetimi pazarının hacmi 2008-2014 döneminde yüzde 2.2 artarak toplam 9.2 trilyon dolarlık bir büyüklüğe erişti. Geçtiğimiz yıl yaşanan 200 milyar dolarlık artışın temelinde ekonomik büyüme, sermaye piyasalarının pozitif performansı, milyoner sayısındaki artış, milliyetçilik duygusunun pekişmesi ve müşteri varlıklarına yönelik düzenlemeler bulunuyor.
İsviçre'nin bankacılık yapısı tartışılıyor
İngiltere’nin en büyük bankalarından HSBC’nin “varlıklı müşterilerinin İsviçre’deki hesapları üzerinden vergi kaçırmalarına yardımcı olduğu” iddiası, İsviçre’nin özel bankacılık alanındaki şeff afl ık yapısına ilişkin tartışmaları da gündeme getirdi. İngiltere’nin önde gelen uluslararası bankası HSBC’ye ilişkin iddialar şeff afl ığı yeniden gündeme getirirken, bankalarda açılan isimsiz hesaplar şu an bir çok Batı ülkesinde yasa dışı olarak kabul ediliyor. Bu durum İsviçre’nin bankacılık alanındaki gizliliğinin önemli bir parçası olmaya devam ediyor. Vergi kaçırma suçlaması nedeniyle daha önce de İsviçre’de UBS, Credit Suisse ve İsrail bankası Leumi’nin İsviçre şubesi, ABD tarafından cezaya çarptırılmıştı. ABD’nin, bazı İsviçre bankalarına açtığı soruşturma kapsamında inceleme hala sürüyor. Fransa’nın da UBS ve Bank Reyl hakkında açtığı soruşturma devam ediyor. İsviçre, kendi bankalarına yöneltilen bu suçlamalar karşısında, finans sisteminde reforma gideceği ve otomatik vergi bilgilendirme sistemi paylaşımını uygulamaya sokacağını duyurmuştu. Bankanın eski bilgi işlem çalışanı Herve Falciani tarafından sızdırıldığı iddia edilen ve “Swissleaks” adı verilen belgelere göre, bankanın İsviçre’deki merkezinde, İsviçre’den 11 bin 235, Fransa’dan 9 bin 187, İngiltere’den 8 bin 844, Brezilya’dan 8 bin 667, İtalya’dan 7 bin 499, İsrail’den 6 bin 554, ABD’den 4 bin 183, Arjantin’den 3 bin 625, Türkiye’den 3 bin 105 ve Belçika’dan 3 bin 2 hesap bulunuyor. Yaklaşık hacmi 120 milyar doları aşan 30 bin hesap içinde Türkiye’ye ait hesapların hacminin ise 3,4 milyar dolara yaklaştığı belirtiliyor.
HSBC’nin İsviçre’deki hesaplar üzerinden vergi kaçırmaya yardımcı olduğu iddiaları ülkenin servet yönetimi konumunu bir kez daha gündeme getirdi. 9.2 trilyon dolarlık pazarda son iki yılda İsviçre’nin cazibesi azalırken, Hong Kong ve Singapur atağa geçti
EVRİM KÜÇÜK
DIŞ HABERLER - İngiltere’nin önde gelen uluslararası bankası HSBC’nin “varlıklı müşterilerinin İsviçre’deki hesapları üzerinden vergi kaçırmalarına yardımcı olduğu” iddiası hem bankaların daha iyi denetlenmesi hem de İsviçre’nin servet merkezi konumunu yeniden gündeme getirdi. Yapılan son araştırmalar İsviçre’nin dünyanın en büyük servet yönetim merkezi olmaya devam ettiğini ancak rakiplerinin İsviçre ile arasındaki farkı kapatmaya başladığını ortaya koyuyor.
Deloitte tarafından hazırlanan bir rapora göre, Avrupa’da banka gizliliğinin sorgulanmaya başlanması ve Asya’da milyarder sayısının artış göstermesiyle son iki yıl içinde Hong Kong ve Singapur’a, başta İsviçre olmak üzere önemli merkezlere kıyasla denizaşırı para girişi daha hızlı arttı. Deloitte’in yaptığı sıralamaya göre İsviçre ve diğer ülkelerde özel servet yönetimine ilişkin düzenlemelerin artırılıyor olmasıyla Asya şehirleri, zenginlerin paralarını park etmek için tercihlerinde üst basamaklara tırmandı.
Zenginlerin tercihi Hong Kong ve Singapur
2012-2014 döneminde Hong Kong’a akan para yüzde 47 artarak 640 milyar dolara çıktı. Singapur’a giren fonların büyüklüğü de yüzde 32 artışla 470 milyar dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu artışta Çin’deki zenginlerin paralarını bu noktalarda tutmayı tercih etmesi etkili oldu. Aynı dönem içinde İsviçre’nin deniz aşırı zenginlerden çekerek yönettiği paranın büyüklüğü ise sadece yüzde 2 yükselerek 2 trilyon dolar oldu. Diğer merkezler hızlı bir yükseliş trendine girerken, İsviçre yurtdışından gelen toplam varlık açısından en büyük merkez konumunu korudu. İsviçre’yi İngiltere, ABD, Panama ve Karayipler izliyor. Rapordaki tespitlere göre İsviçre’de yönetilen paranın miktarı 2008 yılına oranla yüzde 14 arttı. Ülkenin uluslararası servet yönetimindeki payı yüzde 7 artış gösterdi fakat yerel piyasa hacmi yüzde 43 artarak ülkenin uluslararası öneminin azaldığına işaret etti. İsviçre’nin sınır ötesi müşterilerini Avrupa’da en çok Almanlar oluştururken, Avrupa dışında en çok ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Japon zenginler paralarını İsviçre’de tutuyor.
Bu ülkenin ardından ikinci önemli servet yönetim merkezi olarak öne çıkan İngiltere’deki para 2008’den bu yana yüzde 13 büyüyerek 1.7 trilyon dolara ulaştı. ABD’deki varlıkların büyüklüğü yüzde 28 arttı ve 1.4 trilyon dolara ulaştı. Panama ve Karayipler’deki varlıklar ise yüzde 47 azalarak 900 milyar dolara geriledi. Beşinci sıradaki Hong Kong’daki sınır ötesi müşteri varlıklarının büyüme hızı yüzde 147 ile diğer rakiplerini gölgede bıraktı. Hong Kong’da 2009-2014’te net yeni varlıklarını en fazla artıran destinasyon da oldu. Önde gelen servet yönetimi merkezleri toplam net varlıklarını en fazla 2012’de artırdı. 2009 ise 600 milyar dolarlık çıkışla dünya genelinde en kötü yıl oldu. Yüzde 25 ile hatırı sayılır bir büyüme gösteren Singapur sıralamada altıncı basamakta yer alıyor. Singapur’da yönetilen paranın büyüklüğü 500 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Bu arada Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn 2008 yılına göre net varlık çıkışlarının en fazla olduğu merkezler olarak dikkat çekiyor.
İsviçre’de kâr marjı giderek azalıyor
Deloitte Banka Stratejisi Danışmanlığı Başkanı Daniel Kobler, raporu şöyle değerlendirdi: “Deloitte analizinin gösterdiği gibi İsviçre servet yönetiminde dünyanın en önemli merkezi olma özelliğini sürdürüyor ancak Hong Kong, ABD ve Singapur gibi diğer lokasyonlar hızlı bir atak içinde. İsviçre’de Avrupalı ve Avrupalı olmayan müşteriler arasındaki ayrım dengesini koruyor. Pazarda hacimsel büyüme genellikle yeni net müşteri varlıklarından ziyade sermaye piyasalarının performansına bağlı. Uluslararası servet yönetimi merkezleri müşteri varlıklarının yüzde 23’ünü kaybederken, İsviçre’de bu oran yüzde 7 olarak gerçeklişti. Ayrıca İsviçre’nin kar marjı 2014’te tahminen 24 baz puan azaldı. 2008’de 40 puanlık bir artış olduğu dikkate alındığında bu İsviçre için iyi bir haber değil. İsviçreli tedarikçiler hem gelir realizasyonu hem de sürdürülebilir maliyet yönetimi konusunda bazı zorluklarla karşı karşıya.”
Küresel büyüklük 9.2 trilyon dolar
Küresel uluslararası servet yönetimi pazarının hacmi 2008-2014 döneminde yüzde 2.2 artarak toplam 9.2 trilyon dolarlık bir büyüklüğe erişti. Geçtiğimiz yıl yaşanan 200 milyar dolarlık artışın temelinde ekonomik büyüme, sermaye piyasalarının pozitif performansı, milyoner sayısındaki artış, milliyetçilik duygusunun pekişmesi ve müşteri varlıklarına yönelik düzenlemeler bulunuyor.
İsviçre'nin bankacılık yapısı tartışılıyor
İngiltere’nin en büyük bankalarından HSBC’nin “varlıklı müşterilerinin İsviçre’deki hesapları üzerinden vergi kaçırmalarına yardımcı olduğu” iddiası, İsviçre’nin özel bankacılık alanındaki şeff afl ık yapısına ilişkin tartışmaları da gündeme getirdi. İngiltere’nin önde gelen uluslararası bankası HSBC’ye ilişkin iddialar şeff afl ığı yeniden gündeme getirirken, bankalarda açılan isimsiz hesaplar şu an bir çok Batı ülkesinde yasa dışı olarak kabul ediliyor. Bu durum İsviçre’nin bankacılık alanındaki gizliliğinin önemli bir parçası olmaya devam ediyor. Vergi kaçırma suçlaması nedeniyle daha önce de İsviçre’de UBS, Credit Suisse ve İsrail bankası Leumi’nin İsviçre şubesi, ABD tarafından cezaya çarptırılmıştı. ABD’nin, bazı İsviçre bankalarına açtığı soruşturma kapsamında inceleme hala sürüyor. Fransa’nın da UBS ve Bank Reyl hakkında açtığı soruşturma devam ediyor. İsviçre, kendi bankalarına yöneltilen bu suçlamalar karşısında, finans sisteminde reforma gideceği ve otomatik vergi bilgilendirme sistemi paylaşımını uygulamaya sokacağını duyurmuştu. Bankanın eski bilgi işlem çalışanı Herve Falciani tarafından sızdırıldığı iddia edilen ve “Swissleaks” adı verilen belgelere göre, bankanın İsviçre’deki merkezinde, İsviçre’den 11 bin 235, Fransa’dan 9 bin 187, İngiltere’den 8 bin 844, Brezilya’dan 8 bin 667, İtalya’dan 7 bin 499, İsrail’den 6 bin 554, ABD’den 4 bin 183, Arjantin’den 3 bin 625, Türkiye’den 3 bin 105 ve Belçika’dan 3 bin 2 hesap bulunuyor. Yaklaşık hacmi 120 milyar doları aşan 30 bin hesap içinde Türkiye’ye ait hesapların hacminin ise 3,4 milyar dolara yaklaştığı belirtiliyor.