Haber Detayı

Dağıtıcılar benzinde 10 kuruş ilave kâr istedi


Akaryakıt dağıtım şirketlerinin 2014’ün ardından 2015 yılına da zararla kapatacağına dikkat çeken PETDER Başkanı Martin Thomsen "Sektörün faaliyetlerine devam edebilmesi için litre başına 10 kuruş daha fazla marja ihtiyacı var” dedi

MEHMET KARA

Petrol Sanayi Derneği Başkanı Martin Thomsen, Enerji Gazetecileri ve Medya Derneği (EGAD) Yönetim Kurulu Üyeleri’yle bir araya gelerek sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ham petrol fiyatlarıyla benzin ve motorin fiyatlarının senkronize hareket etmediğini kaydeden Thomsen, “Yani petrol fiyatlarının düşmesi hemen ardından ürün fiyatları düşecek anlamına gelmeyebilir” dedi. Akaryakıtı dolarla alıp TL olarak sattıklarını hatırlatan Thomsen, bu yüzden kur hareketlerinin de pompa fiyatlarını etkilediğini vurguladı.

Martin Thomsen, EPDK’nın tavan fiyat uygulamasına gerekçe gösterdiği “dağıtım kârı yüksek” değerlendirmesine ilişkin şunları söyledi: “EPDK Türkiye’deki kâr marjlarını İtalya, İngiltere, Fransa ve Almanya ile karşılaştırıyor. Bu pazarların bazılarında çalıştım. O ülkelere kıyasla Türkiye’de litre başına 10-12 kuruş daha fazla maliyet var. Başkan Yılmaz’a (Mustafa Yılmaz) şunu söyledik. Siz Türkiye’de operasyonlarımızı sürdürebilmemiz için maliyetleri düşürün, biz de marjları düşürelim.”

“51 kuruş başabaş noktası”

Sektörde kâr marjları kadar, maliyetlerin de önemli olduğunu kaydeden Martin Thomsen, “Şimdi biz burada otururken sektör para kaybediyor. 41 kuruşluk marj kesinlikle maliyetleri karşılamıyor. Ve sektörün faaliyetlerine devam edebilmesi için litre başına 10 kuruş daha fazla marja ihtiyacı var” dedi. Thomsen, kâr marjı 51 kuruş olursa şirketlerin kâra mı geçeceğini yoksa yoksa başabaş noktasını mı yakalayacağı sorusuna “Hissedarlara bir fayda sağlayabileceğimiz rakam bu” karşılığını verdi.

PETDER Genel Sekreteri Niyazi İlter de 2014 yılında tüm akaryakıt şirketlerinin zarar ettiğine dikkat çekerek “Bu sektörün büyüklüğü 160 milyar lira. Türkiye’nin en büyük sektörü. Ancak böylesine büyük bir sektör, 2014 yılında bir bankanın kârı kadar kâr elde etmedi. Akaryakıt şirketlerinin hiçbiri kurumlar vergisi sıralamasında ilk 100’e giremedi” diye konuştu.

Şartlar böyle giderse...

PETDER Başkanı Martin Thomsen, akaryakıt dağıtım sektöründe mevcut koşullar devam ederse, özellikle yabancı şirketlerin Türkiye’den çıkıp çıkmayacağı sorusu üzerine şöyle konuştu: “Bunu şirketlere sormanız lazım. Ben PETDER Başkanı olarak konuşuyorum. Şirketler kalabilir ya da gidebilir. Ama kâr edilmeyen, para kazanılmayan bir ortamda sektör iyiye gitmeyecektir. Siz olsanız hiç para kazandırmayan bir sektöre yatırım yapar mıydınız?”

Thomsen sektörün üzerine her yıl daha önce olmayan yeni maliyetler yüklendiğini belirterek “Bu maliyetler kanun koyucudan geliyor. Bizim de şirketler olarak kanunlara uygun çalışmamız lazım. Ben Türkiye’ye geldiğimden bu yana, son iki yılda, sektöre yönelik düzenleme ve müdahale yoğunluğu belirgin biçimde arttı. Şirketler iki aylık tavan fiyat süresince zarar etti. Ancak uygulamanın etkisi yıl boyunca devam etti. Firmaların kaybettiği tutar çok büyük bir tutardı. 22 Mart 2014’te ve 21 Şubat 2015’te olmak üzere 11 ayda iki kez tavan fiyat uygulamasına gidildi.”

“Vergi yükü azaltılmalı”

Toplam 40 kuruşluk kâr marjı üzerinde yapılacak 2-3 kuruşluk pazarlıklarla tüketici için anlamlı ve kalıcı bir fiyat düşüşü sağlanamayacağını vurgulayan PETDER Genel Sekreteri Niyazi İlter, “Tüketiciler açısından anlamlı ve kalıcı bir fayda sağlayacaksak ilk düşünmemiz gereken unsur vergilerdir. Vergi yükseldikçe kaçakçılığa yol açıyor. Ülkemizin vergiye ihtiyacı var ve akaryakıt ürünleri dünyanın her yerinde en iyi vergi toplama aracıdır. Belki orta vadede gittikçe azalan bir biçimde ister maktu ister oransal olarak vergi yükünü azaltmak doğru olacaktır” dedi.

Benzinde maliyet artırıcı unsurlar

PETDER Başkanı Martin Thomsen, akaryakıtta maliyet artırıcı unsurları şöyle sıraladı: “Dağıtım firmaları ithal ettikleri ürünün değerinin iki katı kadar teminat mektubu veriyor. Bu ciddi bir maliyet. Gümrükler ile EPDK’nın ithalat miktarlarını takip edebilmesi için depolarımıza sayaçlar yerleştirmemiz gerekiyor. Bu sektör için yaklaşık 100 milyon dolarlık ilave bir yatırım anlamına geliyor. Ürünü pazara sunmadan önce ulusal marker eklememiz gerekiyor ve bunun da bir maliyeti var. Ürün taşıyan tankerler için belli standartlar var. Türkiye’de istasyonlarda pompa görevlileri istihdam ediliyor. Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya’da yok. Ulusal stoklara ÖTV’ye tabi. Sayaç sisteminin sadece ÖTV nedeniyle ulusal stoka yüklediği ilave maliyet litrede 1.3 kuruş.”

Serbest piyasadan geriye ne kaldı?

PETDER Genel Sekreteri Niyazi İlter, tavan fiyat uygulamaları ile fiyatların takibine ilişkin kararları değerlendirirken, “Burada (Serbest piyasadan geriye ne kaldı) sorusu sorulmalı” diye konuştu. EPDK’nın gündemindeki son taslağın da fiyatlara ilişkin olmasına rağmen kâr marjları, nakliye, poromosyon ve indirimli satışlar gibi konuları içerdiğini belirten İlter, ‘Bunlar sektörün rekabet araçlarıdır. Mesela bu indirimlere müdahale edilirse, bu indirimi kullanan sektörlerde, örneğin lojistikte taşıma maliyetleri artacaktır” dedi.

Akaryakıt dağıtım şirketlerinin 2014’ün ardından 2015 yılına da zararla kapatacağına dikkat çeken PETDER Başkanı Martin Thomsen "Sektörün faaliyetlerine devam edebilmesi için litre başına 10 kuruş daha fazla marja ihtiyacı var” dedi

MEHMET KARA

Petrol Sanayi Derneği Başkanı Martin Thomsen, Enerji Gazetecileri ve Medya Derneği (EGAD) Yönetim Kurulu Üyeleri’yle bir araya gelerek sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ham petrol fiyatlarıyla benzin ve motorin fiyatlarının senkronize hareket etmediğini kaydeden Thomsen, “Yani petrol fiyatlarının düşmesi hemen ardından ürün fiyatları düşecek anlamına gelmeyebilir” dedi. Akaryakıtı dolarla alıp TL olarak sattıklarını hatırlatan Thomsen, bu yüzden kur hareketlerinin de pompa fiyatlarını etkilediğini vurguladı.

Martin Thomsen, EPDK’nın tavan fiyat uygulamasına gerekçe gösterdiği “dağıtım kârı yüksek” değerlendirmesine ilişkin şunları söyledi: “EPDK Türkiye’deki kâr marjlarını İtalya, İngiltere, Fransa ve Almanya ile karşılaştırıyor. Bu pazarların bazılarında çalıştım. O ülkelere kıyasla Türkiye’de litre başına 10-12 kuruş daha fazla maliyet var. Başkan Yılmaz’a (Mustafa Yılmaz) şunu söyledik. Siz Türkiye’de operasyonlarımızı sürdürebilmemiz için maliyetleri düşürün, biz de marjları düşürelim.”

“51 kuruş başabaş noktası”

Sektörde kâr marjları kadar, maliyetlerin de önemli olduğunu kaydeden Martin Thomsen, “Şimdi biz burada otururken sektör para kaybediyor. 41 kuruşluk marj kesinlikle maliyetleri karşılamıyor. Ve sektörün faaliyetlerine devam edebilmesi için litre başına 10 kuruş daha fazla marja ihtiyacı var” dedi. Thomsen, kâr marjı 51 kuruş olursa şirketlerin kâra mı geçeceğini yoksa yoksa başabaş noktasını mı yakalayacağı sorusuna “Hissedarlara bir fayda sağlayabileceğimiz rakam bu” karşılığını verdi.

PETDER Genel Sekreteri Niyazi İlter de 2014 yılında tüm akaryakıt şirketlerinin zarar ettiğine dikkat çekerek “Bu sektörün büyüklüğü 160 milyar lira. Türkiye’nin en büyük sektörü. Ancak böylesine büyük bir sektör, 2014 yılında bir bankanın kârı kadar kâr elde etmedi. Akaryakıt şirketlerinin hiçbiri kurumlar vergisi sıralamasında ilk 100’e giremedi” diye konuştu.

Şartlar böyle giderse...

PETDER Başkanı Martin Thomsen, akaryakıt dağıtım sektöründe mevcut koşullar devam ederse, özellikle yabancı şirketlerin Türkiye’den çıkıp çıkmayacağı sorusu üzerine şöyle konuştu: “Bunu şirketlere sormanız lazım. Ben PETDER Başkanı olarak konuşuyorum. Şirketler kalabilir ya da gidebilir. Ama kâr edilmeyen, para kazanılmayan bir ortamda sektör iyiye gitmeyecektir. Siz olsanız hiç para kazandırmayan bir sektöre yatırım yapar mıydınız?”

Thomsen sektörün üzerine her yıl daha önce olmayan yeni maliyetler yüklendiğini belirterek “Bu maliyetler kanun koyucudan geliyor. Bizim de şirketler olarak kanunlara uygun çalışmamız lazım. Ben Türkiye’ye geldiğimden bu yana, son iki yılda, sektöre yönelik düzenleme ve müdahale yoğunluğu belirgin biçimde arttı. Şirketler iki aylık tavan fiyat süresince zarar etti. Ancak uygulamanın etkisi yıl boyunca devam etti. Firmaların kaybettiği tutar çok büyük bir tutardı. 22 Mart 2014’te ve 21 Şubat 2015’te olmak üzere 11 ayda iki kez tavan fiyat uygulamasına gidildi.”

“Vergi yükü azaltılmalı”

Toplam 40 kuruşluk kâr marjı üzerinde yapılacak 2-3 kuruşluk pazarlıklarla tüketici için anlamlı ve kalıcı bir fiyat düşüşü sağlanamayacağını vurgulayan PETDER Genel Sekreteri Niyazi İlter, “Tüketiciler açısından anlamlı ve kalıcı bir fayda sağlayacaksak ilk düşünmemiz gereken unsur vergilerdir. Vergi yükseldikçe kaçakçılığa yol açıyor. Ülkemizin vergiye ihtiyacı var ve akaryakıt ürünleri dünyanın her yerinde en iyi vergi toplama aracıdır. Belki orta vadede gittikçe azalan bir biçimde ister maktu ister oransal olarak vergi yükünü azaltmak doğru olacaktır” dedi.

Benzinde maliyet artırıcı unsurlar

PETDER Başkanı Martin Thomsen, akaryakıtta maliyet artırıcı unsurları şöyle sıraladı: “Dağıtım firmaları ithal ettikleri ürünün değerinin iki katı kadar teminat mektubu veriyor. Bu ciddi bir maliyet. Gümrükler ile EPDK’nın ithalat miktarlarını takip edebilmesi için depolarımıza sayaçlar yerleştirmemiz gerekiyor. Bu sektör için yaklaşık 100 milyon dolarlık ilave bir yatırım anlamına geliyor. Ürünü pazara sunmadan önce ulusal marker eklememiz gerekiyor ve bunun da bir maliyeti var. Ürün taşıyan tankerler için belli standartlar var. Türkiye’de istasyonlarda pompa görevlileri istihdam ediliyor. Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya’da yok. Ulusal stoklara ÖTV’ye tabi. Sayaç sisteminin sadece ÖTV nedeniyle ulusal stoka yüklediği ilave maliyet litrede 1.3 kuruş.”

Serbest piyasadan geriye ne kaldı?

PETDER Genel Sekreteri Niyazi İlter, tavan fiyat uygulamaları ile fiyatların takibine ilişkin kararları değerlendirirken, “Burada (Serbest piyasadan geriye ne kaldı) sorusu sorulmalı” diye konuştu. EPDK’nın gündemindeki son taslağın da fiyatlara ilişkin olmasına rağmen kâr marjları, nakliye, poromosyon ve indirimli satışlar gibi konuları içerdiğini belirten İlter, ‘Bunlar sektörün rekabet araçlarıdır. Mesela bu indirimlere müdahale edilirse, bu indirimi kullanan sektörlerde, örneğin lojistikte taşıma maliyetleri artacaktır” dedi.