Haber Detayı

İhracatçı firmaların tahsilat sorunu yüzde 30 arttı


Dolardaki yükseliş tahsilat gecikmeleri ve vade uzatımına neden oluyor, ihracatçıların tahsilatta zorlanıyor.

Uluslararası alacak ve risk yönetimi konusunda faaliyet gösteren ARS Danışmanlık'ın Genel Müdürü Ayşe Burcu Arslan, doların diğer para birimleri karşısındaki sert yükselişinin ihracatçı firmalar için tahsilatta gecikme ve vade uzatımlarına neden olduğunu; Türk firmaların ihracatta yaşadığı tahsilat sorunlarının da yılın ilk altı ayında yüzde 30 arttığını söyledi.

Arslan, tahsilatta sorun yaşayan sektörlerin başında ise, açık hesapla çalışan tekstil, hazırgiyim ile oto yedek parça sektörlerinin geldiğini belirtti.

Reuters ile yaptığı söyleşide 155 ülkede alacak takibi yaptıklarını belirten Arslan, "Dolardaki ciddi değer kazancı ve diğer para birimlerindeki kayıplar tüm dünyada firmaların ödeme tercihlerini değiştirdi. Firmaların ödeme önceliklerinde yurtdışı müşteriler şu anda sonda geliyor" dedi ve ekledi: "Yurtdışı müşterilerin ödemelerinde gecikmeler yaşanıyor. Türk ihracatçı firmaların yaşadığı tahsilat gecikmeleri de ilk altı ayda geçen yıl aynı döneme göre yüzde 30 artmış durumda."

Reuters verilerine göre, doların altı önemli para biriminden oluşan sepet karşısındaki değerini izleyen endeks, yılın ilk yarısında yüzde 8'in üzerinde yükseldi.

Firmaların karşı karşıya olduğu bir başka sorunun da uzayan vadeler olduğunu belirten Arslan, "Ortalama 60-90 gün olan vadeler şu anda 120-150 güne çıkmış durumda" dedi.

Firmaların yasal caydırıcılığın daha sınırlı olduğu Ortadoğu, Asya ve Afrika ülkelerinde tahsilatta daha fazla zorlandığını belirten Aslan, tahsilat sıkıntısının artmasıyla birlikte alacak yönetimi ihtiyacının da arttığına işaret etti.

Alacak sigortası ve peşin ödeme ile çalışmak tedbir olabilir

İhracatçı firmaların risklerini en aza indirmek için banka garantisi ile çalışmak, alacak sigortası yaptırmak ve peşin ödeme ile çalışmak gibi tedbirlere başvurması gerektiğini vurgulayan Arslan, "Ancak özellikle kâr marjının düşük olduğu sektörlerde firmalar alacak sigortası gibi ek maliyet getirecek önlemlere başvurmak istemiyor. Böyle durumlarda tahsilat sorunu yaşandığı takdirde, gecikmeden alacak yönetimi konusunda profesyonel yardım alınması önemli" diye konuştu.

Ödeme ihtilafı oluştuğu durumlarda, yasal takibe başvurmadan önce uzlaşma zemini aranmasının firmalara zaman ve maliyet avantajı sağladığını söyleyen Arslan; yasal takip yoluna başvurulması durumunda çözüm süresinin 3 seneyi bulduğunu, uzlaşma aşamasında ise bu sürenin 3-6 aya indiğini vurguladı.

Arslan, "Tahsilat sorunu yaşayan firmaların global temsil gücüne sahip bir firma ile çalışmaları önemli. Çünkü o ülkedeki hukuk kurallarını, mevzuatı ve iş kültürünü bilen, global temsil gücüne sahip bir kurum ile aksiyon alındığını gören karşı taraf, kurumsal itibarının da zedelenmemesi için uzlaşma yoluna gidiyor" dedi.

Risk altındaki sektörleri belirleyenin o sektördeki ödeme şekilleri olduğunu belirten Arslan, "Sektördeki yoğun rekabetten dolayı peşin ödeme yerine, güvene dayalı olarak açık hesap ve mal mukabili çalışan tekstil, hazırgiyim, oto yedek parça ve inşaat sektörlerinde tahsilat sorunları daha fazla" diye konuştu.

Yaptırımların kaldırılmasıyla birlikte ikili ticaretin yoğun şekilde arması beklenen İran konusunda da firmaları dikkatli olmaya çağıran Arslan, "İran'da sağlam bir sanayi altyapısı ve nitelikli işgücü var. Dolayısıyla Ortadoğu ülkelerine göre, daha sağlam bir ticaret ortağı. Ancak bir geçiş sürecine ihtiyaç duyacaktır. Bankacılık altyapısında sorunlar olması da firmaların temkinli aksiyon almalarını gerektiriyor" dedi.

Dolardaki yükseliş tahsilat gecikmeleri ve vade uzatımına neden oluyor, ihracatçıların tahsilatta zorlanıyor.

Uluslararası alacak ve risk yönetimi konusunda faaliyet gösteren ARS Danışmanlık'ın Genel Müdürü Ayşe Burcu Arslan, doların diğer para birimleri karşısındaki sert yükselişinin ihracatçı firmalar için tahsilatta gecikme ve vade uzatımlarına neden olduğunu; Türk firmaların ihracatta yaşadığı tahsilat sorunlarının da yılın ilk altı ayında yüzde 30 arttığını söyledi.

Arslan, tahsilatta sorun yaşayan sektörlerin başında ise, açık hesapla çalışan tekstil, hazırgiyim ile oto yedek parça sektörlerinin geldiğini belirtti.

Reuters ile yaptığı söyleşide 155 ülkede alacak takibi yaptıklarını belirten Arslan, "Dolardaki ciddi değer kazancı ve diğer para birimlerindeki kayıplar tüm dünyada firmaların ödeme tercihlerini değiştirdi. Firmaların ödeme önceliklerinde yurtdışı müşteriler şu anda sonda geliyor" dedi ve ekledi: "Yurtdışı müşterilerin ödemelerinde gecikmeler yaşanıyor. Türk ihracatçı firmaların yaşadığı tahsilat gecikmeleri de ilk altı ayda geçen yıl aynı döneme göre yüzde 30 artmış durumda."

Reuters verilerine göre, doların altı önemli para biriminden oluşan sepet karşısındaki değerini izleyen endeks, yılın ilk yarısında yüzde 8'in üzerinde yükseldi.

Firmaların karşı karşıya olduğu bir başka sorunun da uzayan vadeler olduğunu belirten Arslan, "Ortalama 60-90 gün olan vadeler şu anda 120-150 güne çıkmış durumda" dedi.

Firmaların yasal caydırıcılığın daha sınırlı olduğu Ortadoğu, Asya ve Afrika ülkelerinde tahsilatta daha fazla zorlandığını belirten Aslan, tahsilat sıkıntısının artmasıyla birlikte alacak yönetimi ihtiyacının da arttığına işaret etti.

Alacak sigortası ve peşin ödeme ile çalışmak tedbir olabilir

İhracatçı firmaların risklerini en aza indirmek için banka garantisi ile çalışmak, alacak sigortası yaptırmak ve peşin ödeme ile çalışmak gibi tedbirlere başvurması gerektiğini vurgulayan Arslan, "Ancak özellikle kâr marjının düşük olduğu sektörlerde firmalar alacak sigortası gibi ek maliyet getirecek önlemlere başvurmak istemiyor. Böyle durumlarda tahsilat sorunu yaşandığı takdirde, gecikmeden alacak yönetimi konusunda profesyonel yardım alınması önemli" diye konuştu.

Ödeme ihtilafı oluştuğu durumlarda, yasal takibe başvurmadan önce uzlaşma zemini aranmasının firmalara zaman ve maliyet avantajı sağladığını söyleyen Arslan; yasal takip yoluna başvurulması durumunda çözüm süresinin 3 seneyi bulduğunu, uzlaşma aşamasında ise bu sürenin 3-6 aya indiğini vurguladı.

Arslan, "Tahsilat sorunu yaşayan firmaların global temsil gücüne sahip bir firma ile çalışmaları önemli. Çünkü o ülkedeki hukuk kurallarını, mevzuatı ve iş kültürünü bilen, global temsil gücüne sahip bir kurum ile aksiyon alındığını gören karşı taraf, kurumsal itibarının da zedelenmemesi için uzlaşma yoluna gidiyor" dedi.

Risk altındaki sektörleri belirleyenin o sektördeki ödeme şekilleri olduğunu belirten Arslan, "Sektördeki yoğun rekabetten dolayı peşin ödeme yerine, güvene dayalı olarak açık hesap ve mal mukabili çalışan tekstil, hazırgiyim, oto yedek parça ve inşaat sektörlerinde tahsilat sorunları daha fazla" diye konuştu.

Yaptırımların kaldırılmasıyla birlikte ikili ticaretin yoğun şekilde arması beklenen İran konusunda da firmaları dikkatli olmaya çağıran Arslan, "İran'da sağlam bir sanayi altyapısı ve nitelikli işgücü var. Dolayısıyla Ortadoğu ülkelerine göre, daha sağlam bir ticaret ortağı. Ancak bir geçiş sürecine ihtiyaç duyacaktır. Bankacılık altyapısında sorunlar olması da firmaların temkinli aksiyon almalarını gerektiriyor" dedi.