“Belirsizlik ortamı perakende yatırımlarını erteletiyor”
Perakende sektöründe, sağlıksız ve hantal bir büyüme yaşandığını belirten Türkiye Perakendecileri Federasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek, mevcut belirsizliklerin perakende sektöründeki oyuncuların, yatırım kararlarını ertelettiğini söyledi
Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek, mevcut belirsizliklerin perakende sektöründeki oyuncuların, yatırım kararlarını ertelettiğini söyledi. Perakende sektöründe, sağlıksız ve hantal bir büyüme yaşandığını belirten Altunbilek, uzun çabalar sonunda çıkan Perakende Yasası’nın acilen değiştirilmesi gereken çeşitli maddeleri olduğunu bildirdi. Market çalışanlarının, işlerini bir meslek olarak görmediğini ve sirkülasyonun çok fazla olduğunu belirten Mustafa Altunbilek, küçük esnafın korunması ve aynı zamanda çalışanların mutluluğu için marketlerin haftada bir gün kapalı olması gerektiği görüşünü savundu. Ankara Sohbetleri'ne konuk olan Mustafa Altunbilek, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe’nin sorularını cevaplandırdı.
► Perakende Yasası'nı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Perakende Yasası sektöre çok da yardımcı olacak şekilde çıkmadı, yasanın çıkış aşamasında TBMM’de komisyonda yönetim kurulu arkadaşlarımızla birlikte bulunduk. Bizi dikkatle dinlediler ama söylemlerimizin çok da yerini bulduğunu söyleyemeyiz. Ancak bu yasada mutlaka bazı unsurların değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bu konuda hükümet kurulur kurulmaz ilgili bakanla mutlaka görüşme yapacağız. Hükümetin, kapısını aşındırıp ufak tefek düzenlemeler yapılmasını isteyeceğiz.
► Hangi noktalarda değişiklik öngörüyorsunuz?
Taleplerimizin ilki yan yana mağazaların açılmasının önlenmesi. Yani akaryakıt istasyonlarında olduğu gibi marketlerin belirli bir mesafeden daha yakın olmaması gerekiyor. Mevcut durum, sektörde arz fazlalığı oluşmasına yol açtığı gibi rekabeti de hızlandırıyor. İkinci bir nokta ise çalışanlarımızın da mutluluğu açısından pazar günleri de marketlerin kapalı olması. Bu konuda daha önce söylediklerimiz yanlış anlaşıldı ve AVM’lerin kapatılmasını istediğimiz şeklinde yorumlandı. Tatil günü pazar olmaz, pazartesi olur. İspanya, Fransa gibi ülkelerde çalışanların verimliliğinin artması amacıyla bu uygulanıyor. Bir de bizim ülkemizde çalışanlar, perakende sektörünü meslek olarak görmüyor, yani geçici bir iş olarak bakıyor. Aynı sorun 10 yıl önce de vardı. Mağaza açmak bizim için kolay, ama doğru insanı doğru yere yerleştirmek konusunda zorlanıyoruz. İşsizlikten şikayetçi oluyoruz ama 2 bin 500 kişilik kadro ile çalışmakla beraber 200 kişilik eksikliğimiz var. Genç kızlarımız eve boş oturmasın diye annesi babası gönderiyor fakat evlendikten sonra bırakıyorlar. Avrupa’da ortalama kasiyer yaşı 55 iken ülkemizde ise 25 civarında.
► Mesleki eğitim konusunda bir girişiminiz var mı ?
Anadolu’daki küçük işletmelerin meslek içi eğitim verebilmek gibi bir şansları olmadığı için, Perakendeciler Federasyonu olarak uzman akademisyenlerden oluşan bir eğitim akademisi kurduk. Kariyer planlamasıyla ilgili de bir çalışma yapıyoruz. Öncelikli eğitim alanları olarak da kasap, manav, şarküteriyi görüyoruz. İşin bir de mesai saatleri kısmı var. Bizde mesai kavramının ucu çok açık. Avrupa’da dükkanlar gündüz 10:00 ile akşam 18:00 arasında çalışıyor. Marketlerin kapalı olduğu saatlerde de küçük esnaf ve büfeler canlanıyor. Küçük esnafın korunması adına da mutlaka öncelikle yasa içinde bu haftasonu tatil olması lazım. İnanın şu an perakende sektöründe mantar gibi bir büyüme var. Sadece indirim marketleri diye tabir edilenlerin sayısı 10 bini aştı. Bizimki gibi market zincirlerinin sayısı ise 4 bin civarında. Hızlı ve hantal büyüme yaşanıyor. Bu kadar büyüme çok sağlıklı değil ve tehlikeli. Avrupa’da bir dükkanın açılmasından önce mülki amirler araştırma yapıyor, nüfus yoğunluğu, altyapı ve çevrenin özelliklerine göre uygunsa izin veriliyor.
► Yerel marketler, büyük zincirlerle rekabet edebiliyor mu?
Bundan 3-5 sene önce büyük şirketlerin Türkiye’deki marketleri batıracağı yönünde söylentiler vardı. Ancak bu tam tersine döndü, yerel marketler batmak yerine daha da güçlendi. Geçen yılın aynı dönemine göre uluslararası marketler yüzde 7, yerel marketler ise yüzde 14 seviyesinde büyüdü. Bazı büyük zincirlerin Türkiye’den çekilme yönünde karar aldıklarını duyuyoruz. Şunu anlamak gerekiyor, mağaza sayısı artıkça ciro da aynı oranda artmıyor. Doğru yerlerde, doğru noktalarda açmak gerekiyor. Bu aşamadan sonra işini doğru ve planlı yapan ayakta kalır, yapamayan ise önemli ölçüde kaybeder. Sürdürülebilirlik artık tamamen müşteri odaklı oldu.
► Tarım ürünlerinin fiyat yükselişinde marketlerin payı nedir?
Bakın tarlada 10 kuruşa satılan ürünün markette 1 liraya satıldığı şeklinde haberleri izliyoruz. Tamam tarladan çıkış fiyatı doğru ama bunların toplanması, boylarına göre ayrılması, kasalara konulması, ilgili şehrin haline ulaşımı, oradan büyük şehirdeki hale ulaşımı, halden de markete getirilişini eklediğinizde maliyet çok artıyor. Marketlerin de enerji, kira, işletme giderleri, personel giderleri var.
► Ürünlerin borsa kurularak alınıp satılması fiyatları nasıl etkiler?
Bence borsa kurulması doğru ve mantıklı bir öneri. Avrupa’da ürünler belli bir noktada toplanıyor oradan dağıtımı yapılıyor. Üreticiler teslim ettikleri ürün miktarına göre değil, tek fiyat alıyorlar.
►Marketlerin raf kirası gibi ekstra masraflarla üreticilerden zararına ürün aldıkları eleştirileri var?
Biz bir kere üreticilerimize iş ortağı olarak bakıyoruz. Ancak şunu söylemek gerekir ki yerel marketlerde kesinlikle herhangi bir adla üreticilerden para alınmıyor. Daha önce ifade ettiğim gibi müşteri memnuniyetini ön planda tutuyoruz. Eksiden mağazayı kendi bildiğimiz gibi dizayn ederken, bugün artık müşterinin nasıl daha rahat alışveriş yapabileceğini hesaplayarak belirliyoruz.
► Tüketim eğiliminde bir değişim var mı?
Siyasi boşluktan dolayı bir miktar sıkıntı hissediliyor. İnsanlar tatil havasına da girdiği için durgunluk yaşanıyor. Okulların açılmasıyla birlikte piyasadaki durgunluğun da aşılacağını düşünüyorum.
► Mevcut siyasi ve ekonomik koşullar sektörün yatırım kararlarını da etkiliyor mu?
Yaşanan boşluk doğal olarak herkesi rahatsız ediyor. Ben de bazen yeni mağaza açarken düşünüyorum. Üyelerimizden de yeni yatırımlar için seçim sonrasını görmek isteyenler var. Ancak şunu da söylemeliyiz ki 2015 yılı kaygılı geçerken, bazı sektörler durgunluktan çok fazla etkilendi. Ancak perakendeciler diğer sektörlere göre daha az hırpalandı. Zaten tüketicilerin de bazı harcama planlarını ertelediklerini görüyoruz.
Perakende sektöründe, sağlıksız ve hantal bir büyüme yaşandığını belirten Türkiye Perakendecileri Federasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek, mevcut belirsizliklerin perakende sektöründeki oyuncuların, yatırım kararlarını ertelettiğini söyledi
Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek, mevcut belirsizliklerin perakende sektöründeki oyuncuların, yatırım kararlarını ertelettiğini söyledi. Perakende sektöründe, sağlıksız ve hantal bir büyüme yaşandığını belirten Altunbilek, uzun çabalar sonunda çıkan Perakende Yasası’nın acilen değiştirilmesi gereken çeşitli maddeleri olduğunu bildirdi. Market çalışanlarının, işlerini bir meslek olarak görmediğini ve sirkülasyonun çok fazla olduğunu belirten Mustafa Altunbilek, küçük esnafın korunması ve aynı zamanda çalışanların mutluluğu için marketlerin haftada bir gün kapalı olması gerektiği görüşünü savundu. Ankara Sohbetleri'ne konuk olan Mustafa Altunbilek, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe’nin sorularını cevaplandırdı.
► Perakende Yasası'nı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Perakende Yasası sektöre çok da yardımcı olacak şekilde çıkmadı, yasanın çıkış aşamasında TBMM’de komisyonda yönetim kurulu arkadaşlarımızla birlikte bulunduk. Bizi dikkatle dinlediler ama söylemlerimizin çok da yerini bulduğunu söyleyemeyiz. Ancak bu yasada mutlaka bazı unsurların değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bu konuda hükümet kurulur kurulmaz ilgili bakanla mutlaka görüşme yapacağız. Hükümetin, kapısını aşındırıp ufak tefek düzenlemeler yapılmasını isteyeceğiz.
► Hangi noktalarda değişiklik öngörüyorsunuz?
Taleplerimizin ilki yan yana mağazaların açılmasının önlenmesi. Yani akaryakıt istasyonlarında olduğu gibi marketlerin belirli bir mesafeden daha yakın olmaması gerekiyor. Mevcut durum, sektörde arz fazlalığı oluşmasına yol açtığı gibi rekabeti de hızlandırıyor. İkinci bir nokta ise çalışanlarımızın da mutluluğu açısından pazar günleri de marketlerin kapalı olması. Bu konuda daha önce söylediklerimiz yanlış anlaşıldı ve AVM’lerin kapatılmasını istediğimiz şeklinde yorumlandı. Tatil günü pazar olmaz, pazartesi olur. İspanya, Fransa gibi ülkelerde çalışanların verimliliğinin artması amacıyla bu uygulanıyor. Bir de bizim ülkemizde çalışanlar, perakende sektörünü meslek olarak görmüyor, yani geçici bir iş olarak bakıyor. Aynı sorun 10 yıl önce de vardı. Mağaza açmak bizim için kolay, ama doğru insanı doğru yere yerleştirmek konusunda zorlanıyoruz. İşsizlikten şikayetçi oluyoruz ama 2 bin 500 kişilik kadro ile çalışmakla beraber 200 kişilik eksikliğimiz var. Genç kızlarımız eve boş oturmasın diye annesi babası gönderiyor fakat evlendikten sonra bırakıyorlar. Avrupa’da ortalama kasiyer yaşı 55 iken ülkemizde ise 25 civarında.
► Mesleki eğitim konusunda bir girişiminiz var mı ?
Anadolu’daki küçük işletmelerin meslek içi eğitim verebilmek gibi bir şansları olmadığı için, Perakendeciler Federasyonu olarak uzman akademisyenlerden oluşan bir eğitim akademisi kurduk. Kariyer planlamasıyla ilgili de bir çalışma yapıyoruz. Öncelikli eğitim alanları olarak da kasap, manav, şarküteriyi görüyoruz. İşin bir de mesai saatleri kısmı var. Bizde mesai kavramının ucu çok açık. Avrupa’da dükkanlar gündüz 10:00 ile akşam 18:00 arasında çalışıyor. Marketlerin kapalı olduğu saatlerde de küçük esnaf ve büfeler canlanıyor. Küçük esnafın korunması adına da mutlaka öncelikle yasa içinde bu haftasonu tatil olması lazım. İnanın şu an perakende sektöründe mantar gibi bir büyüme var. Sadece indirim marketleri diye tabir edilenlerin sayısı 10 bini aştı. Bizimki gibi market zincirlerinin sayısı ise 4 bin civarında. Hızlı ve hantal büyüme yaşanıyor. Bu kadar büyüme çok sağlıklı değil ve tehlikeli. Avrupa’da bir dükkanın açılmasından önce mülki amirler araştırma yapıyor, nüfus yoğunluğu, altyapı ve çevrenin özelliklerine göre uygunsa izin veriliyor.
► Yerel marketler, büyük zincirlerle rekabet edebiliyor mu?
Bundan 3-5 sene önce büyük şirketlerin Türkiye’deki marketleri batıracağı yönünde söylentiler vardı. Ancak bu tam tersine döndü, yerel marketler batmak yerine daha da güçlendi. Geçen yılın aynı dönemine göre uluslararası marketler yüzde 7, yerel marketler ise yüzde 14 seviyesinde büyüdü. Bazı büyük zincirlerin Türkiye’den çekilme yönünde karar aldıklarını duyuyoruz. Şunu anlamak gerekiyor, mağaza sayısı artıkça ciro da aynı oranda artmıyor. Doğru yerlerde, doğru noktalarda açmak gerekiyor. Bu aşamadan sonra işini doğru ve planlı yapan ayakta kalır, yapamayan ise önemli ölçüde kaybeder. Sürdürülebilirlik artık tamamen müşteri odaklı oldu.
► Tarım ürünlerinin fiyat yükselişinde marketlerin payı nedir?
Bakın tarlada 10 kuruşa satılan ürünün markette 1 liraya satıldığı şeklinde haberleri izliyoruz. Tamam tarladan çıkış fiyatı doğru ama bunların toplanması, boylarına göre ayrılması, kasalara konulması, ilgili şehrin haline ulaşımı, oradan büyük şehirdeki hale ulaşımı, halden de markete getirilişini eklediğinizde maliyet çok artıyor. Marketlerin de enerji, kira, işletme giderleri, personel giderleri var.
► Ürünlerin borsa kurularak alınıp satılması fiyatları nasıl etkiler?
Bence borsa kurulması doğru ve mantıklı bir öneri. Avrupa’da ürünler belli bir noktada toplanıyor oradan dağıtımı yapılıyor. Üreticiler teslim ettikleri ürün miktarına göre değil, tek fiyat alıyorlar.
►Marketlerin raf kirası gibi ekstra masraflarla üreticilerden zararına ürün aldıkları eleştirileri var?
Biz bir kere üreticilerimize iş ortağı olarak bakıyoruz. Ancak şunu söylemek gerekir ki yerel marketlerde kesinlikle herhangi bir adla üreticilerden para alınmıyor. Daha önce ifade ettiğim gibi müşteri memnuniyetini ön planda tutuyoruz. Eksiden mağazayı kendi bildiğimiz gibi dizayn ederken, bugün artık müşterinin nasıl daha rahat alışveriş yapabileceğini hesaplayarak belirliyoruz.
► Tüketim eğiliminde bir değişim var mı?
Siyasi boşluktan dolayı bir miktar sıkıntı hissediliyor. İnsanlar tatil havasına da girdiği için durgunluk yaşanıyor. Okulların açılmasıyla birlikte piyasadaki durgunluğun da aşılacağını düşünüyorum.
► Mevcut siyasi ve ekonomik koşullar sektörün yatırım kararlarını da etkiliyor mu?
Yaşanan boşluk doğal olarak herkesi rahatsız ediyor. Ben de bazen yeni mağaza açarken düşünüyorum. Üyelerimizden de yeni yatırımlar için seçim sonrasını görmek isteyenler var. Ancak şunu da söylemeliyiz ki 2015 yılı kaygılı geçerken, bazı sektörler durgunluktan çok fazla etkilendi. Ancak perakendeciler diğer sektörlere göre daha az hırpalandı. Zaten tüketicilerin de bazı harcama planlarını ertelediklerini görüyoruz.