Dünya Bankası'ndan Türkiye'ye enerji uyarısı
Dünya Bankası, Türkiye'nin enerji verimliliği program uygulamalarını geliştirmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Dünya Bankası tarafından yayınlanan “Türkiye Cumhuriyeti: Enerji Verimliliği Kurumsal İncelemesi” başlıklı yeni bir rapora göre, Türkiye’nin ekonomik büyüme sürecini sürdürülebilir bir şekilde devam ettirmesinde enerji verimliliği kritik bir öneme sahip olacak.
"Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bugün için enerji verimliliği konusunu hem enerji stratejisinin hem de Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planının anahtar bir bileşeni olarak görmektedir" denilen raporda öte yandan, genel politika çerçevesi nispeten güçlü olmasına rağmen, Türkiye’nin açıkladığı enerji verimliliği hedeflerine ulaşmasını engelleyebilecek bazı kurumsal ve fonksiyonel boşluklar olduğuna dikkat çekildi.
Raporda şu ifadelere yer verildi:
"Enerji verimliliği, fabrikaların, işletme sahiplerinin ve vatandaşların enerji verimliliğinin önemini anlamalarına, akıllı satın alma tercihleri yapmalarına, finansmana erişimlerine ve enerji tasarrufları gerçekleştirmelerine yardımcı olma konusunda önemli bir kurumsal zorluk ortaya koymaktadır. Raporda mevcut kanun ve dokümanlar üzerinde yapılan incelemeler, kamu ve özel sektörden önemli paydaşlar ile yapılan görüşmeler ve Türkiye’nin programları ile uluslararası en iyi uygulamalar ve kurumsal yönetişim ilkeleri arasında yapılan karşılaştırmalar yoluyla Türkiye’deki kurumsal roller ve fonksiyonlar değerlendirilmektedir.
Mevcut sorumlulukların, uluslararası en iyi uygulamalar karşısındaki boşlukların, sanayi, bankalar, kamu sektörü, binalar ve ticarethaneler gibi en önemli enerji kullanan sektörlerdeki algılanan çakışmaların ve boşlukların tespit edilmesi amacıyla raporda dört temel alanı -politikalar ve düzenlemeler, veri ve bilgiler, teşvikler ve teknik yardım, izleme ve değerlendirme- kapsayan bir analiz sunulmaktadır.
Raporun tanıtımı vesilesi ile yaptığı açıklamada Dünya Bankası’ndan raporun başyazarı Jas Singh şunları kaydetti: “Enerji verimliliği en ucuz ve en temiz ‘enerji kaynakları’ arasındadır ve bu önemli ve bol kaynaktan daha iyi yararlanabilmek için Türkiye’nin daha fazla çaba sarf etmesi gerekmektedir. Enerji verimliliği Türkiye’nin enerji güvenliğini arttırmasına, ekonomik büyümesini sürdürmesine ve çevreyi korumasına yardımcı olabilir.”
Singh sözlerine şöyle devam etti: “Son yıllarda Türkiye enerji verimliliği ile ilgili olarak güçlü bir yasal çerçeve ve politika çerçevesi oluşturdu. Türkiye 2023 yılına kadar yüzde 10’luk bir enerji tasarrufu sağlama hedefi doğrultusunda uygulama çabalarını yoğunlaştırırken, daha fazla eşgüdüme, daha iyi bir kaldıraç etkisine, daha büyük bir ölçeğe ve ulusal düzeyde ölçülebilir etki göstergelerine ihtiyaç duyulacaktır. Tek seferlik münferit pilot yatırımlardan, güçlü kurumları, amaca özel oluşturulmuş sürdürülebilir finansman mekanizmalarını ve yetkin bir özel sektörü içeren ulusal düzeyde programlara geçilmesi gerekmektedir.”
Raporda ayrıca başka bazı ülkelerin kurumsal yapıları ve deneyimleri incelenmekte ve Anahtar Başarı Faktörlerinin bir listesi sunulmaktadır —örneğin sadece enerji verimliliği konusunda faaliyet gösterecek, özel sektör için kaldıraç etkisi yaratacak, istikrarlı finansman kaynakları olacak ve hissedarlarına karşı hesap verecek bağımsız bir kurumun kurulması gibi. Raporda son olarak Türkiye’nin uluslararası en iyi uygulamalar seviyesine çıkabilmesi ve büyük miktardaki enerji verimliliği potansiyelini herkesin yararına olacak şekilde kullanabilmesi için kurumsal açıdan ve programlama konusunda yapılması gerekenler ile ilgili olarak Türkiye’ye öneriler sunulmaktadır.
Dünya Bankası, Türkiye'nin enerji verimliliği program uygulamalarını geliştirmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Dünya Bankası tarafından yayınlanan “Türkiye Cumhuriyeti: Enerji Verimliliği Kurumsal İncelemesi” başlıklı yeni bir rapora göre, Türkiye’nin ekonomik büyüme sürecini sürdürülebilir bir şekilde devam ettirmesinde enerji verimliliği kritik bir öneme sahip olacak.
"Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bugün için enerji verimliliği konusunu hem enerji stratejisinin hem de Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planının anahtar bir bileşeni olarak görmektedir" denilen raporda öte yandan, genel politika çerçevesi nispeten güçlü olmasına rağmen, Türkiye’nin açıkladığı enerji verimliliği hedeflerine ulaşmasını engelleyebilecek bazı kurumsal ve fonksiyonel boşluklar olduğuna dikkat çekildi.
Raporda şu ifadelere yer verildi:
"Enerji verimliliği, fabrikaların, işletme sahiplerinin ve vatandaşların enerji verimliliğinin önemini anlamalarına, akıllı satın alma tercihleri yapmalarına, finansmana erişimlerine ve enerji tasarrufları gerçekleştirmelerine yardımcı olma konusunda önemli bir kurumsal zorluk ortaya koymaktadır. Raporda mevcut kanun ve dokümanlar üzerinde yapılan incelemeler, kamu ve özel sektörden önemli paydaşlar ile yapılan görüşmeler ve Türkiye’nin programları ile uluslararası en iyi uygulamalar ve kurumsal yönetişim ilkeleri arasında yapılan karşılaştırmalar yoluyla Türkiye’deki kurumsal roller ve fonksiyonlar değerlendirilmektedir.
Mevcut sorumlulukların, uluslararası en iyi uygulamalar karşısındaki boşlukların, sanayi, bankalar, kamu sektörü, binalar ve ticarethaneler gibi en önemli enerji kullanan sektörlerdeki algılanan çakışmaların ve boşlukların tespit edilmesi amacıyla raporda dört temel alanı -politikalar ve düzenlemeler, veri ve bilgiler, teşvikler ve teknik yardım, izleme ve değerlendirme- kapsayan bir analiz sunulmaktadır.
Raporun tanıtımı vesilesi ile yaptığı açıklamada Dünya Bankası’ndan raporun başyazarı Jas Singh şunları kaydetti: “Enerji verimliliği en ucuz ve en temiz ‘enerji kaynakları’ arasındadır ve bu önemli ve bol kaynaktan daha iyi yararlanabilmek için Türkiye’nin daha fazla çaba sarf etmesi gerekmektedir. Enerji verimliliği Türkiye’nin enerji güvenliğini arttırmasına, ekonomik büyümesini sürdürmesine ve çevreyi korumasına yardımcı olabilir.”
Singh sözlerine şöyle devam etti: “Son yıllarda Türkiye enerji verimliliği ile ilgili olarak güçlü bir yasal çerçeve ve politika çerçevesi oluşturdu. Türkiye 2023 yılına kadar yüzde 10’luk bir enerji tasarrufu sağlama hedefi doğrultusunda uygulama çabalarını yoğunlaştırırken, daha fazla eşgüdüme, daha iyi bir kaldıraç etkisine, daha büyük bir ölçeğe ve ulusal düzeyde ölçülebilir etki göstergelerine ihtiyaç duyulacaktır. Tek seferlik münferit pilot yatırımlardan, güçlü kurumları, amaca özel oluşturulmuş sürdürülebilir finansman mekanizmalarını ve yetkin bir özel sektörü içeren ulusal düzeyde programlara geçilmesi gerekmektedir.”
Raporda ayrıca başka bazı ülkelerin kurumsal yapıları ve deneyimleri incelenmekte ve Anahtar Başarı Faktörlerinin bir listesi sunulmaktadır —örneğin sadece enerji verimliliği konusunda faaliyet gösterecek, özel sektör için kaldıraç etkisi yaratacak, istikrarlı finansman kaynakları olacak ve hissedarlarına karşı hesap verecek bağımsız bir kurumun kurulması gibi. Raporda son olarak Türkiye’nin uluslararası en iyi uygulamalar seviyesine çıkabilmesi ve büyük miktardaki enerji verimliliği potansiyelini herkesin yararına olacak şekilde kullanabilmesi için kurumsal açıdan ve programlama konusunda yapılması gerekenler ile ilgili olarak Türkiye’ye öneriler sunulmaktadır.