Haber Detayı

Perakende sektörü 2016'da yüzde 9-10 büyüyecek


2016'da sektörün ortalama yüzde 9-10 büyüme göstereceğini belirten BMD Başkanı Kariyo, "BMD markalarının 2016 yılına ilişkin cirosuyla ilgili tahminimiz 50 milyar doların aşılabileceği yönünde" dedi.

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sami Kariyo, BMD üyesi markaların 2015 yılını 47 milyar dolar satış büyüklüğü ile tamamlamasını beklediklerini belirterek, "BMD markalarının 2016 yılına ilişkin cirosuyla ilgili tahminimiz ise 50 milyar doların aşılabileceği yönünde" dedi.

AA muhabirine 2015'i değerlendiren ve gelecek yıla ilişkin beklentilerini paylaşan Kariyo, 2015 yılında perakende sektörünün başarılı bir performans gösterdiğini söyledi.

Türkiye ekonomisinin bu yılı yüzde 3 büyüme ile kapatacağının tahmin edildiğini anımsatan Kariyo, "Perakende sektöründe bunun 4 katı bir büyümeyi yakalamış bulunuyoruz" bilgisini verdi.

Kariyo, sektörün, Türkiye genelinde 400 bine yakın mağaza, 3 milyondan fazla istihdam, 25 milyon metrekareden büyük satış alanı ile Türkiye ekonomisinin en dinamik yapı taşı olduğunu vurgulayarak, perakende sektörü açısından 2015 yılının, enflasyondan arındırılmış olarak 338 milyar dolar civarında ciro büyüklüğü ile tamamlanacağı öngörüsünde bulundu.

Bu yapı içinde, BMD üyesi markaların 2015 yılını 47 milyar dolar satış büyüklüğü ile tamamlamalarının beklendiğine işaret eden Kariyo, "BMD markalarının 2016 yılına ilişkin cirosuyla ilgili tahminimiz ise 50 milyar doların aşılabileceği yönünde" bilgisini verdi.

Kariyo, 2016'da BMD markalarının ve perakende sektörünün bütününün ortalama yüzde 9-10 büyüme göstereceğini belirterek, "Bu oranın yüzde 10'un üzerinde olması mümkün olabilirdi ancak önümüzdeki bazı riskler, bu büyüme oranlarına erişilebileceği konusunda iyimser olmamızı kolaylaştırmıyor. Bu nedenle, 2016 yılına ilişkin ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz" şeklinde konuştu.

"Üreticilerin, yabancı para birimine yönelmeleri markalar açısından ciddi bir tehdit" 

Sami Kariyo, perakende sektörünü, içerideki siyasi belirsizlikten çok döviz kurlarındaki artışın etkilediğini belirterek, "Kurların beklenmedik şekilde artması bizi bir anda birkaç sorunla karşı karşıya bıraktı. Bunlardan birincisi kiralardı. Perakendede kiraların çok büyük bölümü dövizle ödeniyor. Kur değerlenince kiralar da arttı. Bu yük maliyetlerimize ne yazık ki çok olumsuz etki etti" dedi.

Gelecek yıl, döviz kurlarını en önemli risk olarak gördüklerini aktaran Kariyo, doların 2016 yılı ortalamasının 3,10 lira seviyesinde olacağı ve yılı 3,25 lira ile bitireceği tahmininde bulundu.

Kariyo, kurlarla bağlantılı önemli bir tehdidin de Uzak Doğu'dan gelen ürünlerin döviz bazında tedarik edilmesi olduğuna dikkati çekerek, "Kurlardaki artış, her zaman daha az maliyetli iş gücü ve üretim kapasitesine sahip Uzak Doğu ülkelerinden ürün alımını zorlaştıracak. Diğer yandan mal tedariki için yurt içine yöneldiğimizde de artık Türkiye'de de dolarizasyon etkisini hissediyoruz. Yurt içindeki üreticilerin de yabancı para birimine yönelmeleri markalar açısından ciddi bir tehdit" ifadelerini kullandı.

Ürün maliyetinde artışa neden olan diğer etkenlerin de risk unsurları arasında bulunduğunu dile getiren Kariyo, ithalat üzerindeki vergilerin başta hazır giyim ve konfeksiyon ile ayakkabı olmak üzere perakende sektörünün birçok kategorisi üzerinde olumsuz etki yarattığını vurguladı.

Kariyo, buna ek olarak, asgari ücret konusunda yürütülen çalışmaların sonucunda da ürün maliyetinde, markaların operasyonlarında, insan kaynağı maliyetinde artışların kaçınılmaz olacağı öngörüsünde bulunarak, şunları kaydetti:

"İstihdamın bu durumdan etkilenmemesi için her türlü önlemi alacağız fakat markaların dayanma gücünün ötesinde bazı riskler mevcut. Diğer önemli bir husus da jeopolitik risklerin Türkiye'ye yansıma ihtimali. Çevremizde gelişen olayların Türkiye'yi etkilememesi beklenemez, artık bu olayların önemli bir risk olduğunu, Türkiye'yi de olumsuz etkilediğini görüyoruz. Bu kapsamda, Rusya'yla son zamanlarda yaşananlar da dikkat edilmesi gerekiyor. Maliyeti artıran yurt içi etkenlerle uğraşırken, Rusya ile olan gerginlik de bunların üzerine biniyor. Biz, bu ülkede mağaza açan, milyon dolarlarla ifade edilen doğrudan yatırımlar yapan bir sektörüz. Esas endişe uyandıran husus, kalıcı yatırımlarımızın tehdit altında olması. Eğer bir iki seferlik ihracat yapan şirketler olsak belki bu kadar çok endişelenmeyebilirdik ancak durum bundan çok daha vahim."

Kariyo, sektörün rekabetçi gücünü olumsuz etkileyen ve tüketicinin daha pahalı ürün elde etmesine yol açan bir takım etkenlerin ortadan kaldırılmasının sektöre büyük fayda sağlayacağını sözlerine ekledi.

"Dünyanın büyük markalarının Türkiye'den daha çok alım yapacağını düşünüyorum"

Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Hüseyin Çetin, Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan siyasi gerginlik ve Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesinin Rusya ile olan ilişkileri sıkıntıya düşürdüğünü belirterek, AB'nin Rusya'ya uygulamış olduğu ambargo sebebiyle rublenin dolar karşısında değer kaybetmesinin Rusya'ya olan ihracatın yüzde 36 düşmesine neden olduğunu söyledi.

Çetin, Güneydoğu Bölgesi'nde yaşanan çatışmaların Irak'a yapılan ihracatı olumsuz etkilediğine işaret ederek, "İran'ın ithalata uyguladığı vergiler ülkemizin bu ülkeye ihracatını engelliyor ancak tüm yaşanan sıkıntılara rağmen AB'ye olan ihracatımızdaki artış sebebiyle yıl sonunda 2014 yılına oranla yüzde 7'lik bir kayıpla 2015 yılının tamamlanmasını bekliyoruz" bilgisini verdi.

Gelecek yıl hedef pazarlara ve AB'ye olan ihracatın artacağı öngörüsünde bulunan Çetin, dünyanın büyük markalarının Türkiye'den daha çok alım yapacağını vurguladı.

Çetin, 2016 yılında sektörün beklentilerinin yerine getirilmesiyle 1 milyar dolarlık ihracat öngörülerinin bulunduğunu aktararak, "Rusya ile olan siyasi gerginliğin devam etmesi ve Irak ile son dönemde yaşanan siyasi uyuşmazlığı, sektörün en büyük pazarlarından olan iki ülkeye olan ihracatımızda ayakkabı sektörü için risk olarak görüyoruz. Rusya riskinin, serbest gümrük anlaşması yaptığı Belarus ve Kazakistan'ı da etkileyerek, bu ülkeleri de riskli ülkeler arasına sokacağını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

"2016'da ihracatta yüzde 4-5'lik bir artış bekliyorum"

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Şeref Fayat, hazır giyim sektöründe 2015 yılında hem iç pazarın hem de ihracatın gerilediğini belirterek, "2014 yılında 58,7 milyar lira olan iç pazarda hazır giyim harcamalarının bu yıl yüzde 5 küçülmeyle 55,7 milyar lira düzeyinde gerçekleşeceğini bekliyorum" dedi.

2014 yılında 18,4 milyar dolar olan ihracatın bu yıl yüzde 10 gerileyerek 16,5 milyar dolar civarında kalacağı tahmininde bulunan Fayat, "2016 yılında iç pazarda ve ihracatta artış olacağını öngörmekteyim. Hükümetin gelirler politikası ile geniş kesimlerin gelirlerini artıracak olması hazır giyim harcamalarını olumlu etkileyecek. İç pazarda yüzde 5-6 arasında büyüme olabilecek. İhracatta ise 2015 yılını olumsuz etkileyen avro-dolar paritesindeki gerileme etkisinin ortadan kalkması ve AB ekonomilerinde artan parasal genişlemeye paralel büyümenin hızlanacak olması artış beklentimizi besliyor" şeklinde konuştu.

Fayat, 2016 yılında ihracatın önünde iki önemli engel gördüklerini aktararak, "Bunlardan ilki asgari ücret ve diğer ücret artışları ile rekabet gücümüzün azalması, ikincisi ise Rusya ve Irak pazarlarında gerilemeler. Bu çerçevede 2016'da ihracatta yüzde 4-5'lik sınırlı bir artış bekliyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Fayat, gelecek yıl Türk Lirası'nın bir miktar daha değer kaybedeceği tahmininde de bulundu.

2016'da sektörün ortalama yüzde 9-10 büyüme göstereceğini belirten BMD Başkanı Kariyo, "BMD markalarının 2016 yılına ilişkin cirosuyla ilgili tahminimiz 50 milyar doların aşılabileceği yönünde" dedi.

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sami Kariyo, BMD üyesi markaların 2015 yılını 47 milyar dolar satış büyüklüğü ile tamamlamasını beklediklerini belirterek, "BMD markalarının 2016 yılına ilişkin cirosuyla ilgili tahminimiz ise 50 milyar doların aşılabileceği yönünde" dedi.

AA muhabirine 2015'i değerlendiren ve gelecek yıla ilişkin beklentilerini paylaşan Kariyo, 2015 yılında perakende sektörünün başarılı bir performans gösterdiğini söyledi.

Türkiye ekonomisinin bu yılı yüzde 3 büyüme ile kapatacağının tahmin edildiğini anımsatan Kariyo, "Perakende sektöründe bunun 4 katı bir büyümeyi yakalamış bulunuyoruz" bilgisini verdi.

Kariyo, sektörün, Türkiye genelinde 400 bine yakın mağaza, 3 milyondan fazla istihdam, 25 milyon metrekareden büyük satış alanı ile Türkiye ekonomisinin en dinamik yapı taşı olduğunu vurgulayarak, perakende sektörü açısından 2015 yılının, enflasyondan arındırılmış olarak 338 milyar dolar civarında ciro büyüklüğü ile tamamlanacağı öngörüsünde bulundu.

Bu yapı içinde, BMD üyesi markaların 2015 yılını 47 milyar dolar satış büyüklüğü ile tamamlamalarının beklendiğine işaret eden Kariyo, "BMD markalarının 2016 yılına ilişkin cirosuyla ilgili tahminimiz ise 50 milyar doların aşılabileceği yönünde" bilgisini verdi.

Kariyo, 2016'da BMD markalarının ve perakende sektörünün bütününün ortalama yüzde 9-10 büyüme göstereceğini belirterek, "Bu oranın yüzde 10'un üzerinde olması mümkün olabilirdi ancak önümüzdeki bazı riskler, bu büyüme oranlarına erişilebileceği konusunda iyimser olmamızı kolaylaştırmıyor. Bu nedenle, 2016 yılına ilişkin ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz" şeklinde konuştu.

"Üreticilerin, yabancı para birimine yönelmeleri markalar açısından ciddi bir tehdit" 

Sami Kariyo, perakende sektörünü, içerideki siyasi belirsizlikten çok döviz kurlarındaki artışın etkilediğini belirterek, "Kurların beklenmedik şekilde artması bizi bir anda birkaç sorunla karşı karşıya bıraktı. Bunlardan birincisi kiralardı. Perakendede kiraların çok büyük bölümü dövizle ödeniyor. Kur değerlenince kiralar da arttı. Bu yük maliyetlerimize ne yazık ki çok olumsuz etki etti" dedi.

Gelecek yıl, döviz kurlarını en önemli risk olarak gördüklerini aktaran Kariyo, doların 2016 yılı ortalamasının 3,10 lira seviyesinde olacağı ve yılı 3,25 lira ile bitireceği tahmininde bulundu.

Kariyo, kurlarla bağlantılı önemli bir tehdidin de Uzak Doğu'dan gelen ürünlerin döviz bazında tedarik edilmesi olduğuna dikkati çekerek, "Kurlardaki artış, her zaman daha az maliyetli iş gücü ve üretim kapasitesine sahip Uzak Doğu ülkelerinden ürün alımını zorlaştıracak. Diğer yandan mal tedariki için yurt içine yöneldiğimizde de artık Türkiye'de de dolarizasyon etkisini hissediyoruz. Yurt içindeki üreticilerin de yabancı para birimine yönelmeleri markalar açısından ciddi bir tehdit" ifadelerini kullandı.

Ürün maliyetinde artışa neden olan diğer etkenlerin de risk unsurları arasında bulunduğunu dile getiren Kariyo, ithalat üzerindeki vergilerin başta hazır giyim ve konfeksiyon ile ayakkabı olmak üzere perakende sektörünün birçok kategorisi üzerinde olumsuz etki yarattığını vurguladı.

Kariyo, buna ek olarak, asgari ücret konusunda yürütülen çalışmaların sonucunda da ürün maliyetinde, markaların operasyonlarında, insan kaynağı maliyetinde artışların kaçınılmaz olacağı öngörüsünde bulunarak, şunları kaydetti:

"İstihdamın bu durumdan etkilenmemesi için her türlü önlemi alacağız fakat markaların dayanma gücünün ötesinde bazı riskler mevcut. Diğer önemli bir husus da jeopolitik risklerin Türkiye'ye yansıma ihtimali. Çevremizde gelişen olayların Türkiye'yi etkilememesi beklenemez, artık bu olayların önemli bir risk olduğunu, Türkiye'yi de olumsuz etkilediğini görüyoruz. Bu kapsamda, Rusya'yla son zamanlarda yaşananlar da dikkat edilmesi gerekiyor. Maliyeti artıran yurt içi etkenlerle uğraşırken, Rusya ile olan gerginlik de bunların üzerine biniyor. Biz, bu ülkede mağaza açan, milyon dolarlarla ifade edilen doğrudan yatırımlar yapan bir sektörüz. Esas endişe uyandıran husus, kalıcı yatırımlarımızın tehdit altında olması. Eğer bir iki seferlik ihracat yapan şirketler olsak belki bu kadar çok endişelenmeyebilirdik ancak durum bundan çok daha vahim."

Kariyo, sektörün rekabetçi gücünü olumsuz etkileyen ve tüketicinin daha pahalı ürün elde etmesine yol açan bir takım etkenlerin ortadan kaldırılmasının sektöre büyük fayda sağlayacağını sözlerine ekledi.

"Dünyanın büyük markalarının Türkiye'den daha çok alım yapacağını düşünüyorum"

Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Hüseyin Çetin, Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan siyasi gerginlik ve Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesinin Rusya ile olan ilişkileri sıkıntıya düşürdüğünü belirterek, AB'nin Rusya'ya uygulamış olduğu ambargo sebebiyle rublenin dolar karşısında değer kaybetmesinin Rusya'ya olan ihracatın yüzde 36 düşmesine neden olduğunu söyledi.

Çetin, Güneydoğu Bölgesi'nde yaşanan çatışmaların Irak'a yapılan ihracatı olumsuz etkilediğine işaret ederek, "İran'ın ithalata uyguladığı vergiler ülkemizin bu ülkeye ihracatını engelliyor ancak tüm yaşanan sıkıntılara rağmen AB'ye olan ihracatımızdaki artış sebebiyle yıl sonunda 2014 yılına oranla yüzde 7'lik bir kayıpla 2015 yılının tamamlanmasını bekliyoruz" bilgisini verdi.

Gelecek yıl hedef pazarlara ve AB'ye olan ihracatın artacağı öngörüsünde bulunan Çetin, dünyanın büyük markalarının Türkiye'den daha çok alım yapacağını vurguladı.

Çetin, 2016 yılında sektörün beklentilerinin yerine getirilmesiyle 1 milyar dolarlık ihracat öngörülerinin bulunduğunu aktararak, "Rusya ile olan siyasi gerginliğin devam etmesi ve Irak ile son dönemde yaşanan siyasi uyuşmazlığı, sektörün en büyük pazarlarından olan iki ülkeye olan ihracatımızda ayakkabı sektörü için risk olarak görüyoruz. Rusya riskinin, serbest gümrük anlaşması yaptığı Belarus ve Kazakistan'ı da etkileyerek, bu ülkeleri de riskli ülkeler arasına sokacağını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

"2016'da ihracatta yüzde 4-5'lik bir artış bekliyorum"

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Şeref Fayat, hazır giyim sektöründe 2015 yılında hem iç pazarın hem de ihracatın gerilediğini belirterek, "2014 yılında 58,7 milyar lira olan iç pazarda hazır giyim harcamalarının bu yıl yüzde 5 küçülmeyle 55,7 milyar lira düzeyinde gerçekleşeceğini bekliyorum" dedi.

2014 yılında 18,4 milyar dolar olan ihracatın bu yıl yüzde 10 gerileyerek 16,5 milyar dolar civarında kalacağı tahmininde bulunan Fayat, "2016 yılında iç pazarda ve ihracatta artış olacağını öngörmekteyim. Hükümetin gelirler politikası ile geniş kesimlerin gelirlerini artıracak olması hazır giyim harcamalarını olumlu etkileyecek. İç pazarda yüzde 5-6 arasında büyüme olabilecek. İhracatta ise 2015 yılını olumsuz etkileyen avro-dolar paritesindeki gerileme etkisinin ortadan kalkması ve AB ekonomilerinde artan parasal genişlemeye paralel büyümenin hızlanacak olması artış beklentimizi besliyor" şeklinde konuştu.

Fayat, 2016 yılında ihracatın önünde iki önemli engel gördüklerini aktararak, "Bunlardan ilki asgari ücret ve diğer ücret artışları ile rekabet gücümüzün azalması, ikincisi ise Rusya ve Irak pazarlarında gerilemeler. Bu çerçevede 2016'da ihracatta yüzde 4-5'lik sınırlı bir artış bekliyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Fayat, gelecek yıl Türk Lirası'nın bir miktar daha değer kaybedeceği tahmininde de bulundu.