'Sermaye gelişmekte olan ülkelerden çıkıyor'
Başbakan Yardımcısı Şimşek, sermayenin gelişmekte olan ülkelerden çıktığını, reformların hayata geçmesi ile Türkiye'ye çok ciddi bir güven ve kaynak akışı olabileceğini söyledi.
(DUNYA) - Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin güçlü bir hikayesi bulunduğunu, reformların hayata geçmesi ile Türkiye'ye çok ciddi bir güven ve kaynak akışı olabileceğini vurguladı. Şimşek, "Bunun bir tek basit ön koşulu var, verdiğimiz reform sözlerini şimdi hızlı bir şekilde yerine getirmek. (Yatırımcılar) Uygulamayı bekliyorlar, bir görelim" dedi.
Şimşek, Kanal 7 televizyonunda "Başkent Kulisi" programına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Davos Zirvesi ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Londra ziyareti başta olmak üzere son dönemdeki yurtdışı ziyaretleri ve buralardaki görüşmelere ilişkin bilgi veren Şimşek, amaçlarının "Türkiye Hikayesi"ni anlatmak olduğunu ve bunu başarı ile gerçekleştirdiklerini, bunun çıktılarını daha sonra göreceklerini söyledi. Şimşek, Türkiye'nin 2013 yılının ortasından itibaren karşı karşıya kaldığı iç ve dış belirsizlikler nedeniyle birçok yatırımcının kararlarını ötelediğini, geçen sene Türkiye'den yaklaşık 15 milyar dolarlık çıkış yaşandığını bildirdi.
Reel sektörde ise küresel doğrudan yatırımların güçlü kalmaya devam ettiğini, 2007 yıllarındaki rakamlara ulaşılamadığını ancak geçen sene 13-14 milyar dolarlık bir doğrudan yatırımın gerçekleştiğini belirten Şimşek, ekonomik potansiyel düşünüldüğünde bunların küçük rakamlar olduğunu, Türkiye'nin normalde rahat bir şekilde 40-50 milyar doları çekmesi gerektiğini dile getirdi. Şimşek, dünyada artık kaynakların giderek daha kıtlaştığı bir döneme girildiğini, gelişmekte olan ülkelere artık eskisi gibi para akmadığını, geçen sene gelişmekte olan ülkelerden net 540 milyar dolar sermaye çıkışı yaşandığını vurguladı. Bazı tahminlere göre bu yıl çıkışın 350 milyar dolar, bazı tahminler de 480-500 milyar dolar olacağı yönünde olduğunu vurgulayan Şimşek, "Yılın 1-2 haftasını da esas alırsanız çıkış ciddi boyutlarda. Gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akışının kıt olduğu, maliyetin yükseldiği bir döneme girdik. Emtia fiyatları çöküyor. Emtia fiyatları düşüşünden doğrudan olumlu, dolaylı olumsuz etkileniyoruz. Çevremiz emtia ihracatçısı ile dolu onların gelirleri düşüyor. Onlara mal satmakta zorlanıyoruz. Oralarda proje almakta, oralardan yatırım çekmekte zorlanıyoruz. Ama petrol fiyatlarını düşmesi bizim cari açığımızı düşürüyor bu olumlu" diye konuştu.
Türkiye hikayesinin sektörel dönüşüm, reformlara ilişkin yol haritası ve AB süreci olmak üzere 3 temel ayağı bulunduğuna işaret eden Şimşek, "Geriye sadece bizim bu reformları yapmamız kalıyor. Yatırımcıların sorusu 'Bunları yapabilecek misiniz bir görelim' şeklindeydi. Bu çok önemli Kredibiliteyi güveni söylemle kazanamayız, iş yaparak kazanırız. Hikayelerin, reformların hayata geçmesi ile birlikte Türkiye'ye çok ciddi bir güven ve kaynak akışı olabilir. Türkiye hikayesi ile diğer gelişmekte olan ülkelerden ayrışabilir ve yüksek gelir grubu ülkeler arasına gelebilir. Bunun bir tek basit ön koşulu var, verdiğimiz reform sözlerini şimdi hızlı bir şekilde yerine getirmek" dedi.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, sermayenin gelişmekte olan ülkelerden çıktığını, reformların hayata geçmesi ile Türkiye'ye çok ciddi bir güven ve kaynak akışı olabileceğini söyledi.
(DUNYA) - Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin güçlü bir hikayesi bulunduğunu, reformların hayata geçmesi ile Türkiye'ye çok ciddi bir güven ve kaynak akışı olabileceğini vurguladı. Şimşek, "Bunun bir tek basit ön koşulu var, verdiğimiz reform sözlerini şimdi hızlı bir şekilde yerine getirmek. (Yatırımcılar) Uygulamayı bekliyorlar, bir görelim" dedi.
Şimşek, Kanal 7 televizyonunda "Başkent Kulisi" programına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Davos Zirvesi ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Londra ziyareti başta olmak üzere son dönemdeki yurtdışı ziyaretleri ve buralardaki görüşmelere ilişkin bilgi veren Şimşek, amaçlarının "Türkiye Hikayesi"ni anlatmak olduğunu ve bunu başarı ile gerçekleştirdiklerini, bunun çıktılarını daha sonra göreceklerini söyledi. Şimşek, Türkiye'nin 2013 yılının ortasından itibaren karşı karşıya kaldığı iç ve dış belirsizlikler nedeniyle birçok yatırımcının kararlarını ötelediğini, geçen sene Türkiye'den yaklaşık 15 milyar dolarlık çıkış yaşandığını bildirdi.
Reel sektörde ise küresel doğrudan yatırımların güçlü kalmaya devam ettiğini, 2007 yıllarındaki rakamlara ulaşılamadığını ancak geçen sene 13-14 milyar dolarlık bir doğrudan yatırımın gerçekleştiğini belirten Şimşek, ekonomik potansiyel düşünüldüğünde bunların küçük rakamlar olduğunu, Türkiye'nin normalde rahat bir şekilde 40-50 milyar doları çekmesi gerektiğini dile getirdi. Şimşek, dünyada artık kaynakların giderek daha kıtlaştığı bir döneme girildiğini, gelişmekte olan ülkelere artık eskisi gibi para akmadığını, geçen sene gelişmekte olan ülkelerden net 540 milyar dolar sermaye çıkışı yaşandığını vurguladı. Bazı tahminlere göre bu yıl çıkışın 350 milyar dolar, bazı tahminler de 480-500 milyar dolar olacağı yönünde olduğunu vurgulayan Şimşek, "Yılın 1-2 haftasını da esas alırsanız çıkış ciddi boyutlarda. Gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akışının kıt olduğu, maliyetin yükseldiği bir döneme girdik. Emtia fiyatları çöküyor. Emtia fiyatları düşüşünden doğrudan olumlu, dolaylı olumsuz etkileniyoruz. Çevremiz emtia ihracatçısı ile dolu onların gelirleri düşüyor. Onlara mal satmakta zorlanıyoruz. Oralarda proje almakta, oralardan yatırım çekmekte zorlanıyoruz. Ama petrol fiyatlarını düşmesi bizim cari açığımızı düşürüyor bu olumlu" diye konuştu.
Türkiye hikayesinin sektörel dönüşüm, reformlara ilişkin yol haritası ve AB süreci olmak üzere 3 temel ayağı bulunduğuna işaret eden Şimşek, "Geriye sadece bizim bu reformları yapmamız kalıyor. Yatırımcıların sorusu 'Bunları yapabilecek misiniz bir görelim' şeklindeydi. Bu çok önemli Kredibiliteyi güveni söylemle kazanamayız, iş yaparak kazanırız. Hikayelerin, reformların hayata geçmesi ile birlikte Türkiye'ye çok ciddi bir güven ve kaynak akışı olabilir. Türkiye hikayesi ile diğer gelişmekte olan ülkelerden ayrışabilir ve yüksek gelir grubu ülkeler arasına gelebilir. Bunun bir tek basit ön koşulu var, verdiğimiz reform sözlerini şimdi hızlı bir şekilde yerine getirmek" dedi.