Global büyümeyi ‘7 cüce’ kısıtlıyor, Türkiye 'Huysuz'
Alacak sigortası şirketi Euler Hermes, dünya ekonomisini Pamuk Prenses ve 7 Cüceler masalı üzerinden değerlendirdi. Bu defa Pamuk Prenses’in rolünü ‘yatırım’ üstlenirken kötü kraliçe ‘iflaslar’ çıktı.
Euler Hermes, global GSYİH büyümesinin 2016’da yüzde 2,8 olacağını ve 2017’ye kadar yüzde 3’e ulaşmayacağını açıkladı. Euler Hermes, “Büyüme ve 7 Cüceler” başlıklı ekonomik görünüm raporunda 2016’ya yönelik olarak büyümenin yanı sıra ticaret, tüketim ve yatırımla ilgili öngörülerini paylaştı. Rapora göre, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde özel sektör yatırımlarında artış sinyali olumlu bir gelişme. Ancak Türkiye’nin önünde büyüme hızında yavaşlama, Rusya ile gerilen ilişkilerin ihracat üzerinde yaratacağı olumsuz etki, Türk Lirası'nda volatilite ve enfl asyon baskısı gibi kritik sorunlar bulunuyor. Özetle Türkiye, global büyümeye engel olan 7 cüceden ‘Huysuz’u temsil ediyor.
Euler Hermes Baş Ekonomisti Ludovic Subran, raporla ilgili olarak şunları söyledi: “Gelişmekte olan ekonomilerde, büyümeyi destekleyebilecek şekilde özel yatırımın yeniden uyanıyor olması iyi bir haber. Avrupa’da, artan ciroların, kurumsal kârlılıktaki iyileşmenin ve düşük sermaye maliyetlerinin olumlu getirileri olabilir. ABD’de ise petrol ve gaz sektörüne yapılan yatırımlardaki düşüşün, enerji dışı sektörlerle dengelenmesi zor gözüküyor. 2015 yılında yüzde 5 azalma kaydeden global iflasların 2009’dan bu yana ilk kez artış kaydederek bu yıl yüzde 1 artacağını öngörüyoruz.”
Türkiye, 3.3 büyüyecek
Euler Hermes, raporda gelişmekte olan pazarlar ve gelişmiş ekonomiler arasındaki farklılaşmalara da dikkat çekti. Rapora göre, gelişmiş ekonomilerdeki büyüme yüzde 2,1 ile kısıtlı da olsa ivme kazanırken, gelişmekte olan pazarlar son 12 ayda yüzde 4’lük büyüme ile en düşük seviyeye ulaştı. Rusya ve Brezilya gibi ülkelerde ekonomik bunalım devam ederken, diğer gelişmekte olan ekonomilerin trendin altında büyüme kaydedeceği öngörülüyor. Bu durum, özellikle Çin’deki yavaşlama ve FED’in faiz artışından etkilenen ülkelerde belirgin olacak.
Euler Hermes Türkiye Genel Müdürü Özlem Özüner, yerel iyileşme ve özellikle seçimler öncesinde önemli ölçüde artan kamu harcamaları sayesinde Türkiye’nin büyümesinin 2015’te ivme kazanarak yüzde 3,6 seviyesinde gerçekleştiğini belirtti. Özüner, “Aşağı yönlü risklerin artmış olması nedeniyle büyümenin 2016’da yavaşlayarak yüzde 3,3 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Özellikle Rusya’yla ilişkilerde meydana gelen bozulmanın Türkiye’nin ihracatı üzerinde olumsuz etkileri olacak. Bunun sonucunda para biriminde yaşanacak yeni bir dengesizlik enfl asyonel baskıların yanı sıra faiz oranlarının artmasına neden olabilir” şeklinde konuştu.
Diğer yandan global ekonomilerin Çin’deki tüketicilerin dünyayı kurtaramayacağını anladığını ve 2015’te zorlu bir yıl geçirdiğini vurgulayan Subran, “Tabii olumlu gelişmelere de bakmamız gerekiyor. Euro Bölgesi sonunda iyileşme kaydetmeye başladı ve Hindistan ile Meksika gibi, güç merkezi olarak görülen ülkeler gelişmekte olan pazarlardaki karışıklık karşısında dirençli olduklarını kanıtladılar” dedi.
Alacak sigortası şirketi Euler Hermes, dünya ekonomisini Pamuk Prenses ve 7 Cüceler masalı üzerinden değerlendirdi. Bu defa Pamuk Prenses’in rolünü ‘yatırım’ üstlenirken kötü kraliçe ‘iflaslar’ çıktı.
Euler Hermes, global GSYİH büyümesinin 2016’da yüzde 2,8 olacağını ve 2017’ye kadar yüzde 3’e ulaşmayacağını açıkladı. Euler Hermes, “Büyüme ve 7 Cüceler” başlıklı ekonomik görünüm raporunda 2016’ya yönelik olarak büyümenin yanı sıra ticaret, tüketim ve yatırımla ilgili öngörülerini paylaştı. Rapora göre, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde özel sektör yatırımlarında artış sinyali olumlu bir gelişme. Ancak Türkiye’nin önünde büyüme hızında yavaşlama, Rusya ile gerilen ilişkilerin ihracat üzerinde yaratacağı olumsuz etki, Türk Lirası'nda volatilite ve enfl asyon baskısı gibi kritik sorunlar bulunuyor. Özetle Türkiye, global büyümeye engel olan 7 cüceden ‘Huysuz’u temsil ediyor.
Euler Hermes Baş Ekonomisti Ludovic Subran, raporla ilgili olarak şunları söyledi: “Gelişmekte olan ekonomilerde, büyümeyi destekleyebilecek şekilde özel yatırımın yeniden uyanıyor olması iyi bir haber. Avrupa’da, artan ciroların, kurumsal kârlılıktaki iyileşmenin ve düşük sermaye maliyetlerinin olumlu getirileri olabilir. ABD’de ise petrol ve gaz sektörüne yapılan yatırımlardaki düşüşün, enerji dışı sektörlerle dengelenmesi zor gözüküyor. 2015 yılında yüzde 5 azalma kaydeden global iflasların 2009’dan bu yana ilk kez artış kaydederek bu yıl yüzde 1 artacağını öngörüyoruz.”
Türkiye, 3.3 büyüyecek
Euler Hermes, raporda gelişmekte olan pazarlar ve gelişmiş ekonomiler arasındaki farklılaşmalara da dikkat çekti. Rapora göre, gelişmiş ekonomilerdeki büyüme yüzde 2,1 ile kısıtlı da olsa ivme kazanırken, gelişmekte olan pazarlar son 12 ayda yüzde 4’lük büyüme ile en düşük seviyeye ulaştı. Rusya ve Brezilya gibi ülkelerde ekonomik bunalım devam ederken, diğer gelişmekte olan ekonomilerin trendin altında büyüme kaydedeceği öngörülüyor. Bu durum, özellikle Çin’deki yavaşlama ve FED’in faiz artışından etkilenen ülkelerde belirgin olacak.
Euler Hermes Türkiye Genel Müdürü Özlem Özüner, yerel iyileşme ve özellikle seçimler öncesinde önemli ölçüde artan kamu harcamaları sayesinde Türkiye’nin büyümesinin 2015’te ivme kazanarak yüzde 3,6 seviyesinde gerçekleştiğini belirtti. Özüner, “Aşağı yönlü risklerin artmış olması nedeniyle büyümenin 2016’da yavaşlayarak yüzde 3,3 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Özellikle Rusya’yla ilişkilerde meydana gelen bozulmanın Türkiye’nin ihracatı üzerinde olumsuz etkileri olacak. Bunun sonucunda para biriminde yaşanacak yeni bir dengesizlik enfl asyonel baskıların yanı sıra faiz oranlarının artmasına neden olabilir” şeklinde konuştu.
Diğer yandan global ekonomilerin Çin’deki tüketicilerin dünyayı kurtaramayacağını anladığını ve 2015’te zorlu bir yıl geçirdiğini vurgulayan Subran, “Tabii olumlu gelişmelere de bakmamız gerekiyor. Euro Bölgesi sonunda iyileşme kaydetmeye başladı ve Hindistan ile Meksika gibi, güç merkezi olarak görülen ülkeler gelişmekte olan pazarlardaki karışıklık karşısında dirençli olduklarını kanıtladılar” dedi.