Haber Detayı

En Büyük 500 Anadolu Kaplanı


Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün,

"Ben eminim bizim ihracatımız kilogram olarak ithalatımızdan fazladır. Demek ki cari açık, kilogram cari açığı değil, katma değer cari açığıdır, yüksek teknoloji cari açığıdır. Bizim cari açığı nerede veriyorsak orada aramamız lazım" dedi.

Bakan Ergün, Türk Ekonomi Bankası (Teb) ve Ekonomist Dergisi işbirliği ve Turkcell'in desteğiyle bu yıl 9.'su düzenlenen "Anadolu Kaplanları-Anadolu'nun En Büyük 500 Şirketi" araştırmasının ödül töreninde yaptığı konuşmada, hayatını kaybeden gazeteci Mehmet Ali Birand'a Allah'tan rahmet, sevenlerine ve yakınlarına başsağlığı diledi.

"Anadolu'nun En Büyük 500 Şirketi" araştırmasının Anadolu'daki ekonomik hayatın adeta bir röntgenini çektiğini ve Anadolu'nun her geçen gün yükselmeye devam ettiğini gösterdiğini ifade eden Ergün, özel sektöre ilişkin, yıllara dayalı olarak böyle kapsamlı araştırmaların yapılmasının politika üreticileri açısından da son derece önemli olduğunu söyledi.

Doğru verilerin olmadığı yerde doğru bilgi, doğru bilginin olmadığı yerde de doğru politika oluşturulamayacağına işaret eden Ergün, "Biz de Bakanlık olarak bu ihtiyacı fark ettik ve Girişimci Bilgi Sistemi Projesi'ni başlattık. Kamunun elinde bulunan özel sektöre ait tüm verileri entegre eden bir yapı oluşturduk. Böylece ülkemizde faaliyet gösteren ekonomik aktörlere ilişkin verileri, ortak bir havuzda toplayıp tasnif ederek bilgiye dönüştürmek mümkün oldu. Bu projeyle, özel sektöre ait girişim ve işyeri sayıları, üretim, istihdam, finansal tablolar, dış ticaret, Ar-Ge harcamaları gibi rakamları, sektör, yıl, bölge ve ölçek bazında analiz etme imkanına sahip oluyoruz. Bu bilgileri, kamu kesimi politika oluştururken, analistler ve akademisyenler araştırma yaparken, girişimciler ise yatırım kararı alırken kullanabilecek" diye konuştu.

Ergün, gelecek günlerde Girişimci Bilgi Sistemi Projesi'nin sonuçlarını bir toplantıyla kamuoyuyla paylaşacaklarını kaydetti.

-"Bulunduğumuz nokta, henüz bu ülkenin potansiyeline yakışan bir seviye değildir"-

Bugün Türkiye'nin, en büyük ihracat pazarı olan Avrupa'da yaşanan gelişmelere rağmen ekonomik istikrarını korumayı başaran bir ülke olduğunu ifade eden Ergün, bu başarının kaynağının kendilerinin 10 yıldır güven ve istikrar kavramlarına yaptıkları vurgu olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin ekonomik başarısının sadece büyük şirketlerden kaynaklanmadığını belirten Ergün, "Bugün KOBİ'lerimizin performansları ve ekonomiye katkıları da her geçen gün güçleniyor. Mesela 2012 itibariyle 150 milyar doları aşan ihracatımızın yüzde 60'ını KOBİ'lerimiz gerçekleştirdi. Yine Türkiye'nin 150 milyar doları aşan bu ihracatının yüzde 95'inden fazlası sanayi ürünlerinden oluşuyor. Sadece bu iki rakam bile, Türkiye'de ne kadar dinamik ve rekabetçi bir ekonomik yapıya sahip olduğumuzu anlatmak için yeterlidir" ifadelerini kullandı.

Bakan Ergün, araştırmada en büyük 500 firma arasında yer alan firmalara şu tavsiyelerde bulundu:

"Artık öyle bir sürece giriyoruz ki, bu tür listelerde her yıl ciddi değişiklikler yaşanabilecektir. 'Dünü bugününe eşit olan ziyandadır' uyarısını her daim aklımızda tutmalı, kendimizi sürekli yenilemeli, geliştirmeliyiz. Biz kamu olarak çok daha etkin politikalar üreteceğiz, sizler de kendi işlerinizi çok daha iyi bir pozisyona taşıyacaksınız. Evet, bugün Türkiye, bundan 10 sene önceki Türkiye ile kıyas edilemeyecek derecede farklı ve gelişmiş bir ülkedir. Ancak bulunduğumuz nokta, henüz bu ülkenin potansiyeline yakışan bir seviye değildir."

-"Şirketlerimizi daha yüksek teknolojiyle üretim yapan şirketlere dönüştürmek mecburiyetindeyiz"-

Türkiye'nin 10 yılda düşük gelir düzeyindeki ülkeler kategorisinden orta gelir düzeyindeki ülkeler kategorisine çıktığını belirten Ergün, şöyle devam etti:

"Yani fert başına 3 bin 500 dolar milli gelir, 11 bin dolar milli gelir seviyesine ulaşmıştır. Üretim gücü itibariyle toplamda 230 milyar dolarlık üretim gücünden 800 milyar dolarlık bir üretim gücüne ulaşılmıştır. Bu orta gelir düzeyidir. Teknoloji düzeyini de düşük teknolojilerden orta teknolojilere yoğunlaştırmıştır.

Türkiye'nin demokrasisi, hukuk devleti, insan hakları, özgürlükler anlayışı da 10 yıl önce daha düşük standartlarındaki ülkeler arasında sayılırdı. Bugün geldiğimiz noktada, orta demokrasi, hukuk, hak ve özgürlükler standartlarına ulaştığımızı söyleyebiliriz ama bunlar bize yetmez. Demokraside, hukukta, insan hakları ve özgürlüklerde ileri demokrasi standartlarını, teknolojide yüksek teknolojiyi, gelir düzeyinde de yüksek gelir düzeyini yakalamak mecburiyetindeyiz."'

Ergün, 2023 hedeflerine göre Türkiye'nin, üretimin en az yüzde 20'sini yüksek teknolojiyle yapan bir sanayiye dönüştürmesi, ihracatın da yüzde 20'den fazlasını yüksek teknolojili ürünlerin oluşturduğu bir ihracat profili oluşturması gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye'nin ihracatının kilogram fiyatının yaklaşık 1,5 dolar iken Almanya'nın ihracatının kilogram fiyatının 5-6 dolar olduğuna dikkati çeken Ergün, "Türkiye'nin cari açığı kilogram cari açığı değildir. Ben eminim bizim ihracatımız kilogram olarak ithalatımızdan fazladır. Demek ki cari açık, kilogram cari açığı değil, katma değer cari açığıdır, yüksek teknoloji cari açığıdır. Biz cari açığı nerede veriyorsak orada aramamız lazım" diye konuştu.

Ergün, "Şu anda açıldığımız pazarlar daha düşük ve orta teknolojili ürünlere ihtiyaç duyan pazarlar olabilir. Oradan elde ettiğimiz karlar bir müddet bizi tatmin edebilir. Ama bu bizi zengin bir ülke yapmaya yetmeyecektir. Hatta bizim ilerlememizi yavaşlatan bir tuzağa bile dönüşebilir bu. Buna dikkat etmekte fayda var" dedi.

-Anadolu'daki işletmelere üniversitelerle işbirliği yapmaları çağrısı-

Bakanlık olarak, işletmelerin rekabet gücünü artıran, yüksek katma değer oluşturan alanlardaki çalışmalarını özetleyen Ergün, bir yandan bu konularda sağladıkları mevcut destek programlarını iyileştirdiklerini, diğer yandan da yeni destek programlarının hazırlıklarını yaptıklarını söyledi.

Üniversite-sanayi işbirliğinin Türkiye'yi yüksek katma değere ve yüksek teknolojiye götürecek önemli konulardan biri olduğunun altını çizen Ergün, Anadolu'daki işletmelere bir takım teknolojilerin geliştirilmesi, firmanın daha nitelikli yönetilmesi ve finansal sorunlarının çözülmesi konularında mutlaka üniversite ile işbirliğine yönelmeleri, teknoparklarla ve teknogirişimci gençlerin çalışmalarıyla yakın ilişki içinde olmaları çağrısında bulundu.

Ergün, yatırımların ve ticaretin önündeki engelleri kaldırmaya, bürokrasiyi azaltmaya, ekonomik istikrarı korumaya, hak ve özgürlük alanını genişletmeye, yeni ihracat kanalları açmaya ve Türkiye'nin üzerindeki siyasi ve ekonomik yükleri atmaya devam edeceklerini de sözlerine ekledi.

Bakan Ergün, törende "Anadolu'nun En Büyük 500 Şirketi" araştırmasında ilk 5'te yer alan şirketlerin yetkililerine ödüllerini de takdim etti.

Muhabir: Mücahid Eker - Ümit Çevik

Yayıncı: Ali Bayaslan - İstanbul

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün,

"Ben eminim bizim ihracatımız kilogram olarak ithalatımızdan fazladır. Demek ki cari açık, kilogram cari açığı değil, katma değer cari açığıdır, yüksek teknoloji cari açığıdır. Bizim cari açığı nerede veriyorsak orada aramamız lazım" dedi.

Bakan Ergün, Türk Ekonomi Bankası (Teb) ve Ekonomist Dergisi işbirliği ve Turkcell'in desteğiyle bu yıl 9.'su düzenlenen "Anadolu Kaplanları-Anadolu'nun En Büyük 500 Şirketi" araştırmasının ödül töreninde yaptığı konuşmada, hayatını kaybeden gazeteci Mehmet Ali Birand'a Allah'tan rahmet, sevenlerine ve yakınlarına başsağlığı diledi.

"Anadolu'nun En Büyük 500 Şirketi" araştırmasının Anadolu'daki ekonomik hayatın adeta bir röntgenini çektiğini ve Anadolu'nun her geçen gün yükselmeye devam ettiğini gösterdiğini ifade eden Ergün, özel sektöre ilişkin, yıllara dayalı olarak böyle kapsamlı araştırmaların yapılmasının politika üreticileri açısından da son derece önemli olduğunu söyledi.

Doğru verilerin olmadığı yerde doğru bilgi, doğru bilginin olmadığı yerde de doğru politika oluşturulamayacağına işaret eden Ergün, "Biz de Bakanlık olarak bu ihtiyacı fark ettik ve Girişimci Bilgi Sistemi Projesi'ni başlattık. Kamunun elinde bulunan özel sektöre ait tüm verileri entegre eden bir yapı oluşturduk. Böylece ülkemizde faaliyet gösteren ekonomik aktörlere ilişkin verileri, ortak bir havuzda toplayıp tasnif ederek bilgiye dönüştürmek mümkün oldu. Bu projeyle, özel sektöre ait girişim ve işyeri sayıları, üretim, istihdam, finansal tablolar, dış ticaret, Ar-Ge harcamaları gibi rakamları, sektör, yıl, bölge ve ölçek bazında analiz etme imkanına sahip oluyoruz. Bu bilgileri, kamu kesimi politika oluştururken, analistler ve akademisyenler araştırma yaparken, girişimciler ise yatırım kararı alırken kullanabilecek" diye konuştu.

Ergün, gelecek günlerde Girişimci Bilgi Sistemi Projesi'nin sonuçlarını bir toplantıyla kamuoyuyla paylaşacaklarını kaydetti.

-"Bulunduğumuz nokta, henüz bu ülkenin potansiyeline yakışan bir seviye değildir"-

Bugün Türkiye'nin, en büyük ihracat pazarı olan Avrupa'da yaşanan gelişmelere rağmen ekonomik istikrarını korumayı başaran bir ülke olduğunu ifade eden Ergün, bu başarının kaynağının kendilerinin 10 yıldır güven ve istikrar kavramlarına yaptıkları vurgu olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin ekonomik başarısının sadece büyük şirketlerden kaynaklanmadığını belirten Ergün, "Bugün KOBİ'lerimizin performansları ve ekonomiye katkıları da her geçen gün güçleniyor. Mesela 2012 itibariyle 150 milyar doları aşan ihracatımızın yüzde 60'ını KOBİ'lerimiz gerçekleştirdi. Yine Türkiye'nin 150 milyar doları aşan bu ihracatının yüzde 95'inden fazlası sanayi ürünlerinden oluşuyor. Sadece bu iki rakam bile, Türkiye'de ne kadar dinamik ve rekabetçi bir ekonomik yapıya sahip olduğumuzu anlatmak için yeterlidir" ifadelerini kullandı.

Bakan Ergün, araştırmada en büyük 500 firma arasında yer alan firmalara şu tavsiyelerde bulundu:

"Artık öyle bir sürece giriyoruz ki, bu tür listelerde her yıl ciddi değişiklikler yaşanabilecektir. 'Dünü bugününe eşit olan ziyandadır' uyarısını her daim aklımızda tutmalı, kendimizi sürekli yenilemeli, geliştirmeliyiz. Biz kamu olarak çok daha etkin politikalar üreteceğiz, sizler de kendi işlerinizi çok daha iyi bir pozisyona taşıyacaksınız. Evet, bugün Türkiye, bundan 10 sene önceki Türkiye ile kıyas edilemeyecek derecede farklı ve gelişmiş bir ülkedir. Ancak bulunduğumuz nokta, henüz bu ülkenin potansiyeline yakışan bir seviye değildir."

-"Şirketlerimizi daha yüksek teknolojiyle üretim yapan şirketlere dönüştürmek mecburiyetindeyiz"-

Türkiye'nin 10 yılda düşük gelir düzeyindeki ülkeler kategorisinden orta gelir düzeyindeki ülkeler kategorisine çıktığını belirten Ergün, şöyle devam etti:

"Yani fert başına 3 bin 500 dolar milli gelir, 11 bin dolar milli gelir seviyesine ulaşmıştır. Üretim gücü itibariyle toplamda 230 milyar dolarlık üretim gücünden 800 milyar dolarlık bir üretim gücüne ulaşılmıştır. Bu orta gelir düzeyidir. Teknoloji düzeyini de düşük teknolojilerden orta teknolojilere yoğunlaştırmıştır.

Türkiye'nin demokrasisi, hukuk devleti, insan hakları, özgürlükler anlayışı da 10 yıl önce daha düşük standartlarındaki ülkeler arasında sayılırdı. Bugün geldiğimiz noktada, orta demokrasi, hukuk, hak ve özgürlükler standartlarına ulaştığımızı söyleyebiliriz ama bunlar bize yetmez. Demokraside, hukukta, insan hakları ve özgürlüklerde ileri demokrasi standartlarını, teknolojide yüksek teknolojiyi, gelir düzeyinde de yüksek gelir düzeyini yakalamak mecburiyetindeyiz."'

Ergün, 2023 hedeflerine göre Türkiye'nin, üretimin en az yüzde 20'sini yüksek teknolojiyle yapan bir sanayiye dönüştürmesi, ihracatın da yüzde 20'den fazlasını yüksek teknolojili ürünlerin oluşturduğu bir ihracat profili oluşturması gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye'nin ihracatının kilogram fiyatının yaklaşık 1,5 dolar iken Almanya'nın ihracatının kilogram fiyatının 5-6 dolar olduğuna dikkati çeken Ergün, "Türkiye'nin cari açığı kilogram cari açığı değildir. Ben eminim bizim ihracatımız kilogram olarak ithalatımızdan fazladır. Demek ki cari açık, kilogram cari açığı değil, katma değer cari açığıdır, yüksek teknoloji cari açığıdır. Biz cari açığı nerede veriyorsak orada aramamız lazım" diye konuştu.

Ergün, "Şu anda açıldığımız pazarlar daha düşük ve orta teknolojili ürünlere ihtiyaç duyan pazarlar olabilir. Oradan elde ettiğimiz karlar bir müddet bizi tatmin edebilir. Ama bu bizi zengin bir ülke yapmaya yetmeyecektir. Hatta bizim ilerlememizi yavaşlatan bir tuzağa bile dönüşebilir bu. Buna dikkat etmekte fayda var" dedi.

-Anadolu'daki işletmelere üniversitelerle işbirliği yapmaları çağrısı-

Bakanlık olarak, işletmelerin rekabet gücünü artıran, yüksek katma değer oluşturan alanlardaki çalışmalarını özetleyen Ergün, bir yandan bu konularda sağladıkları mevcut destek programlarını iyileştirdiklerini, diğer yandan da yeni destek programlarının hazırlıklarını yaptıklarını söyledi.

Üniversite-sanayi işbirliğinin Türkiye'yi yüksek katma değere ve yüksek teknolojiye götürecek önemli konulardan biri olduğunun altını çizen Ergün, Anadolu'daki işletmelere bir takım teknolojilerin geliştirilmesi, firmanın daha nitelikli yönetilmesi ve finansal sorunlarının çözülmesi konularında mutlaka üniversite ile işbirliğine yönelmeleri, teknoparklarla ve teknogirişimci gençlerin çalışmalarıyla yakın ilişki içinde olmaları çağrısında bulundu.

Ergün, yatırımların ve ticaretin önündeki engelleri kaldırmaya, bürokrasiyi azaltmaya, ekonomik istikrarı korumaya, hak ve özgürlük alanını genişletmeye, yeni ihracat kanalları açmaya ve Türkiye'nin üzerindeki siyasi ve ekonomik yükleri atmaya devam edeceklerini de sözlerine ekledi.

Bakan Ergün, törende "Anadolu'nun En Büyük 500 Şirketi" araştırmasında ilk 5'te yer alan şirketlerin yetkililerine ödüllerini de takdim etti.

Muhabir: Mücahid Eker - Ümit Çevik

Yayıncı: Ali Bayaslan - İstanbul