Haber Detayı

"Yurtdışına yatırıma giden KOBİ’ler mevzuatı es geçmesin"


Son yıllarda KOBİ'lerin yurtdışı yatırımlarının arttığını vurgulayan Avukat Çağatay Yılmaz, "İşin hukuk ayağına çok dikkat etmeleri lazım. Doğru sistemleri kullanan bir ihracatçının avukata ihtiyacı yoktur" diye konuştu.



SİBEL SANCAKLI

İSTANBUL - Dış ticaretimiz ihracattan, doğrudan yabancı yatırıma yöneliyor. Burada “doğrudan yabancı yatırım” kavramı, uluslararası ticaret hukukunda genel kabul görmüş “ülke sınırları dışına yapılan, reel, üretime yönelik yatırımlar” anlamında. Yani bir Türk yatırımcının Türkiye dışında bir ülkede şirket kurması, orada var olan bir şirket ya da işletmeye ortak olması ya da o şirketi satın alması, yurt dışında üretim tesisi kurması anlamına geliyor. Türk firmaları, ihracatın ötesine geçip yurtdışında yatırımlarını artırıyor. Türkiye’nin bu fırsatı iyi ve doğru bir şekilde yönetebilmesi konusunun altını çizen Avukat Çağatay Yılmaz, “Yalnızca uluslararası arenada uzun yıllardır oyuncu olan, hepimizin bildiği ve isimlerini sıklıkla duyduğumuz firmalar değil, orta ölçekli olarak nitelendirilebilecek çarpıcı sayıda firma da yurt dışında yatırım için fırsatlar arıyor. Tez canlılığı bırakıp bu geldiğiniz basamakta baştan doğru ekiple çalışmak gerekiyor. Önemli bir eşikteyiz bunu çok iyi yapılandırmamız lazım” dedi.

Yılmaz şu bilgileri verdi: “Sadece son iki yıl içinde bizzat bir inşaat firmasının İngiltere’de şirket kurup Londra’da ihalelere girerek, şantiyeler kurarak Türkiye’de ürettiği ürünleri orada kullanarak faaliyete geçişi, eğitim sektöründe faaliyet gösteren bir müvekkilimizin yine İngiltere’de kendi şirketini kurarak projeler geliştirmesi, enerji sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın Bulgaristan’da yüzlerce kişiye istihdam sağlayacak bir üretim tesisi kurması süreçlerinde aktif rol aldık. Ekonomik olarak toparlanma sürecindeki İtalya’daki tedarikçileri ile ortaklık yapmak isteyen, İtalyan yerel moda markası satın almak isteyen Türk perakendecilerle, Bulgaristan ve İtalya’da turizm yatırımı, Afrika’da üretim tesisi kurmak için yatırım arayışlarını sürdüren firmalarla çalışıyoruz. Bu yatırımcıların hepsi, yüzde 100 Türk sermayesi ile kurulan ve orta ölçekli firmalar.”
"Mevzuat çalışması iyi yapılmalı"

Doğrudan yabancı yatırım sürecinin yönetimi ve yabancı yatırımlarda taraf avukatlarının rolü konularında sunumlar yapıp, yurt dışındaki üniversitelerde öğrencilere ders verdiğini anlatan Yılmaz şöyle konuştu: “İşin hukuk ayağına çok dikkat etmeleri lazım. Doğru sistemleri kullanan bir ihracatçının avukata ihtiyacı yoktur. Yanlış ekiple işe girdikleri için çok kırgın olduğunu gördüğüm gruplar var. Uluslararası sigortalar gibi doğru modelleri kullanmadığınız, doğru avukatlık ve doğru mali müşavirlik düzenini kurmadığınız zaman büyük sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Örneğin, Afrika’yı iyi bir pazar olarak görüp bunu ihracatçı gözüyle değerlendirip, hukuki sürecini yönetememekten dolayı, ortasında bu pazardan çıkmak zorunda kalanlar var. Halbuki bu konuda öncesinde ilgilendiğiniz ülkeyle ilgili çok iyi bir mevzuat çalışması yapmanız lazım. Gelişmemiş ülkelere yatırım yapıldığı zaman zorlu ve çok da şeff af olmayan bir mevzuatla karşılaştıysanız bu durum sizi zorlar. Gelişmiş ülkelere yapılan yatırımlarda ise kendi ülkelerindeki yatırımcılar zaten bu işe alışkın oluyor. Dolayısıyla siz ortaklık kuracağınız zaman çok dikkatli davranmalısınız. Süper bir potansiyel vardır ama dış ticaret modellerini doğru kurmamanız problemlere yol açabilir.”

Son yıllarda KOBİ'lerin yurtdışı yatırımlarının arttığını vurgulayan Avukat Çağatay Yılmaz, "İşin hukuk ayağına çok dikkat etmeleri lazım. Doğru sistemleri kullanan bir ihracatçının avukata ihtiyacı yoktur" diye konuştu.



SİBEL SANCAKLI

İSTANBUL - Dış ticaretimiz ihracattan, doğrudan yabancı yatırıma yöneliyor. Burada “doğrudan yabancı yatırım” kavramı, uluslararası ticaret hukukunda genel kabul görmüş “ülke sınırları dışına yapılan, reel, üretime yönelik yatırımlar” anlamında. Yani bir Türk yatırımcının Türkiye dışında bir ülkede şirket kurması, orada var olan bir şirket ya da işletmeye ortak olması ya da o şirketi satın alması, yurt dışında üretim tesisi kurması anlamına geliyor. Türk firmaları, ihracatın ötesine geçip yurtdışında yatırımlarını artırıyor. Türkiye’nin bu fırsatı iyi ve doğru bir şekilde yönetebilmesi konusunun altını çizen Avukat Çağatay Yılmaz, “Yalnızca uluslararası arenada uzun yıllardır oyuncu olan, hepimizin bildiği ve isimlerini sıklıkla duyduğumuz firmalar değil, orta ölçekli olarak nitelendirilebilecek çarpıcı sayıda firma da yurt dışında yatırım için fırsatlar arıyor. Tez canlılığı bırakıp bu geldiğiniz basamakta baştan doğru ekiple çalışmak gerekiyor. Önemli bir eşikteyiz bunu çok iyi yapılandırmamız lazım” dedi.

Yılmaz şu bilgileri verdi: “Sadece son iki yıl içinde bizzat bir inşaat firmasının İngiltere’de şirket kurup Londra’da ihalelere girerek, şantiyeler kurarak Türkiye’de ürettiği ürünleri orada kullanarak faaliyete geçişi, eğitim sektöründe faaliyet gösteren bir müvekkilimizin yine İngiltere’de kendi şirketini kurarak projeler geliştirmesi, enerji sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın Bulgaristan’da yüzlerce kişiye istihdam sağlayacak bir üretim tesisi kurması süreçlerinde aktif rol aldık. Ekonomik olarak toparlanma sürecindeki İtalya’daki tedarikçileri ile ortaklık yapmak isteyen, İtalyan yerel moda markası satın almak isteyen Türk perakendecilerle, Bulgaristan ve İtalya’da turizm yatırımı, Afrika’da üretim tesisi kurmak için yatırım arayışlarını sürdüren firmalarla çalışıyoruz. Bu yatırımcıların hepsi, yüzde 100 Türk sermayesi ile kurulan ve orta ölçekli firmalar.”
"Mevzuat çalışması iyi yapılmalı"

Doğrudan yabancı yatırım sürecinin yönetimi ve yabancı yatırımlarda taraf avukatlarının rolü konularında sunumlar yapıp, yurt dışındaki üniversitelerde öğrencilere ders verdiğini anlatan Yılmaz şöyle konuştu: “İşin hukuk ayağına çok dikkat etmeleri lazım. Doğru sistemleri kullanan bir ihracatçının avukata ihtiyacı yoktur. Yanlış ekiple işe girdikleri için çok kırgın olduğunu gördüğüm gruplar var. Uluslararası sigortalar gibi doğru modelleri kullanmadığınız, doğru avukatlık ve doğru mali müşavirlik düzenini kurmadığınız zaman büyük sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Örneğin, Afrika’yı iyi bir pazar olarak görüp bunu ihracatçı gözüyle değerlendirip, hukuki sürecini yönetememekten dolayı, ortasında bu pazardan çıkmak zorunda kalanlar var. Halbuki bu konuda öncesinde ilgilendiğiniz ülkeyle ilgili çok iyi bir mevzuat çalışması yapmanız lazım. Gelişmemiş ülkelere yatırım yapıldığı zaman zorlu ve çok da şeff af olmayan bir mevzuatla karşılaştıysanız bu durum sizi zorlar. Gelişmiş ülkelere yapılan yatırımlarda ise kendi ülkelerindeki yatırımcılar zaten bu işe alışkın oluyor. Dolayısıyla siz ortaklık kuracağınız zaman çok dikkatli davranmalısınız. Süper bir potansiyel vardır ama dış ticaret modellerini doğru kurmamanız problemlere yol açabilir.”