Haber Detayı

Hurda plastik ithalatına 'kontrollü' serbestlik hazırlığı


Ticaret Bakanlığı hurda plastik ithalatı yasağını esnetiyor. Çevrecilerin baskılarını ve sektörden gelen tepkileri dikkate alan Ticaret Bakanlığı, hurda plastiği ihracatında orta yol arayışına girdi.


Mehmet KAYA

Hurda plastik ithalatında sektör temsilcileri ile çevrecilerin baskısı altında kalan Ticaret Bakanlığı, orta yolu bulmak amacıyla “kontrollü plastik hurda ithalatı” için çalışma başlattı. Bakanlık, ithalat yapacak şirketlerde yeterlilik ve kontrol mekanizması modeli üzerinde duruyor. Geçen yıl 72,3 milyon dolarlık plastik hurda ithalatının yapıldığı Türkiye’de, 2021 yılının henüz ilk 4 ayında 2020’nin aynı dönemine göre yüzde 135 artışla 51,2 milyon dolarlık plastik ithalatı gerçekleştirilmesi, çevrecilerin tepkilerine neden olmuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı yaptıkları incelemede, Çin başta olmak üzere birçok ülkenin plastik atık ithalatını yasaklamasıyla, bu ürünlerin ulusal kuralları daha esnek ülkelere yönlendirildiği bilgilerine ulaştı. Bunun üzerine bakanlık, plastik hurdaların Türkiye’ye girişinin tamamen yasaklanması için 18 Mayıs’ta Resmi Gazete’de tebliğ yayımlandı. Söz konusu değişiklikle etilen polimer olarak bilinen plastik hurda ithalatının 2 Temmuz’dan itibaren tamamen yasaklanması kararlaştırıldı.

Plastik hurda ithalatı yasağına DÜNYA’ya yaptığı açıklamayla tepki gösteren Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Başkanı Selçuk Gülsün, sektöre sorulmadan ve etki analizi yapılmadan alınan bu kararın kendilerini çıkmaza sokacağı uyarısında bulunarak, “Hiçbir etki analizi yapılmadan ve sektör temsilcileri ile fikir teatisi gerçekleştirilmeden hayata geçirilen polietilen hurdası ithalat yasağının ülkemiz plastik sektörünü nasıl bir çıkmaza soktuğunun bir an önce farkına varılmalı ve söz konusu yasak kaldırılmalı” demişti.

Üç bakanlık devreye girdi
Sektörden gelen tepkileri dikkate alan ancak çevrecilerin baskılarını da değerlendiren Ticaret Bakanlığı bu kez plastik hurda ithalatında ortay yol arayışına girdi. DÜNYA’nın edindiği bilgilere göre, Ticaret Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkililerinin sektörün de talepleri doğrultusunda bu konuda yapılabileceklere yönelik bir çalışma başlatıldı. Bu kapsamda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nezdinde de girişimlerde bulunulacağı belirtildi. Yürütülen çalışmalarda, gümrük işlemleri, yetkinlik ve kapasite gibi ölçütlere göre firmaların sertifikalandırılması, ithalatın belirli kapılardan yapılabilmesi gibi alternatifl erin ele alındığı kaydedildi. Bu yöndeki düzenlemelerin büyük kısmının yasa gerektirmediği ancak gemi sökümünde olduğu gibi yasal dayanağa sahip bir ikincil mevzuatın oluşturulmasının yararlı olacağı sonucuna varıldığı bildirildi.

Yerli atık ön planda tutulacak
Üzerinde çalışılan bir başka modelin ise geri dönüşüm firmalarının yerli atık işleme miktarıyla ithalatın ilişkilendirilmesi olduğu bildirildi. İthalatın ana gerekçesi olan geri kazanım tesislerinin atıl kapasitesi bulunduğundan hareketle, firmalara kapasitelerinin belirli bir oranını yerli atıklarla işleme zorunluluğu getirilmesi, yerli atık bulunamadığının belgelenmesi halinde ithalata izin verilmesinin söz konusu olacağı vurgulandı.

Ticaret Bakanlığı hurda plastik ithalatı yasağını esnetiyor. Çevrecilerin baskılarını ve sektörden gelen tepkileri dikkate alan Ticaret Bakanlığı, hurda plastiği ihracatında orta yol arayışına girdi.


Mehmet KAYA

Hurda plastik ithalatında sektör temsilcileri ile çevrecilerin baskısı altında kalan Ticaret Bakanlığı, orta yolu bulmak amacıyla “kontrollü plastik hurda ithalatı” için çalışma başlattı. Bakanlık, ithalat yapacak şirketlerde yeterlilik ve kontrol mekanizması modeli üzerinde duruyor. Geçen yıl 72,3 milyon dolarlık plastik hurda ithalatının yapıldığı Türkiye’de, 2021 yılının henüz ilk 4 ayında 2020’nin aynı dönemine göre yüzde 135 artışla 51,2 milyon dolarlık plastik ithalatı gerçekleştirilmesi, çevrecilerin tepkilerine neden olmuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı yaptıkları incelemede, Çin başta olmak üzere birçok ülkenin plastik atık ithalatını yasaklamasıyla, bu ürünlerin ulusal kuralları daha esnek ülkelere yönlendirildiği bilgilerine ulaştı. Bunun üzerine bakanlık, plastik hurdaların Türkiye’ye girişinin tamamen yasaklanması için 18 Mayıs’ta Resmi Gazete’de tebliğ yayımlandı. Söz konusu değişiklikle etilen polimer olarak bilinen plastik hurda ithalatının 2 Temmuz’dan itibaren tamamen yasaklanması kararlaştırıldı.

Plastik hurda ithalatı yasağına DÜNYA’ya yaptığı açıklamayla tepki gösteren Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Başkanı Selçuk Gülsün, sektöre sorulmadan ve etki analizi yapılmadan alınan bu kararın kendilerini çıkmaza sokacağı uyarısında bulunarak, “Hiçbir etki analizi yapılmadan ve sektör temsilcileri ile fikir teatisi gerçekleştirilmeden hayata geçirilen polietilen hurdası ithalat yasağının ülkemiz plastik sektörünü nasıl bir çıkmaza soktuğunun bir an önce farkına varılmalı ve söz konusu yasak kaldırılmalı” demişti.

Üç bakanlık devreye girdi
Sektörden gelen tepkileri dikkate alan ancak çevrecilerin baskılarını da değerlendiren Ticaret Bakanlığı bu kez plastik hurda ithalatında ortay yol arayışına girdi. DÜNYA’nın edindiği bilgilere göre, Ticaret Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkililerinin sektörün de talepleri doğrultusunda bu konuda yapılabileceklere yönelik bir çalışma başlatıldı. Bu kapsamda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nezdinde de girişimlerde bulunulacağı belirtildi. Yürütülen çalışmalarda, gümrük işlemleri, yetkinlik ve kapasite gibi ölçütlere göre firmaların sertifikalandırılması, ithalatın belirli kapılardan yapılabilmesi gibi alternatifl erin ele alındığı kaydedildi. Bu yöndeki düzenlemelerin büyük kısmının yasa gerektirmediği ancak gemi sökümünde olduğu gibi yasal dayanağa sahip bir ikincil mevzuatın oluşturulmasının yararlı olacağı sonucuna varıldığı bildirildi.

Yerli atık ön planda tutulacak
Üzerinde çalışılan bir başka modelin ise geri dönüşüm firmalarının yerli atık işleme miktarıyla ithalatın ilişkilendirilmesi olduğu bildirildi. İthalatın ana gerekçesi olan geri kazanım tesislerinin atıl kapasitesi bulunduğundan hareketle, firmalara kapasitelerinin belirli bir oranını yerli atıklarla işleme zorunluluğu getirilmesi, yerli atık bulunamadığının belgelenmesi halinde ithalata izin verilmesinin söz konusu olacağı vurgulandı.