Haber Detayı

Ticaretin dengesi şaştı


Hammadde fiyatlarındaki artış, kurdaki volatilite ve enerji gibi girdilerdeki ani yükseliş, ticarette dengeleri bozdu. Birçok sektörde teslimat süresi 6 aya kadar uzarken, fiyat tutturmak zorlaştı. Yurtiçinde raflarda ürün bulamama tehlikesine yönelik sinyaller alınmaya başlandı.

Yener KARADENİZ

Salgın ile birlikte kurda yaşanan volatilite, enerji gibi girdilerdeki ani yükseliş, hammadde fiyatlarında uzun süredir devam eden artış ve çip gibi bazı ara mamullerde yaşanan kriz, ticarette dengeleri alt üst etti. Hammadde üreticileri, kurda yaşanan hareketlilik nedeni ile hem dövizle hem de peşin çalışmaya başlarken, sanayici ise günlük değişen fiyatlar nedeni ile hem içeride hem de dışarıda fiyat tutturamaz hale geldi.

Söz konusu alanlarda yaşanan gelişmeler, yurtiçi ve yurtdışında teslimatların gecikmesine yol açtı. Bazı sektörlerde ise nakit sıkışıklığı rafların boş kalmasına yol açtı. Öte yandan açılmalar ile birlikte biriken talebin harekete geçmesi nedeni ile mobilyadan züccaciyeye, hazır giyimden kimyaya kadar birçok sektörde ihracat tarafında siparişler, yılın ilk yarısına kadar doldu. Söz konusu gelişme en fazla hazır giyim sektöründe kendini hissettiriyor. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, en büyük sıkıntılarından birinin hammadde tedariki ve fiyat tutturamamak olduğunu söyledi. Birçok hammaddede fiyatların çok fazla arttığını, üstelik söz konusu artışın iç piyasada çok daha yüksek olduğunu dile getiren İHKİB Başkanı Gültepe, “Tedarik süreleri iki katına çıktı. 2 haftada aldığımız kumaşları 4-6 hafta arasında alabiliyoruz. Türk hazır giyim sektörü hızı ile ön planda. Türkiye bu avantajını kaybetmeye başlıyor. Bu bizim teslimat sürelerimize de yansıyor. 6-8 hafta arasında verdiğimiz teslim süreleri 8-10 hafta üzerine çıkmaya başladı. Neredeyse Çin’e yaklaştık. Fiyat konusunu ise sipariş olduğu gün konuşuyor, bağlıyoruz. Aynı gün hammaddeyi de bağlıyoruz. Eğer bağlayamazsak müşteriye bu fiyat bugün geçerli diyoruz. Eğer bağlayamazsak fiyat üretim aşamasında defalarca değişiyor, bu konuda da sıkıntı yaşıyoruz. Siparişlerde şubata kadar doluluk var” dedi.

İç piyasada durdu, ihracat coştu
Salgında en çok hareketlenen sektörlerden biri de mobilya sektörü oldu. Bir dönem MDF ve sunta gibi ürünlerin karaborsaya düştüğü sektörde şimdilerde hammadde tarafında düzelme sinyalleri alınsa da teslim süreleri rekor düzeyde. Mobilya Sanayi ve İşadamları Derneği (MOBSAD) Başkanı Nuri Gürcan, her ne kadar söz konusu alanda tedarik ile ilgili sıkıntılar çözülse de fiyatların önemli oranlarda arttığını aktardı. Gürcan, “Salgının ilk dönemlerinde yüzde 35 olan ihracat oranı yüzde 70’lere kadar çıkmıştı ve hammadde bulamadığımız için kaçırdığımız çok fazla sipariş oldu. Termin süresi 7-8 ayı bulan ürünler oldu. Bu dönemde hammadde fiyatları da yüzde 120’yi bulan oranlarda arttı. Şu anda hammaddeyi peşin ya da ön ödeme yaparak alabiliyoruz. Bağlantılı sistem diyoruz buna ve piyasa buna döndü” dedi. Fiyatların geçen sürede çok sık değiştiğini belirten Nuri Gürcan, şöyle devam etti: “Yılbaşından bu yana 8 tane yeni liste açıklandı. 9 ay içinde 8 adet zam geldi. Şu anda iç piyasada yavaş yavaş durgunluk başladı fiyatlar arttığı için. Talep gözle görülür şekilde düştü. Düşmeye de devam ediyor. Ama yurtdışında ciddi talep var. Kısa süre içinde de durulmaz. Bunun sebebi de yurtdışında fiyat konusunda sıkıntı yaşamıyoruz döviz üzerinden olduğu için. Dünyaya göre Türkiye oldukça ucuz. Ancak teslim süreleri 45 günden 90-120 güne kadar uzadı. Siparişler ise mart ayına kadar dolu.

Piyasa peşine döndü
Benzer durum züccaciye sektöründe de yaşanıyor. Hammadde bulabildiklerini ancak fiyatların çok yüksek olduğunu belirten Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, “Bizim en büyük problemimiz dolar bazında hammaddenin bu kadar pahalı olduğu bir dönemde, Türkiye’de imalatı olmayan ve yurtdışından almak zorunda olduğumuz hammadde üzerindeki ek vergiler. Şu an siparişler 3-4 ay geriden geliyor. Ben şu an sipariş verdiğimde bazı üreticiler bazı ürünlerde bana mart-nisan ayına gün veriyor. 9 ayı bulan bekleme süresi ile siparişleri onaylayabiliyor sektör. Fiyatı yurtdışına döviz üzerinden olduğu için fiyat veriyorsun ama yurtiçinde fiyat veremiyor hiçbir üretici. Ben mesela bir çaydanlık yaptırıyorum, hesap yapılırken ‘bunun fiyatı bugün 150 TL ama ben bunu sana mart ayında veririm. Mart ayında alüminyum fiyatı ne olursa o fiyattan kur gibi çarpar öyle veririm’ deniyor. Dolar kuru gibi belirliyorlar. O nedenle şu an herkes ağırlığı yurtdışına vermiş vaziyette risk almamak için. Yurtiçinde şu an mal alamamak gibi bir durum var. 4 ay sonra verecek malı ama bugünden ‘sana fiyat veremem’ diyor. Eskiden vade vardı. Bir kısmını peşin, kalanı 3-6 ay vade ile veriyordun. Şu an herkes ‘parayı peşin vereceksin, malı alacaksın’ derdinde. Ama nakit alabilecek piyasa yok, böyle olunca da ürün alamamaya rafları boş bırakmaya başlıyorsun. Şu an ürün alamadığı için rafları boş kalanlar var. Herkes nakit istiyor. Çok satmaktan değil, mal alıp tezgaha koyamamak nedeniyle de boş kalan raflar var. Bu büyük bir sıkıntı” ifadelerini kullandı. Geçen ay gerçekleşen faiz indiriminin yanı sıra artan enerji fiyatlarını hatırlatan Öksüz, “Elektrik fiyatı arttığı gün ‘yeni fiyatlarımızı almadan yeni sipariş vermeyin’ diye mail yağdı sektörde. Birçok üründe maliyetler ciddi şekilde arttı. 2 puan faizi düşüreceğiz diye doları bu kadar artırıp yüzde 30 zam yaptırmak zorunda bırakmak ne derece doğru bir matematiksel politikadır anlamakta zorlanıyoruz” dedi.

“Hammadde kaynakları çeşitlendirilmeli”
Bu gelişmeler vitrinlerde de kendini yavaştan hissettirmeye başlıyor. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, döviz bazında hammadde fiyatları çok fazla arttığı için üreticilerin dövizle dahi fiyat veremez hale geldiğini anlattı. Ancak hammaddeyi peşin alırsan fiyat alabileceğini aktaran Öncel, şöyle konuştu: “Teslimat gecikiyor. Markalar dolarla maliyet yapıp TL ile fiyat koyduğu için yaklaşık bir fiyat koymak zorunda kalıyor. Burada tabi ki bazen hatalar da yapılıyor. Maliyetin altında satmak ile karşı karşıya kalıyoruz. Böyle bir dalga var şu anda. Teslimatta da gecikme yaşıyoruz. Üreticisine göre değişmekle birlikte dünyanın her yerinden çok fazla sipariş var üreticilerin elinde. Önemli bir dönem yaşıyoruz. Büyük bir fırsat bu aslında. İhracat da bunu gösteriyor. Bu noktada hammadde ve ara mamül kaynaklarımızı çeşitlendirmemiz lazım. Burada da vergileri askıya alarak hammadde ve ara mal konusunda bizim üretimi şaha kaldırmamız gerekiyor. Üretim kapasitesi yeterli değil ama hammadde bulamadığı için üretim yapamayan da var. Bu, teslim sürelerinin de uzamasına yol açtı. İç piyasada 15 ile 45 gün arasında gecikmeler yaşıyoruz. Stok sorunu çok fazla yok ama istediğin ürünü alamama ya da zamanında alamama sorunu had safhada” ifadelerini kullandı.

Hem hammadde hem de teslimat gecikiyor
Salgın etkisiyle bozulan tedarik zincirinin yansımalarını hem lojistik, hem hammadde tedariki hem de fiyat artışları olarak görmeye devam ettiklerini anlatan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, döviz bazında hammadde fiyatlarında yaşanan artışın hala devam ettiğini anlattı. Pelister, “Kullandığımız hammaddelerin yüzde 70’ini ithal ediyoruz. Son yaşanan negatif gelişmeler, tedarik edeceğimiz hammaddenin bize ulaşma sürecini uzatıyor ve emtia fiyatlarıyla birlikte üretim maliyetlerimiz de artıyor. Ayrıca hammaddeye ulaşım zorluğu üretim sürecini de uzatıyor ve ihracat için ürünlerimizin teslim edilme zamanını da geciktiriyor. Diğer yandan dövizdeki volatilite de ihracatçılarımızın önünü görememesine ve zarar etmesine sebep olabiliyor. Dolayısıyla ihracatçılarımızın beklentisi istikrarlı bir kur politikası ile öngörülebilirlik ve finansmana ulaşmada kolaylıkların sağlanması. Bu şekilde güven ortamının iyileştirilmesi ile ihracatçılarımız yatırım, üretim ve ihracatlarını daha rahat bir şekilde yapacaktır” ifadelerini kullandı.

Otomotivin hızı çipe takıldı, teslimat 6 aya çıktı
Üretim maliyetinde yaşanan sorunların yanı sıra özellikle yarı iletken çip krizi, otomotiv sektöründe büyük sıkıntılara yol açtı. Üretime ara vermek zorunda kalınan sektörde son tüketiciye teslim süresi ise yurtiçinde ithal otomotiv markalarında 6 aya kadar çıktı. Bu tarz sorunların ihracatın artış gösterdiği bir dönemde rekabet güçlerini kaybetme tehlikesine yol açtığını dile getiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, zor koşullara rağmen üretme azmi taşıyan otomotiv sanayinin, artan maliyetler karşısında zorlandığını aktardı. Çelik, “Yarı iletken çip tedarikinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle ana sanayinde fabrikalar zaman zaman üretime ara vermek zorunda kaldı. Gelecek yılın ilk yarısında da üretim kesintileri ile karşılaşabiliriz. Kısaca zincirleme sorunlar ile karşı karşıyayız ve bu sorunların kısa vadede çözülebilmesi mümkün gözükmüyor. Enerji fiyatlarındaki artış da küresel bir sorun. Petrol fiyatları kısa sürede iki kat arttı. Bu durum sadece bizi değil tüm dünyadaki otomotiv endüstrisini etkileyecektir. Maliyet artışları nihai tüketiciye kadar ulaşacak ve araç fiyatlarına yansıyacaktır” diye konuştu.


Hammadde fiyatlarındaki artış, kurdaki volatilite ve enerji gibi girdilerdeki ani yükseliş, ticarette dengeleri bozdu. Birçok sektörde teslimat süresi 6 aya kadar uzarken, fiyat tutturmak zorlaştı. Yurtiçinde raflarda ürün bulamama tehlikesine yönelik sinyaller alınmaya başlandı.

Yener KARADENİZ

Salgın ile birlikte kurda yaşanan volatilite, enerji gibi girdilerdeki ani yükseliş, hammadde fiyatlarında uzun süredir devam eden artış ve çip gibi bazı ara mamullerde yaşanan kriz, ticarette dengeleri alt üst etti. Hammadde üreticileri, kurda yaşanan hareketlilik nedeni ile hem dövizle hem de peşin çalışmaya başlarken, sanayici ise günlük değişen fiyatlar nedeni ile hem içeride hem de dışarıda fiyat tutturamaz hale geldi.

Söz konusu alanlarda yaşanan gelişmeler, yurtiçi ve yurtdışında teslimatların gecikmesine yol açtı. Bazı sektörlerde ise nakit sıkışıklığı rafların boş kalmasına yol açtı. Öte yandan açılmalar ile birlikte biriken talebin harekete geçmesi nedeni ile mobilyadan züccaciyeye, hazır giyimden kimyaya kadar birçok sektörde ihracat tarafında siparişler, yılın ilk yarısına kadar doldu. Söz konusu gelişme en fazla hazır giyim sektöründe kendini hissettiriyor. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, en büyük sıkıntılarından birinin hammadde tedariki ve fiyat tutturamamak olduğunu söyledi. Birçok hammaddede fiyatların çok fazla arttığını, üstelik söz konusu artışın iç piyasada çok daha yüksek olduğunu dile getiren İHKİB Başkanı Gültepe, “Tedarik süreleri iki katına çıktı. 2 haftada aldığımız kumaşları 4-6 hafta arasında alabiliyoruz. Türk hazır giyim sektörü hızı ile ön planda. Türkiye bu avantajını kaybetmeye başlıyor. Bu bizim teslimat sürelerimize de yansıyor. 6-8 hafta arasında verdiğimiz teslim süreleri 8-10 hafta üzerine çıkmaya başladı. Neredeyse Çin’e yaklaştık. Fiyat konusunu ise sipariş olduğu gün konuşuyor, bağlıyoruz. Aynı gün hammaddeyi de bağlıyoruz. Eğer bağlayamazsak müşteriye bu fiyat bugün geçerli diyoruz. Eğer bağlayamazsak fiyat üretim aşamasında defalarca değişiyor, bu konuda da sıkıntı yaşıyoruz. Siparişlerde şubata kadar doluluk var” dedi.

İç piyasada durdu, ihracat coştu
Salgında en çok hareketlenen sektörlerden biri de mobilya sektörü oldu. Bir dönem MDF ve sunta gibi ürünlerin karaborsaya düştüğü sektörde şimdilerde hammadde tarafında düzelme sinyalleri alınsa da teslim süreleri rekor düzeyde. Mobilya Sanayi ve İşadamları Derneği (MOBSAD) Başkanı Nuri Gürcan, her ne kadar söz konusu alanda tedarik ile ilgili sıkıntılar çözülse de fiyatların önemli oranlarda arttığını aktardı. Gürcan, “Salgının ilk dönemlerinde yüzde 35 olan ihracat oranı yüzde 70’lere kadar çıkmıştı ve hammadde bulamadığımız için kaçırdığımız çok fazla sipariş oldu. Termin süresi 7-8 ayı bulan ürünler oldu. Bu dönemde hammadde fiyatları da yüzde 120’yi bulan oranlarda arttı. Şu anda hammaddeyi peşin ya da ön ödeme yaparak alabiliyoruz. Bağlantılı sistem diyoruz buna ve piyasa buna döndü” dedi. Fiyatların geçen sürede çok sık değiştiğini belirten Nuri Gürcan, şöyle devam etti: “Yılbaşından bu yana 8 tane yeni liste açıklandı. 9 ay içinde 8 adet zam geldi. Şu anda iç piyasada yavaş yavaş durgunluk başladı fiyatlar arttığı için. Talep gözle görülür şekilde düştü. Düşmeye de devam ediyor. Ama yurtdışında ciddi talep var. Kısa süre içinde de durulmaz. Bunun sebebi de yurtdışında fiyat konusunda sıkıntı yaşamıyoruz döviz üzerinden olduğu için. Dünyaya göre Türkiye oldukça ucuz. Ancak teslim süreleri 45 günden 90-120 güne kadar uzadı. Siparişler ise mart ayına kadar dolu.

Piyasa peşine döndü
Benzer durum züccaciye sektöründe de yaşanıyor. Hammadde bulabildiklerini ancak fiyatların çok yüksek olduğunu belirten Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, “Bizim en büyük problemimiz dolar bazında hammaddenin bu kadar pahalı olduğu bir dönemde, Türkiye’de imalatı olmayan ve yurtdışından almak zorunda olduğumuz hammadde üzerindeki ek vergiler. Şu an siparişler 3-4 ay geriden geliyor. Ben şu an sipariş verdiğimde bazı üreticiler bazı ürünlerde bana mart-nisan ayına gün veriyor. 9 ayı bulan bekleme süresi ile siparişleri onaylayabiliyor sektör. Fiyatı yurtdışına döviz üzerinden olduğu için fiyat veriyorsun ama yurtiçinde fiyat veremiyor hiçbir üretici. Ben mesela bir çaydanlık yaptırıyorum, hesap yapılırken ‘bunun fiyatı bugün 150 TL ama ben bunu sana mart ayında veririm. Mart ayında alüminyum fiyatı ne olursa o fiyattan kur gibi çarpar öyle veririm’ deniyor. Dolar kuru gibi belirliyorlar. O nedenle şu an herkes ağırlığı yurtdışına vermiş vaziyette risk almamak için. Yurtiçinde şu an mal alamamak gibi bir durum var. 4 ay sonra verecek malı ama bugünden ‘sana fiyat veremem’ diyor. Eskiden vade vardı. Bir kısmını peşin, kalanı 3-6 ay vade ile veriyordun. Şu an herkes ‘parayı peşin vereceksin, malı alacaksın’ derdinde. Ama nakit alabilecek piyasa yok, böyle olunca da ürün alamamaya rafları boş bırakmaya başlıyorsun. Şu an ürün alamadığı için rafları boş kalanlar var. Herkes nakit istiyor. Çok satmaktan değil, mal alıp tezgaha koyamamak nedeniyle de boş kalan raflar var. Bu büyük bir sıkıntı” ifadelerini kullandı. Geçen ay gerçekleşen faiz indiriminin yanı sıra artan enerji fiyatlarını hatırlatan Öksüz, “Elektrik fiyatı arttığı gün ‘yeni fiyatlarımızı almadan yeni sipariş vermeyin’ diye mail yağdı sektörde. Birçok üründe maliyetler ciddi şekilde arttı. 2 puan faizi düşüreceğiz diye doları bu kadar artırıp yüzde 30 zam yaptırmak zorunda bırakmak ne derece doğru bir matematiksel politikadır anlamakta zorlanıyoruz” dedi.

“Hammadde kaynakları çeşitlendirilmeli”
Bu gelişmeler vitrinlerde de kendini yavaştan hissettirmeye başlıyor. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, döviz bazında hammadde fiyatları çok fazla arttığı için üreticilerin dövizle dahi fiyat veremez hale geldiğini anlattı. Ancak hammaddeyi peşin alırsan fiyat alabileceğini aktaran Öncel, şöyle konuştu: “Teslimat gecikiyor. Markalar dolarla maliyet yapıp TL ile fiyat koyduğu için yaklaşık bir fiyat koymak zorunda kalıyor. Burada tabi ki bazen hatalar da yapılıyor. Maliyetin altında satmak ile karşı karşıya kalıyoruz. Böyle bir dalga var şu anda. Teslimatta da gecikme yaşıyoruz. Üreticisine göre değişmekle birlikte dünyanın her yerinden çok fazla sipariş var üreticilerin elinde. Önemli bir dönem yaşıyoruz. Büyük bir fırsat bu aslında. İhracat da bunu gösteriyor. Bu noktada hammadde ve ara mamül kaynaklarımızı çeşitlendirmemiz lazım. Burada da vergileri askıya alarak hammadde ve ara mal konusunda bizim üretimi şaha kaldırmamız gerekiyor. Üretim kapasitesi yeterli değil ama hammadde bulamadığı için üretim yapamayan da var. Bu, teslim sürelerinin de uzamasına yol açtı. İç piyasada 15 ile 45 gün arasında gecikmeler yaşıyoruz. Stok sorunu çok fazla yok ama istediğin ürünü alamama ya da zamanında alamama sorunu had safhada” ifadelerini kullandı.

Hem hammadde hem de teslimat gecikiyor
Salgın etkisiyle bozulan tedarik zincirinin yansımalarını hem lojistik, hem hammadde tedariki hem de fiyat artışları olarak görmeye devam ettiklerini anlatan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, döviz bazında hammadde fiyatlarında yaşanan artışın hala devam ettiğini anlattı. Pelister, “Kullandığımız hammaddelerin yüzde 70’ini ithal ediyoruz. Son yaşanan negatif gelişmeler, tedarik edeceğimiz hammaddenin bize ulaşma sürecini uzatıyor ve emtia fiyatlarıyla birlikte üretim maliyetlerimiz de artıyor. Ayrıca hammaddeye ulaşım zorluğu üretim sürecini de uzatıyor ve ihracat için ürünlerimizin teslim edilme zamanını da geciktiriyor. Diğer yandan dövizdeki volatilite de ihracatçılarımızın önünü görememesine ve zarar etmesine sebep olabiliyor. Dolayısıyla ihracatçılarımızın beklentisi istikrarlı bir kur politikası ile öngörülebilirlik ve finansmana ulaşmada kolaylıkların sağlanması. Bu şekilde güven ortamının iyileştirilmesi ile ihracatçılarımız yatırım, üretim ve ihracatlarını daha rahat bir şekilde yapacaktır” ifadelerini kullandı.

Otomotivin hızı çipe takıldı, teslimat 6 aya çıktı
Üretim maliyetinde yaşanan sorunların yanı sıra özellikle yarı iletken çip krizi, otomotiv sektöründe büyük sıkıntılara yol açtı. Üretime ara vermek zorunda kalınan sektörde son tüketiciye teslim süresi ise yurtiçinde ithal otomotiv markalarında 6 aya kadar çıktı. Bu tarz sorunların ihracatın artış gösterdiği bir dönemde rekabet güçlerini kaybetme tehlikesine yol açtığını dile getiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, zor koşullara rağmen üretme azmi taşıyan otomotiv sanayinin, artan maliyetler karşısında zorlandığını aktardı. Çelik, “Yarı iletken çip tedarikinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle ana sanayinde fabrikalar zaman zaman üretime ara vermek zorunda kaldı. Gelecek yılın ilk yarısında da üretim kesintileri ile karşılaşabiliriz. Kısaca zincirleme sorunlar ile karşı karşıyayız ve bu sorunların kısa vadede çözülebilmesi mümkün gözükmüyor. Enerji fiyatlarındaki artış da küresel bir sorun. Petrol fiyatları kısa sürede iki kat arttı. Bu durum sadece bizi değil tüm dünyadaki otomotiv endüstrisini etkileyecektir. Maliyet artışları nihai tüketiciye kadar ulaşacak ve araç fiyatlarına yansıyacaktır” diye konuştu.