Haber Detayı

Türk Ekonomisi AB 15'inden Daha İyi


Adalet Bakanı Ergin, Hatay Vergi Dairesi tarafından bir otelde düzenlenen ''Hatay'ın Şampiyonları 2012'' ödül töreninde yaptığı konuşmada, dünyada ve bölgede çok önemli kırılmalar, ekonomik krizler, sosyal buhranlar, siyasi çekişmeler yer yer savaşlar yaşanırken, Türkiye'nin bütün bu çalkantıların içerisinde önemli bir barış, huzur, istikrar ve gelişme trendini devam ettirdiğini söyledi.
Ülkenin içerisinde bulunduğu tabloyu biraz mukayese ederek görmek ve bunu kaybetmeden önce kıymetini bilmek adına zaman zaman paylaştığı ve bundan sonra da paylaşmaya devam edeceğini söylediği bir takım verileri sunan Ergin, şöyle devam etti:
''Bu mukayeseleri, değerlendirmeleri gelmiş olduğumuz noktayı iyice tahlil edelim ki geleceğe daha isabetli kararlarla, doğru adımlarla varabilelim. Türkiye, 10 yıl öncesinde hem siyaseten huzursuz hem istikrarsızlık içerisinde hem de ekonomik olarak periyodik dönemlerde sıkıntılar yaşayan bir ülkeydi. Zaman zaman döviz kurlarında, borsada çok derin hareketler, düşüşler, çıkışlar siz müteşebbisleri çoğunlukla sıkıntıya düşüren, bir gecede borçlarınızı ikiye, üçe katlayıp ekonomik olarak çok büyük bedeller ödemenize, ülkemizin de çok büyük zararlar görmesine neden olan istikrarsızlıklar yaşanırdı. Bu dalgalanmalardan süzülerek bugünlere geldik. Bunları zaman zaman hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var. Bunları unutmamak, unutturmamak önemli.
2002 yılında bu ülkenin milli geliri 230 milyar dolar iken bugün 3 kattan biraz daha fazla artışla 742 milyar dolara geldi. Bu 10 yıl içerisinde siyasi istikrar temin edilmiş, buna bağlı olarak ekonomik istikrar sağlanmış, üretim, yatırım kolaylaşmış ve Türkiye'nin rekabet gücü geçmişe oranla daha önemli bir yere gelmiş. Eksiklerimiz, iyileştirmemiz gereken koşullar var, bunları ortadan kaldırıp siz girişimcilerin işlerini daha da kolaylaştıracak çalışmalar yapılıyor. İhracatımız 2002 yılında 36 milyar dolardan bugün 4 kat artış sağlayarak 152,5 milyar dolara geldi. 2002'de 23,5 milyar dolar IMF'ye olan borcumuz, 10 yıl içerisinde ödendi, bugün 400 milyon dolara inmiş durumda ve mayıs ayında bunu sıfırlıyoruz. IMF'ye borcumuz kalmıyor ve buraya 5 milyar dolarlık biz kredi açtık. Arzu ederse IMF, Türkiye'den 5 milyar dolarlık kredi kullanabilecek. Bugüne kadar alan el olan Türkiye veren el olamaya başladı. Merkez Bankası'nın döviz rezervi 2002 yılında 27,5 milyar dolardı, bugün itibariyle 125 milyar dolar.''
Sınırda askerin bekleyip bu ülkeyi koruduğunu, polisin yurt içinde asayişi, güvenliği sağlamaya çalıştığını ve bütün kamu görevlilerinin kendi alanında bir hizmet ürettiğini vurgulayan Ergin, müteşebbislerin yapmış olduğu hizmetlerin bütün bunlara kaynak üreten ana çalışmalar olduğunu söyledi.
Türkiye'nin geleceğe güvenle yürümesi ve sonraki nesillere güçlü bir ülke bırakılmasının girişimcilerin ortaya koyacağı performansla mümkün olduğunu ifade eden Ergin, ''Burada yerel yönetimlere merkezi idareye düşen ne- Sizlerin yatırım şartlarını iyileştirip daha kolay adım atmanızı sağlayacak tedbirleri almak, önünüzdeki engelleri en aza indirmek ve bir takım yönlendirici teşviklerle bu ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlara yatırım yapmanızı temin etmek görevimiz'' diye konuştu.
2012 yılının ekim ayı itibarıyla Avrupa Birliği üyelerinden avroyu kullanan ülkelerin işsizlik ortalamasının yüzde 11,7 olduğunu belirten Ergin, Türkiye'de ise aynı dönemde bu oranın yüzde 9,1 olduğunu, daha sonra bunun daha da düştüğünü söyledi.
   
- ''Borçlanma oranları açısından da Türkiye, gelişmiş ülkelerden çok çok iyi durumda'' -
  
      Türkiye'nin şuan itibarıyla AB içerisinde olan 15 ülkeden daha iyi konumda olduğunu vurgulayan Ergin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
      ''Türkiye, ekonomik şartlar açısından şu anda AB üyelerinin 15'inden daha iyi. Kişi başına düşen milli gelir, 2002'de 3 bin 492 dolar, bugün baktığımızda 10 bin 444 dolara gelmiş. Kamu kesiminin toplam borcunun milli gelirle oranlandığında, Japonya'da milli gelirinin yüzde 236'sı, İtalya'da 100 lira gelir 126 lira borç, ABD'de 100 gelir 107 lira borç, Fransa'da 100 lira gelir 90 lira borç, Almanya'da 100 lira gelir 83 lira borç var. Türkiye'ye baktığımızda ise 100 lira milli gelirin 38 lirası borç. Bu borçlanma oranları açısından da Türkiye, gelişmiş ülkelerden çok çok iyi durumda. 2012 yılı sonu itibariyle enflasyon oranı yüzde 6,2 olarak gerçekleşti. Bu oran 1968 yılından bu yana Türkiye'nin gördüğü en düşük enflasyon oranı. Türkiye hem üretimini, milli gelirini, ihracatını arttırıyor hem de enflasyon oranlarını aşağıya indiriyor. Bu ekonomideki sıhhatin önemli bir işareti. 2002'de enflasyon yaklaşık yüzde 30 idi enflasyon bugün yüzde 6,2'ye gelmiş durumda. Bu bizim açımızdan bir rekor.''
      Türkiye'nin bütün bu oluşturduğu tablo ve atmosferle geleceğe dönük, kendi ülkesinde ve bölgesinde çok önemli bir dinamik ve güç haline geldiğini belirten Ergin, bütün bunların ülkede barış, huzur ve istikrar varsa olabilecek gelişmeler olduğunu söyledi.
      Ülkenin barış ve istikrarını kaybetmediği sürece önünün açık, geleceğinin parlak olduğunu vurgulayan Ergin, Türkiye'nin bugün kendi insansız hava araçlarını üretmeye başladığını, savunma sektöründe çok önemli adımlar attığını kaydetti.
      Türkiye'nin 2023'te dünyanın en güçlü ilk 10 ekonomisinden biri olmayı hedeflediğinin altını çizen Ergin, bu tarihte kişi başı milli gelirin 25 bin dolar, ihracatın da 500 milyar dolar olması için gayret sarf ettiklerini belirtti.
     Hatay'daki yatırımlara da değinen Ergin, kentin temel altyapı problemlerini çözmek için önemli çalışmalar yapıldığını ve yapılmaya devam edildiğini söyledi.
   
     -Diğer konuşmacılar-
  
      Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz de bir ilin, ülkenin içine kapanmak suretiyle ekonomik kapasitesini arttırmasının mümkün olmadığını kaydetti.
      İlin, ülkenin gelişimi için yatırımcıların çok önemli olduğunu belirten Lekesiz, ülke genelinde yatırımcı müracaat ettiğinde adeta anahtar teslim edilecek şartta ve olgunlukta çalışmaların bulunduğunu söyledi.
      Lekesiz, komşu Suriye'deki olumsuzluklara rağmen şubat ayı ihracat artışında Hatay'ın Türkiye birincisi olduğunu, bunun il genelinde koşturan hemşehrilerinin başarısı olduğunu kaydetti.
      Hatay Vergi Dairesi Başkanı Kazım Karaca ise ödediği vergilerle kamu harcamalarının finansmanına katkıda bulunan her mükellefin başlarının tacı olduğunu belirtti.
      Konuşmaların ardından 2012 yılında gelir ve kurumlar vergisi rekortmenleri ile aynı dönemde en çok ihracat ve yatırım yapan, istihdam sağlayan firma ve mükelleflere plaketleri verildi.
      Etkinlikte ayrıca Vergi Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen yarışmalarda dereceye giren öğrencilere çeşitli hediyeler verildi.

Adalet Bakanı Ergin, Hatay Vergi Dairesi tarafından bir otelde düzenlenen ''Hatay'ın Şampiyonları 2012'' ödül töreninde yaptığı konuşmada, dünyada ve bölgede çok önemli kırılmalar, ekonomik krizler, sosyal buhranlar, siyasi çekişmeler yer yer savaşlar yaşanırken, Türkiye'nin bütün bu çalkantıların içerisinde önemli bir barış, huzur, istikrar ve gelişme trendini devam ettirdiğini söyledi.
Ülkenin içerisinde bulunduğu tabloyu biraz mukayese ederek görmek ve bunu kaybetmeden önce kıymetini bilmek adına zaman zaman paylaştığı ve bundan sonra da paylaşmaya devam edeceğini söylediği bir takım verileri sunan Ergin, şöyle devam etti:
''Bu mukayeseleri, değerlendirmeleri gelmiş olduğumuz noktayı iyice tahlil edelim ki geleceğe daha isabetli kararlarla, doğru adımlarla varabilelim. Türkiye, 10 yıl öncesinde hem siyaseten huzursuz hem istikrarsızlık içerisinde hem de ekonomik olarak periyodik dönemlerde sıkıntılar yaşayan bir ülkeydi. Zaman zaman döviz kurlarında, borsada çok derin hareketler, düşüşler, çıkışlar siz müteşebbisleri çoğunlukla sıkıntıya düşüren, bir gecede borçlarınızı ikiye, üçe katlayıp ekonomik olarak çok büyük bedeller ödemenize, ülkemizin de çok büyük zararlar görmesine neden olan istikrarsızlıklar yaşanırdı. Bu dalgalanmalardan süzülerek bugünlere geldik. Bunları zaman zaman hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var. Bunları unutmamak, unutturmamak önemli.
2002 yılında bu ülkenin milli geliri 230 milyar dolar iken bugün 3 kattan biraz daha fazla artışla 742 milyar dolara geldi. Bu 10 yıl içerisinde siyasi istikrar temin edilmiş, buna bağlı olarak ekonomik istikrar sağlanmış, üretim, yatırım kolaylaşmış ve Türkiye'nin rekabet gücü geçmişe oranla daha önemli bir yere gelmiş. Eksiklerimiz, iyileştirmemiz gereken koşullar var, bunları ortadan kaldırıp siz girişimcilerin işlerini daha da kolaylaştıracak çalışmalar yapılıyor. İhracatımız 2002 yılında 36 milyar dolardan bugün 4 kat artış sağlayarak 152,5 milyar dolara geldi. 2002'de 23,5 milyar dolar IMF'ye olan borcumuz, 10 yıl içerisinde ödendi, bugün 400 milyon dolara inmiş durumda ve mayıs ayında bunu sıfırlıyoruz. IMF'ye borcumuz kalmıyor ve buraya 5 milyar dolarlık biz kredi açtık. Arzu ederse IMF, Türkiye'den 5 milyar dolarlık kredi kullanabilecek. Bugüne kadar alan el olan Türkiye veren el olamaya başladı. Merkez Bankası'nın döviz rezervi 2002 yılında 27,5 milyar dolardı, bugün itibariyle 125 milyar dolar.''
Sınırda askerin bekleyip bu ülkeyi koruduğunu, polisin yurt içinde asayişi, güvenliği sağlamaya çalıştığını ve bütün kamu görevlilerinin kendi alanında bir hizmet ürettiğini vurgulayan Ergin, müteşebbislerin yapmış olduğu hizmetlerin bütün bunlara kaynak üreten ana çalışmalar olduğunu söyledi.
Türkiye'nin geleceğe güvenle yürümesi ve sonraki nesillere güçlü bir ülke bırakılmasının girişimcilerin ortaya koyacağı performansla mümkün olduğunu ifade eden Ergin, ''Burada yerel yönetimlere merkezi idareye düşen ne- Sizlerin yatırım şartlarını iyileştirip daha kolay adım atmanızı sağlayacak tedbirleri almak, önünüzdeki engelleri en aza indirmek ve bir takım yönlendirici teşviklerle bu ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlara yatırım yapmanızı temin etmek görevimiz'' diye konuştu.
2012 yılının ekim ayı itibarıyla Avrupa Birliği üyelerinden avroyu kullanan ülkelerin işsizlik ortalamasının yüzde 11,7 olduğunu belirten Ergin, Türkiye'de ise aynı dönemde bu oranın yüzde 9,1 olduğunu, daha sonra bunun daha da düştüğünü söyledi.
   
- ''Borçlanma oranları açısından da Türkiye, gelişmiş ülkelerden çok çok iyi durumda'' -
  
      Türkiye'nin şuan itibarıyla AB içerisinde olan 15 ülkeden daha iyi konumda olduğunu vurgulayan Ergin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
      ''Türkiye, ekonomik şartlar açısından şu anda AB üyelerinin 15'inden daha iyi. Kişi başına düşen milli gelir, 2002'de 3 bin 492 dolar, bugün baktığımızda 10 bin 444 dolara gelmiş. Kamu kesiminin toplam borcunun milli gelirle oranlandığında, Japonya'da milli gelirinin yüzde 236'sı, İtalya'da 100 lira gelir 126 lira borç, ABD'de 100 gelir 107 lira borç, Fransa'da 100 lira gelir 90 lira borç, Almanya'da 100 lira gelir 83 lira borç var. Türkiye'ye baktığımızda ise 100 lira milli gelirin 38 lirası borç. Bu borçlanma oranları açısından da Türkiye, gelişmiş ülkelerden çok çok iyi durumda. 2012 yılı sonu itibariyle enflasyon oranı yüzde 6,2 olarak gerçekleşti. Bu oran 1968 yılından bu yana Türkiye'nin gördüğü en düşük enflasyon oranı. Türkiye hem üretimini, milli gelirini, ihracatını arttırıyor hem de enflasyon oranlarını aşağıya indiriyor. Bu ekonomideki sıhhatin önemli bir işareti. 2002'de enflasyon yaklaşık yüzde 30 idi enflasyon bugün yüzde 6,2'ye gelmiş durumda. Bu bizim açımızdan bir rekor.''
      Türkiye'nin bütün bu oluşturduğu tablo ve atmosferle geleceğe dönük, kendi ülkesinde ve bölgesinde çok önemli bir dinamik ve güç haline geldiğini belirten Ergin, bütün bunların ülkede barış, huzur ve istikrar varsa olabilecek gelişmeler olduğunu söyledi.
      Ülkenin barış ve istikrarını kaybetmediği sürece önünün açık, geleceğinin parlak olduğunu vurgulayan Ergin, Türkiye'nin bugün kendi insansız hava araçlarını üretmeye başladığını, savunma sektöründe çok önemli adımlar attığını kaydetti.
      Türkiye'nin 2023'te dünyanın en güçlü ilk 10 ekonomisinden biri olmayı hedeflediğinin altını çizen Ergin, bu tarihte kişi başı milli gelirin 25 bin dolar, ihracatın da 500 milyar dolar olması için gayret sarf ettiklerini belirtti.
     Hatay'daki yatırımlara da değinen Ergin, kentin temel altyapı problemlerini çözmek için önemli çalışmalar yapıldığını ve yapılmaya devam edildiğini söyledi.
   
     -Diğer konuşmacılar-
  
      Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz de bir ilin, ülkenin içine kapanmak suretiyle ekonomik kapasitesini arttırmasının mümkün olmadığını kaydetti.
      İlin, ülkenin gelişimi için yatırımcıların çok önemli olduğunu belirten Lekesiz, ülke genelinde yatırımcı müracaat ettiğinde adeta anahtar teslim edilecek şartta ve olgunlukta çalışmaların bulunduğunu söyledi.
      Lekesiz, komşu Suriye'deki olumsuzluklara rağmen şubat ayı ihracat artışında Hatay'ın Türkiye birincisi olduğunu, bunun il genelinde koşturan hemşehrilerinin başarısı olduğunu kaydetti.
      Hatay Vergi Dairesi Başkanı Kazım Karaca ise ödediği vergilerle kamu harcamalarının finansmanına katkıda bulunan her mükellefin başlarının tacı olduğunu belirtti.
      Konuşmaların ardından 2012 yılında gelir ve kurumlar vergisi rekortmenleri ile aynı dönemde en çok ihracat ve yatırım yapan, istihdam sağlayan firma ve mükelleflere plaketleri verildi.
      Etkinlikte ayrıca Vergi Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen yarışmalarda dereceye giren öğrencilere çeşitli hediyeler verildi.