Haber Detayı

Gümrük Birliğinde Bıçak Kemiğe Dayandı


Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye için artık Gümrük Birliği'nin haksız bir rekabet unsuru olarak ortaya çıktığını belirterek, "Bu konuda AB şunu bilmeli ki şartlar zorlarsa bazı şeyleri gözden geçirecek duruma geldik ve bıçak kemiğe dayanmıştır" dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Direktörü Pascal Lamy onuruna düzenlediği toplantıda Çağlayan, Pascal Lamy'nin görevinin Ağustos sonu itibariyle sona ereceğini anımsatarak, bunun ardından dostluklarının devam edeceğini söyledi.

Çağlayan, son 5 yıldır dünyanın önemli bir krizden geçtiğini ve birçok ülkenin bu kriz ile yoğun şekilde pençeleştiğini belirterek, "AB'de ekonomik sıkıntı olmamış olsa, belki Türkiye bugün çok daha yüksek ihracat rakamlarıyla dünyaya mesaj verecekti. Dünya ekonomisinin böylesine kriz döneminden geçtiği ortamda, Türkiye ekonomisinin bundan etkilenmemesi mümkün değildi. Türkiye tüm bu olumsuzluklara rağmen önemli ekonomik gelişmeler kaydetti" diye konuştu.
Türkiye'nin, mal ve hizmet ihracat rakamlarını anımsatan Çağlayan, Türkiye'nin ihracat rakamlarının, Türkiye'nin dünyaya olan entegrasyonunun göstergesi olduğunu belirtti.
Bakan Çağlayan, son 4 yılda AB'nin istihdamın, işsizliğin en fazla yaşandığı bölgelerden biri olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"4 yıllık kriz boyunca Avrupa'da 4 milyon istihdam kaybı yaşandı. Buna karşın Türkiye, işsizlik rakamlarında AB ortalamasının daha altında bir işsizlik rakamıyla karşı karşıya. Avrupa'nın 4 milyon istihdam kaybettiği ortamda, Türkiye 5 milyon istihdam sağladı. Cari açıkla Türkiye, baş edebilir pozisyondadır.
Bu konuda da ticaretimizin zenginleştirilmesi ve ihracatımızın arttırılmasının etkilerini gördük. Eskiden Türkiye'nin cari açığı Türkiye'nin çakıldığı ortamda, bırakın büyümeyi küçülmenin yaşandığı ortamda düşerdi. Şimdi Türkiye ekonomisi bir taraftan büyürken, ihracatını artırırken, cari açığını azaltabilen ülke konumuna geldi. Bu yıl OVP hedefinin de altında kalacak cari açığın önemli bir sinyalidir."

"Ticaretin çok taraflı serbestleştirilmesinden yanayız"

Zafer Çağlayan, 1 Nisan'da GSYİH rakamlarının açıklanacağını hatırlatarak, "İnşallah 800 milyar dolar civarında bir gayri safi milli hasılaya sahip olarak önümüzdeki Hollanda'yı geçeceğiz" diye konuştu.
Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmak için çok gayret sarf edilmesi gerektiğini ifade eden Çağlayan, şunları söyledi:
"Bu hedeflere ulaşmak, ticaretin serbestleştirilmesinden, önündeki engellerin kaldırılmasından ve çok taraflı ticaret sisteminin mümkün olduğunca yaygınlaştırılmasından geçiyor. Öncelik olarak uluslararası ticaretin çok taraflı düzeyde serbestleştirilmesinden yanayız.
Global düzeyde pazar açılımının sağlayacağı olanakların Türkiye gibi uluslararası ticaretten daha çok pay alma iddiası ve azminde olan bir ülke için fayda sağlayacaktır. Uluslararası ticarete dahil olan aktörlerin sayısının, ticarete konu olan mal ve hizmetlerin hızla çeşitlendiği bir dünyada rekabet de gittikçe kızışıyor."
Çağlayan, kurallara dayalı, adil ve rekabetçi serbest ticaretten yana olduklarını anlatarak, böyle bir sistemin kurulması için ciddi bir "savaş" verildiğini kaydetti.

"Ticareti serbestleştirmek için hodri meydan"

Türkiye'nin içinde olduğu yükselen pazarların dünya ticaretinde daha fazla söz sahibi olacağını belirten Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bize serbest piyasa kurallarından, serbest ekonomiden, insan haklarından bahseden gelişmiş ülkelerin, konu Türkiye olunca bu söylemlerini unuttuklarını görüyoruz. Vize alırken insan hakları ihlali olan uygulamayı nefretle kınıyoruz. Fuar süresince vize verilmesi ticaret yapılmasının en önemli engellerden biridir.
İş adamlarının serbest dolaşımını bırakın mallar bile serbest dolaşamıyor. Biz de onlara hodri meydan diyoruz. Biz ticareti her konuda serbestleşmeye hazırız. Serbest piyasa ekonomisine inanıyorsanız 'serbest bırakalım' diyoruz. Daha fazla iş imkanlarını konuşmak yerine vize engellerini anlatmaya çalışıyoruz. Bu artık zulüm haline gelmiştir."

"Bıçak kemiğe dayandı"

Çağlayan, Türkiye'nin serbest ticaret anlaşmalarında da zulme uğradığını ifade ederek, AB'nin serbest ticaret anlaşması yaptığı ülkelerin 3 tanesinin Türkiye ile halen müzakereye başlamadığını anlattı.
Bu ülkelerin ürünlerinin AB ile Türkiye'ye gümrüksüz giriş yaparken, Türkiye'den giden ürünlerin sıkıntı yaşadığını dile getiren Çağlayan, "Ümit ediyoruz ki AB çifti standardı dikkate alır. AB, Türkiye'ye Gümrük Birliği anlaşmasıyla tam üyelik mükellefiyetleri yüklerken, serbest ticaret anlaşması yapmış ülkelerin sadece gümrük indirimi vardır. Biz de aynı şeyi yapıyoruz. Türkiye için artık Gümrük Birliği haksız bir rekabet unsuru olarak ortaya çıkmıştır. Çünkü Türkiye bu anlaşmayla AB'nin her türlü haksızlığına maruz kalmıştır. Bu konuda AB şunu bilmeli ki şartlar zorlarsa bazı şeyleri gözden geçirecek duruma geldik ve bıçak kemiğe dayanmıştır" diye konuştu.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye için artık Gümrük Birliği'nin haksız bir rekabet unsuru olarak ortaya çıktığını belirterek, "Bu konuda AB şunu bilmeli ki şartlar zorlarsa bazı şeyleri gözden geçirecek duruma geldik ve bıçak kemiğe dayanmıştır" dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Direktörü Pascal Lamy onuruna düzenlediği toplantıda Çağlayan, Pascal Lamy'nin görevinin Ağustos sonu itibariyle sona ereceğini anımsatarak, bunun ardından dostluklarının devam edeceğini söyledi.

Çağlayan, son 5 yıldır dünyanın önemli bir krizden geçtiğini ve birçok ülkenin bu kriz ile yoğun şekilde pençeleştiğini belirterek, "AB'de ekonomik sıkıntı olmamış olsa, belki Türkiye bugün çok daha yüksek ihracat rakamlarıyla dünyaya mesaj verecekti. Dünya ekonomisinin böylesine kriz döneminden geçtiği ortamda, Türkiye ekonomisinin bundan etkilenmemesi mümkün değildi. Türkiye tüm bu olumsuzluklara rağmen önemli ekonomik gelişmeler kaydetti" diye konuştu.
Türkiye'nin, mal ve hizmet ihracat rakamlarını anımsatan Çağlayan, Türkiye'nin ihracat rakamlarının, Türkiye'nin dünyaya olan entegrasyonunun göstergesi olduğunu belirtti.
Bakan Çağlayan, son 4 yılda AB'nin istihdamın, işsizliğin en fazla yaşandığı bölgelerden biri olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"4 yıllık kriz boyunca Avrupa'da 4 milyon istihdam kaybı yaşandı. Buna karşın Türkiye, işsizlik rakamlarında AB ortalamasının daha altında bir işsizlik rakamıyla karşı karşıya. Avrupa'nın 4 milyon istihdam kaybettiği ortamda, Türkiye 5 milyon istihdam sağladı. Cari açıkla Türkiye, baş edebilir pozisyondadır.
Bu konuda da ticaretimizin zenginleştirilmesi ve ihracatımızın arttırılmasının etkilerini gördük. Eskiden Türkiye'nin cari açığı Türkiye'nin çakıldığı ortamda, bırakın büyümeyi küçülmenin yaşandığı ortamda düşerdi. Şimdi Türkiye ekonomisi bir taraftan büyürken, ihracatını artırırken, cari açığını azaltabilen ülke konumuna geldi. Bu yıl OVP hedefinin de altında kalacak cari açığın önemli bir sinyalidir."

"Ticaretin çok taraflı serbestleştirilmesinden yanayız"

Zafer Çağlayan, 1 Nisan'da GSYİH rakamlarının açıklanacağını hatırlatarak, "İnşallah 800 milyar dolar civarında bir gayri safi milli hasılaya sahip olarak önümüzdeki Hollanda'yı geçeceğiz" diye konuştu.
Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmak için çok gayret sarf edilmesi gerektiğini ifade eden Çağlayan, şunları söyledi:
"Bu hedeflere ulaşmak, ticaretin serbestleştirilmesinden, önündeki engellerin kaldırılmasından ve çok taraflı ticaret sisteminin mümkün olduğunca yaygınlaştırılmasından geçiyor. Öncelik olarak uluslararası ticaretin çok taraflı düzeyde serbestleştirilmesinden yanayız.
Global düzeyde pazar açılımının sağlayacağı olanakların Türkiye gibi uluslararası ticaretten daha çok pay alma iddiası ve azminde olan bir ülke için fayda sağlayacaktır. Uluslararası ticarete dahil olan aktörlerin sayısının, ticarete konu olan mal ve hizmetlerin hızla çeşitlendiği bir dünyada rekabet de gittikçe kızışıyor."
Çağlayan, kurallara dayalı, adil ve rekabetçi serbest ticaretten yana olduklarını anlatarak, böyle bir sistemin kurulması için ciddi bir "savaş" verildiğini kaydetti.

"Ticareti serbestleştirmek için hodri meydan"

Türkiye'nin içinde olduğu yükselen pazarların dünya ticaretinde daha fazla söz sahibi olacağını belirten Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bize serbest piyasa kurallarından, serbest ekonomiden, insan haklarından bahseden gelişmiş ülkelerin, konu Türkiye olunca bu söylemlerini unuttuklarını görüyoruz. Vize alırken insan hakları ihlali olan uygulamayı nefretle kınıyoruz. Fuar süresince vize verilmesi ticaret yapılmasının en önemli engellerden biridir.
İş adamlarının serbest dolaşımını bırakın mallar bile serbest dolaşamıyor. Biz de onlara hodri meydan diyoruz. Biz ticareti her konuda serbestleşmeye hazırız. Serbest piyasa ekonomisine inanıyorsanız 'serbest bırakalım' diyoruz. Daha fazla iş imkanlarını konuşmak yerine vize engellerini anlatmaya çalışıyoruz. Bu artık zulüm haline gelmiştir."

"Bıçak kemiğe dayandı"

Çağlayan, Türkiye'nin serbest ticaret anlaşmalarında da zulme uğradığını ifade ederek, AB'nin serbest ticaret anlaşması yaptığı ülkelerin 3 tanesinin Türkiye ile halen müzakereye başlamadığını anlattı.
Bu ülkelerin ürünlerinin AB ile Türkiye'ye gümrüksüz giriş yaparken, Türkiye'den giden ürünlerin sıkıntı yaşadığını dile getiren Çağlayan, "Ümit ediyoruz ki AB çifti standardı dikkate alır. AB, Türkiye'ye Gümrük Birliği anlaşmasıyla tam üyelik mükellefiyetleri yüklerken, serbest ticaret anlaşması yapmış ülkelerin sadece gümrük indirimi vardır. Biz de aynı şeyi yapıyoruz. Türkiye için artık Gümrük Birliği haksız bir rekabet unsuru olarak ortaya çıkmıştır. Çünkü Türkiye bu anlaşmayla AB'nin her türlü haksızlığına maruz kalmıştır. Bu konuda AB şunu bilmeli ki şartlar zorlarsa bazı şeyleri gözden geçirecek duruma geldik ve bıçak kemiğe dayanmıştır" diye konuştu.