Haber Detayı

Ekonomide OBİ Devriminin Ayak Sesleri


Küçük ölçekli işletmelerin kabına sığamayarak cirosunu yükseltmesi ve ihracat yaptığı ülkelerin sayısını katlaması, yıllardır Anadolu şirketleriyle çalışan iletişim uzmanı Doret Habib'in dikkatini çekince yeni bir kavram ihtiyacının doğduğunu farketti ve Kobi yerine OBİ kavramını (Orta Büyüklükteki İşletmeler) Sabah Ekokobi köşesinde dile getirdi ve "Birkaç yıl önce, geçmişte küçük sanayi sitelerinde çalışan, bulunduğu yeri terk etmeyen ama bugün istikrar ve ihracatla tanışınca devlere kafa tutan Anadolu şirketlerini OBİ olarak tanımlanması gerekiyor. Ekonomi literatürüne yeni giren bu tanım artık benimsenmeli , otoriteler 'OBİ Devrimi'nden söz etmeye başladı." dedi.

Yeni bir kavramı gündemine tanışan ekonomi basını günlerdir bunu konuşuyor. Peki nedir bu OBİ? Doret Habib'e 'OBİ nedir, nasıl olmalıdır?' diye sorduk…

OBİ esintisini şöyle anlatıyor Habib, "Birkaç yıl önce, geçmişte küçük sanayi sitelerinde çalışan, bulunduğu yeri terk etmeyen ama bugün istikrar ve ihracatla tanışınca devlere kafa tutan Anadolu şirketlerini artık OBİ olarak tanımlanmalı . Ekonomi literatürüne yeni giren bu kavramın iletişimini yaparak neden olduğum bu tanımlama öyle benimsendi ki, otoriteler şimdiden 'OBİ Devrimi'nden söz etmeye başladı."

"OBİ tanımına oturan şirketleri tanımlamakta fayda var," diyerek sözlerine devam ediyor Habib, "Farkındalıkları artmış, bölgesel olarak devleri zorlayan, ihracat yoluyla neredeyse gidilmedik ülke bırakmayan, bu oranda cirosunu devlerle kapışacak kadar yükselten şirketler OBİ yani Orta Büyüklükteki İşletme olarak anılmayı hak ediyor. Bu şirketlerin belli başlı özellikleri var; faaliyet gösterdikleri ilde ya da bölgelerinde tanınıyorlar, pazar payında ciddi oranlara sahipler. Yani 'ulusal' büyük şirket ve markaları zorlayan, ciddi anlamda atağa kalmış firmalar bunlar ve tam anlamıyla dengeleri bozuyorlar. Devler ligine gözünü dikmiş bu şirketler 2013 yılının yükselen trendi olacaklar."
Rakamsal verilerin de bunu desteklediğinin altını çizen Habib, "KOBİ'lerin yüzde 46'sı son beş yılda ciro bazında 100 milyon dolar bandını aşıp bir üst lige taşındı. Yine yüzde 76'sı da aynı sürede ihracat yaptığı ülke sayısını üç kat artırıp cirolarını ise 50 milyon dolara çıkardı," bilgisini veriyor.

Habib'in yazısının ardından SABAH Ekonomi yazarı Metin Can'ın da, köşesinde "KOBİ tanımı sınıf atlayan binlerce işletme için dar gelmeye başlayınca ortaya yepyeni bir tanım olan OBİ (Orta Büyüklükteki İşletmeler) çıktı. Birçok firma yasal olarak da OBİ tanımının uygulamaya geçmesi için harekete geçti. KOSGEB'e tanım konusunda yeni düzenleme yapılması için başvuruda bulunan firmalar, teşvikler ve destekler için de bu duruma göre düzenleme talep ediyor," dediğini hatırlatıyoruz Habib'e.

"Kendini OBİ tanımına sokan şirketlerin talepleri çok yerinde," diyerek karşılık veriyor Metin Can'ın tespitine ekliyor ve, "Devler liginde yer alan ve birçok ekonomi listesinde ön sıralarda, büyük ölçekli olarak adlandırdığımız şirketlerle başa baş mücadele eden bu şirketlerin ona göre devletten destek beklemesi kadar doğalı olamaz," diyor.

OBİ kavramını ileride bol bol duyacak gibiyiz. İletişim Danışmanı Doret Habib, kavramı ortaya gündeme getirmekle kalmıyor, OBİ'lere bundan böyle izlemeleri gereken yola dair fikir de veriyor, "Yerel her geçen gün güçleniyor. Bu küreselleşmenin de getirilerinden biri. Sanayideki küçük işletmeler artık orta sınıf işletmelere dönüştü, orta sınıf kavramı değişti. Bazı yerel oyuncular bulundukları bölgelerde ulusallara kök söktürüyor. Burası benim bölgem diyorlar. Yani başta da dediğim gibi Orta Büyüklükteki İşletmeler (OBİ) kavramı artık KOBİ kavramının yerini aldı. Ancak öyle bir nokta var ki kendini OBİ olarak motive eden bu şirketlerin çok dikkatli olması gerekiyor, çünkü bu şirketler kendi bölgelerinin ağaları olabilirler ama iş bilinmeye gelince sınıfta kalıyorlar, markalaşma tanınma oranları düşük.

Kendi çevrelerinin dışında çok fazla bilinmiyorlar. Bu yüzden artık yükselişe geçen ve kendi kabuğunu kıracak olan OBİ'ler tanıtım- iletişim ihtiyacı içinde ve bu yüzden daha bilinçli. Sürekli ve sürdürülebilir bir planlama ile başarılı olabileceklerinin farkındalar. Bunun farkında olmayanların durumu zor! Sözün özü, iletişimde sınıfı geçenler çok daha rahat ilerleme kaydedecek ve sattıkları ürünün farkedilmesini sağlayıp pazarda söz sahibi olabilecekler. OBİ'ler için kendi bölgelerin dışına çıkmak hayal değil! Türkiye'nin dört bir yanına dağıtım yapmaya çalışan OBİ'ler doğru iletişim strateji geliştirerek pazarda daha güçlü var olacaklar."

Küçük ölçekli işletmelerin kabına sığamayarak cirosunu yükseltmesi ve ihracat yaptığı ülkelerin sayısını katlaması, yıllardır Anadolu şirketleriyle çalışan iletişim uzmanı Doret Habib'in dikkatini çekince yeni bir kavram ihtiyacının doğduğunu farketti ve Kobi yerine OBİ kavramını (Orta Büyüklükteki İşletmeler) Sabah Ekokobi köşesinde dile getirdi ve "Birkaç yıl önce, geçmişte küçük sanayi sitelerinde çalışan, bulunduğu yeri terk etmeyen ama bugün istikrar ve ihracatla tanışınca devlere kafa tutan Anadolu şirketlerini OBİ olarak tanımlanması gerekiyor. Ekonomi literatürüne yeni giren bu tanım artık benimsenmeli , otoriteler 'OBİ Devrimi'nden söz etmeye başladı." dedi.

Yeni bir kavramı gündemine tanışan ekonomi basını günlerdir bunu konuşuyor. Peki nedir bu OBİ? Doret Habib'e 'OBİ nedir, nasıl olmalıdır?' diye sorduk…

OBİ esintisini şöyle anlatıyor Habib, "Birkaç yıl önce, geçmişte küçük sanayi sitelerinde çalışan, bulunduğu yeri terk etmeyen ama bugün istikrar ve ihracatla tanışınca devlere kafa tutan Anadolu şirketlerini artık OBİ olarak tanımlanmalı . Ekonomi literatürüne yeni giren bu kavramın iletişimini yaparak neden olduğum bu tanımlama öyle benimsendi ki, otoriteler şimdiden 'OBİ Devrimi'nden söz etmeye başladı."

"OBİ tanımına oturan şirketleri tanımlamakta fayda var," diyerek sözlerine devam ediyor Habib, "Farkındalıkları artmış, bölgesel olarak devleri zorlayan, ihracat yoluyla neredeyse gidilmedik ülke bırakmayan, bu oranda cirosunu devlerle kapışacak kadar yükselten şirketler OBİ yani Orta Büyüklükteki İşletme olarak anılmayı hak ediyor. Bu şirketlerin belli başlı özellikleri var; faaliyet gösterdikleri ilde ya da bölgelerinde tanınıyorlar, pazar payında ciddi oranlara sahipler. Yani 'ulusal' büyük şirket ve markaları zorlayan, ciddi anlamda atağa kalmış firmalar bunlar ve tam anlamıyla dengeleri bozuyorlar. Devler ligine gözünü dikmiş bu şirketler 2013 yılının yükselen trendi olacaklar."
Rakamsal verilerin de bunu desteklediğinin altını çizen Habib, "KOBİ'lerin yüzde 46'sı son beş yılda ciro bazında 100 milyon dolar bandını aşıp bir üst lige taşındı. Yine yüzde 76'sı da aynı sürede ihracat yaptığı ülke sayısını üç kat artırıp cirolarını ise 50 milyon dolara çıkardı," bilgisini veriyor.

Habib'in yazısının ardından SABAH Ekonomi yazarı Metin Can'ın da, köşesinde "KOBİ tanımı sınıf atlayan binlerce işletme için dar gelmeye başlayınca ortaya yepyeni bir tanım olan OBİ (Orta Büyüklükteki İşletmeler) çıktı. Birçok firma yasal olarak da OBİ tanımının uygulamaya geçmesi için harekete geçti. KOSGEB'e tanım konusunda yeni düzenleme yapılması için başvuruda bulunan firmalar, teşvikler ve destekler için de bu duruma göre düzenleme talep ediyor," dediğini hatırlatıyoruz Habib'e.

"Kendini OBİ tanımına sokan şirketlerin talepleri çok yerinde," diyerek karşılık veriyor Metin Can'ın tespitine ekliyor ve, "Devler liginde yer alan ve birçok ekonomi listesinde ön sıralarda, büyük ölçekli olarak adlandırdığımız şirketlerle başa baş mücadele eden bu şirketlerin ona göre devletten destek beklemesi kadar doğalı olamaz," diyor.

OBİ kavramını ileride bol bol duyacak gibiyiz. İletişim Danışmanı Doret Habib, kavramı ortaya gündeme getirmekle kalmıyor, OBİ'lere bundan böyle izlemeleri gereken yola dair fikir de veriyor, "Yerel her geçen gün güçleniyor. Bu küreselleşmenin de getirilerinden biri. Sanayideki küçük işletmeler artık orta sınıf işletmelere dönüştü, orta sınıf kavramı değişti. Bazı yerel oyuncular bulundukları bölgelerde ulusallara kök söktürüyor. Burası benim bölgem diyorlar. Yani başta da dediğim gibi Orta Büyüklükteki İşletmeler (OBİ) kavramı artık KOBİ kavramının yerini aldı. Ancak öyle bir nokta var ki kendini OBİ olarak motive eden bu şirketlerin çok dikkatli olması gerekiyor, çünkü bu şirketler kendi bölgelerinin ağaları olabilirler ama iş bilinmeye gelince sınıfta kalıyorlar, markalaşma tanınma oranları düşük.

Kendi çevrelerinin dışında çok fazla bilinmiyorlar. Bu yüzden artık yükselişe geçen ve kendi kabuğunu kıracak olan OBİ'ler tanıtım- iletişim ihtiyacı içinde ve bu yüzden daha bilinçli. Sürekli ve sürdürülebilir bir planlama ile başarılı olabileceklerinin farkındalar. Bunun farkında olmayanların durumu zor! Sözün özü, iletişimde sınıfı geçenler çok daha rahat ilerleme kaydedecek ve sattıkları ürünün farkedilmesini sağlayıp pazarda söz sahibi olabilecekler. OBİ'ler için kendi bölgelerin dışına çıkmak hayal değil! Türkiye'nin dört bir yanına dağıtım yapmaya çalışan OBİ'ler doğru iletişim strateji geliştirerek pazarda daha güçlü var olacaklar."