Haber Detayı

Sektörün, Türkiye ekonomisinin üç katı büyümesi bekleniyor


Üretim kapasitesi bakımından Avrupa’da üçüncü, dünyadaise 12’nci sırada yer alan Türkiye plastik sektörü, 2013’e hızlıgirdi.

Murat COŞKUNÇAY


İSTANBUL - Gıda sektörü başta olmak üzere otomotiv, inşaat, elektrik-elektronik sektörlerine kadar birçok alanda yer alan plastikler, diğer maddelere göre hafif olmaları ve üretiminin görece ucuz olmasıyla da dikkat çekiyor. Türkiye’de gelişimini istikrarlı bir şekilde sürdüren ve ortalamanın üzerinde büyüyen sektör, yıla karamsar başlayan Türkiye ekonomisinin aksine iyimser bir tablo çiziyor. Geçen yıl yüzde 2.2 büyüyen, bu yıl da ortalama yüzde 4 büyümesi beklenen Türkiye ekonomisi paralelinde birçok sektör için yılın ilk çeyrek sonuçları iç açıcı olmasa da, plastik sektörü 2012’de olduğu gibi bu yıl da büyümesini sürdürüyor. Sektör temsilcileri, plastik sektörünün yıl sonunda Türkiye genel büyüme oranının yaklaşık üç katına çıkarak yüzde 12.5 büyüyeceğini öngörüyor.

Plastik Sanayicileri Federasyonu’nun (PLASFED) açıkladığı rapora göre yılın ilk çeyreğinde miktar bazında 1.94 milyon ton üretim yapan sektör, değer bazında 8.3 milyar dolara ulaştı. İhracat 1 milyar doları geçerken ithalat 651 milyon dolar oldu ve dış ticaret fazlası 359 milyon dolar olarak gerçekleşti. Plastik sektörünün, yılın ilk üç ayında ulaştığı rakamlar uyarınca yıl sonu tahminleri de revize edildi. Buna göre sektörün, yıl sonunda 33 milyar dolar değerinde 7.75 milyon ton üretim rakamlarına ulaşması bekleniyor. İhracatın 4.05 milyar dolar olması hedeflenirken, ithalat rakamının ise 2.6 milyar dolar olması öngörülüyor. PLASFED’in açıkladığı rapor doğrultusunda beklentilerini güncelleyen sektör, yıl sonu büyüme beklentisini ise yüzde 12.5 olarak belirledi.

İhracat istenen düzeyde değil

Sektör, geçen yıl 30 milyar dolar değerinde, 7.2 milyon ton üretim yaptı. İhracatı yüzde 6 büyüyerek 4 milyar dolara ulaşırken, ithalatı ise yüzde 3 azalarak 2.5 milyar dolar oldu. 2012’de zorlu bir yıl geçiren dünya ve Türkiye ekonomisine göre iyi bir performans sergileyen plastik sektörü, 2013’te de başarısını artırarak devam ediyor. Ancak sektör ihracatı, genel büyümeyle aynı paralellikte seyir izlemiyor. İlk üç ayın verileri ışığında direkt plastik ihracatının ancak yüzde 0.4 artması bekleniyor. Almanya ürettiği her bir kilogram plastik mamulden 4.05 dolarlık, Fransa 3.45 dolarlık, İtalya ise 2.55 dolarlık ihracat yapıyor. Türkiye ise 0.64 dolarlık ihracat yapabiliyor. Türkiye, 7.2 milyon ton üretim ile 4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirebilirken, Türkiye’ye en yakın üretim seviyesindeki İtalya 8.3 milyon ton üretimi ile 21 milyar dolar, Türkiye’den daha az üretim yapan Belçika ve Fransa ise 22 ile 34 milyar dolarlık ihracat yapıyor. Türkiye plastik sanayiinin üretim kapasitesinin büyük olmasına rağmen ihracat sıralamasında küçük üretim kapasiteleri olan ülkelerin gerisinde olmasının en büyük sebebi olarak ise, katma değeri küçük geleneksel mamullerin üretilip ihraç edilmesi olarak gösteriliyor. Sektör temsilcilerine göre, 2023 yılı ihracat hedefi olan 17 milyar dolar rakamlarına ulaşmak için sektörün ihracat politikalarını gözden geçirmesi gerekiyor.

Sektörün %95’i KOBİ

Türkiye plastik sektörü, sahip olduğu üretim kapasitesi bakımından Almanya ve İtalya’nın ardından Avrupa’da üçüncü, dünyada ise 12’nci sırada yer alıyor. Sektör aktörlerinin hedefi ise 2016 yılına kadar Avrupa lideri olabilmek. Sektörün yüzde 95’i KOBİ’lerden oluşuyor. Faaliyette bulunan yaklaşık 14 bin işletmenin istihdam hacmi 250 bin kişi. Sektör, yaklaşık 200 ülkeye ihracat yapıyor. 2012 yılında plastik sektörünün en çok ihracat yaptığı ülke Irak olurken, bu ülkeyi Rusya, Almanya, Azerbaycan, İngiltere, İran, Fransa, Gürcistan, Romanya ve Bulgaristan takip etti. Avrupa ve Orta Doğu ülkeleri sektörün önemli dış pazarlarını oluştururken, ticari bağların az olduğu Uzakdoğu ve Afrika ülkeleri ile olan ticari ilişkileri güçlendirmek üzere çalışmalara devam ediliyor.

Hammaddenin %87’si ithalatla karşılanıyor

Üretim kapasitesiyle dünyada öne çıkan sektörün dezavantajlarının başında hammaddedeki ithal bağımlılığı bulunuyor. Plastik hammadde ihtiyacının yaklaşık yüzde 87’lik bölümü ithalatla karşılanıyor. Hammaddedeki bu yüksek orandaki bağımlılıktan dolayı sektör, yurtdışındaki küçük finansal krizlerden ve kur dalgalanmalarından etkilenebiliyor. Bütün üretim kapasitesi sektörün ihtiyacının yaklaşık yüzde 30’u seviyesinde olan yerli hammadde üretimi, bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 1.2 oranında azalarak 842.3 bin ton oldu. Sektör, değer bazında bir önceki yıl ile hemen hemen aynı seviyede kalarak 9 milyar 928 milyon dolar hammadde ithalatı yaptı. Hammadde ithalatının önüne geçilmesi için yapılması gereken petrokimya tesisi yatırımları önem taşıyor. Sermaye ve teknoloji yoğun petrokimya yatırımları için ciddi bir sermaye ve yatırım için uygun koşullar gerekiyor.

Son alınan kararla ithal hammaddenin Gümrük Vergisi’nin, gelişme yolundaki ülkelerden ithalatlarda yükseltilmesi, hammaddesinin yüzde 87’sini ithal eden sektörü olumsuz etkiledi. Sektör temsilcileri, bu karar uyarınca sektöre yıllık 300 milyon dolar dolayında ek yük getirildiği görüşünde. Sektör aktörleri, bu miktar ile ülkede orta ölçekli bir petrokimya tesisi kurmanın mümkün olduğu görüşünde. Sektörün diğer bir sorunu ise teşvik sistemi ile ilgili. Yeni teşvik sistemi, sadece 6’ncı Bölge’deki plastik yatırımlarını kapsarken, plastik sektörü yatırımları bölgesel teşvik kapsamı dışında bırakıldı. Her yıl 650 milyon dolar civarında makine yatırımı yapan sektöre leasingde yüzde 18 olarak uygulanan KDV oranının düşürülmesi de beklentiler arasında. Plastik sektörünün muzdarip olduğu bir konu da, plastik ile ilgili önyargılı söylemler ve algılar. Plastik hakkında olumsuz bir bilgi kirliliği olduğunu iddia eden sektör temsilcileri, bilgi edinmek için bilimsel kaynaklara başvurulması gerektiğine dikkat çekiyorlar.

Üretim kapasitesi bakımından Avrupa’da üçüncü, dünyadaise 12’nci sırada yer alan Türkiye plastik sektörü, 2013’e hızlıgirdi.

Murat COŞKUNÇAY


İSTANBUL - Gıda sektörü başta olmak üzere otomotiv, inşaat, elektrik-elektronik sektörlerine kadar birçok alanda yer alan plastikler, diğer maddelere göre hafif olmaları ve üretiminin görece ucuz olmasıyla da dikkat çekiyor. Türkiye’de gelişimini istikrarlı bir şekilde sürdüren ve ortalamanın üzerinde büyüyen sektör, yıla karamsar başlayan Türkiye ekonomisinin aksine iyimser bir tablo çiziyor. Geçen yıl yüzde 2.2 büyüyen, bu yıl da ortalama yüzde 4 büyümesi beklenen Türkiye ekonomisi paralelinde birçok sektör için yılın ilk çeyrek sonuçları iç açıcı olmasa da, plastik sektörü 2012’de olduğu gibi bu yıl da büyümesini sürdürüyor. Sektör temsilcileri, plastik sektörünün yıl sonunda Türkiye genel büyüme oranının yaklaşık üç katına çıkarak yüzde 12.5 büyüyeceğini öngörüyor.

Plastik Sanayicileri Federasyonu’nun (PLASFED) açıkladığı rapora göre yılın ilk çeyreğinde miktar bazında 1.94 milyon ton üretim yapan sektör, değer bazında 8.3 milyar dolara ulaştı. İhracat 1 milyar doları geçerken ithalat 651 milyon dolar oldu ve dış ticaret fazlası 359 milyon dolar olarak gerçekleşti. Plastik sektörünün, yılın ilk üç ayında ulaştığı rakamlar uyarınca yıl sonu tahminleri de revize edildi. Buna göre sektörün, yıl sonunda 33 milyar dolar değerinde 7.75 milyon ton üretim rakamlarına ulaşması bekleniyor. İhracatın 4.05 milyar dolar olması hedeflenirken, ithalat rakamının ise 2.6 milyar dolar olması öngörülüyor. PLASFED’in açıkladığı rapor doğrultusunda beklentilerini güncelleyen sektör, yıl sonu büyüme beklentisini ise yüzde 12.5 olarak belirledi.

İhracat istenen düzeyde değil

Sektör, geçen yıl 30 milyar dolar değerinde, 7.2 milyon ton üretim yaptı. İhracatı yüzde 6 büyüyerek 4 milyar dolara ulaşırken, ithalatı ise yüzde 3 azalarak 2.5 milyar dolar oldu. 2012’de zorlu bir yıl geçiren dünya ve Türkiye ekonomisine göre iyi bir performans sergileyen plastik sektörü, 2013’te de başarısını artırarak devam ediyor. Ancak sektör ihracatı, genel büyümeyle aynı paralellikte seyir izlemiyor. İlk üç ayın verileri ışığında direkt plastik ihracatının ancak yüzde 0.4 artması bekleniyor. Almanya ürettiği her bir kilogram plastik mamulden 4.05 dolarlık, Fransa 3.45 dolarlık, İtalya ise 2.55 dolarlık ihracat yapıyor. Türkiye ise 0.64 dolarlık ihracat yapabiliyor. Türkiye, 7.2 milyon ton üretim ile 4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirebilirken, Türkiye’ye en yakın üretim seviyesindeki İtalya 8.3 milyon ton üretimi ile 21 milyar dolar, Türkiye’den daha az üretim yapan Belçika ve Fransa ise 22 ile 34 milyar dolarlık ihracat yapıyor. Türkiye plastik sanayiinin üretim kapasitesinin büyük olmasına rağmen ihracat sıralamasında küçük üretim kapasiteleri olan ülkelerin gerisinde olmasının en büyük sebebi olarak ise, katma değeri küçük geleneksel mamullerin üretilip ihraç edilmesi olarak gösteriliyor. Sektör temsilcilerine göre, 2023 yılı ihracat hedefi olan 17 milyar dolar rakamlarına ulaşmak için sektörün ihracat politikalarını gözden geçirmesi gerekiyor.

Sektörün %95’i KOBİ

Türkiye plastik sektörü, sahip olduğu üretim kapasitesi bakımından Almanya ve İtalya’nın ardından Avrupa’da üçüncü, dünyada ise 12’nci sırada yer alıyor. Sektör aktörlerinin hedefi ise 2016 yılına kadar Avrupa lideri olabilmek. Sektörün yüzde 95’i KOBİ’lerden oluşuyor. Faaliyette bulunan yaklaşık 14 bin işletmenin istihdam hacmi 250 bin kişi. Sektör, yaklaşık 200 ülkeye ihracat yapıyor. 2012 yılında plastik sektörünün en çok ihracat yaptığı ülke Irak olurken, bu ülkeyi Rusya, Almanya, Azerbaycan, İngiltere, İran, Fransa, Gürcistan, Romanya ve Bulgaristan takip etti. Avrupa ve Orta Doğu ülkeleri sektörün önemli dış pazarlarını oluştururken, ticari bağların az olduğu Uzakdoğu ve Afrika ülkeleri ile olan ticari ilişkileri güçlendirmek üzere çalışmalara devam ediliyor.

Hammaddenin %87’si ithalatla karşılanıyor

Üretim kapasitesiyle dünyada öne çıkan sektörün dezavantajlarının başında hammaddedeki ithal bağımlılığı bulunuyor. Plastik hammadde ihtiyacının yaklaşık yüzde 87’lik bölümü ithalatla karşılanıyor. Hammaddedeki bu yüksek orandaki bağımlılıktan dolayı sektör, yurtdışındaki küçük finansal krizlerden ve kur dalgalanmalarından etkilenebiliyor. Bütün üretim kapasitesi sektörün ihtiyacının yaklaşık yüzde 30’u seviyesinde olan yerli hammadde üretimi, bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 1.2 oranında azalarak 842.3 bin ton oldu. Sektör, değer bazında bir önceki yıl ile hemen hemen aynı seviyede kalarak 9 milyar 928 milyon dolar hammadde ithalatı yaptı. Hammadde ithalatının önüne geçilmesi için yapılması gereken petrokimya tesisi yatırımları önem taşıyor. Sermaye ve teknoloji yoğun petrokimya yatırımları için ciddi bir sermaye ve yatırım için uygun koşullar gerekiyor.

Son alınan kararla ithal hammaddenin Gümrük Vergisi’nin, gelişme yolundaki ülkelerden ithalatlarda yükseltilmesi, hammaddesinin yüzde 87’sini ithal eden sektörü olumsuz etkiledi. Sektör temsilcileri, bu karar uyarınca sektöre yıllık 300 milyon dolar dolayında ek yük getirildiği görüşünde. Sektör aktörleri, bu miktar ile ülkede orta ölçekli bir petrokimya tesisi kurmanın mümkün olduğu görüşünde. Sektörün diğer bir sorunu ise teşvik sistemi ile ilgili. Yeni teşvik sistemi, sadece 6’ncı Bölge’deki plastik yatırımlarını kapsarken, plastik sektörü yatırımları bölgesel teşvik kapsamı dışında bırakıldı. Her yıl 650 milyon dolar civarında makine yatırımı yapan sektöre leasingde yüzde 18 olarak uygulanan KDV oranının düşürülmesi de beklentiler arasında. Plastik sektörünün muzdarip olduğu bir konu da, plastik ile ilgili önyargılı söylemler ve algılar. Plastik hakkında olumsuz bir bilgi kirliliği olduğunu iddia eden sektör temsilcileri, bilgi edinmek için bilimsel kaynaklara başvurulması gerektiğine dikkat çekiyorlar.