Haber Detayı

Kimya sektörü, yeni AB Kozmetik Tüzüğü'ne hazırlanıyor


Sektöre yeni sorumluluklar yükleyecek Yeni AB Kozmetik Tüzüğü, piyasa içi kontrol mekanizmasını güçlendirecek. Sektörde bilgilendirme çalışmaları yapılıyor.

Yıldız TAŞDELEN ERLİ

Kimya sektörü, AB'de 11 Ocak 2010'da yürürlüğe giren, ancak yükümlülüklerinin büyük çoğunluğu 11 Temmuz 2013'te uygulamaya konacak yeni Kozmetik Tüzüğü'ne hazırlanıyor.

Kimya sanayicilerinin yeni prosedürler nedeniyle mağdur olmamaları için bilgilendirme çalışmaları hızlandırıldı. Yeni AB Kozmetik Tüzüğü, üretici sorumluluğunu arttırarak ve üçüncü ülkelerden giderek artan ithalatı da göz önünde bulundurarak piyasa içi kontrol mekanizmasını güçlendirecek. Kozmetik ürünler için yapılması gereken güvenlik değerlendirmesi şartlarını daha da ağırlaştıran tüzük, ayrıca, her ürün için atanması gereken sorumlu kişiye çok daha detaylı ve hukuki olarak ciddi sorumluluklar getiriyor.

Yılın ilk yarısında yerinde sayan kimya sektöründe, bu yıl yüzde 3-5 büyüme hedefleniyordu. Söz konusu büyümenin yakalanması zor gözükmesine karşın sektör temsilcileri, yılın ikinci yarısına ilişkin umutlu. İkinci yarının, ilk 6 ay gibi geçmesi halinde 2012 yılındaki gelişmeyi yakalamanın ya da yüzde 2 büyümenin sektör için en iyi sonuç olacağı ifade ediliyor. Sektör ihracatında dünyadaki genel konjonktür nedeniyle gerileme yaşandı. İhracat, ocak–haziran döneminde yüzde 1.7'lik düşüşle 8 milyar 535 milyon dolara geriledi. Geçen yılın ilk yarısında 8 milyar 750 milyon dolar olarak gerçekleşen ihracatın, bu yılın aynı döneminde 9 milyar dolara ulaşması bekleniyordu. Sektör, 2013 sonunda 20 milyar dolarlık ihracata ulaşmayı hedefliyor.

Hammaddede dışa bağımlılık yüksekliğinden dolayı sektör, yüksek ithalat rakamlarına sahip olmayı da sürdürüyor. 1 Temmuz'da yürürlüğe girmesi beklenen, üretim ve ihracata darbe vuracak maddeler içerdiği gerekçesiyle de sektörde endişelere yol açan EPDK'nın "Akaryakıt Haricinde Kalan Petrol Ürünlerinin Yurt İçi ve Yurt Dışı Kaynaklardan Teminine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" de bazı değişikliklere gidilmesi ve uygulama tarihinin 1 Ocak 2014'e ertelenmesi de, sektöre rahat nefes aldırdı.

Plastikte hedefler revize edildi
Plastik sektörü, bu yıl 32 milyar dolar üretim, yüzde 8.2 büyüme ve 5.5 milyar dolar ihracat hedefliyor. Yılın ilk 3 ayında 8 milyar dolar üretim, 1.3 milyar dolar ihracat geliri elde eden sektör, ilk çeyrek verilerinin ardından yıl sonu tahminlerini olumlu yönde revize etti. Sektörün yıl sonunda yüzde 12.5 oranında değer bazında büyüyeceği öngörülürken, ithalatının yüzde 1.1, ihracatının da yüzde 0.4 oranında artması bekleniyor. Ocak-Mayıs 2013 döneminde sektörün ihracatı 2 milyar doları aştı.

Sektörde ne olacak?
- 11 Temmuz 2013'te uygulamaya konacak yeni Kozmetik Tüzüğü, piyasa içi kontrol mekanizmasını güçlendirecek.
- İhracatta 20 milyar dolara ulaşılması öngörülüyor.
- Yılın ikinci yarısının ilk 6 ay gibi geçmesi halinde 2013 sonunda 2012'deki gelişmeyi yakalamak ya da yüzde 2 büyüme, sektör için en iyi sonuç olacak.
- Plastik sektörü, bu yıl 32 milyar dolar üretim ve 5.5 milyar dolar ihracat hedefliyor.

REACH uyum standartlarının sağlanması gerekiyor
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, yılın ilk yarısında sektör ihracatının, ülke ekonomisinde yaşanan iniş ve çıkışlara rağmen aynı seviyelerde kaldığını, ancak ikinci yarıda performansın daha iyi olacağını ve 2013 hedefi olan 20 milyar dolara rahatlıkla ulaşabileceklerini söyledi. Akyüz, AB ile entegrasyon kapsamında REACH uyum standartlarının sağlanması ve tüm ürünlerin bu kapsamda ilgili standartlar dahiline getirilmesi için sertifikalandırılması gerektiğini belirterek, REACH ve CLP konusunda halen teşvik mekanizması oluşturulmamasının da sektörün en önemli gündem maddeleri arasında yer aldığını bildirdi. Akyüz, sektörün ikinci yarısından umutlu olduklarını da ifade etti.

Çalışma hayatı ve çevre koruma mevzuatı zorluyor
Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Yönetim Kurulu Başkanı Timur Erk, sektörde hedeflenen yıllık büyümenin, değişik alt sektörlerde farklı gerçekleştiğini ifade ederek, "Genel tablo; 2012'deki gelişmenin yakalanacağı şeklindedir" dedi. İstihdamın genelde stabil kaldığını bildiren Erk, ortalama büyüme hızının yüzde 4 civarında seyrettiğini söyledi. Çalışma hayatına ve çevreyi korumaya yönelik mevzuatın sektörü çok zorladığını, hatta bazen bu mevzuatın uygulanamadığını ifade eden Erk, özellikle AB mevzuatına uyum çerçevesinde oluşturulan mevzuatta ciddi altyapı gerektiğini, bu alanda iyileştirmeler yapılmadan derhal mevzuatın uygulanmasının istendiğini savundu. Erk, genel olarak kimya sektörünün mevzuat çokluğu nedeniyle ciddi şekilde sıkıntı yaşadığını dile getirdi.

Sektöre yönelik büyük OSB yatırımları söz konusu
Plastik Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı (PAGDER) Hüseyin Semerci, sektörde hammadde bağımlılığının sürdüğünü ve yüzde 88'e kadar yükselmesi ihtimali bulunduğunu ifade ederek, yeni yatırımlara paralel sektörde istihdamın da arttığını kaydetti. "Sektörümüze yönelik büyük OSB yatırımları söz konusu ki, esas hızlı istihdam artışının o dönemde gerçekleşeceğini söylemeliyim" diyen Semerci, alkollü içkilerin plastik ambalajlarda sunulmasına izin verilmesine yönelik bir süreç başlattıklarını bildirdi. Semerci, sektörün yatırım teşvikleri kapsamına girmesi gerektiğini de belirtti.

Çelikte, 'emtiadaki düşüş devam eder mi' endişesi
Yıl sonunda üretimini yüzde 2 artışla 36.5 milyon tona, ihracatını da yüzde 5 artışla 18 milyar dolara çıkarmayı hedefleyen çelik sektörü, uluslararası piyasalarda yaşanan emtia fiyatlarındaki düşüşün devam etmesi endişesi taşıyor.

Ham çelik üretimi ile dünyanın en büyük 8. ve toplam çelik ihracatı ile 7. ülkesi konumunda yer alan Türkiye'de her yıl yüksek oranlarda artış gösteren çelik üretimi, bu yılın ilk aylarında önemli düşüş kaydetti. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) verilerine göre, yılın ilk çeyreğinde yüzde 5.9 seviyesinde olan Türkiye'nin ham çelik üretimindeki gerileme, Ocak-Nisan döneminde yüzde 4.6'ya indi ve üretim 11.36 milyon ton seviyesinde kaldı. Hem uzun ürünlerin yarı mamulü konumunda bulunan kütük hem de yassı ürünlerin yarı mamulü konumunda bulunan slab üretimi, geçen yıla göre gerileme gösterdi. Üretimdeki gerilemede, hurda ile mamul fiyatları arasındaki marjın daralmasının sektörün rekabet gücünü zayıflatması yanında, çelik ithalatındaki artışın da etkili olduğu belirtildi.

Türkiye, dünyada bir sıra daha gerileyebilir
Ocak-nisan döneminde, dünya ham çelik üretimi yüzde 2 artış kaydetti. Global çelik üretimindeki artışta, Çin başta olmak üzere Asya'nın üretim artışı etkili oldu. Ocak-nisan dönemi itibariyle 8. sıradaki yerini koruyan Türkiye'nin, üretimdeki yavaşlama eğiliminin devam etmesi halinde ocak-mayıs döneminde 9. sıraya düşmesinin kaçınılmaz olduğu belirtildi.

Türkiye'nin ham çelik ve nihai çelik ürünleri üretimi azalırken, tüketimin artış eğilimi gösteriyor olmasının, Türkiye'nin çelik tüketiminin artan oranlarda ithalat ile karşılanmasından kaynaklandığı ifade ediliyor. Türkiye'de slab üretiminde kapasite kullanım oranının yüzde 55 gibi son derece düşük seviyelerde seyrettiği bir dönemde, yassı ürün ithalatının yüzde 23 artması sektörde endişe yaratırken, marjların sıkıştırması ve sektörün rekabet gücünün azalması nedeniyle hurdadan üretimini azaltan sektörün, ilk 4 aylık dönemde, yarı mamul ithalatını yüzde 73 oranında arttırarak 1.67 milyon tona yükseltmiş olmasının da, katma değerin bir kısmının yurtdışında bırakılmaya başlandığını gösterdiği kaydedildi.

İlk yarıda Türkiye'nin çelik ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 gerileme ile 7.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Gerilemenin en önemli sebebi dünya emtia birim fiyatlarında yaşanan düşüş oldu. Sektör temsilcileri, bu düşüşün devam etmesi endişesi taşıyor.

Üretim ve ihracattaki düşüşe karşın sektör, iyimser bir tahminle bu yılın sonunda üretimini yüzde 2 artışla 36.5 milyon tona ve ihracatını yüzde 5 artışla 18 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.

Sektörde ne olacak?
- Emtia fiyatlarındaki düşüşün sürmesi, sektörü olumsuz etkilemeye devam edecek.

- Yıl sonunda üretimin 36.5 milyon tona, ihracatın 18 milyar dolara çıkması bekleniyor.

Sektörün rekabet gücü zayıflıyor
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Sekreteri Dr. Veysel Yayan, 31 Aralık'ta yürürlüğe giren 2013 Yılı İthalat Rejimi çerçevesinde, bazı alaşımsız yassı çelik ürünleri ve dar bant yassı çeliklere yüzde 10, bazı alaşımlı yassı çelik ürünlerine ise yüzde 6 oranında gümrük vergisi getirilmiş olmasının, yassı çelik piyasasında bir miktar iyileşme yaşanabileceği yönünde beklentilere yol açtığını ifade etti. Yayan, bu yılın ilk 4 aylık döneminde, üretimin yüzde 4.6 oranında gerilemesine, ihracatın miktar açısından yüzde 6 artmasına karşın ithalatın yüzde 35 yükselmesinin, Türkiye'de ithal ürün tüketimindeki artış eğilimine ve sektörün rekabet gücündeki zayıflamaya işaret ettiğini vurguladı. Yayan, üretimin yeniden arttırılabilmesi ve ithalatın makul seviyelere düşürülebilmesi için girdi maliyetlerini azaltacak tedbirlerin uygulanması gerektiğini söyledi.

Antidamping davalarının sayısında büyük artış var

Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, ihracatta gerek değer gerekse miktar bazında gerileme olduğuna işaret ederek, emtia birim fiyatlarında öngördükleri yükselme yerine düşüş yaşanmasının ihracat hedeflerini tutturamamalarının en önemli nedeni olduğunu vurguladı. Antidamping davaları ve korunma önlemlerine en fazla maruz kalan sektörün çelik olduğunu, son dönemde bu davalarını sayısında büyük artış olduğuna da söyledi.

Madencilik ihracatta 4.5 milyar $'a koşuyor
İhracat odaklı büyüyen madencilik sektörünün, bu yıl için öngördüğü yüzde 10 hedefini aşarak ihracatta 4.5 milyar doları geçmesi bekleniyor.

Sektörün şu dönemdeki en önemli sıkıntısı ruhsat sürecindeki bürokratik işlemlerin fazla olması. Bu süreçte yaşananlar, mevcut yatırımcıları sıkıntıya soktuğu gibi, sektöre yeni yatırımcıların girmesini de zorlaştırıyor. Yeni bir ruhsat izni almak ya da mevcut izni uzatmak için en az 15 farklı kurumdan izin almak gerekiyor. Bu sürecin yavaş işlemesinin de yine sektör temsilcileri için sıkıntı doğurduğu ifade ediliyor.
Madencilik sektörü, 2012'de sergilediği başarılı performansı bu yıla da yansıttı. 2013 için yüzde 10 ihracat artışı hedefleyen sektör, yılın ilk 5 ayında hedeflerinin epey üzerinde artış sergiledi. Ocak–Mayıs 2013 döneminde yüzde 37 artış kaydeden ihracat, ilk yarı sonunda ise 2.5 milyar dolar seviyesini aştı. Bu performans, yılın geri kalanı için beklentileri yükseltirken, üretimin de ihracattaki büyümeye paralel artması öngörülüyor. Sektörün 2012'deki 4.2 milyar dolarlık ihracat gelirinin bu yıl 4.5 milyar doları aşması bekleniyor.

Alternatif pazarlara yönelen sektörün, Afrika kıtasındaki birçok ülkeye yaptığı ihracatta önemli miktarda artış kaydedildi ve bu pazarların yeni keşfedilmesi nedeniyle kıtadaki ülkelere yapılan ihracatta rekor seviyeye ulaşıldı.

Doğaltaşta rekor ihracat beklentisi
Ürün grupları açısından değerlendirildiğinde, madencilikte ihracatın yüzde 40'ını doğaltaş sektörü yaptı. Madenciliğin en önemli alt sektörlerinden doğaltaşta ihracat yüzde 24 artışla Ocak–Mayıs 2013 döneminde 833 milyon 684 bin dolara ulaştı. Sektörün bu başarısını yılın sonuna kadar devam ettirmesi halinde 2013 sonunda rekor ihracat rakamına imza atması bekleniyor. Bu ihracat ivmesinin sürmesi halinde 2023 yılı ihracat hedefi olan 15 milyar doların yakın dönemde gerçekleştirilmesi öngörülüyor.

Madencilik Politikası'nın hazırlanması gerekir
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer, madenciliğin, Türkiye'de milli bir politikası bulunmadığını ifade ederek, "Madencilik Politikası"nın hazırlanmasının, sektörün gelecek yıllardaki performansını ileriye taşıyacak bir yaklaşım olacağını, oluşturulacak ulusal politika çerçevesinde yeni yasal düzenlemelerin yapılmasının da büyük önem taşıdığını vurguladı.
Altın fiyatlarının daha da düşmesi bekleniyor

Fed'in teşvikleri azaltama sinyali verdiği nisan ortasında başlayan düşüşle altın fiyatları, önce son 2 yılın, geçtiğimiz günlerde de son 3 yılın en düşük seviyesini gördü. Altın fiyatları, 1.200 dolar/ons seviyesinin altına kadar gerilrken, uzmanlar,fiyatlardaki düşüşün süreceğini belirtiyor.

Sektörde ne olacak?

- Sektör, yüzde 10'luk ihracat hedefini aşacak.

- Ruhsat sürecindeki bürokratik işlemlerin fazla olması, sektöre yeni yatırımcıların girmesini zorlaştırıyor.

- Doğaltaş ihracatında rekor bekleniyor.

Sektöre yeni sorumluluklar yükleyecek Yeni AB Kozmetik Tüzüğü, piyasa içi kontrol mekanizmasını güçlendirecek. Sektörde bilgilendirme çalışmaları yapılıyor.

Yıldız TAŞDELEN ERLİ

Kimya sektörü, AB'de 11 Ocak 2010'da yürürlüğe giren, ancak yükümlülüklerinin büyük çoğunluğu 11 Temmuz 2013'te uygulamaya konacak yeni Kozmetik Tüzüğü'ne hazırlanıyor.

Kimya sanayicilerinin yeni prosedürler nedeniyle mağdur olmamaları için bilgilendirme çalışmaları hızlandırıldı. Yeni AB Kozmetik Tüzüğü, üretici sorumluluğunu arttırarak ve üçüncü ülkelerden giderek artan ithalatı da göz önünde bulundurarak piyasa içi kontrol mekanizmasını güçlendirecek. Kozmetik ürünler için yapılması gereken güvenlik değerlendirmesi şartlarını daha da ağırlaştıran tüzük, ayrıca, her ürün için atanması gereken sorumlu kişiye çok daha detaylı ve hukuki olarak ciddi sorumluluklar getiriyor.

Yılın ilk yarısında yerinde sayan kimya sektöründe, bu yıl yüzde 3-5 büyüme hedefleniyordu. Söz konusu büyümenin yakalanması zor gözükmesine karşın sektör temsilcileri, yılın ikinci yarısına ilişkin umutlu. İkinci yarının, ilk 6 ay gibi geçmesi halinde 2012 yılındaki gelişmeyi yakalamanın ya da yüzde 2 büyümenin sektör için en iyi sonuç olacağı ifade ediliyor. Sektör ihracatında dünyadaki genel konjonktür nedeniyle gerileme yaşandı. İhracat, ocak–haziran döneminde yüzde 1.7'lik düşüşle 8 milyar 535 milyon dolara geriledi. Geçen yılın ilk yarısında 8 milyar 750 milyon dolar olarak gerçekleşen ihracatın, bu yılın aynı döneminde 9 milyar dolara ulaşması bekleniyordu. Sektör, 2013 sonunda 20 milyar dolarlık ihracata ulaşmayı hedefliyor.

Hammaddede dışa bağımlılık yüksekliğinden dolayı sektör, yüksek ithalat rakamlarına sahip olmayı da sürdürüyor. 1 Temmuz'da yürürlüğe girmesi beklenen, üretim ve ihracata darbe vuracak maddeler içerdiği gerekçesiyle de sektörde endişelere yol açan EPDK'nın "Akaryakıt Haricinde Kalan Petrol Ürünlerinin Yurt İçi ve Yurt Dışı Kaynaklardan Teminine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" de bazı değişikliklere gidilmesi ve uygulama tarihinin 1 Ocak 2014'e ertelenmesi de, sektöre rahat nefes aldırdı.

Plastikte hedefler revize edildi
Plastik sektörü, bu yıl 32 milyar dolar üretim, yüzde 8.2 büyüme ve 5.5 milyar dolar ihracat hedefliyor. Yılın ilk 3 ayında 8 milyar dolar üretim, 1.3 milyar dolar ihracat geliri elde eden sektör, ilk çeyrek verilerinin ardından yıl sonu tahminlerini olumlu yönde revize etti. Sektörün yıl sonunda yüzde 12.5 oranında değer bazında büyüyeceği öngörülürken, ithalatının yüzde 1.1, ihracatının da yüzde 0.4 oranında artması bekleniyor. Ocak-Mayıs 2013 döneminde sektörün ihracatı 2 milyar doları aştı.

Sektörde ne olacak?
- 11 Temmuz 2013'te uygulamaya konacak yeni Kozmetik Tüzüğü, piyasa içi kontrol mekanizmasını güçlendirecek.
- İhracatta 20 milyar dolara ulaşılması öngörülüyor.
- Yılın ikinci yarısının ilk 6 ay gibi geçmesi halinde 2013 sonunda 2012'deki gelişmeyi yakalamak ya da yüzde 2 büyüme, sektör için en iyi sonuç olacak.
- Plastik sektörü, bu yıl 32 milyar dolar üretim ve 5.5 milyar dolar ihracat hedefliyor.

REACH uyum standartlarının sağlanması gerekiyor
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, yılın ilk yarısında sektör ihracatının, ülke ekonomisinde yaşanan iniş ve çıkışlara rağmen aynı seviyelerde kaldığını, ancak ikinci yarıda performansın daha iyi olacağını ve 2013 hedefi olan 20 milyar dolara rahatlıkla ulaşabileceklerini söyledi. Akyüz, AB ile entegrasyon kapsamında REACH uyum standartlarının sağlanması ve tüm ürünlerin bu kapsamda ilgili standartlar dahiline getirilmesi için sertifikalandırılması gerektiğini belirterek, REACH ve CLP konusunda halen teşvik mekanizması oluşturulmamasının da sektörün en önemli gündem maddeleri arasında yer aldığını bildirdi. Akyüz, sektörün ikinci yarısından umutlu olduklarını da ifade etti.

Çalışma hayatı ve çevre koruma mevzuatı zorluyor
Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Yönetim Kurulu Başkanı Timur Erk, sektörde hedeflenen yıllık büyümenin, değişik alt sektörlerde farklı gerçekleştiğini ifade ederek, "Genel tablo; 2012'deki gelişmenin yakalanacağı şeklindedir" dedi. İstihdamın genelde stabil kaldığını bildiren Erk, ortalama büyüme hızının yüzde 4 civarında seyrettiğini söyledi. Çalışma hayatına ve çevreyi korumaya yönelik mevzuatın sektörü çok zorladığını, hatta bazen bu mevzuatın uygulanamadığını ifade eden Erk, özellikle AB mevzuatına uyum çerçevesinde oluşturulan mevzuatta ciddi altyapı gerektiğini, bu alanda iyileştirmeler yapılmadan derhal mevzuatın uygulanmasının istendiğini savundu. Erk, genel olarak kimya sektörünün mevzuat çokluğu nedeniyle ciddi şekilde sıkıntı yaşadığını dile getirdi.

Sektöre yönelik büyük OSB yatırımları söz konusu
Plastik Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı (PAGDER) Hüseyin Semerci, sektörde hammadde bağımlılığının sürdüğünü ve yüzde 88'e kadar yükselmesi ihtimali bulunduğunu ifade ederek, yeni yatırımlara paralel sektörde istihdamın da arttığını kaydetti. "Sektörümüze yönelik büyük OSB yatırımları söz konusu ki, esas hızlı istihdam artışının o dönemde gerçekleşeceğini söylemeliyim" diyen Semerci, alkollü içkilerin plastik ambalajlarda sunulmasına izin verilmesine yönelik bir süreç başlattıklarını bildirdi. Semerci, sektörün yatırım teşvikleri kapsamına girmesi gerektiğini de belirtti.

Çelikte, 'emtiadaki düşüş devam eder mi' endişesi
Yıl sonunda üretimini yüzde 2 artışla 36.5 milyon tona, ihracatını da yüzde 5 artışla 18 milyar dolara çıkarmayı hedefleyen çelik sektörü, uluslararası piyasalarda yaşanan emtia fiyatlarındaki düşüşün devam etmesi endişesi taşıyor.

Ham çelik üretimi ile dünyanın en büyük 8. ve toplam çelik ihracatı ile 7. ülkesi konumunda yer alan Türkiye'de her yıl yüksek oranlarda artış gösteren çelik üretimi, bu yılın ilk aylarında önemli düşüş kaydetti. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) verilerine göre, yılın ilk çeyreğinde yüzde 5.9 seviyesinde olan Türkiye'nin ham çelik üretimindeki gerileme, Ocak-Nisan döneminde yüzde 4.6'ya indi ve üretim 11.36 milyon ton seviyesinde kaldı. Hem uzun ürünlerin yarı mamulü konumunda bulunan kütük hem de yassı ürünlerin yarı mamulü konumunda bulunan slab üretimi, geçen yıla göre gerileme gösterdi. Üretimdeki gerilemede, hurda ile mamul fiyatları arasındaki marjın daralmasının sektörün rekabet gücünü zayıflatması yanında, çelik ithalatındaki artışın da etkili olduğu belirtildi.

Türkiye, dünyada bir sıra daha gerileyebilir
Ocak-nisan döneminde, dünya ham çelik üretimi yüzde 2 artış kaydetti. Global çelik üretimindeki artışta, Çin başta olmak üzere Asya'nın üretim artışı etkili oldu. Ocak-nisan dönemi itibariyle 8. sıradaki yerini koruyan Türkiye'nin, üretimdeki yavaşlama eğiliminin devam etmesi halinde ocak-mayıs döneminde 9. sıraya düşmesinin kaçınılmaz olduğu belirtildi.

Türkiye'nin ham çelik ve nihai çelik ürünleri üretimi azalırken, tüketimin artış eğilimi gösteriyor olmasının, Türkiye'nin çelik tüketiminin artan oranlarda ithalat ile karşılanmasından kaynaklandığı ifade ediliyor. Türkiye'de slab üretiminde kapasite kullanım oranının yüzde 55 gibi son derece düşük seviyelerde seyrettiği bir dönemde, yassı ürün ithalatının yüzde 23 artması sektörde endişe yaratırken, marjların sıkıştırması ve sektörün rekabet gücünün azalması nedeniyle hurdadan üretimini azaltan sektörün, ilk 4 aylık dönemde, yarı mamul ithalatını yüzde 73 oranında arttırarak 1.67 milyon tona yükseltmiş olmasının da, katma değerin bir kısmının yurtdışında bırakılmaya başlandığını gösterdiği kaydedildi.

İlk yarıda Türkiye'nin çelik ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 gerileme ile 7.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Gerilemenin en önemli sebebi dünya emtia birim fiyatlarında yaşanan düşüş oldu. Sektör temsilcileri, bu düşüşün devam etmesi endişesi taşıyor.

Üretim ve ihracattaki düşüşe karşın sektör, iyimser bir tahminle bu yılın sonunda üretimini yüzde 2 artışla 36.5 milyon tona ve ihracatını yüzde 5 artışla 18 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.

Sektörde ne olacak?
- Emtia fiyatlarındaki düşüşün sürmesi, sektörü olumsuz etkilemeye devam edecek.

- Yıl sonunda üretimin 36.5 milyon tona, ihracatın 18 milyar dolara çıkması bekleniyor.

Sektörün rekabet gücü zayıflıyor
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Sekreteri Dr. Veysel Yayan, 31 Aralık'ta yürürlüğe giren 2013 Yılı İthalat Rejimi çerçevesinde, bazı alaşımsız yassı çelik ürünleri ve dar bant yassı çeliklere yüzde 10, bazı alaşımlı yassı çelik ürünlerine ise yüzde 6 oranında gümrük vergisi getirilmiş olmasının, yassı çelik piyasasında bir miktar iyileşme yaşanabileceği yönünde beklentilere yol açtığını ifade etti. Yayan, bu yılın ilk 4 aylık döneminde, üretimin yüzde 4.6 oranında gerilemesine, ihracatın miktar açısından yüzde 6 artmasına karşın ithalatın yüzde 35 yükselmesinin, Türkiye'de ithal ürün tüketimindeki artış eğilimine ve sektörün rekabet gücündeki zayıflamaya işaret ettiğini vurguladı. Yayan, üretimin yeniden arttırılabilmesi ve ithalatın makul seviyelere düşürülebilmesi için girdi maliyetlerini azaltacak tedbirlerin uygulanması gerektiğini söyledi.

Antidamping davalarının sayısında büyük artış var

Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, ihracatta gerek değer gerekse miktar bazında gerileme olduğuna işaret ederek, emtia birim fiyatlarında öngördükleri yükselme yerine düşüş yaşanmasının ihracat hedeflerini tutturamamalarının en önemli nedeni olduğunu vurguladı. Antidamping davaları ve korunma önlemlerine en fazla maruz kalan sektörün çelik olduğunu, son dönemde bu davalarını sayısında büyük artış olduğuna da söyledi.

Madencilik ihracatta 4.5 milyar $'a koşuyor
İhracat odaklı büyüyen madencilik sektörünün, bu yıl için öngördüğü yüzde 10 hedefini aşarak ihracatta 4.5 milyar doları geçmesi bekleniyor.

Sektörün şu dönemdeki en önemli sıkıntısı ruhsat sürecindeki bürokratik işlemlerin fazla olması. Bu süreçte yaşananlar, mevcut yatırımcıları sıkıntıya soktuğu gibi, sektöre yeni yatırımcıların girmesini de zorlaştırıyor. Yeni bir ruhsat izni almak ya da mevcut izni uzatmak için en az 15 farklı kurumdan izin almak gerekiyor. Bu sürecin yavaş işlemesinin de yine sektör temsilcileri için sıkıntı doğurduğu ifade ediliyor.
Madencilik sektörü, 2012'de sergilediği başarılı performansı bu yıla da yansıttı. 2013 için yüzde 10 ihracat artışı hedefleyen sektör, yılın ilk 5 ayında hedeflerinin epey üzerinde artış sergiledi. Ocak–Mayıs 2013 döneminde yüzde 37 artış kaydeden ihracat, ilk yarı sonunda ise 2.5 milyar dolar seviyesini aştı. Bu performans, yılın geri kalanı için beklentileri yükseltirken, üretimin de ihracattaki büyümeye paralel artması öngörülüyor. Sektörün 2012'deki 4.2 milyar dolarlık ihracat gelirinin bu yıl 4.5 milyar doları aşması bekleniyor.

Alternatif pazarlara yönelen sektörün, Afrika kıtasındaki birçok ülkeye yaptığı ihracatta önemli miktarda artış kaydedildi ve bu pazarların yeni keşfedilmesi nedeniyle kıtadaki ülkelere yapılan ihracatta rekor seviyeye ulaşıldı.

Doğaltaşta rekor ihracat beklentisi
Ürün grupları açısından değerlendirildiğinde, madencilikte ihracatın yüzde 40'ını doğaltaş sektörü yaptı. Madenciliğin en önemli alt sektörlerinden doğaltaşta ihracat yüzde 24 artışla Ocak–Mayıs 2013 döneminde 833 milyon 684 bin dolara ulaştı. Sektörün bu başarısını yılın sonuna kadar devam ettirmesi halinde 2013 sonunda rekor ihracat rakamına imza atması bekleniyor. Bu ihracat ivmesinin sürmesi halinde 2023 yılı ihracat hedefi olan 15 milyar doların yakın dönemde gerçekleştirilmesi öngörülüyor.

Madencilik Politikası'nın hazırlanması gerekir
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer, madenciliğin, Türkiye'de milli bir politikası bulunmadığını ifade ederek, "Madencilik Politikası"nın hazırlanmasının, sektörün gelecek yıllardaki performansını ileriye taşıyacak bir yaklaşım olacağını, oluşturulacak ulusal politika çerçevesinde yeni yasal düzenlemelerin yapılmasının da büyük önem taşıdığını vurguladı.
Altın fiyatlarının daha da düşmesi bekleniyor

Fed'in teşvikleri azaltama sinyali verdiği nisan ortasında başlayan düşüşle altın fiyatları, önce son 2 yılın, geçtiğimiz günlerde de son 3 yılın en düşük seviyesini gördü. Altın fiyatları, 1.200 dolar/ons seviyesinin altına kadar gerilrken, uzmanlar,fiyatlardaki düşüşün süreceğini belirtiyor.

Sektörde ne olacak?

- Sektör, yüzde 10'luk ihracat hedefini aşacak.

- Ruhsat sürecindeki bürokratik işlemlerin fazla olması, sektöre yeni yatırımcıların girmesini zorlaştırıyor.

- Doğaltaş ihracatında rekor bekleniyor.