Haber Detayı

Gelişen ülkelerde döviz rezervi 81 milyar $ eridi


Sermaye çıkışları ile para piyasalarına müdahaleden dolayı son 3.5 ayda Çin haricindeki gelişmekte olan ülke merkez bankaları döviz rezervlerinin yüzde 2’sini kaybetti.

DIŞ HABERLER

Bu yıl mayıs ayının başından bu yana gelişmekte olan ülkelerdeki merkez bankalarının rezervlerindeki 81 milyar doları kaybettiği açıklandı. Kayıp bu ülkelerdeki sermaye çıkışları ile para piyasalarına müdahaleden kaynaklandı. Financial Times’ın haberine göre Amerikan finans devi Morgan Stanley Çin haricindeki gelişmekte olan ülke merkez bankalarının mayıs, haziran ve temmuz verilerini derledi. Buna göre Çin haricinde gelişmekte olan ülkeler döviz rezervlerinin yüzde 2’sini kaybetti. Bununla beraber bazı gelişmekte olan ülkelerde kayıp daha keskin oldu. Endonezya nisan sonundan temmuz sonuna kadar rezervlerinin yüzde 13.6’sını kaybetti. Türkiye rezervlerinin yüzde 12.7’sini, Ukrayna yüzde 10’nu kaybetti. Para birimi rupi Amerikan doları karşısında tarihinin en düşük seviyesine inen Hindistan, rezervlerinin yüzde 5.5’ini kaybetti. Morgan Stanley stratejisti James Lord, “Son 10 yıla baktığımızda şu an yaşananlar gerçekten bir eğilim değişikliğini ortaya koyuyor. Gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin değer kazanmaması için muazzam rezerv biriktirme faaliyetlerini görmüştük ama şimdi tam tersi bir durum yaşanıyor” dedi.         

Rezervlerdeki düşüş hızı endişelendiriyor
Merkez bankası rezervleri ekonomik karışıklıklara karşı müdahale etmek için kullanılıyor ve önceki krizlere daha büyük rezervlere sahipler. Ancak rezervlerdeki düşüş hızı bazı yatırımcılar ve analistleri endişeye sevk ediyor. Pek çok merkez bankasının ağustos ayında ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal genişlemeyi bu yıl sonlandırma niyetinin yol açtığı belirsizliğe bağlı olarak daha fazla kayıp yaşadığı sanılıyor. Amerikan bankacılık devi Bank of America, gelişen ülkelerdeki merkez bankalarının kendi para birimlerini satın almak için Amerikan tahvillerini satmaları gibi müdahalelerin üretken olmayabileceğini belirtiyor. Bu tür hamlelerin Amerikan tahvillerini yükselterek hem gelişmekte olan ülkelerdeki karmaşaya katkı yaparken hem de ellerinde kalan rezervlerin de değerini düşürüyor.        

Merkez bankaları farklı adımlar atabilir
Varlık yöneticileri ve analistler gelişmekte olan ülkelerdeki merkez bankalarının yakında kendi para birimlerini desteklemeye son vererek ekonomilerden sermaye çıkışını durdurmak için daha kararlı adımlar atacağını düşünüyor. Gelişmekte olan ülkeler konusunda uzman hedge fon Amiya Capital’den stratejist Michael Wang, “Müdahale etmeye devam ettikleri takdirde döviz rezervlerini yakmaya devam edecekler. Merkez bankaları muhtemelen bunun sürdürülemez olduğunun farkına varmaya başlıyorlar” diyor. Bazı merkez bankaları para birimlerini desteklemek için faiz oranlarını artırmaya başladılar. Düşük büyüme ortamına karşın daha fazla faiz artışının önümüzdeki aylarda gerçekleşmesi bekleniyor.           

Citi gelişen ülke tahminlerini indirdi
Amerikan Citi bankası da geçen hafta gelişmekte olan piyasalar için büyüme tahminlerini yeniden indirdi. Bu yıl için büyüme tahmini yüzde 4.6’ya, 2014 için yüzde 5’e indirdi. Citi’nin ekonomistleri Çin ve petrol zengini körfez ülkeleri hariç gelişmekte olan ülkelerdeki cari dengenin bozulduğuna dikkat çekiyorlar. Citi ekonomistlerine göre 2006 yılında bu ülkelerdeki cari fazla yüzde 2.3 iken bu yıl cari açık yüzde 0.8 oldu. Açık, Asya krizinin etkili olduğu 1998’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Morgan Stanley stratejisti Lord, “Nihayetinde cari açığı çok yüksek olan ülkelerin çoğu para birimlerinin değerini korumak istedikleri takdirde faiz oranlarını daha da artırmak zorunda kalacaklar” yorumunu yapıyor. Bununla beraber bazı merkez bankaları döviz biriktirmeye devam ediyor. Morgan Stanley’nin verilerine göre Litvanya, Polonya, İsrail, Letonya ve Kolombiya’nın döviz rezervleri mayıs ile temmuz arasında yüzde 1 büyüdü. Bol döviz rezervine sahip Brezilya ve Rusya ise para birimlerinin değerini artırmaya devam ediyor.   

Değer kazanan Çin yuanı gelişen ülke para birimlerinden ayrıştı
Gelişmekte olan piyasalardaki sermaye çıkışı bu ülkelerin para birimlerinde şiddetli değer kaybına yol açarken, Çin yuanı bu değer kaybı trendinden uzak kalmayı başardı. Son bir ayda Çin yuanı değer kaybı bir yana dolar karşısında yüzde 0.3 değer kazandı. Aynı dönemde ise Hindistan rupisi ile Endonezya rupiahı yüzde 7-7.5 değer kaybetti. Çin’in ticaret fazlası ile düzelen ekonomik verilerinin ülkeye yönelik yatırımcı ilgisini artırdığı, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde sert iniş kaygılarının da giderek azaldığına dikkat çekiliyor. Yatırım danışmanlık şirketi Macquarie’de sabit gelir ve para birimleri baş stratejisti Nizam Idris, “Çin çoğu gelişmekte olan ülkeden daha güçlü pozisyonda. Cari fazlası çok önemli bir koz. Ekonomisi de halen iyi yönetiliyor. Gelişmekte olan piyasalarda büyüme yavaşlasa da Çin gibi reformlardan geçen ülkeler ödüllendirilecek” diyor. Pekin, yatırım odaklı büyümeden tüketim odaklı kalkınma modeline geçmeye çalışırken, finans sisteminde de reformlar yapıyor. Macquarie dolar/yuan paritesinin yıl sonunda mevcut 6.12 seviyesinde 6.0’a ulaşacağı tahmininde bulunuyor. Çin’in dünya ile ticaretinde önemli bir ölçü olan cari dengesi bu yılın ikinci yarısında 48.2 milyar dolar fazla verdi. Bu cari fazla birinci çeyrekte 47.6 milyar dolardı. HSBC’de Asya Para Birimi Araştırma bölümünde çalışan Paul Mackel, Çin’in temmuz ayı imalat ve ithalat verilerinin beklenenden iyi gelmesinin ülkeden sermaye çıkışının yavaşladığına dair piyasalara güven verdiğini belirtti. Japon finans devi Nomura’ya göre döviz alımları hazirandaki 41.2 milyar dolardan temmuzda 24.5 milyar yuana inse de Çin’deki sermaye çıkışı trendinin ağustosta ılımlı sermaye girişi yönünde değişmiş olabileceği belirtiliyor. Mackel’a göre bir başka destekleyici faktör de yuan ile ABD doları arasındaki faiz oranı aralığının büyümesi olarak belirtiliyor. Idris’e göre ise ABD’deki toparlanmanın çok güçlü olması halinde ise doların yuana göre cazibesi artacak.

Sermaye çıkışları ile para piyasalarına müdahaleden dolayı son 3.5 ayda Çin haricindeki gelişmekte olan ülke merkez bankaları döviz rezervlerinin yüzde 2’sini kaybetti.

DIŞ HABERLER

Bu yıl mayıs ayının başından bu yana gelişmekte olan ülkelerdeki merkez bankalarının rezervlerindeki 81 milyar doları kaybettiği açıklandı. Kayıp bu ülkelerdeki sermaye çıkışları ile para piyasalarına müdahaleden kaynaklandı. Financial Times’ın haberine göre Amerikan finans devi Morgan Stanley Çin haricindeki gelişmekte olan ülke merkez bankalarının mayıs, haziran ve temmuz verilerini derledi. Buna göre Çin haricinde gelişmekte olan ülkeler döviz rezervlerinin yüzde 2’sini kaybetti. Bununla beraber bazı gelişmekte olan ülkelerde kayıp daha keskin oldu. Endonezya nisan sonundan temmuz sonuna kadar rezervlerinin yüzde 13.6’sını kaybetti. Türkiye rezervlerinin yüzde 12.7’sini, Ukrayna yüzde 10’nu kaybetti. Para birimi rupi Amerikan doları karşısında tarihinin en düşük seviyesine inen Hindistan, rezervlerinin yüzde 5.5’ini kaybetti. Morgan Stanley stratejisti James Lord, “Son 10 yıla baktığımızda şu an yaşananlar gerçekten bir eğilim değişikliğini ortaya koyuyor. Gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin değer kazanmaması için muazzam rezerv biriktirme faaliyetlerini görmüştük ama şimdi tam tersi bir durum yaşanıyor” dedi.         

Rezervlerdeki düşüş hızı endişelendiriyor
Merkez bankası rezervleri ekonomik karışıklıklara karşı müdahale etmek için kullanılıyor ve önceki krizlere daha büyük rezervlere sahipler. Ancak rezervlerdeki düşüş hızı bazı yatırımcılar ve analistleri endişeye sevk ediyor. Pek çok merkez bankasının ağustos ayında ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal genişlemeyi bu yıl sonlandırma niyetinin yol açtığı belirsizliğe bağlı olarak daha fazla kayıp yaşadığı sanılıyor. Amerikan bankacılık devi Bank of America, gelişen ülkelerdeki merkez bankalarının kendi para birimlerini satın almak için Amerikan tahvillerini satmaları gibi müdahalelerin üretken olmayabileceğini belirtiyor. Bu tür hamlelerin Amerikan tahvillerini yükselterek hem gelişmekte olan ülkelerdeki karmaşaya katkı yaparken hem de ellerinde kalan rezervlerin de değerini düşürüyor.        

Merkez bankaları farklı adımlar atabilir
Varlık yöneticileri ve analistler gelişmekte olan ülkelerdeki merkez bankalarının yakında kendi para birimlerini desteklemeye son vererek ekonomilerden sermaye çıkışını durdurmak için daha kararlı adımlar atacağını düşünüyor. Gelişmekte olan ülkeler konusunda uzman hedge fon Amiya Capital’den stratejist Michael Wang, “Müdahale etmeye devam ettikleri takdirde döviz rezervlerini yakmaya devam edecekler. Merkez bankaları muhtemelen bunun sürdürülemez olduğunun farkına varmaya başlıyorlar” diyor. Bazı merkez bankaları para birimlerini desteklemek için faiz oranlarını artırmaya başladılar. Düşük büyüme ortamına karşın daha fazla faiz artışının önümüzdeki aylarda gerçekleşmesi bekleniyor.           

Citi gelişen ülke tahminlerini indirdi
Amerikan Citi bankası da geçen hafta gelişmekte olan piyasalar için büyüme tahminlerini yeniden indirdi. Bu yıl için büyüme tahmini yüzde 4.6’ya, 2014 için yüzde 5’e indirdi. Citi’nin ekonomistleri Çin ve petrol zengini körfez ülkeleri hariç gelişmekte olan ülkelerdeki cari dengenin bozulduğuna dikkat çekiyorlar. Citi ekonomistlerine göre 2006 yılında bu ülkelerdeki cari fazla yüzde 2.3 iken bu yıl cari açık yüzde 0.8 oldu. Açık, Asya krizinin etkili olduğu 1998’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Morgan Stanley stratejisti Lord, “Nihayetinde cari açığı çok yüksek olan ülkelerin çoğu para birimlerinin değerini korumak istedikleri takdirde faiz oranlarını daha da artırmak zorunda kalacaklar” yorumunu yapıyor. Bununla beraber bazı merkez bankaları döviz biriktirmeye devam ediyor. Morgan Stanley’nin verilerine göre Litvanya, Polonya, İsrail, Letonya ve Kolombiya’nın döviz rezervleri mayıs ile temmuz arasında yüzde 1 büyüdü. Bol döviz rezervine sahip Brezilya ve Rusya ise para birimlerinin değerini artırmaya devam ediyor.   

Değer kazanan Çin yuanı gelişen ülke para birimlerinden ayrıştı
Gelişmekte olan piyasalardaki sermaye çıkışı bu ülkelerin para birimlerinde şiddetli değer kaybına yol açarken, Çin yuanı bu değer kaybı trendinden uzak kalmayı başardı. Son bir ayda Çin yuanı değer kaybı bir yana dolar karşısında yüzde 0.3 değer kazandı. Aynı dönemde ise Hindistan rupisi ile Endonezya rupiahı yüzde 7-7.5 değer kaybetti. Çin’in ticaret fazlası ile düzelen ekonomik verilerinin ülkeye yönelik yatırımcı ilgisini artırdığı, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde sert iniş kaygılarının da giderek azaldığına dikkat çekiliyor. Yatırım danışmanlık şirketi Macquarie’de sabit gelir ve para birimleri baş stratejisti Nizam Idris, “Çin çoğu gelişmekte olan ülkeden daha güçlü pozisyonda. Cari fazlası çok önemli bir koz. Ekonomisi de halen iyi yönetiliyor. Gelişmekte olan piyasalarda büyüme yavaşlasa da Çin gibi reformlardan geçen ülkeler ödüllendirilecek” diyor. Pekin, yatırım odaklı büyümeden tüketim odaklı kalkınma modeline geçmeye çalışırken, finans sisteminde de reformlar yapıyor. Macquarie dolar/yuan paritesinin yıl sonunda mevcut 6.12 seviyesinde 6.0’a ulaşacağı tahmininde bulunuyor. Çin’in dünya ile ticaretinde önemli bir ölçü olan cari dengesi bu yılın ikinci yarısında 48.2 milyar dolar fazla verdi. Bu cari fazla birinci çeyrekte 47.6 milyar dolardı. HSBC’de Asya Para Birimi Araştırma bölümünde çalışan Paul Mackel, Çin’in temmuz ayı imalat ve ithalat verilerinin beklenenden iyi gelmesinin ülkeden sermaye çıkışının yavaşladığına dair piyasalara güven verdiğini belirtti. Japon finans devi Nomura’ya göre döviz alımları hazirandaki 41.2 milyar dolardan temmuzda 24.5 milyar yuana inse de Çin’deki sermaye çıkışı trendinin ağustosta ılımlı sermaye girişi yönünde değişmiş olabileceği belirtiliyor. Mackel’a göre bir başka destekleyici faktör de yuan ile ABD doları arasındaki faiz oranı aralığının büyümesi olarak belirtiliyor. Idris’e göre ise ABD’deki toparlanmanın çok güçlü olması halinde ise doların yuana göre cazibesi artacak.